Diğer

11 Şubat 2024

Yazıya, maçtan önce açık kaynaklarda yayınlanan dört istatistikle başlamak istiyorum.

Bu istatistikleri zihnimizin bir köşesinde tutalım, zira maç aslında bu parametreler içinde oynandı.

Yazıda ikinci olarak iki takımın maç stratejilerini ele almak istiyorum. Başakşehir FK hocası Çağdaş Atan maçtan önce ve sonra yaptığı açıklamada kendi oyun planlarına sadık kalmak istediklerinin altını çizdi. Bundan kasıt Başakşehir FK’nın geriden oyun kurmaya ve pasa dayalı futbol stratejisini devam ettirmesiydi.

Başakşehir FK’yı yakından takip etmeyen okurlar için burada küçük bir özet yapmak isterim. Başakşehir FK temelde 433 formasyonuyla sahaya yayılan ve bu formasyonu 2323 şeklinde uygulayan bir takım. Çağdaş Atan, Ousseynou Ba ve Jerome Opoku’dan oluşan tandem hattının önünde, iki bek (Lucas Lima ve Léo Dubois) ve defansif orta saha oyuncusundan (Souza) oluşan üçlü bir blok yerleştiriyor, bu bloğun önüne ise iki iç oyuncusunu (Emirhan İlkhan ve Olivier Kemen) koyuyor. En önde ise kanat forvetleri (Deniz Türüç ve João Figueiredo) ve santrfordan (Krzysztof Piatek) oluşan üçlü hücum hattı var. Ancak bu iki kanat forvetinden Deniz Türüç top atıcı, diğer kanat forvet Figueiredo ise ikinci santrfor konumunda.

Çağdaş Atan geriden oyun kurmaya ve pasa dayalı ana planını değiştirmedi. Sadece iki ekleme yaptı.

Buna karşın Okan Buruk da kendi planına sadık kaldı: Başakşehir FK’nın etkisini azaltmak ve geriden oyun kurmasını önlemek için ön alan baskısı yapmak, Galatasaray’a oranla daha yavaş oynayan Başakşehir FK’yı hızlı ve doğrudan oyunla çökertmek. (Galatasaray özellikle ilk yarıdaki etkili oyunuyla Başakşehir’in yüzde 83 olan pas isabet oranını yüzde 77’ye geriletti.)

Buna ek olarak Okan Buruk’un Başakşehir FK’nın Galatasaray’ın geriden oyun kurmasını önlemek için iki stoperine ve iki merkez orta saha oyuncusu bire bir yaptıkları baskıya karşı uzun ve yüksek topla hücuma çıkmayı da oyun planına aldığını gördük. Bu aslında geçen sezondan bu yana Galatasaray’ın oyun repertuvarında olan bir set. Bahsettiğim bu repertuvarı geçen sezonun son maçında açık biçimde görmüştük.

Bu açıdan Okan Buruk’un takımını, geçen sezon sonunda iç sahada oynanan Fenerbahçe maçının taktiğiyle Başakşehir FK karşısına çıkardığını söyleyebilirim. Tek farkla. O maçta Okan Buruk’un öne çıkan Fenerbahçe defansının arkasına kaçabilecek birden fazla oyuncusu vardı: Nicolò Zaniolo, Barış Alper Yılmaz ve Kerem Aktürkoğlu. Bu maçta ise elde sadece Barış Alper Yılmaz vardı.

O Fenerbahçe maçında da, dün de Galatasaray ilk golünü aynı set üzerinden attı.

Fenerbahçe maçında ilk gol, Muslera’nın yüksek oynadığı top sonrasında gelmişti. (Berkan Kutlu Fenerbahçe stoperi Samet Akaydın’ın vurduğu kafayı yeniden ileri yükseltmiş, Barış Alper Yılmaz da bu topu kafayla Fenerbahçe kalesine doğru aşırarak Zaniolo’yu kaçırmıştı.)

Dün bu set şöyle çalıştı.

