Diğer

03 Nisan 2024

Ben oynanan maçı "iyi futbol" manasında "güzel oyun" üzerinden değil, iki teknik direktörün karşılaşma plan ve stratejileri üzerinden okuma taraftarıyım. Bunu seçmemin temel bir nedeni var: Yalın bir sübjektivizmden uzak durarak maçı "iç tutarlılık" kriteri üzerinden değerlendirmek.

İç tutarlılıktan kastım şu: Biz bir oyunu her şeyden önce o oyunu planlayan teknik direktörün temel stratejileri üzerinden okumalıyız. Bunun da yolu planlananla oynanan arasındaki mesafeyi sübjektif değil, oyunu planlayan teknik direktörün kriterleri üzerinden belirlemekten geçiyor.

Bu yazıda ben Hatayspor maçını Okan Buruk'un maç planı üzerinden analiz etmeye çalışacağım.

Maçtan önce Hatayspor teknik direktörü Volkan Demirel, oyun planlarını çok yalın biçimde şöyle özetlemişti: "Fazla risk almadan, daha çok kontrataklarla oynayacağız." Okan Buruk da maç öncesinde Hatayspor'un bu oyun planını işaret etti:

"Özellikle geçiş hücumlarını düşüneceklerdir burada. Topa sahip olmamız önemli. Savunma pozisyonlarımız çok önemli, bununla ilgili geçen hafta sıkıntılar yaşadık. Top bizdeyken de savunma pozisyonumuzu doğru düşünmemiz lazım. "Ya kaptırırsak"ı düşünmemiz lazım. İkinci toplar önemli olacak. O yüzden savunmada daha dikkatli, özellikle orta sahadaki iki oyuncumuzun hem merkez bloku doğru parselasyonla kapatabilirsek, hem de Köhn ve Barış'ın hücumdaki dönüşlerini Torreira ve Kerem'le kapatabilirsek hücumdaki yoğunluğumuz bize daha fazla pozisyon getirecek."

Buruk'un dediklerini önemli bulduğumdan oldukça uzun bir alıntı yaptım. Burada çok önemli bir şeyden söz ediyor Buruk. Rakibin geçiş hücumu oynayacağını söyleyerek futbolcularının dikkat etmesi gereken dört şeyin altını çiziyor:

Peki Galatasaray dün Hatayspor karşısında bunu yapabildi mi?

Savunma anlamında büyük ölçüde yapabildi. Ama bu, Buruk'un öngördüğü üzere Galatasaray'ın hücumda daha fazla pozisyona girmesine yol açmadı.

İşin savunma kısmından başlamak istiyorum. Her ne kadar Volkan Demirel ve Okan Buruk bahsetmemiş olsalar da Hatayspor'un tek hücum silahı hızlı geçişler değildi. Hücum setleri arasında uzun top sonrasında kapılan toplarla tehlike üretmek de vardı. (Burada Hatayspor'un ilk maçta Galatasaray'ı yenerken attığı ilk golün bu hücum seti üzerinden geliştiğini hatırlamalıyız.)

Kanımca Hatayspor maçtaki en tehlikeli pozisyonunu bu hücum setinden üretti. Buraya iki örnek alıyorum. Her iki pozisyonda da Hatayspor'un sol kanatta oynayan hızlı ve kuvvetli forvet oyuncusu Rigoberto Rivas ile Galatasaray'ın sağ beki Barış Alper Yılmaz baş roldeydi.

İlk örnek. Dakika 13,05. Hatayspor kalecisi Erce Kardeşler topu oyuna sokarken ileriye uzun vuruyor. Galatasaray'ın sağ beki Barış Alper Yılmaz Hataysporlu Rivas'ı kaçırıyor (aşağıdaki fotoğraf).

Bu pozisyonda Rivas'ı, ileriye çıkmış olan Galatasaray kalecisi Fernando Muslera karşılıyor ve son anda topa kafasıyla müdahale ederek Hatayspor'un muhtemel bir golünü önlemiş oluyor.

İkinci örnek, dakika 21.55. Dries Mertens'in yaptığı faul sonrası atışı hızla kullanan Hatayspor'da stoper Guy-Marcelin Kilama sol öne uzun oynuyor (aşağıdaki fotoğraf).

Kilima'nın bu uzun pasında Rivas bir kez daha topla buluşarak hızla Galatasaray kalesine akıyor. Onu tutması gereken Barış Alper Yılmaz ise gerisinde kalmış durumda (aşağıdaki fotoğraf).

