“Enflasyonu indiremiyorsan, onunla yaşamasını öğren” ifadesini bundan 50 yıl önce duymuştum. Söyleyenler Brezilyalı iktisatçılardı. Halk, enflasyon paranın satın alma gücünü de aşındırdığı için, tasarruflarını ulusal parada tutmak istemez. Cari açık veren ülkelerde döviz fiyatının artacağı beklentisi de bitmez. Halkı, bankada ulusal parayla tasarruf hesabı açmaya ikna etmek için hem enflasyondan hem de muhtemel devalüasyondan yüksek faiz vermek gerekir. Bu da bir “enflasyon-faiz-devalüasyon” sarmalına yol açar. Bu ortamda iktisatçıların güvendiği “bindir faizi, indir enflasyonu” şalteri işe yaramaz. Çünkü o şalter “parası döviz olan” ülkeler için tasarlanmıştır. Brezilyalılar, öldüremedikleri enflasyon canavarıyla birlikte yaşamak yani ekonomik büyümeyi sürdürmek için “endeksleme” aletini geliştirdiler. 1980’de ekonominin başına geçen (sonra Cumhurbaşkanı olan) Turgut Özal da endekslemeyi benimsemişti. Ancak fiyat-ücret endekslemesi, geçmiş yılın TÜFE’sine göre yapılırsa enflasyonu dizginlemek adeta imkansızlaşıyordu. Bunun yerine ücretlere “beklenen enflasyon” kadar zam yapma yöntemi tercih edildi. Bu usul hâlâ kullanılmaktadır.

ENFLASYON KORUMALI MEVDUAT (EKM)

Brezilyalı iktisatçıların kullandığı “enflasyonla birlikte yaşama” yöntemlerinden biri de Real cinsinden mevduatın anaparasına “enflasyon koruması” vermekti. Aynen bizim “Kur Korumalı Mevduat” gibi Brezilya’da da “Enflasyon Korumalı Mevduat” ihdas edilmişti. Aynı yöntemi biz de kullandık. Sırası gelmişken, Brezilya Merkez Bankası Başkanlığı yapan ODTÜ mezunu iktisat profesörü İbrahim Eriş’i de anmak isterim. İbrahim Hoca bir IMF tasarımı olan “kademeli sabit döviz fiyatıyla enflasyonu indirme projesi”nin Türkiye’de uygulamaya konulduğu günlerde İstanbul’a gelmiş ve “döviz fiyatı %5’ten fazla enflasyonun altında kalırsa, bir süre sonra kur patlar” demişti. IMF’in bu projesi, bankacılık sektöründe ahlaksızlığın ayyuka ve gecelik faizlerin % 7.000’e çıkmasına sebep oldu. Sonunda, “kur garantisi” 21 Şubat 2001 gecesi tasarımcısı Profesör Stanley Fisher tarafından iptal edildi. O an dolar 685 bin liradan 940 bin liraya çıktı. Yıl sonunu da 1 milyon 450 bin liradan kapadı. Türk ekonomisi altüst olmuştu. IMF, kusurunu affettirmek için yeni bir yardım paketi hazırladı. Ekonominin başına Kemal Derviş’in geçmesini istedi. Güneş yeniden doğdu.

20 YIL ÖNCE 20 YIL SONRA

O yıllarla bugünler arasında hem benzerlik hem de esastan bir benzemezlik var. Asya ve Rusya krizlerinin etkisiyle ekonomimiz 1999 sonunda nefessiz, yani dövizsiz kalıp durma noktasına gelmişti. Enflasyon %69 idi. O yıllarda Veysel Ulusoy ve ENAG yoktu. Ortalıkta sadece TÜİK (DİE) sayıları dolaşıyordu. Dolar kuru IMF desteğiyle sabitlenince 2000’de enflasyon %39’a düşmüştü. Plan 2001’de çöküp dolar fırlayınca tekrar %69’a çıktı. Kemal Derviş’li yeni IMF paketi ile dolar artışı durunca 2002’de enflasyon %30’a düştü. 2003 başında AKP iktidara geldi. Dolar girişi sürdü ve TL değerlendi. Enflasyon 2005’te %7.7’e düştü. 2019’a kadar dolar ve enflasyon yavaşça yükselmeye devam etti. 2019 sonunda dolar 5.95 TL, enflasyon da %12 oldu. 2020 sonunda dolar 7.40 liraya enflasyon %15‘e çıktı. 2021 yılında “Nass” yürürlüğe girdi. Enflasyonu indirmek için indirilen faiz dövizi patlattı. O yıl sonunda dolar 13.30 TL’ye enflasyon %36’a çıktı. Sarmal ivmelendi. Enflasyon 2022’de %64, 2023’te %65 oldu. (ENAG değil TÜİK) dolar da 30 TL’ye geldi. Benzerlik: Enflasyon yine dolar fiyatı baskılanarak düşürülmeye çalışılıyor. Benzemezlik: IMF desteği yok ama ülke ekonomisi 23 yıl öncesine göre daha fazla dışa açık, esnek ve güçlü.

SON SÖZ: Türkiye’de enflasyon, döviz fiyatına bağlıdır.

QOSHE - Enflasyonla yaşamayı öğrenmek - Ege Cansen
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Enflasyonla yaşamayı öğrenmek

204 11
29.02.2024

“Enflasyonu indiremiyorsan, onunla yaşamasını öğren” ifadesini bundan 50 yıl önce duymuştum. Söyleyenler Brezilyalı iktisatçılardı. Halk, enflasyon paranın satın alma gücünü de aşındırdığı için, tasarruflarını ulusal parada tutmak istemez. Cari açık veren ülkelerde döviz fiyatının artacağı beklentisi de bitmez. Halkı, bankada ulusal parayla tasarruf hesabı açmaya ikna etmek için hem enflasyondan hem de muhtemel devalüasyondan yüksek faiz vermek gerekir. Bu da bir “enflasyon-faiz-devalüasyon” sarmalına yol açar. Bu ortamda iktisatçıların güvendiği “bindir faizi, indir enflasyonu” şalteri işe yaramaz. Çünkü o şalter “parası döviz olan” ülkeler için tasarlanmıştır. Brezilyalılar, öldüremedikleri enflasyon canavarıyla birlikte yaşamak yani ekonomik büyümeyi sürdürmek için “endeksleme” aletini geliştirdiler. 1980’de ekonominin başına geçen (sonra Cumhurbaşkanı olan) Turgut Özal da endekslemeyi benimsemişti. Ancak fiyat-ücret endekslemesi, geçmiş yılın TÜFE’sine göre yapılırsa enflasyonu dizginlemek adeta imkansızlaşıyordu. Bunun yerine ücretlere “beklenen enflasyon” kadar zam yapma yöntemi tercih edildi. Bu usul hâlâ kullanılmaktadır.

ENFLASYON KORUMALI MEVDUAT (EKM)

Brezilyalı........

© Sözcü


Get it on Google Play