Diğer

18 Ocak 2024

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, AKP’nin belediye başkan adayı Murat Kurum’un kulübü ziyaretinde arkasında takımın logosunun da olduğu bir karede "Şahsi kanaatim Sayın Bakan'ın İstanbul için bir şans olduğu, faaliyetlerini özellikle İstanbul’un ihtiyaçları çerçevesinde sürdüreceğinden ben son derece eminim" dedi. Haklı olarak pek çok yerden kulübü siyasete karıştırdığı için tepki aldı. Bu desteği muhalefetin adayına da verse yine hoş olmazdı. Aslında Özbek arka planda uzunca bir süredir devam eden Galatasaray dahil neredeyse tüm kulüplerin giderek bağımlı hale geldiği iktidar ilişkisini kameralar önünde itiraf etmiş oldu.

Önce olayın teorik yanına bakalım. Prof. Dr. İrfan Erdoğan bir makalesinde futbolu ve kulüp yöneticiliğini şöyle tanımlıyor ( İletişim Kuram ve Araştırma dergisi Sayı 26):

"Futbol; kapitalizmin ekonomik, siyasal, ideolojik ve özellikle de kültürel amaçlarını üretmeye yönelik örgütlü etkinlikler bütünüdür. Toplumsal bir parçalanma yaratma ve böylece sistemin kitleleri daha kolay denetim altına alınmasını sağlama amacını taşır. Futbolun otorite, istisna, kaynak, kolaylık, kayırma ve imtiyaz için siyasal desteğe ihtiyacı vardır. Bu nedenle futbol kulüpleri yöneticileri ve diğer çıkar grupları politikacılarla ilişki içindedir.

Özellikle büyük kulüplere sahipliğin ve yönetimlerinde görev alınmasının nedeni bu noktalarda da aranmalıdır. Yerel yönetimlerin ve politikacıların futbol kulübü sahipliği ise gerek siyasal bağların güçlenmesinde gerekse başarının psikolojik doyum sağlaması ve başarıdan yerel yöneticinin kendisine pay çıkarması açısından önemlidir."

Teorik tanım böyle. Elbette ‘renk aşkı da vardır ama’ gelin Süper Lig'deki takımlara ve yöneticilere, siyasal ve ekonomik bağlantılarına bakalım.

Ankaragücü: Sahanın ortasında hakem yumruklayan Ankaragücü’nün eski başkanı Faruk Koca üç gün önce yapılan Kulüpler Birliği toplantısına vedalaşmak için geldi. Pek çok medya kuruluşunda Koca’yı kapıdan sarılarak uğurlayan birliğin başkanı Ali Koç ile fotoğrafları yayınlandı. Koca daha önce AKP milletvekili idi. Kısa süre ‘tutuklu kalıp’ bırakıldı. Ana muhalefet liderinin linç edilmeye çalışıldığı, buna teşebbüs edenlerden, yumruklayanlara bırakın tutuklamayı tebriğe gidilen ülkede Koca’nın durumu da ‘normal karşılandı.’ Omuzlara alınıp da uğurlanabilirdi, bu nasıl oldu da akla gelmedi anlayamadım!

Deutche Welle Koca’nın eski AKP milletvekili oluşundan hareketle Süper Lig'deki kimi takımların başkanlarının iktidar partisi ile ilişkisine ya da ihalelere bakan bir haber yayınladı. Durum şu:

Başakşehir: 2014'ten bu yana İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü Başkanı olan Göksel Gümüşdağ'ın, kulüp yöneticiliği dışında üstlendiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis üyeliği bulunuyor. Politik kariyerine 2002 yılında AKP İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyeliği-Mali ve İdari İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak başlayan Gümüşdağ, İBB Meclisi 1. Başkanvekilliği görevini Ocak 2020'de bırakmıştı.

Pendikspor: Başkan Atakan Yüce, aynı zamanda AKP'li Pendik Belediyesi Başkan Yardımcısı. Yüce, Fen İşleri Müdürlüğü, Hukuk İşleri Müdürlüğü, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü, Park ve Bahçeler Müdürlüğü, Strateji Geliştirme Müdürlüğü ve Yapı Kontrol Müdürlüğü'nden sorumlu.

