Diğer

16 Ocak 2024

1-1 sonuçlanan Sivasspor-Galatasaray maçıyla ilgili analizin başlığı "kanatsız güvercin"di. Bununla Galatasaray'ın hem kanat bekleri üzerinden kanatsız oynadığını ima etmeye çalışmıştım, hem de takımdaki güvercin tedirginliğini. Bu güvercin tedirginliği Kayserispor karşılaşmasında daha da zirveye tırmandı. Öyle ki, tüm maç boyunca sadece bir kere organize hücum yapabilen Kayserispor Galatasaray'ın bu tedirginliği sayesinde bir puanı cebine koymanın eşiğine geldi. Ancak Hasan Ali Kaldırım'ın Kayserispor ceza sahasında Barış Alper Yılmaz'ı formasından çekerek düşürmesi Kayseri ekibinin hayaline son verdi.

Bunu biraz açayım. Maç boyunca Kayserispor Galatasaray kalesine Opta verilerine göre dördü isabetli 10 kez şut attı. Ancak bu şutlardan sadece birisi Kayserispor'un organize atağı sonucunda üretildi. Diğerlerinin ise dökümü şöyle:

Buna karşın Galatasaray Kayserispor kalesine sekizi isabetli 29 şut attı. Ancak bu, Galatasaray'ın çok organize bir oyun oynadığı anlamına gelmiyor. Tüm maç boyunca Galatasaray Kayserispor kalesine sadece üç kez organize hücumla şut çekebildi. Geri kalan 26 şut ise ya duran top sonrasında geldi, ya da ön alanda kapılan toplar sonrasında.

Ben bu yazıda maç analizini dört alt başlıkta ele almaya çalışacağım.

Konyaspor maçında Galatasaray'da bir kimya sorunu yaşanmadığını gözlemlemiştik. Ancak Konyaspor karşılaşmasında ve sonrasında Galatasaray'da bazı şeyler hızla ters gitti.

Önce Barış Alper Yılmaz Konyaspor karşılaşmasında sarı kart görerek Sivasspor maçı için cezalı duruma düştü. Ardından Sacha Boey sağ dizinde ağrı hissettiği gerekçesiyle Sivasspor maçında oynayamayacağını kulübe iletti. Bunu, Kaan Ayhan'ın geçici sakatlığı neticesinde Sivasspor maçı kadrosundan çıkarılması takip etti.

Murphy kuralları malum. Sivasspor maçında "bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa, hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir" diyen ikinci Murphy kuralı devreye girdi. Böylece Galatasaray maç sonunda rakibine armağan ettiği penaltıyla beraberliğe yakalandı. Bu yetmezmiş gibi ardından da peş peşe gördüğü iki sarı kartla Kerem Aktürkoğlu'nu kaybetti.

Muhtemelen bu aksilikler ve Sivasspor maçında yaşanan puan kaybı nedeniyle Galatasaraylı futbolcuların Kayserispor karşısında konsantrasyon sorunu yaşadıklarını gördük.

Bu alt başlıkta sözünü ettiğim konsantrasyon eksikliğiyle ilgili üç örnek vermek istiyorum.

İlk örnek, dakika 6,19. Lucas Torreira'nın yaptığı pas hatası sonrasında Hasan Ali Kaldırım kendi yarı sahasında topla buluşup sol iç koridordaki Eray Özbek'e oynuyor. Eray Özbek topu hemen sol forvet oyuncusu Ramazan Civelek'e verip ileri doğru hareketleniyor (aşağıdaki fotoğraf).

Fotoğrafta da görüldüğü gibi Lucas Torreira Eray Özbek'in önünde. Tanguy Ndombélé de Kayserispor santrforu Stéphane Bahoken'i takip ediyor. Ancak Torreira burada çevre kontrolü yapmadığı için Eray Özbek'in ileri hareketlendiği fark edemiyor. Sonradan bunu fark edip Özbek'in önünü kapamaya çalışacak, ancak bu çabası yetersiz kalacak.

