Diğer

T24 Haftalık Yazarı

31 Aralık 2023

2023, geride mutlu anılar bırakmadan bizlere veda ediyor.

Dünya üzerinde depremler, savaşlar ve finansal krizlerle boğuşulurken bilim insanları 2023 boyunca uzaya yönelik çalışmalarını sürdürdüler.

Bu süreçte, Dünya uydusu Ay'a ilgi büyüktü ve bu gök cismine "yumuşak iniş" yarışında da galibiyet tacı Hindistan'ın oldu.

Ay'a yumuşak inişi şimdiye kadar yalnızca dört ülke başarabildi.

Ay yüzeyine ulaşan ilk ülke, 12 Eylül 1959'da insansız uzay aracı Luna 2 ile o zamanki adı SSCB olan Rusya olmuştu. Ancak bu Ay yüzeyine sert bir inişti. Yumuşak iniş ise 1966'da yine SSCB tarafından gerçekleştirildi. 1976'daki son uçuşu Luna 24'den bu yana Rusya Ay'a uzay aracı göndermedi.

Ay'a ilk insanlı uçuş, 20 Temmuz 1969'da gerçekleşti ve bu görev "Apollo 11" olarak biliniyor. ABD, 1972 yılına kadar Ay'a altı başarılı ve insanlı iniş daha gerçekleştirdi ancak daha sonrasında, ABD dahil başka hiçbir ülke Ay'a insan indiremedi.

Ay'a insansız ama yumuşak iniş yapabilen üçüncü ülke, 14 Aralık 2018'de fırlatılan uzay aracı"Chang'e 4" ile Çin oldu. Çin, Ay'ın karanlık yüzüne ilk yumuşak inişi 3 Ocak 2019'da tamamladı.

Ay'a son yumuşak inişi başaran ülke Hindistan oldu. "Chandrayaan-3" uzay aracı ile Hindistan, 23 Ağustos 2023 tarihinde Ay'a başarıyla yumuşak iniş yapan dördüncü ülke olarak uzay tarihine geçti.

Bu Hindistan'ın ilk denemesi değildi. Daha önce Ay yüzeyine çarpmak üzere tasarlanan Chandrayaan-1, 22 Ekim 2008'de ay yüzeyine ulaşmış ve Hindistan, Ay'a başarılı bir şekilde çarpan yedinci ülke olmuştu. 2019'da Chandrayaan-2 ile Ay'a yumuşak iniş yapma girişimi ise başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

2023'te uzay araştırmaları Ay ile sınırlı kalmadı. Bilim insanları evreni ve Güneş Sistemi'ni anlama yolunda önemli çalışmalar başlattılar.

Bilim insanları için en ilgi çekici konuların başında evrenin en gizemli bileşenleri olan karanlık enerji ve karanlık madde geliyor. Temmuz ayında Avrupa Uzay Ajansı ( ESA), evrenin 3 boyutlu bir haritasını oluşturması için tasarlanan Öklid (Euclid) Uzay Teleskobunu uzaya gönderdi. Öklid uzay teleskobu ile gökbilimciler, evrendeki hakim maddeyi oluşturan karanlık madde ile evrenin genişlemesini hızlandıran karanlık enerjiyi daha iyi anlamak için uzak galaksileri gözlemleyecekler.

Bilim insanları için ilgi çekici bir başka konu ise Güneş Sistemi içinde yaşam olasılığı; Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeni Jüpiter'in buz kaplı uydularında yaşamın izlerini bulabileceklerini umuyorlar.

Bu amaçla Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından projelendirilen JUICE (Jupiter Icy Moons Explorer) uzay aracı planlandığı şekilde 14 Nisan 2023'te Fransız Guyanası'ndan başarılı bir şekilde fırlatıldı. Araç sekiz yıllık bir geçişin ardından Jüpiter'i ve onun büyük buzla kaplı uydularını keşfetmeye hazırlanıyor. Jüpiter uydularının her birinin kalın bir buz tabakasıyla kaplı olduğu ve bu buz tabakası altında önemli miktarda su bulunduğu düşünülüyor.

JUICE, 2031'de Jüpiter'e ulaştığında, gaz devinin en büyük üç uydusu Ganymede, Callisto ve Europa üzerinde araştırmalara başlanacak.

Bugün çok sayıda ülke ya aktif uzay programlarına sahip ya da özel olarak finanse edilen uzay programlarına ev sahipliği yapıyor. Bizim de içinde bulunduğumuz bazı ülkeler 2030 yılına kadar Ay'a insanlı veya insansız yumuşak iniş hedeflemekte.

