2 Mart 2024 günü, “UNUTMA PATRON SENSİN” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Yazıda seçmene, patron olarak yetkinin kendisinde olduğunu ve sandıkta vereceğin yetkiyle gelecek yönetimi kendisinin belirleyeceğini örneklerle anlatmıştım. 31 Mart yerel seçimiyle, PATRON gereğini yaptı. 22 yıldan beri her seçimde birinci çıkan, AKP’yi ikinci sıraya iterek gerekli dersi verdi.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bugüne, böyle antidemokratik bir seçim yaşamamıştı. Özellikle Sayın Erdoğan’ın “sevdam” dediği İstanbul için, kendisi, bakanları, bürokrasi, medya, troller ve devletin tüm imkanları kullanıldı. Sonuçta, sadece CHP’liler değil partili partisiz seçmenler sandıkta ittifak yaptı ve ‘İMAMOĞLU’ dedi.

Seçim zaferi ekranlar ve medyada, enine boyuna konuşuldu, tartışıldı. Ben bu konulara girmeden başka bir konuyu dile getireceğim.

Bu yerel seçimde gerçek kaybeden Sayın Erdoğan’dır. Usta siyasetçi olarak, bu seçimi enine boyuna değerlendirip, kendisine yeni bir yol haritası belirleyecektir.

Geçmiş yazılarımda, Sayın Erdoğan için sık sık dile getirdiğim öneriyi yeniden hatırlatmak isterim…

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile artık yolun sonuna geldiğimizin umarım farkındasınız. Ülke adeta bir parti devleti haline geldi. Bu sistemle de her konuda gittikçe radikalleşiyorsunuz. Etrafınızdaki Bakanlar ve danışmanlar hep sizin ağzınıza bakıyorlar. Hiçbirinin tek başına inisiyatif kullanamadıkları gibi, verdiğiniz kararın hatalı olsa da, karşı çıkamadıkları için talimat olarak kabul ediyorlar. Ülkede yaşananları size etrafınızdakiler pembe tablo olarak yansıtıyorlar. Tüm bu yaşananları görünce, gazeteci Sayın Levent Gültekin “Sayın Erdoğan gittikçe Saddam’laşıyor’’ diyerek, bu radikalleşmenin en büyük etkeninin de ortağı Bahçeli olduğunu sıklıkla ifade ediyor.

Sayın Erdoğan; Türkiye’yi ekonomik, sosyal ve siyasi olarak getirdiğiniz nokta iç açıcı değil . Bu durumdan çıkmanın tek ve sağlıklı çözümü “yeniden parlamenter sisteme” dönmektir. Yani devletle hükümet birbirinden ayrılmalıdır. Muhalefetle mutlu bir uzlaşı içinde bir araya gelerek, “GERÇEK DEMOKRATİK BİR ANAYASA” değişikliği tez elden yapılmalıdır. Bu yöntemle güçlü bir Başbakan ve yetkileri azaltılmış bir Cumhurbaşkanı!! O zaman ülkede, siz de rahatlarsınız. Cumhurbaşkanını da parlamento seçer. Milletvekili sayısını 450’ye çeker, 125 sandalyeli bir senato ile taçlandırırsınız, geleceğe dönük tüm sorunlar çözülmüş olur.

Gerçek şu ki Türkiye’yi aydınlığa çıkaracak tek yol, güçlü bir demokrasidir. Ancak onu sağlayarak 86 milyonun kardeşliğini sağlar ve düze çıkabiliriz. Bu konu bana Sayın Cem Boyner’in kurduğu “Yeni Demokrasi Hareketi” yıllarındaki bir söyleşisinde dile getirdikleri, bugüne ışık tutmaktadır.

‘’Ne zaman ki, zenginler fakirlere sahip çıkar.
Türkler Kürtlere, Kürtler Bayrağa ve sınırlara sahip çıkar,
Sünniler Alevilere, Aleviler Sünnilere sahip çıkar.
Başörtülüler, başörtüsüzlere, başörtüsüzler, başörtülülere sahip çıkar.
Askerler sivillere, siviller askerlere sahip çıkar.
Vatandaş Demokrasiye sahip çıkar. O zaman tünelde ışığı göreceğiz” demişti.

İşte sözün özeti bu olsa gerek!

SON SÖZ: Beni ağlatan şey, seni güldürüyorsa biz kardeş olamayız.
NACİ EKŞİ
.

QOSHE - Oyunun finaline geldik - Mesut Parlak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Oyunun finaline geldik

45 6
04.04.2024

2 Mart 2024 günü, “UNUTMA PATRON SENSİN” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Yazıda seçmene, patron olarak yetkinin kendisinde olduğunu ve sandıkta vereceğin yetkiyle gelecek yönetimi kendisinin belirleyeceğini örneklerle anlatmıştım. 31 Mart yerel seçimiyle, PATRON gereğini yaptı. 22 yıldan beri her seçimde birinci çıkan, AKP’yi ikinci sıraya iterek gerekli dersi verdi.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bugüne, böyle antidemokratik bir seçim yaşamamıştı. Özellikle Sayın Erdoğan’ın “sevdam” dediği İstanbul için, kendisi, bakanları, bürokrasi, medya, troller ve devletin tüm imkanları kullanıldı. Sonuçta, sadece CHP’liler değil partili partisiz seçmenler sandıkta ittifak yaptı ve ‘İMAMOĞLU’ dedi.

Seçim zaferi ekranlar ve medyada, enine boyuna konuşuldu, tartışıldı. Ben bu konulara girmeden başka bir konuyu dile getireceğim.

Bu yerel seçimde gerçek kaybeden Sayın Erdoğan’dır. Usta siyasetçi olarak, bu seçimi enine boyuna değerlendirip, kendisine yeni bir yol haritası belirleyecektir.

Geçmiş yazılarımda, Sayın Erdoğan için sık sık dile getirdiğim öneriyi yeniden........

© Sözcü


Get it on Google Play