Türkiye, 12 vatan evladını Kuzey Irak’ta şehit verdi. Ülkemiz, 40 yıldır terör örgütü PKK ile mücadele ediyor. Stratejik ya da taktiksel olarak ne yapılmalı, siyaset nasıl aksiyon almalı, ABD bizi Irak’ta tuzağa mı çekmeye çalışıyor? Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz ile konuştum.

■ Önce şehit verdiğimiz bölgeyle ilgili bizi bilgilendirir misiniz?

Sınırımızdan yaklaşık 30 kilometre derinlikte, bir yanı İran sınırına diğer yanı Kandil’e yakın bir konumdadır. Rakım 1700 dolaylarında. Oldukça sert bir arazi yapısı, iklim koşullarıyla birlikte zorluk derecesi birkaç kat artar.

■ 1984’ten beri şehit veriyoruz. Stratejik ya da taktiksel olarak yaptığımız bir yanlış var mı? 40 yıldır bu terör nasıl oluyor da bitmiyor?

Bu mücadelenin doğasında şehit vermek var. Hiç şehit vermemeyi tercih etseydik bölgede var olamazdık. Yıllardır o bölgede çok değerli emek veren, canını veren, kolunu, bacağını, gözünü veren askerlerimize, polisimize, korucularımıza, vatandaşlarımıza minnetlerimizi sunalım. Her şeyin bedeli vardır ve ödenir. Ödenmezse vatan olmaz. Ama bu böyledir diye zayiat vermeyi yüceltemeyiz. Bunu asgari düzeye indirerek yapmak gibi de bir mecburiyetimiz olduğu kesindir. Askerler yaşayarak görevlerini yapabilirler. Ama tabii ki ölümü göze alarak. Şehitlik bizim toplumumuz için mukaddes bir kavramdır, şehitleri yüceltmek için elimizden geleni yapalım ama bunu yaparken şehitlik söylemini kendi hatalarımızın örtüsü haline getirmeyelim. Zira teröristleri ortadan kaldıracak olanlar, şehitlerin manevi mirasından, gazilere karşı toplumun gösterdiği duyarlılıktan güç alan sağlıklı askerlerdir. Mesele zayiat verilen bir olayın öncesinde, esnasında ve sonrasında yapılması gerekenlerin yapılıp yapılmadığıdır. Her olay için söyleyemeyiz ama genel olarak hata olmadan zayiat olmaz. Bu hatalar asgariye indirilebilsin diye hazırlık tayin edici önem
arz eder.

■ Bunun için ne olması gerekir?

Stratejinin doğru olması lazım. Bu yetmez buna uygun taktiklerin benimsenmesi gerekir. Tabii uygun donatımlı ve yüksek eğitimli general, subay, astsubay, uzman ve erlerinizin olması lazım. Erler dahil her seviyede inisiyatif sahibi askerlere ihtiyaç kaçınılmazdır. İnisiyatif yüksek özgüven ile mümkün olur. Özgüven eğitim ile sağlanır. Son dönemde çok sayıda teğmen-üsteğmen rütbesinde verilen şehit sayısında artış vardır. Konunun sevk ve idareyle ilgisi kadar eğitimle bağı da araştırılmalıdır. Terör bitmez çünkü ayrılıkçı bir hareketle karşı karşıyayız. Arkasında bölge jeopolitiğini dizayn etme çabası vardır. Önemli olan örgütün halktan aldığı desteği ve terörist eylemleri minimize etmek ve terörle yaşamasını becermektir.
Bu işler hamasetle olmaz. Büyük ciddiyetle araştırılmalı ve önlem alınmalıdır.

■ Bugün terör örgütü ABD’den tam destek alıyor. Artık eski PKK değil, dünkü terör örgütü PKK ile bugünkünü karşılaştırırsanız ne dersiniz?

Geçmişte de destek alıyordu. Ama ABD’nin hem Irak hem de Suriye operasyonları denklemi farklılaştırdı. Artık daha büyük destek alıyor. Eskiden ABD, Türkiye’ye karşı küçük bir kart olarak PKK’yı kullanırken günümüzde bölge jeopolitiğinin kendince yapıcı bir unsuru haline dönüştü. Türkiye-Irak-Suriye eksenindeki emperyal tasarımın silahlı gücüne dönüştü.