Ndombélé ise takip ettiği Bahoken'i Galatasaray stoperlerine emanet edip yavaşlıyor. Sonrasında o da çevre kontrolü yapmadığı için Kayserisporlu Ali Karimi'nin Galatasaray ceza sahasına yaptığı koşuyu görmeyecek, bu nedenle de onu marke edemeyecek (aşağıdaki fotoğraf).

Eray Özbek kendini önlemeye çalışan Torreira'ya rağmen yüzü Galatasaray kalesine dönük olarak ceza sahasına giren Ali Karimi'ye kilit pas vermeyi başarıyor. Karimi'nin bu şutunu Abdülkerim Bardakcı bloke ediyor (aşağıdaki fotoğraf).

Kolayca anlaşılabileceği gibi burada Galatasaray orta saha futbolcuları Torreira ve Ndombélé Kayserispor'un iki orta saha futbolcusu Eray Özbek ve Ali Karimi'yi takip ve marke etmekte sorun yaşıyorlar. Ayrıca yine yukarıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi Mertens de marke etmesi gerektiği Yaw Ackah'a çok uzak kalıyor.

Ali Karimi'nin şutuyla sonuçlanan bu hücum, Kayserispor'un ikiden fazla pas (beş pas) gerçekleştirdiği tek organize atak olarak geçiyor maç kayıtlarına.

İkinci örnek, dakika 41.00. Kayserispor üçüncü bölgede Hasan Ali Kaldırım'la soldan taç atışı kullanıyor (aşağıdaki fotoğraf).

Taç atışını Eray Özbek'e oynadıktan sonra topu yeniden alan Kaldırım, Galatasaray ceza sahasına bir orta yapıyor. Bahoken bu topa fantastik bir vuruş yapıyor, kaleye yönelen yumuşak topa Bardakcı eliyle müdahale ederek penaltıya neden oluyor.

Bu hücumda göze çarpan belirgin bir şey var. Galatasaraylı futbolcular konsantrasyon nedeniyle marke etmeleri gereken rakiplerinin oldukça uzağındalar. Tetê taç atışına geç kaldığı için marke etmesi gerektiği Hasan Ali Kaldırım'a uzak kalmış durumda. Boey ise hangi oyuncuyu marke etmesi gerektiği konusunda tereddüt yaşıyor; arkasındaki Aylton Boa Morte'yle önündeki Eray Özbek arasında kalmış.

Normalde Torreira'nın taç atışı yapılacak bölgeye yanaşarak Ali Karimi'yi, Ndombélé'nin de kayma yaparak Eray Özbek'i marke etmesi gerekiyor, Boey'nin ise sol kanat forvet Boa Morte'yi alması. Ancak burada Ndombélé dışında rakip oyuncuyu marke eden hiçbir futbolcu yok. Bu sayede Kaldırım kolayca taç atışı kullandıktan sonra topu geri alıyor ve hiç tehdit edilmeden Galatasaray ceza sahasına kolayca orta yapabiliyor.

Son örnek; dakika 56,34. Kayserispor kalecisi Bilal Bayazıt eliyle topu oyuna sokuyor ve solundaki stoper Arif Kocaman'a oynuyor. O dikine pasla derinde bekleyen Eray Özbek'e pas veriyor, Özbek de gelişine sol çizgideki Hasan Ali Kaldırım'a. Kaldırım topu yukarı doğru havalandırıyor.

Yüksekten inen bu topa Boey kafa vurmaya çalışıyor, ancak zamanlaması yanlış. Bu nedenle top ileriye gitmek yerine havalanıyor. Bu kez kadraja Bardakcı giriyor bu topu göğsüyle önüne indirip Tetê'ye oynuyor. Yüksek gelen bu topu Tetê kafayla geriye doğru oynuyor. Bardakcı hamle yapmasına rağmen bu topa dokunamıyor. Sonra kadraja Torreira ve Victor Nelsson giriyor. Topa önce Torreira dokunmaya çalışıyor, sonra da Nelsson. Ama ikisi de topun kontrolünü sağlayamıyor. En son Torreira topu kendi kalesine doğru oynuyor, ama bu pas Boa Morte'ye asist oluyor (aşağıdaki fotoğraf).

