Diğer

09 Kasım 2023

Yeryüzünde pek çok diktatör var. Bu bolluk, bazı ülkelerin halklarının doğasında bulunan birtakım eksikliklerden mi kaynaklanıyor? Demokratik ülke liderlerinin, başka ülkelerin başında olan diktatörlerle daha kolay anlaşabilmelerinin de bu konuda etkisi var mı? Öyleyse biz, oy verdiğimizde adaylardan diktatörlüğe yatkın olanları tanıyıp sonra pişman olmamak için bir şey yapabilir miyiz? Bir kısmı kolay teşhis edilebilecek tuhaflıklar sergilerlerse de bazıları ilk bakışta normal gözükürler. Aralarında nasıl bir fark vardır?

Demokrasi, özgürlük ve insan hakları konusunda araştırma yapan bir kuruluş olan Freedom House’a göre, 2022 de yeryüzünde 106 diktatörlükle yönetilen ülke varmış. Freedom House, bunlardan bazılarının yarı diktatörlük olarak tanımlanabileceğini belirtmiş. New York üniversitesinde Politika dersleri veren Bueno de Mesquita, gerek doğru dürüst, gerekse yarım yamalak diktatörlüklerin bu kadar çok olmasının nedenini akla yatkın bir şekilde açıklamıştır. "Demokrasisi güçlü ülkeleri yönetenlerin, demokrasisi eksik ülkelere, demokrasi, insan haklarına saygı vb. aşılamak istediklerini sanırsınız" diyor, ama bu maalesef doğru değildir; demokratik ülke liderleri, sadece kendi ülkelerinde demokrasi aşığı gibi davranırlar ama diktatörlere bir çok uygunsuz isteklerini yaptırmaları için para ödemenin yeteceğini bildiklerinden demokrasinin o ülkelerde yayılmamasını tercih ederler.

Öyle ise iş başa kalmıştır: Diktatörlüğün ülkelerine bulaşmamasını, burada kök salmamasını isteyenler seçimlerde adaylar arasında bu sapıklığa yatkın olanları tanımanın yollarını öğrenmelidirler. Klasik diktatörlerin- hiç olmazsa birkaç tanesini- tanımak bu konuda işe yarayabilir.

1. İdi Amin: 1970'lerde Uganda'yı yönetmiş olan İdi Amin, önce mareşallığını ilan etmiş, sonra İngiliz Milletler Topluluğu'nun başında Britanya Kraliçesinin değil kendisinin olması gerektiğini açıklamıştı.

"Britanya İmparatorluğu Fatihi" ve "İskoçya Kralı" kendi uydurduğu ve benimsediği payelerdi.

Muhaliflerinin kesik başlarını buzdolabında sakladığı, bunları yediği söylenirdi.

2. Kaddafi: Libya’nın lideri Kaddafi gereksiz kuruntuları çok olan biriydi: Deniz üstünde uçmaktan korkardı. 2008 yılında iki yüz Afrikalı kabile reisini toplayıp onlara kendisini "Kralların Kralı" ilan ettirmişti.. Oğlu’nu Libya milli futbol takımının kaptanı olarak ataması, 2009 da Roma’ya gittiğinde beraberinde içinde konaklamayı yeğlediği büyük bir çadırı, kadın korumalarını ve 30 Arap atını da götürmesi, 500 İtalyan kızını bir toplantıya davet edip, her birine 50-70 euro ödeyerek onları İslam dinine davet etmesi sayısız tuhaf tutumlarından sadece birkaçıdır.

3. Saparmurat Niyazov: Türkmenistan'ın ömür boyu devlet başkanı ilan edilmiş olan Saparmurat Niyazov, kendisinin 15 metre boyunda, altın kaplamalı ve her an güneşe bakacak şekilde dönen bir heykelini yaptırmıştı; Türkmenistan halkı yoksulluk içinde yaşarken, başkentte bir buz sarayı inşa ettirmiş ve çölün ortasında göl yaptırmış, şehirlere, bir tema parkına, Ocak ayına ve bir göktaşına kendi adını verdirmişti.