2018'de kurulmuş olan Türkiye Uzay Ajansı (TUA), bu amaca yönelik olarak çalışmalar başlatıldığını duyurmuştu. Buna göre üretilecek bir araç, dış yardımla yörüngeye taşınacak ve oradan 2023 sonu itibarı ile Ay'a serbest düşüş, yani sert iniş yapacaktı.

Yumuşak iniş için verilen tarih ise 2028 idi.

Ve ayrıca, açıklanan kısa vadeli programda Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılı için 2023'te Uluslararası Uzay İstasyonu'da bilimsel araştırmalar yapmak üzere bir Türk uzaya gönderilecek ve 10 gün süreyle burada çalışmalara katılacaktı.

Şimdi bu hedeflerin 2024'e veya daha ileri bir tarihe kaydığını anlıyoruz.

Uzayda elbette var olmalıyız; uzay tüm insanlığa ait.

Ancak bilimsel çalışmaları geri planda tutarak, yalnızca teknolojik boyutta ele alarak uzayda var olmayı sağlamak zor. Bu alanda başarılı ülkelere bakacak olursak onların bilim alanında da önde olduklarını görüyoruz.

Bu arada hatırlayalım: 2020'de 2.5 milyon Türkiye vatandaşı, Mars'a gönderilmek üzere ismini NASA'ya iletmişti. Tüm ülkelerden NASA'ya iletilen toplam 11 milyon ismin 2.5 milyonunun Türkiye'den olması nasıl bir açıklama gerektirir bilmiyorum.

Yaklaşık 11 milyon ismi taşıyan NASA'nın bir ton ağırlığındaki Rover tipi uzay aracı Perseverance, 7 aylık yolculuk yaptıktan sonra 8 Şubat 2021'de Jezero Krateri içindeki Mars yüzeyine güvenli bir şekilde indi. İsimlerin yer aldığı çipler, Perseverance'ın arka kirişinin ortasına tutturulmuş küçük bir plaka üzerine monte edilmişti ve bu isimler artık gezegen yüzeyinde bulunuyor.

Ülkemiz insanının Mars'a ilgisinin kaynağını çözemesek de sonuçta onların Mars'a isimlerini bırakma hayalleri gerçekleşti.

Umarım yakın gelecekte diğer hayallerimiz de gerçekleşir.

Tüm hayallerimizin olmasa da bazılarının gerçekleştiği bir 2024 dileğiyle, yeni yılınız kutlu olsun!

Kaynakça

https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-56046336

https://www.sciencenews.org/article/space-missions-moon-asteroids-2023

https://mars.nasa.gov/news/8872/nearly-11-million-names-of-earthlings-are-on-mars-perseverance/

https://www.newscientist.com/article/2405812-2023-saw-thrilling-space-missions-and-new-cosmic-mysteries/

Nafiye Güneç Kıyak, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi (İÜ) Fizik Bölümünde ve yüksek lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Nükleer Enerji Enstitüsünde tamamladı.

Çalışma hayatına Türkiye Atom Enerjisi Kurumu - Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde araştırma reaktörü radyasyon güvenliği sorumlusu olarak başladı.

Doktora sonrası Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu bursu ile Almanya-GSF (Gesellschaft für Strahlen- und Umweltforschung-München)'de "nükleer santraller çevre analizleri, radyasyon dozimetrisi, nükleer teknikler" alanlarında çalışmalarda bulundu.

Yurda dönüşünün hemen ardından doçent ve daha sonrasında da profesör oldu.

1996 yılında kurulan Işık Üniversitesi'nin kuruluş çalışmalarına katıldı ve çeşitli kademelerde görev alarak kurucu fizik bölüm başkanlığı, Fen Bilimleri Enstitüsü müdürlüğü görevlerinde bulundu. "Lüminesans Araştırma ve Arkeometri Laboratuvarı"nı kurdu modern fizik konularında lisans ve yüksek lisans dersleri verdi.

2010- 2015 yılları arasında Işık Üniversitesi Rektörü olarak görev yaptı.

Rektörlük süresini tamamlamasının sonrasında Feyziye Mektepleri Vakfı okulları CEO'su görevinde bulundu.

Prof. Kıyak'ın uluslararası bilimsel dergilerde yayımlanmış çok sayıda bilimsel makalesi, yurtiçi ve yurt dışında sunulmuş 200 dolayında bilimsel çalışması bulunmaktadır.

Ayrıca popüler bilim alanında üç kitabın yazarıdır: Aklın bilinmeyene yolculuğu: KOZMOS; Sırlar evrenine açılan kapı: KUANTUM ve Başlangıcın ötesi: ÇOKLU EVRENLER.

2019'dan bu yana T24 Haftalık'ta popüler bilim konularında yazılar yazmaktadır.

