Diğer

06 Mart 2024

Evvelsi gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, "emekliye istenen seyyanen zammın ancak enflasyonu düşürerek verilebileceğini" söyledi.

Şunun şurasında enflasyonun düşmesine sadece 3 yıl var!

Bakan Şimşek'e göre ise iktidarın hedefi, "yüksek enflasyonu sıkı para ve sıkı maliye politikalarını sürdürerek 2026 yılı sonunda tek haneye düşürülebilmek".

Bu kuşkusuz sadece bir temenniden ibaret, yani gerçekleşmeyebilir (muhtemelen de gerçekleşmeyecek).

Sıkı para ve sıkı maliye politikası demekse; faiz oranlarının artırılması nedeniyle kredi kartı ve tüketici kredisi borçluları başta olmak üzere, tüm kredi borçlularının daha fazla faiz ve halkın da genel olarak daha fazla vergi ödemesi, bu arada ekonomi de yavaşlayacağından dolayı, işsizliğin daha da artması demek oluyor.

Kısaca, toplamda 3,3 trilyon TL'yi aşması beklenen bütçe açığı dikkate alındığında ve bu açık daraltılmadan yabancı kaynağın ülkeye girmesi zor olduğundan, 1 Nisan'dan itibaren artık sadece kemerler değil, ümükler de sıkılacak gibi görünüyor.

Ama olsun 2026 yılı sonuna (2027 diyelim) şunun şurasında ne kaldı ki? Sadece 3 yılcık.

"Sabır", "şükür" … O da olmazsa 4 yıl seçim yok nasıl olsa…

Sabredelim biraz! Zaten mesele "sabır, şükür, tevekkül, sınav"dan oluşmuyor mu AKP'li seçmen tabanında?

İktidar, ayrıca önümüzdeki 4 yıl daha seçim yapılmayacağının rahatlığıyla da, bu tutumunu rasyonalize ediyor ve faturayı başta emekliler ve emekçiler olmak üzere tüm halka kesiyor. Bunu yaparken de iktisat bilimine yeni katkılarda bulunmayı ihmal etmiyor.

Öyle ki (eğer bu açlık ve yoksulluk koşullarına dayanamayıp emekliler açlıktan ölmezlerse), müjdeli haber gerçek olacak ve tek haneye düşen enflasyondan, emekliler de dolaylı olarak faydalanacaklar ve maaşlarına zam yapılmış gibi rahatlayacaklar.

Tam alışacakken…

Tam Nasreddin Hoca'lık bir durum:

"Zorlu bir kış olmuş… Nasrettin Hoca'nın parası tükendikçe tükenmiş. Ne yapacağını şaşırmış. Sonunda çareyi masrafı kısmakta, aza katlanmakta bulmuş. Bu arada, eşeğinin yemini kıstıkça kısmış Nasrettin Hoca. Azaltmış… Azaltmış… Her gün biraz daha azaltmış… Hayvancığız, yavaş yavaş gücünü yitirmeye başlamış. Yemini azaltmasına karşın, eşeğin yaşadığını gördükçe seviniyormuş Nasrettin Hoca. Ve günbegün yemi azaltmayı sürdürmüş. Ama bir sabah ahıra gittiğinde ne görsün, hayvan ölmüş. Nasrettin Hoca ah çekmiş derinden: 'Tam açlığa alışırken öldü zavallıcık…' (Fıkra Hakan Dikmen'den alıntıdır)."

Kıssadan hisse: Siz siz olun eşek olmayın, yoksa semer vuran çok olur…

Mustafa Durmuş kimdir?

Akademisyen, yazar, ekonomi politikçi Prof. Dr. Mustafa Durmuş, 1956 yılı Kelkit'te doğdu. 1977 yılından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu.

'Güney Kore'de İhracata Dönük Kalkınma Modeli' üzerine doktora tezi yazdı (1989).