Bu pozisyonda topla oynayan tüm Galatasaraylı futbolcular ardı ardına ölümcül hatalar yapıyorlar. Önce Boey, ardından Tetê, sonra sırasıyla Bardakcı, Nelsson ve nihayet Torreira. Bu hatalar sayesinde Kayserispor neredeyse hiç emek harcamadan beraberliğe ulaşıyor.

Bu köşede daha önce sıkça vurgulandı; Galatasaray'ın set hücumlarında en büyük silahı hücumun belirli bir fazında blok kıran paslar üzerinden rakibini eksik bırakması. Galatasaray görebildiğim kadarıyla bu açıdan sezonun en kısır futbolunu oynadı ve tüm maç boyunca sadece üç kez organize ve hızlı hücum gerçekleştirebildi. (Bu rakam deplasmandaki Sivasspor maçında dörttü.)

Bu üç hücumu aşağıya ekliyorum.

İlk hücum, dakika 11,26. Torreira orta saha civarında Barış Alper Yılmaz'a yapılan faul atışıyla topu hareketlendirip gerideki Bardakcı'ya oynuyor. Beş hazırlık pası sonrasında top yeniden Bardakcı'ya geliyor. Bardakçı sol çizgideki Wilfried Zaha'ya uzun oynuyor. Topu kontrol eden Zaha Mertens'e pas veriyor.

Mertens'in karşısına Kayserispor'un sağ beki Gökhan Sazdağı dikiliyor. Mertens biraz da şansının yardımıyla Sazdağı'yla girdiği ikili mücadele sonrasında topu önünde buluyor. Ceza sahasına girmesinin ardından topu Halil Dervişoğlu'na ulaştırmayı başarıyor. O da Tetê'yi şut pası veriyor. Tetê'nin vuruşunda top yandan ve yukarıdan dışarı çıkıyor (aşağıdaki fotoğraf).

Bu hücumda topu hızlandıran iki isim Mertens ve Halil Dervişoğlu oldu. Sazdağı'nın bacaklarının arasından geçen top Mertens'in önünde kalınca Galatasaray rakip ceza sahasına girmiş oldu. Dervişoğlu da topu geriye doğru kontrol ederek Tetê'ye kolayca şut atabileceği çok değerli bir zamanı kazandırdı.

İkinci örnek, dakika 15,58. Soldan Barış Alper Yılmaz taç atışıyla topu hareketlendiriyor. Sekizinci pasta top Galatasaray yarı sahasında bulunan Torreira'ya geliyor. O da sol iç koridorda bulunan Barış Alper Yılmaz'a dikine oynuyor. İki Kayserisporlu oyuncu arasında bulunan Barış Alper Yılmaz, Kayserispor'un önliberosu Ackah'dan sıyrılıp yüzünü rakip kaleye çeviriyor, ardından da öne boş koşu gösteren Mertens'i görüyor. Mertens topu biraz sürdükten sonra Kayserispor kalesine gönderiyor (aşağıdaki fotoğraf). Ancak bu şut yakın direğin yanından dışarı çıkıyor.

Bu hücumda hızı sağlayan Barış Alper Yılmaz'ın Ackah'dan sıyrıldıktan sonra Mertens'e verdiği dikine pas.

Üçüncü ve son örnek, dakika 67,19. Kayserispor hücumunda Kerem Demirbay Galatasaray ceza sahasında Boa Morte'den topu söküyor ve soldaki Kaan Ayhan'a yüksek oynuyor. Kayserisporlu iki futbolcunun basmaya çalıştığı Kaan Ayhan bu topu kafayla ikinci bölgedeki Mertens'in önüne indiriyor. Mertens yine Kaan Ayhan'a oynuyor, o da orta dairedeki Kerem Demirbay'a.