■ Pençe Kilit Operasyonu’nu konuşalım. Her operasyonun bir siyasi hedefi var mıdır? Sizce Pençe Kilit operasyonunun siyasi hedefi ne?

Her operasyonun bir siyasi maksadı vardır. Olması gerekir. Resmi olarak açıklanan bir siyasi maksat okumadım. Hafızam beni yanıltmıyorsa siyasi maksat Kandil’e bayrak dikmek olarak örtük bir şekilde birkaç kez ifade edildi. Kuzey Irak’ı PKK’dan temizlemek de diyebiliriz. Bu maksatla sınırdan içeriye doğru, bu bölgelerde üs bölgeleri tesis edildi ve edilmekte olduğu anlaşılıyor.

■ Emekli Tuğgeneral Sayın Haldun Solmaztürk söyledi geçen gün. TBMM Milli Savunma Komisyonu 2023 yılında sadece bir kez toplanmış. Bunun açıklaması var mı?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle birlikte TBMM egemenliğin mutlak merkezi olmaktan çıktı. Milli Savunma Komisyonu toplansa ne olacak? Hulusi bey geçmişteki doğruluğu çok tartışılır kararlarını övecek, AKP’li ve maalesef MHP’li vekiller de gidişat bozulmasın diye kendisini onaylayacaklar, olup bitecek. Ülkenin hiçbir meselesi o tarihi ve yüce meclisin çatısı altında tartışılmıyor artık. Yaşananlar bende tiyatro izlenimi uyandırıyor. Meclis işlevsizleştirildi. Kürsüdeki hatibi dinleme nezaketinden yoksun, birikimsiz, nobran tavırlara tanıklık ediyoruz. Sadece parti başkanının himayesi sayesinde o tarihi çatı altında yer bulmuş birçok kişi var. Çok üzücü.

■ Irak’ta tuzağa çekildiğimizi düşünenler de var, katılır mısınız? ABD Türkiye’yi Irak’ın kuzeyinde sıkıştırmaya mı çalışıyor?

Her şeyi dış etkiyle açıklayan görüşlere pek sıcak yaklaşmam ama Kuzey Irak’ta benimsediğimiz stratejide bunu bir ölçüde hissetmek mümkün. Bu alan TSK’nın terörle mücadelede önlem alacağı ancak ağırlık merkezini kaydıracağı bir bölge değildir. ABD oyununu esas Suriye’de oynamaktadır. Karşılığı da orada olmalıdır.

■ Askeri açıdan ne yapılmalı?

■ Esasında yapılması gereken birçok şey yapılıyor. Mesele ‘daha iyi nasıl yapılabilir’e yanıt bulmaktır. Mevcut strateji gözden geçirilmelidir. Öncelik Suriye harekât alanına kaydırılmak durumundadır. İHA ve SİHA’lar terörle mücadele konseptini önemli ölçüde değişime uğratmıştır. Kuzey Irak terör örgütünün rahat hareket etmesini engelleme bölgesi olmalıdır.

■ İçerde ve dışarda terörle hukuk içinde mücadeleyi aralıksız sürdürmek ve bunu yaparken oy kaygısından uzak durmak gerekir.

■ Siyasi kanat ne yapılacağına karar vermeli, nasılı askerlere bırakmalıdır. Savunma Bakanları operasyon yönetmekten vazgeçmelidir. Bu, askerleri onore eden bir tutum değildir. Herkes sorumlu olduğu alanda tam yetkili olmalıdır. Kimse astının işini yapmamalıdır. Bu iş çok ciddidir, kamuoyuna hoş görünmek adına feda edilmemelidir. Zira ilgililerde inisiyatif kaybına yol açar. Sorumluluk üstlenmekten uzaklaşma doğurur ve bu, her seviyeye yansır. Askerler robot değildir, işlerini içten benimseyerek, adanmışlık duygusuyla yapmak durumunda olan kişilerdir. Bu ruh hali incitilmemelidir.

FETÖ’DEN SONRA AKP’NİN TEMİZLİĞİ!

■ Tayinde terfide liyakate dönülmelidir. Çok kıymetli arkadaşlarımızın son yıllarda hak etmedikleri biçimde emekli edildiğini görüyoruz. FETÖ’nün temizliği yetmedi AKP’nin temizliği devam ediyor.

■ Askeri sağlık sistemi hiç gecikmeden yeniden etkinleştirilmelidir.

