Diğer

23 Aralık 2023

Geçen yazıda TOGG yatırımlarının 3 milyar Euro olduğunu yazmıştım. Bu sayıyı bana Sanayi Bakanı Faruk Özlü Söylemişti.

Öte yandan anlaşılıyor ki, bu 3 milyar Euro'nun tamamına yakın kısmı devlet, yani biz vatandaşlar, tarafından karşılanıyor. Ancak ben bu paranın ne kadarının nereye ve hangi çalışmalar için yapıldığını bilmek isterdim.

Hani çeşitli vergiler ile ben de katkıda bulunmuş oluyorum ya, onun için sordum. Sayın Bakan toplam devlet desteğini 3 milyar Euro olarak açıkladığına göre artık bu bir sınai ya da ticari sır değil.

Anlaşılan Eski Sanayi bakanı Fikri Işık'ın SAAB'a yaptığı gibi, bu defa da TOBB ve Sanayi Bakanlığı beraberce K 350'nin (TOGG oldu) fikri ve sınai haklarını (Royalite/Telif) üretici Hong Kong ve İtalyan şirketinden satın aldılar. (Bu teknik tabirler için TDK bir düşün ya da sanat yapıtını yaratan kişinin, bu yapıttan doğan haklarının tümü diyor.)

Benim öğrenmek istediğim, bu Royalite/Telif için ne kadar ödendiği. Yoksa montaj fabrikasının ne kadara mâl olduğu bilinebilir.

Eğer günün birinde bir Türk grubu sahici bir yerli otomobil yapmaya kalkarsa bu sayılar yol gösterici olabilir.

Maksatlı olarak montaj fabrikası dedim; çünkü otomobilcilik jargonunda böyle denir.

Bu tip fabrikalarda daha önce fikren ve mühendislik olarak tamamı üretilmiş otomobiller monte edilirler. Bu otomobiller o ülkede yaratılmış ise, locally made/ yerli otomobil; başka ülkede yaratılmış, o ülkede üretiliyor ise locally assemnled/yerli montaj otomobil denir. (OICA - Organisation Internationale des Constructeurs d'Automobiles tarifi). Önce otomobil tasarlanır, uygulanır, denenir, prototipler yapılır, test edilir. Daha sonra yapılan prototipe uygun olarak parça imalatı ve montajı yapılır.

Önce üretilmiş olan prototipin tıpkı sac kalıpları üretilir. Dış ve iç saçlar preshanelerde basılır. TOGG, sacları (muhtemelen Bursa da çok yüksek kapasiteli preshanelerde) bastırıp fabrikadaki "body shop/gövde atölyesinde gövdesini punta kaynakları ile birleştiriyor. Daha sonra Katoforez havuzlarında Galvanizliyor, paint shop (Boyahane) de boyanıyor. Buradan gelen gövdeler ile yan sanayiden (yerli ve ithal) alınan teknik aksam "ve konfor aksamı ile assembyl holl (montaj hattı) da birleştirilip otomobil haline getiriyor. Görüldüğü gibi bu işlerden hiçbiri "fikrî" değil; eski tabir ile ameli yani işçilik. Daha önce yapılmış olanı, tekraren monte etmek.

Sayın Cumhurbaşkanının TOBB'a bu işi verirken TOBB Genel Kurulunda dediği "Montaj, montaj, montaj, bu millet bıktı artık!" durumu tekrar ediliyor.

Üstelik, Atatürk'ün büyük bir öngörü ile ayağının tozu ile 1929 da Tophane rıhtımını gümrüksüz saha ilan edip FORD Montaj Fabrikası kurdurmasından yüz yıl sonra.

Biz, yerli ve milli otomobilciler, yabancı sermaye ve teknolojiyi çok iyi değerlendirerek Türk otomotiv sektörünü bu yüzyılda belirli çağdaş bir seviyeye getirdik.

Bu gelişmede devlet ve yönetici siyasilerin bir rolü olmadığı gibi, bazen manasız kararları, bazen de bizzat kendilerine rağmen yapıldı.