TÜRK-İŞ'e bağlı YOL-İŞ Federasyonu'nda eğitim uzmanı, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde asistan, Birleşik Krallık York Üniversitesi'nde misafir araştırmacı, Gazi Üniversitesi İİBF'de öğretim üyeliği ve özel sektörde üst düzey yöneticilik yaptı.

Halen Hacı Bayram Veli Üniversitesi İİBF Maliye bölümü öğretim üyesi ve T24 yazarı. Makalelerini yayımladığı 'Alternatif Akademi' adlı bir bloğu ve Kapitalizmin Krizi (2009), Kriz Darbe Savaş Kıskacında Türkiye Ekonomisi (2018), Büyük Değişim-Popülist Otoriterlik (2019) adlı kitapları var.

Yaşamın Temel Ekonomisi (2021), Dünya Ekonomisini Anlamak I (2021) ve Siyasi Ekoloji (2022) editörlü kitapların da yazarları arasında.

Adaylardan birisi, hiçbir ekolojik kaygıya sahip olmadığı gibi, doğayı büyük ekonomik ve siyasal rantlar elde etme aracı olarak gören, Kanal İstanbul Projesi’nin savunucularından olan eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum

Somali devleti ile yapılan bu anlaşma, neoliberal, siyasal İslamcı otoriter rejimin bölgesel olarak alt emperyalist/yayılmacı amaçlarını yansıtan adımlardan birisidir

Yüksek faizle alınan dış kredilerin daha yüksek faizlerle içeride satılacağı, bunun üretim maliyetlerini artıracağı ve sonuçta bunun da bizimki gibi bir yüksek tüketim toplumunda bedelinin başta emekçi sınıflar olmak üzere, tüm toplumca ödeneceği gerçeği ortada

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - "Faiz sebep enflasyon sonuç" teorisinden "enflasyon düşünce maaşlar artar" teorine hızlı geçiş - Mustafa Durmuş
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

"Faiz sebep enflasyon sonuç" teorisinden "enflasyon düşünce maaşlar artar" teorine hızlı geçiş

19 0
06.03.2024

Diğer

06 Mart 2024

Evvelsi gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, "emekliye istenen seyyanen zammın ancak enflasyonu düşürerek verilebileceğini" söyledi.

Şunun şurasında enflasyonun düşmesine sadece 3 yıl var!

Bakan Şimşek'e göre ise iktidarın hedefi, "yüksek enflasyonu sıkı para ve sıkı maliye politikalarını sürdürerek 2026 yılı sonunda tek haneye düşürülebilmek".

Bu kuşkusuz sadece bir temenniden ibaret, yani gerçekleşmeyebilir (muhtemelen de gerçekleşmeyecek).

Sıkı para ve sıkı maliye politikası demekse; faiz oranlarının artırılması nedeniyle kredi kartı ve tüketici kredisi borçluları başta olmak üzere, tüm kredi borçlularının daha fazla faiz ve halkın da genel olarak daha fazla vergi ödemesi, bu arada ekonomi de yavaşlayacağından dolayı, işsizliğin daha da artması demek oluyor.

Kısaca, toplamda 3,3 trilyon TL'yi aşması beklenen bütçe açığı dikkate alındığında ve bu açık daraltılmadan yabancı kaynağın ülkeye girmesi zor olduğundan, 1 Nisan'dan itibaren artık sadece kemerler değil, ümükler de sıkılacak gibi görünüyor.

Ama olsun 2026 yılı sonuna (2027 diyelim) şunun şurasında ne kaldı ki? Sadece 3 yılcık.

"Sabır", "şükür" … O da olmazsa 4 yıl seçim yok nasıl olsa…

Sabredelim biraz! Zaten mesele "sabır, şükür, tevekkül, sınav"dan oluşmuyor mu AKP'li seçmen tabanında?

İktidar, ayrıca önümüzdeki 4 yıl daha seçim yapılmayacağının rahatlığıyla da, bu........

© T24


Get it on Google Play