Dakika 23,55. Geriden Muslera yüksek oynuyor. Bu sırada Başakşehir FK’nın iki stoperi Ba gerilere gelmiş Mertens’i, Opoku ise Mauro Icardi’yi kontrol ediyor. Muslera’nın havalandırdığı topa Icardi yükselmiyor, onu marke etmeye çalışan Opoku sıçrayarak kafa vuruyor, ancak bu top arkaya gidiyor. Bu top sayesinde Barış Alper Yılmaz ceza sahasında Başakşehir FK’nın sağ beki Lima’yla bire bir kalıyor. İkili mücadelede Yılmaz Lima’ya üstünlük sağlıyor ve kendi soluna hareketlendikten sonra soluyla kaleye sert vuruyor (aşağıdaki fotoğraf).

Bu golle birlikte maçta önemli bir kırılma noktası yaşandı. Çünkü bu gol Başakşehir FK’nın dengesini bozdu. Bu tablo da bizi her iki takımın 0-0’ı oynama karnesine götürüyor.

Daha önce birkaç kez altını çizmiştim. Galatasaray Türkiye’de 0-0’ı en iyi oynayan takımlar arasında ilk sıralarda. Nitekim dünkü maça kadar oynadığı 24 maçın 19’unda ilk golü atarak 0-0’ı bozan taraf olmuş, bunların 17’sinde de galibiyete uzanmıştı.

Galatasaray gibi Başakşehir FK de önde götürdüğü maçları kazanmayı bilen bir takım. Şöyle ki Başakşehir FK düne kadar önde götürdüğü 12 maçın dokuzunda sahadan galibiyetle ayrılmayı başardı, iki karşılaşmada beraberliğe razı olurken bunların sadece birinde yenildi.

Ancak gözlerimizi Başakşehir FK’nın geriye düştüğü maçlara çevirdiğimizde karşılaştığımız tablo oldukça farklı. Başakşehir FK’nın geriye düştüğü veya geride götürdüğü maçları çevirme oranı oldukça düşük. Nitekim Başakşehir FK bugüne kadar geriye düştüğü 13 maçtan sadece üç galibiyet çıkarabilirken dokuz kez sahadan yenilgiyle ayrılan taraf oldu.

Dolayısıyla dünkü maçta Galatasaray’ın öne geçmesi bu açıdan oldukça önemliydi. 0-0’ı değiştiren gol Galatasaray’ı yukarı çekerken, Başakşehir FK’nın da dengesini bozdu. İlk gol sonrasında momentum tamamen Galatasaray’a geçti; bunun sonucunda çok kısa bir süre içinde ikinci golüne ulaştı, üçüncüye de oldukça yaklaştı.

Ancak burada Galatasaray’da artık kronikleşmiş olan hücum oyuncularının topu önde tutamaması devreye girdi ve skor 2-0’a kilitlendi.

Galatasaray taraftarı sadece Kerem Aktürkoğlu’nun pas hatası yaptığını düşünüyor, ancak Galatasaray’da pas isabet yüzdesi düşük kalan tek oyuncu Aktürkoğlu değil. Galatasaray’ın hücum hattında oynayan tüm futbolcular ciddi pas hataları yapıyorlar. Bu açıdan objektif bir karşılaştırma yapılabilmesi dünkü maçta forvet hattında oynayan Galatasaraylı futbolcuların pas isabet yüzdeleriyle yaptıkları top kayıplarını aşağıya ekliyorum.

Pas yüzdesi / Top kaybı

Barış Alper Yılmaz Yüzde 69/ 21

Dries Mertens Yüzde 71/ 14

Kerem Aktürkoğlu Yüzde 71/ 10

Wilfried Zaha Yüzde 73/ 7

Mauro Icardi Yüzde 73/ 8

Galatasaray dün yüzde 82 olan sezon ortalamasının dört puan altında, yüzde 78 pas isabetiyle oynadı. Hücum bölgesinde oynayan futbolcuların, daha yoğun bir savunmayla karşılaştıkları için defans ve orta sahada görev yapan oyunculara oranla pas isabetlerinin bir parça daha düşük olması anlaşılabilir bir şeydir. Ancak şunu unutmamak lazım; Galatasaray’ın dün 78 gibi düşük bir pas yüzdesine sahip olmasının temel nedeni Başakşehir FK’nın yoğun pres yapması değildi. Çoğu pozisyonda Galatasaray’ın forvet oyuncuları basit pas hataları ve top kayıpları yaptılar.

