Diğer

30 Aralık 2023

Katar, resmi adıyla Katar Devleti, Arap Yarımadası’nın doğusunda yaklaşık 11 bin kilometrekarelik yüzölçümüne, 2.5 milyon nüfusa sahip küçük bir ülke. Üç tarafı denizlerle çevrili, tek kara sınırı güneyde Suudi Arabistan’la. Bağımsızlığının sadece yarım asırlık bir geçmişi bulunan bu küçük ülke, son dönemlerde diplomasi alanında boyundan büyük başarılara imza atıyor. İnternette Katar’la ilgili uluslararası akademik yayınları tarayacak olursanız, Katar’dan, ”Süper yumuşak güç”, ”Arap dünyasının yeni yıldızı Katar'ın sessiz diplomasisi Orta Doğu'yu şekillendiriyor”, ”Yükselen Katar” gibi başlıklar altında çok sayıda çalışmaya rastlayabilirsiniz.

Deneyimli gazeteci Barçın Yinanç, geçen hafta bu sitede yayınlanan ”Hamas'ın faturası Bakan Şimşek’in sevincini kursağında bıraktı“ başlıklı köşe yazısında, ”Neden İsrail’in de onayıyla Hamas’a para yardımında bulunan, siyasi liderliğine ev sahipliği yapan Katar el üstünde tutuluyor da, Türkiye hedefe konuyor? Neden Katar arabuluculuk yapıyor da, Türkiye o kadar çırpınsa da yapamıyor?” sorularını dile getirmiş. Bu sorular herkesin cevaplarını merak ettiği, üzerinde kafa yorulması gereken doğru sorular.

Katar’ın diplomatik başarıları sadece son Gazze savaşında üstlendiği İsrail ile Hamas arasındaki arabuluculuk ile sınırlı değil. 29 Şubat 2020 tarihinde ABD ile Taliban arasında Doha’da imzalanan, ”Afganistan’a Barış Getirme Anlaşması”nın mimarlığını da katar yaptı. Geçen yıl Eylül ayında İran’ın elindeki beş Amerikalı rehinenin kurtarılmasında sahnede yine Katar vardı. Biraz daha gerilere gidecek olursak 2008 yılında Lübnan’da siyasi gruplar arasındaki krizi sonlandıran Doha Mutabakatı, 2013 yılında Sudan Hükümeti ile Adalet ve Eşitlik hareketi arasındaki Darfur Anlaşması,2015 yılında Libya’daki iki kabile Tuaregler ve Tebular arasındaki ateşkes anlaşması, hep Katar’ın arabuluculuğuyla gerçekleşti.

Katar bir yandan Hamas, Taliban ve Hizbullah gibi Amerika’nın terör örgütleri listesinde yer alan yapılanmalarla düzenli teması devam ettirirken bir yandan da ABD’nin orta-Doğudaki en büyük askeri üssüne Al Udeid’de ev sahipliği yapıyor. Amerika Birleşik Devletleri Merkez Kuvvetleri Karargahı(CENTCOM) ile Hamas'ın ofisi ve Taliban'ın Büyükelçiliği yıllardır Katar topraklarında yan yana faaliyet gösteriyor.

Katar 2006 yılından bu yana arabuluculuk alanında etkili ve aranılan bir ülke haline geldi. Peki Katar’ın bu başarılarının arkasında ne yatıyor ? Birincisi Katar’ın sahip olduğu Dünya’nın en geniş sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) yataklarından kaynaklanan ekonomik gücü ve bu gücü arabuluculuk için kullanma iradesi. Katarın Kişi başına milli geliri, satın alma paritesi itibarıyle 150 bin doların üzerinde. 2013 yılından bu yana ülkeyi yöneten Temim bin Hamed es Sani, ülkenin gelirlerini gerek içeride, gerek dışarıda akıllı yatırımlarda kullanıyor. Almanya’da Volkswagen, Deutche Bank, Siemens; İngiltere’de Heathrow Havaalanı, HSBC kulesi, Harrods mağazası, Barclays Bank, İtalya’da Valentino moda evi, Fransa’da Paris Saint Germain futbol kulubü, ABD’de Empire State Binası Katar'ın yurt dışında 350 milyar doları bulan yatırımlarından sadece bazıları.