Demirbay topu sağ kanatta bekleyen Tetê'ye oynayarak Galatasaray'ı hücuma çıkarıyor. Tetê bir süre topu sürdükten sonra çizgiden bindiren Boey'yi görüyor. Onun ortasında Mertens gelen topa gelişine voleyi yapıştırıyor (aşağıdaki fotoğraf). Ancak bu şut yandan dışarı çıkıyor.

Görüldüğü gibi hızlı hücum anlamında Galatasaray Kayserispor karşısında iyi bir sınav vermedi. Bunun üç nedeni vardı.

Ancak ikinci yarıda bu tablo değişti. (Okan Buruk maç sonundaki basın toplantısında devre arasında Zaha'yı çizgiden iç koridora girmesi konusunda uyardığını söyledi.) Bu değişiklik sonrasında maç sonunda hücum yönü oranları şöyle gerçekleşti:

Merkez Yüzde 34,7

Sol kanat Yüzde 32,9

Sağ kanat Yüzde 32,4[1]

Galatasaray'da Aktürkoğlu tahmin ve takip edilemeyen ön alan koşuları sayesinde rakip defansların dengesini bozan birincil faktör durumunda. Onun bu hareketliliği hem kendisinin, hem de diğer takım arkadaşlarının daha fazla boş koridor bulmasına yol açıyor. Bu da hücum sekanslarında Galatasaraylı oyuncuların hızlı pas verme olasılığını otomatik olarak artırıyor.

Bu hipotezimi kanıtlamak amacıyla Eyüp Aydın'ın oyuna dahil olmasından sonra Galatasaray'ın merkez orta sahasında yer alan iki futbolcunun, Eyüp Aydın-Berkan Kutlu ikilisinin neler yaptığını hızlı çekimle ele almak istiyorum.

Sadece şu birkaç dakikalık sekans bile Eyüp Aydın'ın tempo ve topla oynadığı geniş alan açısından (box to box) ideal ve önü açık bir orta saha oyuncusu olduğunu gösteriyor bize. Keza Berkan Kutlu'nun da tempo açısından Türkiye standardının üzerinde bir orta saha futbolcusunu biliyoruz. Kutlu'nun yukarıda özetlediğim birkaç dakikalık küçük sekans içinde iki kere şut pası vermesi bu yüksek temposunun ürünü. (Berkan Kutlu beş dakikalık sekans içinde iki kilit pas verirken Torreira-Ndombélé ikilisi oyunda kaldıkları 142 dakikada bir kere kilit pas verebildiler.)

Galatasaray her zaman olduğu gibi 0-0'ı iyi oynayarak 1-0 öne geçmeyi başardı. Ancak bu kez Sivasspor karşısında olduğu gibi skor üstünlüğünü eline geçirdikten sonra iştahsız bir oyun oynamadı. Tam tersine iştahlı oyununu sürdürdü. Ne var ki bu iştahlı oyun, beraberliğe yakalanmasını önleyemedi. 1-1'den sonra bir tür kaos futboluna yönelen Galatasaray bitime beş dakika kala yeniden öne geçti. İştahlı oyununu sürdürerek galibiyetini korumayı başardı.

Galatasaray açısından Kayserispor karşılaşmasında elde edilen galibiyetin önemini pazar günü Trabzonspor deplasmanında test edebileceğiz. O gün Galatasaray sahaya ya yaralarının önemli bir bölümünü sarmış biçimde galibiyet hırsıyla çıkacak. Ya da Kayserispor galibiyetinin sonbahar ortasında görülen pastırma yazı olduğu belgelenecek. Bekleyip göreceğiz.

[1] Opta'nın bu verilerini yayıncı kuruluştan aldım.

Melih Şabanoğlu, Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu.