Nitekim Okan Buruk maç sonundaki basın toplantısında bundan söz ederek geçiş hücumuna çıkarken yapılan top kayıpları nedeniyle geçiş yediklerinin altını çizdi.

Buraya iki radikal örnek alıyorum.

İlk örnek, dakika 39,52. Berkan Kutlu’nun taç atışla hareketlenen oyunda Nelsson’un pasıyla buluşan Sánchez dikine oynayarak Kerem Aktürkoğlu’nu görüyor. Aktürkoğlu’nun ilk dokunuşu kötü. Top ona çarparak Galatasaray yarı sahasına yöneliyor (aşağıdaki fotoğraf).

Bu topu kazanan Figueiredo oluyor. İki pas sonrasında Emirhan İlkhan Galatasaray kalesine koşu gösteren Olivier Kemen’i kaçırıyor. Galatasaray ceza sahasına giren Kemen’in kaleye çektiği şutu öne çıkan Muslera önlüyor (aşağıdaki fotoğraf).

Burada gördüğüm şu: Aktürkoğlu’nun yaptığı top kaybı sırasında önde yakalanan Sánchez bir süre Figueiredo’ya baskı yapıyor. Sonrasında da yavaş yavaş yerine geçmeye çalışıyor. O sırada Nelsson Sánchez’e Piatek’i almasını işaret ediyor, kendisinin de Kemen’i marke edeceğini belirtiyor. Ama Sánchez burada yavaş davranınca sağlıklı görev dağılımı yapılamıyor, böylece Kemen rahatça topla buluşma fırsatı buluyor.

İkinci örnek, dakika 65,18. Olivier Kemen Başakşehir FK hücumunda top kaybı yapıyor. Bu sırada 10 Başakşehir FK oyuncusu Galatasaray yarı sahasında, altısı da Galatasaray’ın savunma bölgesinde. Kemen’in kaptırdığı top Zaha’ya geliyor. Böylece Galatasaray geçiş hücumuna çıkmaya hazırlanıyor (aşağıdaki fotoğraf).

Başakşehir FK’nın ofsayt nedeniyle iptal edilen golünün 31 saniye öncesine bakıyoruz. Galatasaray Zaha’yla hızlı hücuma çıkmak üzere. 10 Başakşehir FK futbolcusu Galatasaray yarı sahasında. Ancak Zaha burada top kaybı yapınca Başakşehir FK kendi hücumunu kolayca tazeleyip gole ulaşıyor. (Kaynak).

Ancak Zaha burada top kaybı yapıyor ve Okan Buruk’un bahsettiği geçiş sonrası geçiş başlıyor. Bu sırada kaleci hariç bütün Başakşehir FK oyuncuları Galatasaray yarı sahasında olduğu için hücum kolayca gelişiyor. Devamında da VAR tarafından ofsayt gerekçesiyle iptal edilen gol geliyor.

Bu vesileyle maça ilişkin ilginç bir veriyi paylaşmak istiyorum.

Galatasaray’da dakika 20,26’da Kerem Aktürkoğlu soldan takımını hücuma çıkarmak isterken pas hatası yapıyor. Sonrasında oyun sakatlık nedeniyle bir süre duruyor. Bu sırada solda oynayan Aktürkoğlu ile sağda oynayan Barış Alper Yılmaz yerlerini değişiyorlar. Ancak bu, sanıldığı gibi Lima’nın ters ayakla sağ bek oynamasından yararlanmak amacıyla bilinçli olarak yapılmış bir değişiklik değil. Değişikliğin asıl amacı, o dakikaya kadar sürekli aksayan Aktürkoğlu’na kendine gelmesi için bir nefes alanı açmak.