Zamanın iktidar yöneticileri Bursa'da dünyanın en mümbit meyve bahçelerine beton döküp üzerine fabrikalar kurdurdu. Tabii ardında vizyonerlik değil, siyasi çıkar vardı. Oysa 70, 80 km. ötede Bozöyük'te orta Anadolu stepleri başlıyordu. Bugün Bursa'da bir meyve suyu sanayi gelişmedi, ipekçilik yok oldu. Bozüyük'te ise hâlâ bozkır var.

Bu sektöre ömür vermiş insanlar olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TÜSİAD ve TOBB toplantılarında dediği gibi, biz de "Bu millet artık Montajdan bıktı; yüzde 100 bir yerli otomobil istiyor" diyorduk.

Biz bu sektörü ve ülkemizi, aradan geçen yüzyılda çeşitli yerli yabancı problemler ile savaşarak bugün 13 farklı marka, otobüs, hafif ticari, kamyon otomobil ve bunların tüm parça ve komponentlerini üreten, 1000'e yakın yan sanayi üretimi yapan fabrika ile ülkenin en gelişmiş sektörü yaptık.

1990'da 313.145 otomobil üretimi ile dünyanın ilk 20 ülkesi arasına soktuk. AKP iktidara geldiği dönemlerde bu ülke 1.000.000 (yazı ile 1 milyon) otomobil üretimi ile İtalya'nın önünde 15 sırada idi.

Bugün 1.300.000 adet üretim ile ancak 13'üncü olabiliyoruz.

22 koskocaman yılda üretimi sadece yüzde 30 arttırabilmişiz.

Dünyadan haberi olmayan, ancak mecliste AKP sıralarında oturabilen bir vekil "Bizden önce traktör yoktu!" diyebiliyor. Baş örtüsünden koyu Müslüman olduğu anlaşılıyor. İslam da yalan söylemek suçtur. Demek ki kadıncağız tam zır cahil... (Bu din konusunda, özellikle çağdaş teknolojiye katkıları (!) bakımından epey yazacağım gibi görünüyor.)

Bir başkası buzdolabı yoktu diyor!

Hereke Lisesi matematik öğretmeninden bakan yapıyorsun. Dünyanın çöpe attığı otomobili oradan çıkarıp, üstelik 40 milyon Euro verip, iste size yerli ve milli otomobil diyor!

Ülke "bilgili" ellerde olsa idi, bugün en az, üstelik çoğu yerli olan 5 milyon araç üretip bütün dünyaya satıyor olurduk.

Bu bilgileri iddia ile yazabilirim çünkü, 1960'lı yıllardan beri sektörün içinde olan ben bu ülkede ilk otomobil ihracatını 1975'te gerçekleştiren OYAK-RENAULT takımındaydım.

Özellikle ikinci harpten sonra dünyada otomobil üretimi incelendiği vakit, karşınıza artık markalar değil, farklı kişiler çıkar. Bunlar ya devlet adamı veya otomobil endüstrisi yöneticisidir. Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istek ve hayallerinde samimi olduğuna inanmak istiyorum.

O zaman birileri Sayın Cumhurbaşkanı'nı aldatıyor. Kendisi de bu konularda uzman değil, kanıyor.

Daha önce sorduğumu bir daha sorayım. Bu müthiş destek karşılığı:

TOGG Genel Müdürü'nün "en iyiler ile çalışacağız" listesinde bir yerli üretici duymadık. Hiç değilse saclar Bursa'da basılıyormuş. Boya da yerlidir inşallah. Belki de camlar!.. Koltuklar biraz teknolojik?

Ben Sayın Erdoğan ile AKP genel başkanı ve hükümetin başı (başbakan) olduğu dönemde görüşmüştüm. Bugün sıfatı cumhurbaşkanı, onun için böyle manşet attım. Kastım hükümetin başıdır. Sayın Cumhurbaşkanı ile işim yok.

