İktidar partisinin kullandığı tehdit dili hiç hoş değil!

AKP’nin hemen hemen tüm belediye başkan adayları “aba altından sopa göstererek” seçmenden oy istiyor.

Kimi adaylar aba altına bile gerek görmüyor, insanları açık ve net olarak tehdit edip:

“Hizmetten ve devlet imkânlarından mahrum kalmak istemiyorsanız, oy verirken iyi düşünün!” diyorlar.

Yıllardır toplumda yaratılan korku ve kullanılan tehdit dili, bu seçimlerde dozajını daha da arttırdı!

★★★

Sporda “Fair play” diye bir kural vardır. Yani “Âdil oyun, temiz karşılaşma”

Taraflar eşit şartlarda birbirleriyle mücadele ederler.

Rakip düşman gibi değil, oyunun bir parçası olarak görülür ve rakiplerin onuruna saygı gösterilir, kazanan tebrik edilir...

Bizdeki siyasette spordaki gibi “Fair play” yoktur, temiz mücadele yapılmaz!

Tehdit dili, faullü hareketler, ayak oyunları, iftira kasetleri, entrikalar fütursuzca uygulanır ve bununla gurur duyulur.

★★★

İktidarı elinde tutanlar, seçimlerde ne yapıyor?

Muhalefeti düşmanlaştırıyor, kendilerine oy vermeyenleri ötekileştiriliyor, “Biz, bizden olmayana hizmet götürmeyiz” diyor.

Oysa iktidar, dışladığını itiraf ettiği milyonlarca insandan da vergi topluyor.

Halk o vergileri, kendisine kazık atılsın diye mi ödüyor?

Nasıl bir anlayıştır bu? Böyle bir politikayı AKP kendisine nasıl yakıştırıyor?

İktidarın hemen her kademesinde “Kazanalım da, nasıl olursa olsun. Yeter ki, atı alan Üsküdar’ı geçsin!” görüşü hâkim!

★★★

Tehdit dilinin yarattığı korku, yerel seçimleri nasıl etkileyecek, toplum ne kadar korkacak veya tepki gösterecek mi, bunu bilmiyoruz!

Seçmenin önemli bir bölümünün “oportünist” olduğunu (yani çıkarına göre hareket ettiğini, kedisine yarar sağlayan, fırsatçı, bencil bir davranış biçimini tercih ettiğini) biliyoruz.

Ekonominin çöküşü, ülkenin kötüye gidişi “oportünist çevrelerin” umurunda bile değildir. Görüşleri dardır. Kötü gidişin ileride kendilerini de, çocuklarının geleceğini de etkileyeceğini düşünmez, kısa vadeli çıkarlarına göre oy verirler!

★★★

İktidarın seçim ekonomisi için kullandığı bütün kaynaklar, savurduğu paralar hepimizin vergilerinden oluşuyor.

Bizim paramızı bize karşı kullanmak yasal olsa bile, vicdani değildir!

Korku toplumu yaratmak, halkı baskı altında tutmak, aslında hiçbir iktidara “kalıcı fayda” sağlamamıştır. Bunu biz söylemiyoruz, tarih söylüyor!

20 küsur yıl önce tarımda kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olan Türkiye’de tarım da hayvancılık gibi göz göre göre öldürüldü!

Üretici mutsuz! Nasıl mutlu olsun ki? Dışarıdan satın alınan tarım ürünleri, çiftçimizin canına okudu, birçok köylü ekip-biçmeyi bıraktı.

Dünyada 126 ülkeden tarım ürünleri satın alıyoruz.

Geçtiğimiz yıl Türkiye 5 milyar dolarlık hububat ithalatı yaptı.

Yabancı ülkelerden 3 milyar dolarlık yağlı tohum ve meyve satın aldık.

2.7 milyar dolarlık pamuk, pamuk ipliği, pamuklu mensucat ithal edildi.

Dünya mercimek üretiminin yüzde 40’ını biz sağlıyorduk. Şimdi Kanada’dan mercimek ithal eder hale geldik.

Bu gidişle tarımda tamamen dışa bağımlı hale geleceğiz.

İktidar her şeyi bir yana bırakıp tarım üreticilerinin sorunlarını çözmeli, tarıma büyük oranda destek vermeli.

Ulus olarak kendi ayaklarımızın üzerinde duramazsak, günün birinde açlık kapımızı çalabilir. O zaman şaşırıp üzülmenin, dövünüp saç-baş yolmanın hiçbir faydası olmaz!

GÜNÜN SÖZÜ

Korkmayan canlı yoktur. Fil çok büyüktür ama o da sivrisinekten korkar.

QOSHE - 31 Mart günü âdil bir seçim olacak mı? - Rahmi Turan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

31 Mart günü âdil bir seçim olacak mı?

150 49
26.02.2024

İktidar partisinin kullandığı tehdit dili hiç hoş değil!

AKP’nin hemen hemen tüm belediye başkan adayları “aba altından sopa göstererek” seçmenden oy istiyor.

Kimi adaylar aba altına bile gerek görmüyor, insanları açık ve net olarak tehdit edip:

“Hizmetten ve devlet imkânlarından mahrum kalmak istemiyorsanız, oy verirken iyi düşünün!” diyorlar.

Yıllardır toplumda yaratılan korku ve kullanılan tehdit dili, bu seçimlerde dozajını daha da arttırdı!

★★★

Sporda “Fair play” diye bir kural vardır. Yani “Âdil oyun, temiz karşılaşma”

Taraflar eşit şartlarda birbirleriyle mücadele ederler.

Rakip düşman gibi değil, oyunun bir parçası olarak görülür ve rakiplerin onuruna saygı gösterilir, kazanan tebrik edilir...

Bizdeki siyasette spordaki gibi “Fair play” yoktur, temiz mücadele yapılmaz!

Tehdit dili, faullü hareketler, ayak oyunları, iftira kasetleri, entrikalar fütursuzca uygulanır ve bununla gurur duyulur.

★★★

İktidarı elinde tutanlar, seçimlerde ne yapıyor?

Muhalefeti düşmanlaştırıyor, kendilerine oy vermeyenleri ötekileştiriliyor, “Biz, bizden olmayana hizmet götürmeyiz” diyor.

Oysa iktidar, dışladığını itiraf ettiği........

© Sözcü


Get it on Google Play