İlginçtir 20,26’daki hatasından dakika 36,02’ye kadar, yani yaklaşık 15,5 dakika kadar Kerem Aktürkoğlu’nun ayağına top değmiyor. Bu 15,5 dakika aynı zamanda Galatasaray’ın iki gol bulduğu zaman aralığı olarak geçiyor kayıtlara.

Burada özel bir parantezi de Icardi için açmak gerekiyor.

Icardi ligde akan oyun içinde en son hangi maçta gol atmıştı, hatırlayan var mı? Söyleyeyim, 25 Kasım 2023’te, Alanyaspor’a karşı. Bu maçtan sonra oynadığı dokuz karşılaşmada Icardi’nin akan oyunda golü yok.

Bu arka planı vermemin nedeni Icardi’nin dünkü maçtaki pek beğenmediğim halet-i ruhiyesi. Gördüğüm kadarıyla biraz sinirliydi Icardi ve konsantrasyonu da yüksek değildi. Bunu Galatasaray hücumlarında boş alanlara kaçamamasından ve pek arayış içinde olmamasından anlıyoruz.

Buraya tek örnek alacağım.

Dakika 35,56. Muslera’nın orta saha civarındaki Kaan Ayhan’a gönderdiği yüksek topu Figueiredo göğsüyle kontrol etmeye çalışırken Kaan Ayhan topa dokunuyor, ardından da Kerem Aktürkoğlu. Top Kerem Aktürkoğlu’nun önünde kalınca Galatasaray 4’e 3 hücuma çıkma fırsatı yakalıyor (aşağıdaki fotoğraf).

Ancak Aktürkoğlu’nun Icardi’ye vermek istediği pas onun arkasında kalıyor ve Barış Alper Yılmaz’a gidiyor. Yılmaz burada daha uygun durumda olan Mertens’e pas veriyor. Her zaman olduğu gibi şutuna odaklanan Mertens’in (aşağıdaki fotoğraf) altı pas önünden attığı şutu Volkan Babacan sol eliyle çelmeyi başarıyor.

Bu hücumda pas alamayan Icardi’nin kale önünde gelişmeleri (önce Barış Alper Yılmaz’ın Mertens’e pas vermesi, ardından Mertens’in kaleye şut atması) neredeyse hiç hareket etmeden izlemesi dikkat çekiyor. (Mertens’in şutunda topun Babacan tarafından kurtarılmaması durumunda Icardi’ye çarpma olasılığı hiç de az değildi.)

Okan Buruk haftalardır sağ ve sol bek pozisyonlarına, orijinal görev yerleri burası olmayan futbolcuları devşirmek zorunda kaldı. Kaan Ayhan esas itibariyle bir savunma oyuncusu olduğu ve repertuvarında bugüne kadar sağ bek oynadığı birçok maç olduğu için sağ bekte pek sırıtmıyor. Ancak sadece birkaç maçtır sol bek oynayan Berkan Kutlu, rakip takımın hücum seti oynadığı dakikalarda pozisyon ve paylaşım sorunları yaşayabiliyor. Buraya tek örnek alacağım.

Yukarıda verdiğim örnekte Kerem Aktürkoğlu’nun dakika 36,02’de yaptığı top kaybından söz etmiştim. Burada topu kapan Emirhan İlkhan’ın Souza’ya pasıyla Başakşehir FK hücumu başlıyor. Bu hücumun devamında Berkan Kutlu ve Barış Alper Yılmaz aynı adamın üzerine gidince sağda Lima boş kalıyor. Bu da Galatasaray defansının kayma yapmasına yol açıyor. (Lima’yı takip etmesi gereken Barış Alper Yılmaz ortada olmadığı için Lima’yı Nelsson karşılıyor. Sánchez Piatek’i, Kaan Ayhan da Kemen’i almak zorunda kalıyor.) Kaymalar sonucunda en arkada Emirhan İlkhan yalnız kalıyor ve Lima’nın yaptığı ortaya (aşağıdaki fotoğraf) rahatça kafa vuruyor.

Ancak bu kafa topunu Muslera kolayca kontrol ediyor.