Katarın ikinci bir kozu yumuşak gücü. Bu gücün başında da Arap dünyasında en fazla izlenen Al Jazeera gibi bir televizyona sahip olması geliyor. Devlet kontrolünde faaliyet gösteren Al Jazeera haber kanalı, özellikle Arap baharının tüm Orta Doğu’da hızla yayılmasında muhalif yayınlarıyla önemli bir rol oynadı. Katarın yumuşak gücünü artıran bir başka etken de kaliteli eğitime ve nitelikli insan gücü yetiştirilmesine verdiği önem. Katarlı çocuklar ilk öğretime başlamadan önce, iki ayrı okula daha gidiyorlar. Doha’daki Katar Üniversitesi , İngiltere menşeili “Times Yüksek Öğretim Değerlendirme Kuruluşu”na göre ,en iyi 100 yeni üniversite, bilgisayar mühendisliği dalında da ilk 25 arasında. Ayrıca Brooklyn Enstitüsü'nün, Arkansas, Teksas gibi prestijli Amerikan üniversitelerinin Katar’da birer şubeleri var. Halen de Arap dünyasının en büyük üniversite şehri Katar’da inşa ediliyor.

Son olarak arabuluculuktaki başarısının belki de en önemli nedeni izlediği tarafsızlık politikaları ve herkesi Katar'ın tarafsız olduğuna inandırmış olması. Sırtında bir bagajı yok, sorunlara taraf olanların tümüyle doğrudan konuşabiliyor.

Katar yurt dışındaki temsilcilik sayısı itibarıyla Dünya’da ilk 5’te yer almıyor. Demek ki uluslararası ilişkilerde etkin bir diplomasi yürütebilmek için her yerde büyükelçilik açmak da gerekmiyor.

Hasan Göğüş kimdir?

Hasan Göğüş, 1953 yılında Gaziantep'te doğdu. 1976'da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.

Diplomatik kariyerine 28 Nisan 1977'de başladı. Yurtdışında sırasıyla Yeni Delhi Büyükelçiliği'nde ikinci kâtip, BM Cenevre Ofisi nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği'nde başkâtip, Londra Büyükelçiliği'nde müsteşar, AGİT'te Daimi Temsilci Yardımcısı olarak çalıştı.

Dışişleri Bakanlığı merkezde; Müşterek Güvenlik İşleri, Savunma Anlaşmaları ve Uygulama dairelerinde ikinci kâtiplik, müsteşar özel kalem müdürlüğü, Bağımsız Devletler Topluluğu Genel Müdürlüğü'nde Orta Asya Daire Başkanlığı, AGİT Silahların Kontrolü ve Silahsızlanma Genel Müdür Yardımcılığı, Çok Taraflı Siyasi İşler Genel Müdürlüğü ve Avrupa Birliği ve Avrupa ülkeleriyle ikili ilişkilerden sorumlu Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Merkezdeki son görevi sırasında Türkiye-Hollanda ilişkilerine katkılarından dolayı Hollanda Kraliçesi Beatrix tarafından "Oranje- Nassau" nişanı ile ödüllendirildi.

Büyükelçi olarak Türkiye'yi sırasıyla Yeni Delhi, Atina, Viyana ve Lizbon'da temsil etti. 23 Ekim 2018'de Dışişleri Bakanlığı'ndan emekliye ayrılan Hasan Göğüş, Uluslararası Kalkınma Hukuku Örgütü Danışma Kurulu ve Okan Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyeliklerini sürdürüyor, T24'te dış politika konusunda yazılar yazıyor.

Hasan Göğüş'ün ayrıca 42 yıllık meslek anılarını derlediği, Doğan Kitap'tan yayımlanmış "Zor Başkentlerde Diplomasi" ve köşe yazılarını topladığı İdeal Kitap'tan yayımlanmış "Diplomasi Yazıları" isimli iki kitabı bulunmaktadır.