Okur, yazar, merak eder. Çocukluktan itibaren her yaş döneminde ve değişik sektörlerde çalışırken spor ve futbol, amatör tutkusu oldu hep.

Futbolun matematiğini anlamaya çalıştı. Sabahtan akşama dek muhtelif maçlar izleyerek geçireceği günlerin hayalini kurdu.

Ana ilgi ve uğraş alanı ise Osmanlı modernleşmesi ve geç Osmanlı döneminde spor tarihi.

Bu konuda Kuruluş: Mekteb-i Sultani'den Galatasaray Spor Kulübü'ne Türkiye'de Futbolun Erken Çağı (1904-1907) başlıklı bir kitabı var.

Önümüzdeki dönemlerde bu çalışmanın diğer ciltlerini çıkarmayı umuyor.

Galatasaray sezon başında alınan bir dizi yanlış kararın da etkisiyle ilk yarının son maçına tam dokuz eksikle çıktı. Bu eksikliklere, özellikle ikinci yarıdaki iştahsızlığı da eklenince öne geçtiği maçta beraberliğe yakalandı

Galatasaray dün Konyaspor karşısında fizik ve kimya sınavına girdi. Ve birkaç pürüz dışında bu sınavlarda başarılı oldu. Galatasaray maç boyunca daha çok ikili mücadele kazanarak fizik olarak Konyaspor'a fazla şans vermediği gibi takım içi dayanışmayı da yüksekte tutarak bir kimya sorunu bulunmadığı gösterdi

Karşılıklı yapılan faullerden hiçbir takımın başını kaldıramadığı yılın son maçında Galatasaray ve Fenerbahçe iki ayrı yarıda iki farklı oyun oynadılar. İlk yarıda Galatasaray topa hükmetmesine rağmen rakibini baskı altına alamadı. Her iki takım ikinci yarıda az da olsa tehlikeli pozisyon üretebildi. Ancak sonucu değiştiremedi

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Pastırma yazı - Melih Şabanoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Pastırma yazı

13 0
16.01.2024

Diğer

16 Ocak 2024

1-1 sonuçlanan Sivasspor-Galatasaray maçıyla ilgili analizin başlığı "kanatsız güvercin"di. Bununla Galatasaray'ın hem kanat bekleri üzerinden kanatsız oynadığını ima etmeye çalışmıştım, hem de takımdaki güvercin tedirginliğini. Bu güvercin tedirginliği Kayserispor karşılaşmasında daha da zirveye tırmandı. Öyle ki, tüm maç boyunca sadece bir kere organize hücum yapabilen Kayserispor Galatasaray'ın bu tedirginliği sayesinde bir puanı cebine koymanın eşiğine geldi. Ancak Hasan Ali Kaldırım'ın Kayserispor ceza sahasında Barış Alper Yılmaz'ı formasından çekerek düşürmesi Kayseri ekibinin hayaline son verdi.

Bunu biraz açayım. Maç boyunca Kayserispor Galatasaray kalesine Opta verilerine göre dördü isabetli 10 kez şut attı. Ancak bu şutlardan sadece birisi Kayserispor'un organize atağı sonucunda üretildi. Diğerlerinin ise dökümü şöyle:

Buna karşın Galatasaray Kayserispor kalesine sekizi isabetli 29 şut attı. Ancak bu, Galatasaray'ın çok organize bir oyun oynadığı anlamına gelmiyor. Tüm maç boyunca Galatasaray Kayserispor kalesine sadece üç kez organize hücumla şut çekebildi. Geri kalan 26 şut ise ya duran top sonrasında geldi, ya da ön alanda kapılan toplar sonrasında.

Ben bu yazıda maç analizini dört alt başlıkta ele almaya çalışacağım.

Konyaspor maçında Galatasaray'da bir kimya sorunu yaşanmadığını gözlemlemiştik. Ancak Konyaspor karşılaşmasında ve sonrasında Galatasaray'da bazı şeyler hızla ters gitti.