Çok uzun süredir Galatasaray’ın kullandığı duran toplarda kalesini koruyacak saha parselasyonunu yapamadığından söz ediyorum. Dünkü Başakşehir FK maçında da benzer bir tehlike yaşandı.

Dakika 56,39. Mertens’in kullandığı korner sonrasında Galatasaraylı iki futbolcu (Zaha ve Torreira) topa vurdukları halde hücumu sonlandıramadıkları için devamında Başakşehir FK Kemen üzerinden 5’e 4 hızlı hücuma çıkma fırsatı buluyor.

Ancak Galatasaray ceza sahasına giren Kemen’in arkada boş durumdaki Deniz Türüç’e (bu sırada arka bölgede Başakşehir FK oyuncuları sayısal olarak 3’e 1 üstün durumdaydı) vermek istediği pası (aşağıdaki fotoğraf) Kaan Ayhan kesmeyi başarınca Galatasaray kalesi mutlak bir golden kurtulmuş oluyor.

Bu arada Galatasaray’ın korner atışı sırasında sahada 10 kişi olduğunun da altını çizmek istiyorum (o dakikalarda Nelsson sakatlanıp çıkmış, Tetê de oyuna dahil olmamıştı.) Dolayısıyla rakipten zaten sayısal olarak azken hücumu sonlandıramamak ve arkada güvenliği hızlı olmayan futbolcularla almanın Galatasaray’a bir gole mal olacağı çok açık.

Sol bek transferini UEFA listesine yetiştiremeyen Galatasaray Perşembe günü oynayacağı Sparta Prag maçı öncesinde son provasını Başakşehir FK’ya karşı yaptı. Samsunspor maçında olduğu gibi Başakşehir FK karşısında da kilidi Barış Alper Yılmaz açtı.

Galatasaray’a bakıldığında görülen tablo şöyle: Omurgada formda olan oyuncusu sayısı sadece üç; Muslera, Nelsson ve Kerem Demirbay. Bunun dışında Sánchez’in ilk geldiği zamanlardaki formuna yaklaştığı, Torreira’nın da belirli bir standarda sahip olduğunu söylemeliyim.

Galatasaray’ın en sorunlu bölgesi ise forvet hattı. Burada formda olan tek oyuncu Barış Alper Yılmaz. Bunun dışında Mertens’in de kendi standardını koruduğu, ancak yaşı itibariyle enerjisinin çok büyük bölümünü ilk yarım saatte harcadığı da görülüyor. Icardi, Zaha ve Aktürkoğlu ise kendi form düzeylerinin oldukça altındalar.

Bu nedenle, çok önceden Sparta Prag karşısında Barış Alper Yılmaz’ı sol bekte oynatmayı planladığı söylenen Okan Buruk’un Yılmaz’dan Sparta Prag karşısında sol bek olarak değil de, forvet hattında yararlanmak isteyeceği düşüncesindeyim. Ayrıca Serge Aurier’yi Sparta Prag karşısında sahaya sürmesi durumunda Buruk’un sol bek için Kaan Ayhan’ı düşünmesi sürpriz olmaz.

Kısaca; elbette bazı planları vardır, ama tüm bu tabloyu dikkate aldığımızda Sparta Prag karşılaşması öncesinde Okan Buruk’un kafasının çok da rahat olmadığını söyleyebilirim.

Melih Şabanoğlu, Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu.

Okur, yazar, merak eder. Çocukluktan itibaren her yaş döneminde ve değişik sektörlerde çalışırken spor ve futbol, amatör tutkusu oldu hep.

Futbolun matematiğini anlamaya çalıştı. Sabahtan akşama dek muhtelif maçlar izleyerek geçireceği günlerin hayalini kurdu.

Ana ilgi ve uğraş alanı ise Osmanlı modernleşmesi ve geç Osmanlı döneminde spor tarihi.

Bu konuda Kuruluş: Mekteb-i Sultani'den Galatasaray Spor Kulübü'ne Türkiye'de Futbolun Erken Çağı (1904-1907) başlıklı bir kitabı var.

Önümüzdeki dönemlerde bu çalışmanın diğer ciltlerini çıkarmayı umuyor.

