Ankara Enstitüsü’nde Araştırma Direktörü Taha Özkan, Sputnik’e açıklamasında, Türkiye-İsrail ilişkilerini anlattı:

“Türkiye NATO’ya 1952 yılında girdi, İsrail de o yıllarda, 1948 yılında, kuruldu. Türkiye İsrail’i tanıdığından beri zannedildiğin aksine Türkiye-İsrail ilişkileri hep sorunlu olmuştu. Nadiren diplomatik ilişkiler kurulmuştur. Çok kısa sürelerde de iyi ilişkiler olmuştur. 1990’ların bazı yıllarını hariç tutarsanız geçtiğimiz 75 yılına baktığınızda Türkiye-İsrail ilişkileri ya kopmuştur, ya çok ciddi sorunlar vardır ya da çok sert çatışma noktaları çıkmıştır. Mesela 2010’da Mavi Marmara yardım gemisine İsrail saldırıp, sivilleri katletmesinden sonra olduğu gibi. Ya da 1960’larda Kudüs’e saldırmasında yaşandığı gibi. Dolayısıyla Filistinlere yapılan karşısında sessiz kalmak Türkiye için mümkün değil. Yeni bir durum yok.”

Uzmanın sözlerine göre Türkiye, bölgedeki birçok ülkeyle ilişkiler kurdu ve bunun Filistin sorununun çözümü yönünde sonuçları olacak:

“Yeni olan şu. Türkiye Arap Baharından sonra özellikle bölgedeki ülkelerle ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşamaya başladı. Çunkü Türkiye yaşanabilecek değişimi destekledi. Diğer birçok bölgesel aktörse desteklemediler. Böyle olunca Türkiye’nin bu ülkelerle ilişkileri ya zayıfladı ya bazıları ile koptu. Ama 2022’nin başından itibaren Türkiye bütün bölge ile ilişkilerini düzeltmeye başladı. Bugün de Sayın Erdoğan uzunca yıllar sonra Mısır’a gidiyor. Dolayısıyla bu krize girerken Türkiye, İsrail dahil bölgedeki bütün ülkeler ile ilişkilerini diplomatik olarak test etmiş durumdaydı. Bu önemli bir avantajdı. Ama İsrail açısından bu avantajın fazla önemi yok. İsrail hızlı bir şekilde bölgedeki bütün ülkelerle yeniden sorunlu dünyasına döndü. Ama Türkiye açısından bir anlam var. Türkiye, özellikle Gazze’ye bir şeyler yapabilecekse insani yardım anlamında diplomatik anlamda ve belki de ileride askeri anlamda. Türkiye’nin önerdiği garantör formülü var. Mısır ile ilişkilerini gerçekten sağlıklı olması gerekiyor. Bu yönde bir adım atıldı. Erdoğan uzun yıllar sonra ilk kez Mısır’ a gidiyor. Dolayısıyla bu ilişkiler güçlendirilebilirse Gazze için düşünüldüğü şeyler hayata geçirebilir.”

Özkan, Türkiye’nin Orta Doğu’nun yanı sıra Rusya ve ABD ile de kendi ilişki geçmişine sahip olduğunu kaydetti.

“Türkiye’nin bir taraftan Batı, Amerika, NATO ile bir ilişkileri var. O ilişki yıllardır devam eden bir ekseninde sürüyor. Ama diğer yandan da Rusya Türkiye’nin komşusu. Türkiye bu konuda uluslararası ilişkileri ile, uluslararası kurumlar ile ilişkileri ile, uluslararası güvenlik kurumları ile ilişkileri ile mesela NATO ile, komşularının hassasiyetlerini çıkarlarını yönetmeyi becerebilen bir ülke. Ukrayna Rusya krizi başladığında Batı ülkelerinin ortaya koyduğu ambargo rejimine dahil olmayacağını açık bir şekilde söyledi. Ukrayna meselesinde önce Rusya ile silah ilişkilerinde silah alım satım ilişkilerinde benzer bir tepki geldi ama bundan vazgeçmedi. Türkiye, ABD’ye 'Bu benim Rusya ile müstakil bir ilişkim' dedi. Batı ile gerilimler oldu ama Türkiye o ilişkilerini de yönetti. Dolayısıyla Türkiye’nin bu konuda bir tecrübesi var. Komşuları da Türkiye’nin bu tecrübesinin farkında. Herkes şunu biliyor ki ikili ilişkileri Türkiye, diğer ilişkileri karıştırmadan yönetme kabiliyetini özellikle son on yılda gözüktüğü üzere ortaya koymuş bir ülke.”

QOSHE - 'Türkiye, ABD’ye 'Bu benim Rusya ile müstakil bir ilişkim' dedi' - Tatiana Şuvalova
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

'Türkiye, ABD’ye 'Bu benim Rusya ile müstakil bir ilişkim' dedi'

6 0
15.02.2024
Ankara Enstitüsü’nde Araştırma Direktörü Taha Özkan, Sputnik’e açıklamasında, Türkiye-İsrail ilişkilerini anlattı:

“Türkiye NATO’ya 1952 yılında girdi, İsrail de o yıllarda, 1948 yılında, kuruldu. Türkiye İsrail’i tanıdığından beri zannedildiğin aksine Türkiye-İsrail ilişkileri hep sorunlu olmuştu. Nadiren diplomatik ilişkiler kurulmuştur. Çok kısa sürelerde de iyi ilişkiler olmuştur. 1990’ların bazı yıllarını hariç tutarsanız geçtiğimiz 75 yılına baktığınızda Türkiye-İsrail ilişkileri ya kopmuştur, ya çok ciddi sorunlar vardır ya da çok sert çatışma noktaları çıkmıştır. Mesela 2010’da Mavi Marmara yardım gemisine İsrail saldırıp, sivilleri katletmesinden sonra olduğu gibi. Ya da 1960’larda Kudüs’e saldırmasında yaşandığı gibi. Dolayısıyla Filistinlere yapılan karşısında sessiz kalmak Türkiye için mümkün değil. Yeni bir durum yok.”

Uzmanın sözlerine göre Türkiye, bölgedeki birçok ülkeyle ilişkiler kurdu ve bunun Filistin sorununun çözümü yönünde sonuçları olacak:

“Yeni olan şu. Türkiye Arap Baharından sonra özellikle bölgedeki ülkelerle ilişkilerinde ciddi sorunlar........

© Sputnik Türkiye


Get it on Google Play