■ Sınırda duvar örülmesine devam edilmelidir. Bazı sınır düzeltmeleri yapılabilir. Sınır ötesinde daha az sayıda ve daha yakın bölgelerde üs bölgeleri yazın tutulabilir. Ancak kışın bunların tutulmasının gerekliliği gözden geçirilmelidir.

■ Ayrıca üs bölgeleri tam bir hazırlıktan sonra hızlı bir şekilde açılmalıdır.

(Yazarın notu: Bu konuya ilgi duyanlara daha geniş öneriler için Yavuz’un jeopl.blogspot.com’a yazdığı makaleyi tavsiye ederim.)

■ Siyasi açıdan nasıl aksiyon alınmalı?

Esasen açılım macerasından sonra terörle mücadele konusunda önemli adımlar atıldı. Şehirlerde hendekler ortadan kaldırıldı. Kamu düzeni sağlandı. İHA ve SİHA teknolojileri sayesinde kırsalda terör örgütünün etkinliği çok önemli ölçüde kırıldı. Aynı iradenin sürdürülmesi şarttır. Ancak AKP’ye oy vermediği bilinen ve hukuki olarak suçlanmasına mahal olmayan bölge insanına yönelik bazı aşırı söylemler devletle gönül bağına zarar vermektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı kitleye açılım süreci ve öncesinde başka bir dil kullanmaktaydı. O zaman da “Benim Kürt’üm…” diye başlayan konuşmalar abartılıydı, günümüzde kullandığı dil de abartılı! Dolayısıyla doğru bir iletişim dili geliştirilmelidir. Öte yandan oy kaygısıyla CHP de devleti kuran parti olma özelliğinden uzaklaşmış bir tutum sergilemektedir. Her ikisi de oy için yapılmaktadır ve yanlıştır. İç cepheyi sağlamlaştırmak başta iktidar partisi olmak üzere muhalefet dâhil bütün siyasi partilerin, grupların, sivil toplum örgütlerinin, kamuoyu önderlerinin sorumluluğunda olan bir husustur. Etnikçilik, dincilik, mezhepçilik, tarikat yandaşlığı iç cepheyi zayıflatır. Bunun demokrasi olarak sunulması da büyük tuzaktır. Esasen bu yapılar demokrasinin özgür birey, örgütlü toplum hatta bağımsız ülke idealinin önünde engeldir.

■ ABD bölgede bir oyun kuruyor. O kurduğu oyunu siz nasıl okuyorsunuz?

Esasında ABD bölgede oyun kurma kapasitesini yitirmişe benziyor. Bölgenin yıkımı oyun kurmaksa çok başarılı diyebiliriz. Afganistan’da kurduğu (!) oyunu gördük! Irak’ta gördük. Suriye’de görüyoruz. Libya’da görüyoruz. Yıllar önce planladıkları yıkıma ve kaosa yol açan oyunun adı BOP’tur. Halen işliyor. Odaklandığı konu ise Suriye’yi parçalamaktır. Bu tutumun, Türkiye’nin politikasını baştan aşağı değiştirmesi gerektirmektedir.

■ Bölgesel riskleri sıralar mısınız?

Suriye, Suriye, Suriye…

Gazze konusu da herkes kadar belki biraz daha fazla bizi ilgilendirir ancak daha ötesi yanlıştır. Ayrıca Gazze konusuna aşırı hassasiyet gösterenlerin tepkiselliğinin dayanağı dindaşlıktır. Meseleye insan hakları açısından yaklaşsalar daha büyük enerji ortaya koyabilirler. Gazze için toplananlar halifelik istiyor. Yarın şeriat isteyecekler. Özellikle eyleme destek veren kadınların bunu neden istedikleri büyük bir soru işareti yaratıyor! Düzensiz göç risk olmaktan çıkmış ve açık tehdide dönüşmüştür. Ekonomik sorunlar kırılganlığı artırmıştır. Her türlü dinci, mezhepçi, etnikçi yaklaşımın zaten var olan fay hatlarını büyütmekten başka işe yaramadığı toplumsal bilince yansıdıkça içine girdiğimiz sarmala karşı geç de olsa önlem alınabilir.