Okan Buruk art arda oynanacak altı maçtan önce as futbolcularını dinlendirme fırsatı buldu. Bandırmaspor karşısındaki ilk 11’inde daha çok kalbi kırıklar kulübü üyelerine yer verdi

Galatasaray zorlu geçmesi beklenen Samsunspor maçını, ilk 15 dakikada ortaya koyduğu etkili futbol ve antrenmanlarda çalışılmış iki golle kolayca çözdü ve yine yoğun bir fikstüre sahne olacak Şubat ayına adımını atmış oldu

İstanbulspor'dan sonra kalesini yine 541 formasyonuyla savunan Gaziantep FK ile oynayan Galatasaray, yine geriye düşmesine rağmen 0-1'i iyi oynayarak rakibini yendi. Ancak bunu gerçekleştirirken de cuma günkü Samsunspor sınavı öncesinde çok yoruldu

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Barış, Alper, Yılmaz - Melih Şabanoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Barış, Alper, Yılmaz

16 0
11.02.2024

Diğer

11 Şubat 2024

Yazıya, maçtan önce açık kaynaklarda yayınlanan dört istatistikle başlamak istiyorum.

Bu istatistikleri zihnimizin bir köşesinde tutalım, zira maç aslında bu parametreler içinde oynandı.

Yazıda ikinci olarak iki takımın maç stratejilerini ele almak istiyorum. Başakşehir FK hocası Çağdaş Atan maçtan önce ve sonra yaptığı açıklamada kendi oyun planlarına sadık kalmak istediklerinin altını çizdi. Bundan kasıt Başakşehir FK’nın geriden oyun kurmaya ve pasa dayalı futbol stratejisini devam ettirmesiydi.

Başakşehir FK’yı yakından takip etmeyen okurlar için burada küçük bir özet yapmak isterim. Başakşehir FK temelde 433 formasyonuyla sahaya yayılan ve bu formasyonu 2323 şeklinde uygulayan bir takım. Çağdaş Atan, Ousseynou Ba ve Jerome Opoku’dan oluşan tandem hattının önünde, iki bek (Lucas Lima ve Léo Dubois) ve defansif orta saha oyuncusundan (Souza) oluşan üçlü bir blok yerleştiriyor, bu bloğun önüne ise iki iç oyuncusunu (Emirhan İlkhan ve Olivier Kemen) koyuyor. En önde ise kanat forvetleri (Deniz Türüç ve João Figueiredo) ve santrfordan (Krzysztof Piatek) oluşan üçlü hücum hattı var. Ancak bu iki kanat forvetinden Deniz Türüç top atıcı, diğer kanat forvet Figueiredo ise ikinci santrfor konumunda.

Çağdaş Atan geriden oyun kurmaya ve pasa dayalı ana planını değiştirmedi. Sadece iki ekleme yaptı.

Buna karşın Okan Buruk da kendi planına sadık kaldı: Başakşehir FK’nın etkisini azaltmak ve geriden oyun kurmasını önlemek için ön alan baskısı yapmak, Galatasaray’a oranla daha yavaş oynayan Başakşehir FK’yı hızlı ve doğrudan oyunla çökertmek. (Galatasaray özellikle ilk yarıdaki etkili oyunuyla Başakşehir’in yüzde 83 olan pas isabet oranını yüzde 77’ye geriletti.)

Buna ek olarak Okan Buruk’un Başakşehir FK’nın Galatasaray’ın geriden oyun kurmasını önlemek için iki stoperine ve iki merkez orta saha oyuncusu bire bir yaptıkları baskıya karşı uzun ve yüksek topla hücuma çıkmayı da oyun planına aldığını gördük. Bu aslında geçen sezondan bu yana Galatasaray’ın oyun repertuvarında olan bir set. Bahsettiğim bu repertuvarı geçen sezonun son maçında açık biçimde görmüştük.