Prof. Kıyak evli ve iki çocuk sahibidir.

İnsan türü ve diğer tüm canlı yapılar ve her şey, çağlar boyunca bu doğal radyasyon ortamında oluştu, gelişti ve bizleri şekillendirdi. Peki bu radyasyon ortamının kaynağı ve mekanizması nedir?

1902 doğumlu İngiliz fizikçi Paul Dirac, parçacıkların matematik modellerini kullanarak maddenin bir karşıtının var olması gerektiğini ortaya koyan ilk bilim insanı olarak bilim tarihinde yerini alıyor

Çoğu bilim insanı, Schrödinger'in "kedi" deneyi ile Kopenhag Yorumu'na destek vermek istediğini düşünür; gerçekte ise Schrödinger' böyle bir fikrin saçma olduğunu göstermeyi amaçlamıştır

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Uydularda yaşam arayışı ve Ay hayalimiz - Güneç Kıyak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Uydularda yaşam arayışı ve Ay hayalimiz

29 1
31.12.2023

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

31 Aralık 2023

2023, geride mutlu anılar bırakmadan bizlere veda ediyor.

Dünya üzerinde depremler, savaşlar ve finansal krizlerle boğuşulurken bilim insanları 2023 boyunca uzaya yönelik çalışmalarını sürdürdüler.

Bu süreçte, Dünya uydusu Ay'a ilgi büyüktü ve bu gök cismine "yumuşak iniş" yarışında da galibiyet tacı Hindistan'ın oldu.

Ay'a yumuşak inişi şimdiye kadar yalnızca dört ülke başarabildi.

Ay yüzeyine ulaşan ilk ülke, 12 Eylül 1959'da insansız uzay aracı Luna 2 ile o zamanki adı SSCB olan Rusya olmuştu. Ancak bu Ay yüzeyine sert bir inişti. Yumuşak iniş ise 1966'da yine SSCB tarafından gerçekleştirildi. 1976'daki son uçuşu Luna 24'den bu yana Rusya Ay'a uzay aracı göndermedi.

Ay'a ilk insanlı uçuş, 20 Temmuz 1969'da gerçekleşti ve bu görev "Apollo 11" olarak biliniyor. ABD, 1972 yılına kadar Ay'a altı başarılı ve insanlı iniş daha gerçekleştirdi ancak daha sonrasında, ABD dahil başka hiçbir ülke Ay'a insan indiremedi.

Ay'a insansız ama yumuşak iniş yapabilen üçüncü ülke, 14 Aralık 2018'de fırlatılan uzay aracı"Chang'e 4" ile Çin oldu. Çin, Ay'ın karanlık yüzüne ilk yumuşak inişi 3 Ocak 2019'da tamamladı.

Ay'a son yumuşak inişi başaran ülke Hindistan oldu. "Chandrayaan-3" uzay aracı ile Hindistan, 23 Ağustos 2023 tarihinde Ay'a başarıyla yumuşak iniş yapan dördüncü ülke olarak uzay tarihine geçti.

Bu Hindistan'ın ilk denemesi değildi. Daha önce Ay yüzeyine çarpmak üzere tasarlanan Chandrayaan-1, 22 Ekim 2008'de ay yüzeyine ulaşmış ve Hindistan, Ay'a başarılı bir şekilde çarpan yedinci ülke olmuştu. 2019'da Chandrayaan-2 ile Ay'a yumuşak iniş yapma girişimi ise başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

2023'te uzay araştırmaları Ay ile sınırlı kalmadı. Bilim insanları evreni ve Güneş Sistemi'ni anlama yolunda önemli çalışmalar başlattılar.

Bilim insanları için en ilgi çekici konuların başında evrenin en gizemli bileşenleri olan karanlık enerji ve karanlık madde geliyor. Temmuz ayında Avrupa Uzay Ajansı ( ESA), evrenin 3 boyutlu bir haritasını oluşturması için tasarlanan Öklid (Euclid) Uzay Teleskobunu uzaya gönderdi. Öklid uzay teleskobu ile gökbilimciler, evrendeki hakim maddeyi oluşturan karanlık madde ile evrenin genişlemesini hızlandıran karanlık enerjiyi daha iyi anlamak için uzak galaksileri gözlemleyecekler.

Bilim insanları için ilgi çekici bir başka konu ise Güneş Sistemi içinde yaşam olasılığı; Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeni Jüpiter'in buz kaplı uydularında yaşamın izlerini bulabileceklerini umuyorlar.

Bu amaçla Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından projelendirilen JUICE (Jupiter Icy Moons Explorer) uzay........

© T24


Get it on Google Play