Barış Alper Yılmaz eliyle arkadan hafifçe ittiği Rivas'ın etkili bir şut atmasını önlüyor. Muslera da düşmek üzereyken topu kaleye gönderen Rivas'ın cılız şutunu kolayca bloke ediyor.

Hatayspor bunun dışındaki en tehlikeli pozisyonunu Galatasaray hücumunu kestikten sonra çıktığı hızlı kontratak üzerinden üretti. (Hatayspor ilk maçta ikinci golüne bu hücum setinden ulaşmıştı.)

Dakika 62,03. Derrick Köhn, Torreira'ya kullandığı taç atışıyla topu hareketlendiriyor. Torreira Wilfried Zaha'ya aşırıyor topu kafayla, o da merkezdeki Mertens'e oynuyor. Mertens'in pasıyla buluşan Barış Alper Yılmaz, topu Hakim Ziyech'e verdikten sonra hızla ileriye doğru hareketleniyor. Ziyech onun bu koşusunu attığı topla ödüllendiriyor. Bu pozisyonda Rivas'ın ayağından seken top Barış Alper Yılmaz'ın önünde kalıyor. Yılmaz hemen gerideki Mertens'e oynuyor, o da merkezdeki Demirbay'a. Topu sol ayağına alan Demirbay şut gösterip ceza sahası çizgisi üstündeki Mauro Icardi'ye pas veriyor. Sonra da ondan topu geri alıyor. Demirbay'ın en soldaki Zaha'ya aktarmak istediği topu Halil Dervişoğlu pas arası yaparak kapıyor (aşağıdaki fotoğraf).

Topu kapan Dervişoğlu driblinge başlıyor ve Demirbay'la Ziyech'in arasından kolayca geçtikten sonra soldan bindiren Carlos Standberg'i kaçırıyor (aşağıdaki fotoğraf).

Galatasaray ceza sahasına giren Strandberg'in çektiği şut Muslera'nın kontrolü altında uzak direğin yanından dışarı çıkıyor (aşağıdaki fotoğraf).

Aslında bu pozisyon maçtan önce Okan Buruk'un dediklerinin test edildiği bir pozisyondu. Pozisyonu en başından inceleyelim.

Burada gördüğümüz tek şey var: Galatasaray'ın saha parselasyonu Okan Buruk'un koyduğu kriterlere uygun değil.

Bu pozisyonun hemen arkasından Okan Buruk Ziyech'i çıkarıp sağ bek Barış Alper Yılmaz'ı öne sürdü. Sağ bek pozisyonuna ise oyuna yeni giren Kaan Ayhan geçti.

Okan Buruk'un maç öncesi açıklaması, Galatasaray'ın ilk planda iyi savunma yapacağını, iyi savunmanın ise hücum yoğunluğunu artıracağını düşündürtüyordu. Ancak bu pek gerçekleşmedi. Çünkü Galatasaray her ne kadar Hatayspor'a fazla kontratak fırsatı vermemiş olsa da maç içinde savunma sertliğini istediği seviyeye çıkaramadı. Bu da hücumu olumsuz etkiledi.

Bunun üç temel nedeni vardı.

Galatasaray dünkü maçın ilk 20 dakikalık bölümde hızlı ve tempolu bir oyun oynayarak hücum yoğunluğunu yukarı çekti. Zaten gol de bu zaman diliminde geldiği gibi önemli birkaç tehlike de üretildi. Ancak sonra iyice yavaşladı Galatasaray.

Buraya Galatasaray'ın maç içinde ürettiği en nitelikli hücumu almak istiyorum.

Dakika 14.09. Hatayspor hücumunda Muslera topu kontrol ettikten sonra hemen eliyle Barış Alper Yılmaz'ı görüyor. Birden hızlanan Yılmaz Hatayspor yarı sahasına girdikten sonra çizgideki Ziyech'e oynuyor. Ziyech topla merkeze kıvrılırken Yılmaz dış koridora hareket ediyor ve Ziyech hemen onu görüyor. Dış koridorda topla buluşan Barış Alper Yılmaz topu, hücumu desteklemek amacıyla merkeze gelen Torreira'ya oynuyor. Torreira ve Ziyech dar alanda iki kez üst üste paslaştıktan sonra Ziyech topu yeniden sağ koridordaki Yılmaz'a aktarıyor. Yılmaz ceza sahasına ortalıyor topu. Icardi bu ortayı kafayla kaleye gönderiyor (aşağıdaki fotoğraf), ancak top Hatayspor savunmasına çarparak kornere çıkıyor.

