Türkiye’nin ekonomik durumunu bir yemek menüsü olarak düşünelim. Ana yemek olarak dev bir bütçe açığı, yanında cari açık garnitürü, tatlı olarak da döviz pozisyon açığı... Tabii ki bu menüyü tamamlayan enflasyon sosu...

Bu kadar açık verdikten sonra bir bakıyorsunuz ülkenin bir tek kısmeti kapalı... Ekonomiyi batırmanın en kısa anlatımı... Buna bile seviniyorlarsa düşünün artık çaplarını...

★★★

Bütçe demeyelim kendisine... Tam bir ucube!

Nitekim bütçe açığı şubatta 153.8 milyar TL olarak kaydedildi. Ocak ayında da bütçe 150.7 milyar TL açık vermişti. Topla, 304.5 milyar TL iki ayda...

Ülkenin bir bütçesi var. Harcamalarını oradan yapar. Yetmezse borç alır. Bugün Hazine’yi ters çevirip sallasan kokoz halde...

Bu iş nereye gider? Nereye kadar isterse!

★★★

Hazine, borçlanma limitleri konusunda “Ben ne yaparsam yapayım, sonunda hep bir çıkış yolu bulunur” mantığıyla hareket ediyor.

Kim bilir kaç defa bütçede borçlanma limitleri aşıldı. Kanuna göre Hazine daha fazla borçlanmamalıydı... Borçlanmak için yasa Meclis’in onayından geçirilmeliydi... Borçlanıldı! Meclis’ten izin alındı mı? Hayır!

Valla ne ala! Kanunmuş, hakmış, hukukmuş hepsi boşuna... Keyfine göre borçlan, kimseye de sorma... İşler artık bu aşamada...

★★★

Bugün bütçe hangi kaynakla aşılıyor? Para basılıyor.

Enflasyonda düşüş var mı? Hayır.

Merkez Bankası rezervlerinde artış var mı? Hayır.

Kur baskılamaya son verildi mi? Hayır.

Siz ahmakça döviz fiyatlarını baskılayıp talebe karşın bunda ısrar ederseniz, hem cari açık artar hem de elinizdeki sınırlı dövizi ucuza satarsınız.

★★★

Kamuda tasarruf var mı? Hayır.

Vatandaşın cebine yansıyan ekonomik iyileşme var mı? Hayır.

Serbest piyasa koşulları var mı? Hayır.

Vergilerde düşüş var mı? Hayır.

Kısaca bu ekonominin kimseye hayrı yok.

★★★

Şu anda tüm para bazı belediyeleri seçimde elde tutmak için harcanıyor. Ülke diyet yaparken baklava yiyor, üzerine de şerbet içiyor.

Hiçbir şey yoktan var olamayacağına göre bu borçları nasıl ödeyecekler?

Bu dönemde vatandaştan toplanan, gelir üzerinden alınan vergiler iki kattan fazla arttı, 196 milyar liraya ulaştı. KDV üçe katlandı, 173 milyar liraya çıktı. ÖTV ikiye katlanarak 187 milyar liraya yükseldi. Yetmedi!

★★★

Gece bitmez gündüz bitmez bu kriz kolay bitmez. Seçimden sonra yapılacak zamlarla ömür geçer acısı geçmez!

Vatandaşa “seni kandırıyorlar” diye de anlatamıyorsun ki! Ne istediniz de bu halk yemedi? Bir seçim geçsin bakalım görürsünüz hesabı kime kilitledi?

QOSHE - “Bütçe” diye yazılır “ucube” diye okunur! - Murat Muratoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Bütçe” diye yazılır “ucube” diye okunur!

377 54
16.03.2024

Türkiye’nin ekonomik durumunu bir yemek menüsü olarak düşünelim. Ana yemek olarak dev bir bütçe açığı, yanında cari açık garnitürü, tatlı olarak da döviz pozisyon açığı... Tabii ki bu menüyü tamamlayan enflasyon sosu...

Bu kadar açık verdikten sonra bir bakıyorsunuz ülkenin bir tek kısmeti kapalı... Ekonomiyi batırmanın en kısa anlatımı... Buna bile seviniyorlarsa düşünün artık çaplarını...

★★★

Bütçe demeyelim kendisine... Tam bir ucube!

Nitekim bütçe açığı şubatta 153.8 milyar TL olarak kaydedildi. Ocak ayında da bütçe 150.7 milyar TL açık vermişti. Topla, 304.5 milyar TL iki ayda...

Ülkenin bir bütçesi var. Harcamalarını oradan yapar. Yetmezse borç alır. Bugün Hazine’yi ters çevirip sallasan kokoz halde...

Bu iş nereye gider? Nereye kadar isterse!

★★★

Hazine, borçlanma limitleri konusunda “Ben ne yaparsam yapayım,........

© Sözcü


Get it on Google Play