Amerikan Kongresi'nde en güçlü lobi ise şüphesiz Yahudi lobisi. Türkiye–İsrail ilişkilerinin en kötü zamanlarında dahi ABD’yi ziyaret eden Türk Cumhurbaşkanlarının programlarında mutlaka Yahudi lobisinin önde gelen temsilcileriyle bir görüşme yer alır...

Aradan geçen 40 yıla rağmen zamanaşımı bahanesiyle dosya rafa kaldırılmıyor, İngilizler Fletcher’i unutmuyor. Türkiye’ye dönecek olursak, medya üstüne gitmese Yunus Emre Göçer’in dosyası belki de hiç duyulmadan kapanıp gidecekt

Türk-Yunan ilişkilerinde bir yıl içerisinde nereden nereye geldiğimizden her iki ülkede de memnun olmayanlar, Atina’da atılan imzaların mürekkepleri kurumadan kendilerini göstermeye başladılar...

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Katar'ın arabuluculukta önlenemeyen yükselişi - Hasan Öztürk (2)
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Katar'ın arabuluculukta önlenemeyen yükselişi

13 17
30.12.2023

Diğer

30 Aralık 2023

Katar, resmi adıyla Katar Devleti, Arap Yarımadası’nın doğusunda yaklaşık 11 bin kilometrekarelik yüzölçümüne, 2.5 milyon nüfusa sahip küçük bir ülke. Üç tarafı denizlerle çevrili, tek kara sınırı güneyde Suudi Arabistan’la. Bağımsızlığının sadece yarım asırlık bir geçmişi bulunan bu küçük ülke, son dönemlerde diplomasi alanında boyundan büyük başarılara imza atıyor. İnternette Katar’la ilgili uluslararası akademik yayınları tarayacak olursanız, Katar’dan, ”Süper yumuşak güç”, ”Arap dünyasının yeni yıldızı Katar'ın sessiz diplomasisi Orta Doğu'yu şekillendiriyor”, ”Yükselen Katar” gibi başlıklar altında çok sayıda çalışmaya rastlayabilirsiniz.

Deneyimli gazeteci Barçın Yinanç, geçen hafta bu sitede yayınlanan ”Hamas'ın faturası Bakan Şimşek’in sevincini kursağında bıraktı“ başlıklı köşe yazısında, ”Neden İsrail’in de onayıyla Hamas’a para yardımında bulunan, siyasi liderliğine ev sahipliği yapan Katar el üstünde tutuluyor da, Türkiye hedefe konuyor? Neden Katar arabuluculuk yapıyor da, Türkiye o kadar çırpınsa da yapamıyor?” sorularını dile getirmiş. Bu sorular herkesin cevaplarını merak ettiği, üzerinde kafa yorulması gereken doğru sorular.

Katar’ın diplomatik başarıları sadece son Gazze savaşında üstlendiği İsrail ile Hamas arasındaki arabuluculuk ile sınırlı değil. 29 Şubat 2020 tarihinde ABD ile Taliban arasında Doha’da imzalanan, ”Afganistan’a Barış Getirme Anlaşması”nın mimarlığını da katar yaptı. Geçen yıl Eylül ayında İran’ın elindeki beş Amerikalı rehinenin kurtarılmasında sahnede yine Katar vardı. Biraz daha gerilere gidecek olursak 2008 yılında Lübnan’da siyasi gruplar arasındaki krizi sonlandıran Doha Mutabakatı, 2013 yılında Sudan Hükümeti ile Adalet ve Eşitlik hareketi arasındaki Darfur Anlaşması,2015 yılında Libya’daki iki kabile Tuaregler ve Tebular arasındaki ateşkes anlaşması, hep Katar’ın arabuluculuğuyla gerçekleşti.

Katar bir yandan Hamas, Taliban ve Hizbullah gibi Amerika’nın terör örgütleri listesinde yer alan yapılanmalarla düzenli teması devam ettirirken bir yandan da ABD’nin orta-Doğudaki en büyük askeri üssüne Al Udeid’de ev sahipliği yapıyor. Amerika Birleşik Devletleri Merkez Kuvvetleri Karargahı(CENTCOM) ile Hamas'ın ofisi ve Taliban'ın Büyükelçiliği........

© T24


Get it on Google Play