Takım halinde ve çok sayıda futbolcuyla gerçekleştirilen bu hücumda Galatasaray rakip ceza sahasına beş futbolcuyla girdi. Ancak maçın ilerleyen bölümünde buna benzer başka atak göremedik.

Son olarak Galatasaray'ın duran top verimliliğinden söz etmek istiyorum. Maçtan sonra Okan Buruk'un da dediği gibi Galatasaray çok uzun zamandır düzenli olarak son taktik antrenmanlarda duran top çalışması yapıyor. Son 14 maçta duran top organizasyonlarından kazanılan dokuz gol bu çalışmaların semeresi.

Galatasaray'ın duran top konusunda geldiği aşamayı tarif edebilmek amacıyla dünkü maçtan çarpıcı bir istatistik vermek istiyorum. Kullanılan sekiz kornerde Galatasaraylı futbolcular topa tam dört kez vurma başarısı gösterdiler; bunlardan biri de golle sonuçlandı. Bu, yüzde elli gibi çok yüksek bir orana karşılık geliyor.

Buradan hareketle şunu demek çok yanlış olmaz: Maçın kilidini duran topla açtıktan sonra rakibi hızlı geçişlerle çökertmek çok daha mümkün hale gelir. Ancak Galatasaray Zaha, Kerem Aktürkoğlu, Barış Alper Yılmaz gibi süratli futbolculara ve Ziyech gibi topu istenilen hızda istenilen yere atabilen bir yeteneğe sahip olmasına rağmen hızlı hücum geçişlerinde bırakalım kolayca gol bulmayı, oldukça zorlanan bir takım olageldi. Mutlaka çalışılıyordur, ancak bu konuda daha çok mesafe almanın daha fazla çalışmak dışında başka yolu yok.

Ligin sonuna yedi maç kaldı. Galatasaray'ın bu süreçte geçen sezonun son dönemindeki gibi takım savunmasını daha da yukarı çekerek ilerlemek isteyeceğini öngörüyorum. Başka bir deyişle, Galatasaray önümüzdeki süreçte takım savunmasını ne kadar iyi organize ederse hücum yoğunluğunu da o derece yukarı çekmiş olacak. Dünkü Hatayspor karşılaşması bu yolda inşa edilmiş ilk basamak oldu. Bir sonraki Alanyaspor karşılaşmasında yeni bir basamak inşa edebilmek için ön alan baskısını daha ahenkli ve kusursuz yapmanın yanı sıra, savunma geçişlerinde daha hızlanmak ve çoğalmak gerekecek.

Melih Şabanoğlu, Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu.

Okur, yazar, merak eder. Çocukluktan itibaren her yaş döneminde ve değişik sektörlerde çalışırken spor ve futbol, amatör tutkusu oldu hep.

Futbolun matematiğini anlamaya çalıştı. Sabahtan akşama dek muhtelif maçlar izleyerek geçireceği günlerin hayalini kurdu.

Ana ilgi ve uğraş alanı ise Osmanlı modernleşmesi ve geç Osmanlı döneminde spor tarihi.

Bu konuda Kuruluş: Mekteb-i Sultani'den Galatasaray Spor Kulübü'ne Türkiye'de Futbolun Erken Çağı (1904-1907) başlıklı bir kitabı var.

Önümüzdeki dönemlerde bu çalışmanın diğer ciltlerini çıkarmayı umuyor.

Başlığı bir Pink Floyd şarkısından, Türkçeye 1980'lerde Keyifli Sayıklamalar diye çevrilen Comfortably Numb'dan aldım. Burada önemli olan "keyifli" kelimesi değil, şuursuz halde sayıklama halinde olmaktı. Kasımpaşa karşısında Galatasaray tam da bu haldeydi

Ligin son dönemecine doğru Galatasaray paletine yeni renkler eklemeye devam ediyor. Galatasaray Mertens’in liderlik yaptığı takım savunmasını Rizespor karşısında daha sertleştirirken, temposunu, akıcı oyununu ve verimliliğini daha da yukarı çekti

Rakibinden daha fazla koşan ve savunmasını sertleştiren Galatasaray hücum metriklerinde kendi seviyesinin altında kalmış olsa da puan kaybetmesi beklenen Beşiktaş deplasmanından üç puanla ayrılmasını bildi

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - İyi savunma iyi hücum getirir - Melih Şabanoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İyi savunma iyi hücum getirir

22 0
03.04.2024

Diğer

03 Nisan 2024

Ben oynanan maçı "iyi futbol" manasında "güzel oyun" üzerinden değil, iki teknik direktörün karşılaşma plan ve stratejileri üzerinden okuma taraftarıyım. Bunu seçmemin temel bir nedeni var: Yalın bir sübjektivizmden uzak durarak maçı "iç tutarlılık" kriteri üzerinden değerlendirmek.