10 yıl evvel kendisi bizzat yüzüme "Yerli Otomobil konusunda bilmem gereken bir şey olursa haberim olsun!" diye talimat vermişti. Kaç randevu başvurusu yazdım hatırlamıyorum. Saray'dan beni önceleri Sanayi Bakanlarına yolladılar. Zafer Çağlayan hariç, dediklerimi hiçbiri anlamadı. Daha sonra görüşme de olamadı. Şimdilerde cevap dahi yok.

Oysa, bazı futbolcular bir bankayı kandırarak haksız kazanç yapmak istemişler. Dolandırılmışlar. Sayın Erdoğan onlar ile hemen görüşüyor, hatta eski İçişleri Bakanı'na "genel müdüre baskı yapın halletsin!" diyor. (Bu gazete haberi; ancak görüştüğü doğru.)

Benim kabahatim gençken basketbol oynamam veya rallici olmam mı acaba?

Hadi Sayın Cumhurbaşkanı, biraz daha yerlilik ve millilik…

.

TOGG'a milli otomobil demek, ciddi bir bilgisizliktir

.

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Yerli ve milli cumhurbaşkanı (3) - İskender Aruoba
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yerli ve milli cumhurbaşkanı (3)

13 17
23.12.2023

Diğer

23 Aralık 2023

Geçen yazıda TOGG yatırımlarının 3 milyar Euro olduğunu yazmıştım. Bu sayıyı bana Sanayi Bakanı Faruk Özlü Söylemişti.

Öte yandan anlaşılıyor ki, bu 3 milyar Euro'nun tamamına yakın kısmı devlet, yani biz vatandaşlar, tarafından karşılanıyor. Ancak ben bu paranın ne kadarının nereye ve hangi çalışmalar için yapıldığını bilmek isterdim.

Hani çeşitli vergiler ile ben de katkıda bulunmuş oluyorum ya, onun için sordum. Sayın Bakan toplam devlet desteğini 3 milyar Euro olarak açıkladığına göre artık bu bir sınai ya da ticari sır değil.

Anlaşılan Eski Sanayi bakanı Fikri Işık'ın SAAB'a yaptığı gibi, bu defa da TOBB ve Sanayi Bakanlığı beraberce K 350'nin (TOGG oldu) fikri ve sınai haklarını (Royalite/Telif) üretici Hong Kong ve İtalyan şirketinden satın aldılar. (Bu teknik tabirler için TDK bir düşün ya da sanat yapıtını yaratan kişinin, bu yapıttan doğan haklarının tümü diyor.)

Benim öğrenmek istediğim, bu Royalite/Telif için ne kadar ödendiği. Yoksa montaj fabrikasının ne kadara mâl olduğu bilinebilir.

Eğer günün birinde bir Türk grubu sahici bir yerli otomobil yapmaya kalkarsa bu sayılar yol gösterici olabilir.

Maksatlı olarak montaj fabrikası dedim; çünkü otomobilcilik jargonunda böyle denir.

Bu tip fabrikalarda daha önce fikren ve mühendislik olarak tamamı üretilmiş otomobiller monte edilirler. Bu otomobiller o ülkede yaratılmış ise, locally made/ yerli otomobil; başka ülkede yaratılmış, o ülkede üretiliyor ise locally assemnled/yerli montaj otomobil denir. (OICA - Organisation Internationale des Constructeurs d'Automobiles tarifi). Önce otomobil tasarlanır, uygulanır, denenir, prototipler yapılır, test edilir. Daha sonra yapılan prototipe uygun olarak parça imalatı ve montajı yapılır.

Önce üretilmiş olan prototipin tıpkı sac kalıpları üretilir. Dış ve iç saçlar preshanelerde basılır. TOGG, sacları (muhtemelen Bursa da çok yüksek kapasiteli preshanelerde) bastırıp fabrikadaki "body shop/gövde atölyesinde gövdesini punta kaynakları ile birleştiriyor. Daha sonra Katoforez havuzlarında Galvanizliyor, paint shop (Boyahane) de boyanıyor. Buradan gelen gövdeler ile yan sanayiden (yerli ve ithal) alınan teknik aksam "ve konfor aksamı ile assembyl holl (montaj hattı) da birleştirilip........

© T24


Get it on Google Play