QOSHE - ‘Şehitlik söylemini hatalarımızın örtüsü haline getirmeyelim’ - İpek Özbey
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

‘Şehitlik söylemini hatalarımızın örtüsü haline getirmeyelim’

36 44
26.12.2023

Türkiye, 12 vatan evladını Kuzey Irak’ta şehit verdi. Ülkemiz, 40 yıldır terör örgütü PKK ile mücadele ediyor. Stratejik ya da taktiksel olarak ne yapılmalı, siyaset nasıl aksiyon almalı, ABD bizi Irak’ta tuzağa mı çekmeye çalışıyor? Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz ile konuştum.

■ Önce şehit verdiğimiz bölgeyle ilgili bizi bilgilendirir misiniz?

Sınırımızdan yaklaşık 30 kilometre derinlikte, bir yanı İran sınırına diğer yanı Kandil’e yakın bir konumdadır. Rakım 1700 dolaylarında. Oldukça sert bir arazi yapısı, iklim koşullarıyla birlikte zorluk derecesi birkaç kat artar.

■ 1984’ten beri şehit veriyoruz. Stratejik ya da taktiksel olarak yaptığımız bir yanlış var mı? 40 yıldır bu terör nasıl oluyor da bitmiyor?

Bu mücadelenin doğasında şehit vermek var. Hiç şehit vermemeyi tercih etseydik bölgede var olamazdık. Yıllardır o bölgede çok değerli emek veren, canını veren, kolunu, bacağını, gözünü veren askerlerimize, polisimize, korucularımıza, vatandaşlarımıza minnetlerimizi sunalım. Her şeyin bedeli vardır ve ödenir. Ödenmezse vatan olmaz. Ama bu böyledir diye zayiat vermeyi yüceltemeyiz. Bunu asgari düzeye indirerek yapmak gibi de bir mecburiyetimiz olduğu kesindir. Askerler yaşayarak görevlerini yapabilirler. Ama tabii ki ölümü göze alarak. Şehitlik bizim toplumumuz için mukaddes bir kavramdır, şehitleri yüceltmek için elimizden geleni yapalım ama bunu yaparken şehitlik söylemini kendi hatalarımızın örtüsü haline getirmeyelim. Zira teröristleri ortadan kaldıracak olanlar, şehitlerin manevi mirasından, gazilere karşı toplumun gösterdiği duyarlılıktan güç alan sağlıklı askerlerdir. Mesele zayiat verilen bir olayın öncesinde, esnasında ve sonrasında yapılması gerekenlerin yapılıp yapılmadığıdır. Her olay için söyleyemeyiz ama genel olarak hata olmadan zayiat olmaz. Bu hatalar asgariye indirilebilsin diye hazırlık tayin edici önem
arz eder.

■ Bunun için ne olması gerekir?

Stratejinin doğru olması lazım. Bu yetmez buna uygun taktiklerin benimsenmesi gerekir. Tabii uygun donatımlı ve yüksek eğitimli general, subay, astsubay, uzman ve erlerinizin olması lazım. Erler dahil her seviyede inisiyatif sahibi askerlere ihtiyaç kaçınılmazdır. İnisiyatif yüksek özgüven ile mümkün olur. Özgüven eğitim ile sağlanır. Son dönemde çok sayıda teğmen-üsteğmen rütbesinde verilen şehit sayısında artış vardır. Konunun sevk ve idareyle ilgisi kadar eğitimle bağı da araştırılmalıdır. Terör bitmez çünkü ayrılıkçı bir hareketle karşı karşıyayız. Arkasında bölge jeopolitiğini dizayn etme çabası vardır. Önemli olan örgütün halktan aldığı desteği ve terörist eylemleri minimize etmek ve terörle yaşamasını becermektir.
Bu işler hamasetle olmaz. Büyük ciddiyetle araştırılmalı ve önlem alınmalıdır.

■ Bugün terör örgütü ABD’den tam destek alıyor. Artık eski PKK değil, dünkü terör örgütü PKK ile bugünkünü karşılaştırırsanız ne dersiniz?

Geçmişte de destek alıyordu. Ama ABD’nin hem Irak hem de Suriye operasyonları denklemi farklılaştırdı. Artık daha büyük destek alıyor. Eskiden ABD, Türkiye’ye karşı küçük bir kart olarak PKK’yı kullanırken günümüzde bölge jeopolitiğinin kendince yapıcı bir unsuru haline dönüştü. Türkiye-Irak-Suriye eksenindeki emperyal........

© Sözcü


Get it on Google Play