İç tutarlılıktan kastım şu: Biz bir oyunu her şeyden önce o oyunu planlayan teknik direktörün temel stratejileri üzerinden okumalıyız. Bunun da yolu planlananla oynanan arasındaki mesafeyi sübjektif değil, oyunu planlayan teknik direktörün kriterleri üzerinden belirlemekten geçiyor.

Bu yazıda ben Hatayspor maçını Okan Buruk'un maç planı üzerinden analiz etmeye çalışacağım.

Maçtan önce Hatayspor teknik direktörü Volkan Demirel, oyun planlarını çok yalın biçimde şöyle özetlemişti: "Fazla risk almadan, daha çok kontrataklarla oynayacağız." Okan Buruk da maç öncesinde Hatayspor'un bu oyun planını işaret etti:

"Özellikle geçiş hücumlarını düşüneceklerdir burada. Topa sahip olmamız önemli. Savunma pozisyonlarımız çok önemli, bununla ilgili geçen hafta sıkıntılar yaşadık. Top bizdeyken de savunma pozisyonumuzu doğru düşünmemiz lazım. "Ya kaptırırsak"ı düşünmemiz lazım. İkinci toplar önemli olacak. O yüzden savunmada daha dikkatli, özellikle orta sahadaki iki oyuncumuzun hem merkez bloku doğru parselasyonla kapatabilirsek, hem de Köhn ve Barış'ın hücumdaki dönüşlerini Torreira ve Kerem'le kapatabilirsek hücumdaki yoğunluğumuz bize daha fazla pozisyon getirecek."

Buruk'un dediklerini önemli bulduğumdan oldukça uzun bir alıntı yaptım. Burada çok önemli bir şeyden söz ediyor Buruk. Rakibin geçiş hücumu oynayacağını söyleyerek futbolcularının dikkat etmesi gereken dört şeyin altını çiziyor:

Peki Galatasaray dün Hatayspor karşısında bunu yapabildi mi?

Savunma anlamında büyük ölçüde yapabildi. Ama bu, Buruk'un öngördüğü üzere Galatasaray'ın hücumda daha fazla pozisyona girmesine yol açmadı.

İşin savunma kısmından başlamak istiyorum. Her ne kadar Volkan Demirel ve Okan Buruk bahsetmemiş olsalar da Hatayspor'un tek hücum silahı hızlı geçişler değildi. Hücum setleri arasında uzun top sonrasında kapılan toplarla tehlike üretmek de vardı. (Burada Hatayspor'un ilk maçta Galatasaray'ı yenerken attığı ilk golün bu hücum seti üzerinden geliştiğini hatırlamalıyız.)

Kanımca Hatayspor maçtaki en tehlikeli pozisyonunu bu hücum setinden üretti. Buraya iki örnek alıyorum. Her iki pozisyonda da Hatayspor'un sol kanatta oynayan hızlı ve kuvvetli forvet oyuncusu Rigoberto Rivas ile Galatasaray'ın sağ beki Barış Alper Yılmaz baş roldeydi.

İlk örnek. Dakika 13,05. Hatayspor kalecisi Erce Kardeşler topu oyuna sokarken ileriye uzun vuruyor. Galatasaray'ın sağ beki Barış Alper Yılmaz Hataysporlu Rivas'ı kaçırıyor (aşağıdaki fotoğraf).

Bu pozisyonda Rivas'ı, ileriye çıkmış olan Galatasaray kalecisi Fernando Muslera karşılıyor ve son anda topa kafasıyla müdahale ederek Hatayspor'un muhtemel bir golünü önlemiş oluyor.

İkinci örnek, dakika 21.55. Dries Mertens'in yaptığı faul sonrası atışı hızla kullanan Hatayspor'da stoper Guy-Marcelin Kilama sol öne uzun oynuyor (aşağıdaki fotoğraf).

Kilima'nın bu uzun pasında Rivas bir kez daha topla buluşarak hızla Galatasaray kalesine akıyor. Onu tutması gereken Barış Alper Yılmaz ise gerisinde kalmış durumda........

© T24


Get it on Google Play