Kayserispor: Başkan Ali Çamlı, Aralık 2022'de başkanlığa seçildi. Çamlı, 1 Kasım 2015 seçimlerinde AKP'den milletvekili aday adayı olmuştu.

Gaziantep: Yılda Taşımacılık şirketinin sahibi olan Gaziantep FK Başkanı Memik Yılmaz Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerde AKP’den Gaziantep-Oğuzeli Belediye Başkan aday adayı olmuştu.

Alanyaspor: Başkan Hasan Çavuşoğlu'nun özgeçmişinde AKP kurucu üyesi ve eski bakan Mevlüt Çavuşoğlu'nun ağabeyi olduğu belirtiliyor. Hasan Çavuşoğlu ile ilgili bunun dışında kamuya açık kaynaklarda yer alan tek bilgi Antalya'da ticaretle ilgilenmesi.

Trabzon: Başkan Ertuğrul Doğan AKP’ye yakın biliniyor. Doğan'ın yönetim kurulu başkanı olduğu Oltan&Köleoğlu Enerji'nin Afyon, Çorum, Samsun ve Karaman'da biyokütle enerji tesisleri bulunuyor.

Rizespor: Başkan İbrahim Turgut kulüp başkanlığının yanı sıra kamuoyunda iktidardan aldığı ihalelerle biliniyor. Turgut Müteahhitlik firmasının sahibi olan Turgut, kamu ihalelerinin yükselen yıldızı olarak gösteriliyor. Rize'deki Valilik binası, Çayeli Kaymakamlığı Hükümet Konağı, Rize İl Özel İdare Binası, İlçe Emniyet Müdürlüğü binaları, Jandarma Komutanlığı'na bağlı Hizmet ve Lojman Binalarının yapımını üstlenen Turgut Müteahhitlik'in, Karadeniz'de aldığı çok sayıda kamu ihalesinin yanı sıra Adana'da bir kentsel dönüşüm projesi bulunuyor. Şirket, İstanbul'da da Beykoz Tokatköy ve Güngören Tozkoparan kentsel dönüşüm projelerinin sahibi.

Adana Demirspor: Başkan Murat Sancak da AKP ile yakın ilişkileri olan isimlerden. Kamuoyunda aldığı kamu ihaleleriyle bilinen Ethem Sancak'ın kuzeni olan MT Grup'un sahibi Murat Sancak, Adana Demirspor Başkanlığı'na dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Jülide Sarıeroğlu'nun ısrarıyla aday olduğunu açıklamıştı.

Samsunspor: Başkan Yüksel Yıldırım, yine AKP'ye yakın olduğu belirtilen Yılport Holding'in yönetim kurulu başkanı.

Üç büyükler olarak anılan takımların pek çok yöneticisinin de iktidarla doğrudan ya da dolaylı bir şekilde iş ilişkisi içinde olduğu biliniyor. Zaten iktidarla karşı karşıya gelmek istemeyen ya da tam tersine karşı karşıya rahatça oturmak isteyen isimler (elbet hepsi değil ama çoğunluğu) kulüplerde yönetimlerde yer alıyor. Yaşananlar Türkiye’ye özel bir durum değil diye de düşünülebilir. Tarihte ve ülkeler bazında (başta İspanya) örnekleri verilebilir.

Galatasaray Başkanı gelinen noktadaki rahatlığın utanılacak bir örneğidir. Futbolun sadece futbol olmadığını arada hatırlayarak yapılan konuşmaların-verilen demeçlerin değerlendirilmesi gerekir. Bir de şaşırmaktan itiraz etmekten vazgeçmemek…Ve kimi kulüplerin, yöneticilerin hatta taraftarlarının (mesela Amedspor) uğradıkları saldırı, hedef gösterme, tribünde dayak gibi olaylarının ‘büyükler kadar’ ilgi görmemesi ayıbını da not etmek gerekiyor.

Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.

Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.

En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu.

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı.

T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.

Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.