Bu açıdan Okan Buruk’un takımını, geçen sezon sonunda iç sahada oynanan Fenerbahçe maçının taktiğiyle Başakşehir FK karşısına çıkardığını söyleyebilirim. Tek farkla. O maçta Okan Buruk’un öne çıkan Fenerbahçe defansının arkasına kaçabilecek birden fazla oyuncusu vardı: Nicolò Zaniolo, Barış Alper Yılmaz ve Kerem Aktürkoğlu. Bu maçta ise elde sadece Barış Alper Yılmaz vardı.

O Fenerbahçe maçında da, dün de Galatasaray ilk golünü aynı set üzerinden attı.

Fenerbahçe maçında ilk gol, Muslera’nın yüksek oynadığı top sonrasında gelmişti. (Berkan Kutlu Fenerbahçe stoperi Samet Akaydın’ın vurduğu kafayı yeniden ileri yükseltmiş, Barış Alper Yılmaz da bu topu kafayla Fenerbahçe kalesine doğru aşırarak Zaniolo’yu kaçırmıştı.)

Dün bu set şöyle çalıştı.

Dakika 23,55. Geriden Muslera yüksek oynuyor. Bu sırada Başakşehir FK’nın iki stoperi Ba gerilere gelmiş Mertens’i, Opoku ise Mauro Icardi’yi kontrol ediyor. Muslera’nın havalandırdığı topa Icardi yükselmiyor, onu marke etmeye çalışan Opoku sıçrayarak kafa vuruyor, ancak bu top arkaya gidiyor. Bu top sayesinde Barış Alper Yılmaz ceza sahasında Başakşehir FK’nın sağ beki Lima’yla bire bir kalıyor. İkili mücadelede Yılmaz Lima’ya üstünlük sağlıyor ve kendi soluna hareketlendikten sonra soluyla kaleye sert vuruyor (aşağıdaki fotoğraf).

Bu golle birlikte maçta önemli bir kırılma noktası yaşandı. Çünkü bu gol Başakşehir FK’nın dengesini bozdu. Bu tablo da bizi her iki takımın 0-0’ı oynama karnesine götürüyor.

Daha önce birkaç kez altını çizmiştim. Galatasaray Türkiye’de 0-0’ı en iyi oynayan takımlar arasında ilk sıralarda. Nitekim dünkü maça kadar oynadığı 24 maçın 19’unda ilk golü atarak 0-0’ı bozan taraf olmuş, bunların 17’sinde de galibiyete uzanmıştı.

Galatasaray gibi Başakşehir FK de önde götürdüğü maçları kazanmayı bilen bir takım. Şöyle ki Başakşehir FK düne kadar önde götürdüğü 12 maçın dokuzunda sahadan galibiyetle ayrılmayı başardı, iki karşılaşmada beraberliğe razı olurken bunların sadece birinde yenildi.

Ancak gözlerimizi Başakşehir FK’nın geriye düştüğü maçlara çevirdiğimizde karşılaştığımız tablo oldukça farklı. Başakşehir FK’nın geriye düştüğü veya geride götürdüğü maçları çevirme oranı oldukça düşük. Nitekim Başakşehir FK bugüne kadar geriye düştüğü 13 maçtan sadece üç galibiyet çıkarabilirken dokuz kez sahadan yenilgiyle ayrılan taraf oldu.

Dolayısıyla dünkü maçta Galatasaray’ın öne geçmesi bu açıdan oldukça önemliydi. 0-0’ı değiştiren gol Galatasaray’ı yukarı çekerken, Başakşehir FK’nın da dengesini bozdu. İlk gol sonrasında momentum tamamen Galatasaray’a geçti; bunun sonucunda çok kısa bir süre içinde ikinci golüne ulaştı, üçüncüye de oldukça yaklaştı.

Ancak burada Galatasaray’da artık kronikleşmiş olan hücum oyuncularının topu önde tutamaması devreye girdi ve skor 2-0’a kilitlendi.

Galatasaray taraftarı sadece Kerem Aktürkoğlu’nun pas hatası yaptığını düşünüyor, ancak Galatasaray’da pas isabet yüzdesi düşük kalan tek oyuncu Aktürkoğlu değil. Galatasaray’ın........

© T24


Get it on Google Play