Önce Barış Alper Yılmaz Konyaspor karşılaşmasında sarı kart görerek Sivasspor maçı için cezalı duruma düştü. Ardından Sacha Boey sağ dizinde ağrı hissettiği gerekçesiyle Sivasspor maçında oynayamayacağını kulübe iletti. Bunu, Kaan Ayhan'ın geçici sakatlığı neticesinde Sivasspor maçı kadrosundan çıkarılması takip etti.

Murphy kuralları malum. Sivasspor maçında "bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa, hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir" diyen ikinci Murphy kuralı devreye girdi. Böylece Galatasaray maç sonunda rakibine armağan ettiği penaltıyla beraberliğe yakalandı. Bu yetmezmiş gibi ardından da peş peşe gördüğü iki sarı kartla Kerem Aktürkoğlu'nu kaybetti.

Muhtemelen bu aksilikler ve Sivasspor maçında yaşanan puan kaybı nedeniyle Galatasaraylı futbolcuların Kayserispor karşısında konsantrasyon sorunu yaşadıklarını gördük.

Bu alt başlıkta sözünü ettiğim konsantrasyon eksikliğiyle ilgili üç örnek vermek istiyorum.

İlk örnek, dakika 6,19. Lucas Torreira'nın yaptığı pas hatası sonrasında Hasan Ali Kaldırım kendi yarı sahasında topla buluşup sol iç koridordaki Eray Özbek'e oynuyor. Eray Özbek topu hemen sol forvet oyuncusu Ramazan Civelek'e verip ileri doğru hareketleniyor (aşağıdaki fotoğraf).

Fotoğrafta da görüldüğü gibi Lucas Torreira Eray Özbek'in önünde. Tanguy Ndombélé de Kayserispor santrforu Stéphane Bahoken'i takip ediyor. Ancak Torreira burada çevre kontrolü yapmadığı için Eray Özbek'in ileri hareketlendiği fark edemiyor. Sonradan bunu fark edip Özbek'in önünü kapamaya çalışacak, ancak bu çabası yetersiz kalacak.

Ndombélé ise takip ettiği Bahoken'i Galatasaray stoperlerine emanet edip yavaşlıyor. Sonrasında o da çevre kontrolü yapmadığı için Kayserisporlu Ali Karimi'nin Galatasaray ceza sahasına yaptığı koşuyu görmeyecek, bu nedenle de onu marke edemeyecek (aşağıdaki fotoğraf).

Eray Özbek kendini önlemeye çalışan Torreira'ya rağmen yüzü Galatasaray kalesine dönük olarak ceza sahasına giren Ali Karimi'ye kilit pas vermeyi başarıyor. Karimi'nin bu şutunu Abdülkerim Bardakcı bloke ediyor (aşağıdaki fotoğraf).

Kolayca anlaşılabileceği gibi burada Galatasaray orta saha futbolcuları Torreira ve Ndombélé Kayserispor'un iki orta saha futbolcusu Eray Özbek ve Ali Karimi'yi takip ve marke etmekte sorun yaşıyorlar. Ayrıca yine yukarıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi Mertens de marke etmesi gerektiği Yaw Ackah'a çok uzak kalıyor.

Ali Karimi'nin şutuyla sonuçlanan bu hücum, Kayserispor'un ikiden fazla pas (beş pas) gerçekleştirdiği tek organize atak olarak geçiyor maç kayıtlarına.

İkinci örnek, dakika 41.00. Kayserispor üçüncü bölgede Hasan Ali Kaldırım'la soldan taç atışı kullanıyor (aşağıdaki fotoğraf).

Taç atışını Eray Özbek'e oynadıktan sonra topu yeniden alan Kaldırım, Galatasaray ceza sahasına bir orta yapıyor. Bahoken bu topa fantastik bir vuruş yapıyor, kaleye yönelen yumuşak topa Bardakcı eliyle........

© T24


Get it on Google Play