Adına ister lig ister cephe diyelim, Türkiye’de (dünyadakine de benzer) hiç eksilmeyen milliyetçi rüzgârın daha sert eseceği, siyasetin şeklini belirleyeceği bir döneme giriliyor

Seçimlere 80 gün kala CHP’nin aday belirleme konusundaki durumu iyi sinyaller vermiyor

Erdoğan seçimlerde elinde tuttuğu devlet gücü kadar kendi kitlesini ikna etmek noktasında ne kadar başarılı ise, İmamoğlu da özellikle 2023'te hayal kırıklığı yaşamış muhalif seçmeni harekete geçirme konusunda o denli iddialı

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Galatasaray Başkanı'nın ‘muradı’, futbolun iktidar siyasetine toptan teslim oluşu - Murat Sabuncu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Galatasaray Başkanı'nın ‘muradı’, futbolun iktidar siyasetine toptan teslim oluşu

33 1
18.01.2024

Diğer

18 Ocak 2024

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, AKP’nin belediye başkan adayı Murat Kurum’un kulübü ziyaretinde arkasında takımın logosunun da olduğu bir karede "Şahsi kanaatim Sayın Bakan'ın İstanbul için bir şans olduğu, faaliyetlerini özellikle İstanbul’un ihtiyaçları çerçevesinde sürdüreceğinden ben son derece eminim" dedi. Haklı olarak pek çok yerden kulübü siyasete karıştırdığı için tepki aldı. Bu desteği muhalefetin adayına da verse yine hoş olmazdı. Aslında Özbek arka planda uzunca bir süredir devam eden Galatasaray dahil neredeyse tüm kulüplerin giderek bağımlı hale geldiği iktidar ilişkisini kameralar önünde itiraf etmiş oldu.

Önce olayın teorik yanına bakalım. Prof. Dr. İrfan Erdoğan bir makalesinde futbolu ve kulüp yöneticiliğini şöyle tanımlıyor ( İletişim Kuram ve Araştırma dergisi Sayı 26):

"Futbol; kapitalizmin ekonomik, siyasal, ideolojik ve özellikle de kültürel amaçlarını üretmeye yönelik örgütlü etkinlikler bütünüdür. Toplumsal bir parçalanma yaratma ve böylece sistemin kitleleri daha kolay denetim altına alınmasını sağlama amacını taşır. Futbolun otorite, istisna, kaynak, kolaylık, kayırma ve imtiyaz için siyasal desteğe ihtiyacı vardır. Bu nedenle futbol kulüpleri yöneticileri ve diğer çıkar grupları politikacılarla ilişki içindedir.

Özellikle büyük kulüplere sahipliğin ve yönetimlerinde görev alınmasının nedeni bu noktalarda da aranmalıdır. Yerel yönetimlerin ve politikacıların futbol kulübü sahipliği ise gerek siyasal bağların güçlenmesinde gerekse başarının psikolojik doyum sağlaması ve başarıdan yerel yöneticinin kendisine pay çıkarması açısından önemlidir."

Teorik tanım böyle. Elbette ‘renk aşkı da vardır ama’ gelin Süper Lig'deki takımlara ve yöneticilere, siyasal ve ekonomik bağlantılarına bakalım.

Ankaragücü: Sahanın ortasında hakem yumruklayan Ankaragücü’nün eski başkanı Faruk Koca üç gün önce yapılan Kulüpler Birliği toplantısına vedalaşmak için geldi. Pek çok medya kuruluşunda Koca’yı kapıdan sarılarak uğurlayan birliğin başkanı Ali Koç ile fotoğrafları yayınlandı. Koca daha önce AKP milletvekili idi. Kısa süre ‘tutuklu kalıp’ bırakıldı. Ana muhalefet liderinin linç edilmeye çalışıldığı, buna teşebbüs edenlerden, yumruklayanlara bırakın tutuklamayı tebriğe gidilen ülkede Koca’nın durumu da ‘normal karşılandı.’ Omuzlara alınıp da uğurlanabilirdi, bu nasıl oldu da akla gelmedi anlayamadım!

Deutche Welle Koca’nın eski AKP milletvekili oluşundan hareketle Süper Lig'deki kimi takımların başkanlarının iktidar partisi ile ilişkisine ya da ihalelere bakan bir haber yayınladı. Durum........

© T24


Get it on Google Play