Bir ara baleyi, operayı, erkeklerin sakal ve uzun saçla dolaşmasını yasaklamıştı.

Türkmen kimliği ve tarihi hakkındaki düşüncelerini “Ruhname” başlıklı kitabında açıklamıştı: Bu kitap, tüm okullarda ve üniversitelerde okutulmuş, vatandaşlar bir işe atanmak, ehliyet almak için başvurduklarında, önce bu kitapla ilgili bir sınavdan geçmeleri gerekmişti.

4. Kim jong- İl: Kuzey Kore'nin kurucusu ve ilk lideri olan Kim İl-sung'un oğlu, 2011 den bu yana Kuzey Kore’nin lideri olan Kim Jong-un’un babası olan Kim Jong-İl, iktidardayken kendisini Kore'nin "Sevgili Babası" olarak tanımlamış, Kuzey Kore'nin devlet medyasını hakkında uydurulmuş efsaneleri yaymak için kullanmıştı. Bu yolla yapılan açıklamalara göre doğduğunda gökyüzünde çift gökkuşağı ve parlak bir yıldız belirmiştir. Halk, aynı kaynaktan ilk kez bowling oynadığında 300 tam puan aldığını ve ilk golf turunda ise çok yüksek skorla şampiyon olduğunu öğrenmişti.

Yüz binlerce Kuzey Koreli açlıktan ölürken Kim Jong-il’in olmadık bir lüks içinde yaşadığı, mesela uçağa binmekten korktuğundan trenle seyahat ettiğini ve Moskova’ya trenle gittiğinde trene her gün canlı ıstakoz taşıttığı bilinir..

Tüm diktatörler, bu örneklerde görüldüğü kadar anormal davranışlar mı sergilerler? Hayır, ama ilk bakışta normal gibi görünenleri bile daima devlet fonlarını ülkelerinin değil, kendilerinin ve bir avuç destekçilerinin yararına tüketirler. İktidarını sonsuza dek sürdürmek isteyen bir diktatör, geniş halk yığınları için değil, gerektiğinde kendisi için her türlü imkanı seferber edecek bir avuç insanı gözetir. Bueno de Mesquita, "Diktatörlerin bu davranışları halkın doğasında olan bir bozukluğun sonucu değil, bu tür bir düzenin, bu tür bir yapılanmayı kaçınılmaz kılmasındandır.” demiştir.

Görüyoruz ki diktatörlerin ilk bakışta pek anormal görünmeyenleri de, dengesizliğin en aşırı örneklerini sergileyenleri de aslında bir çok açıdan benzeşirler; tümü iktidarda kalmak için ekonomiyi kuşa çevirir, halk sürünürken devletin imkanlarını akranlarına, bir avuç yandaşa ve yan ceplerine aktarırlar.

Son söz: Farkları yoktur; al birini vur ötekine!

Şimdi gözlerini yüzüme dikmiş vereceğim işareti bekliyor. Ezik ve mahcup bir eda ile ve alçak bir sesle “Abi çevireyim mi?” diye soruyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli, Türkiye'nin NATO'dan ayrılması konusunda zaman zaman dile getirdikleri olasılık ve isteklerini yenilediler. Başlangıçta siyasi bir retorik gibi görünen bu düşünce, hem Türkiye içinde hem de dışında önemli tartışmalara yol açtı. Erdoğan'ın ve yandaşı Bahçeli'nin arzularının ardındaki bağlamı ve nedenleri göz önünde bulundurmak ne kadar önemliyse, böyle bir hamlenin sakıncalarını değerlendirmek de o kadar gereklidir.

Rusya’nın Wagner Paralı asker grubunun önderi Yevgeni Prigojin’in ölümü bir çok ülkede önemli dalgalanmalara yol açtı. Yıllanmış liderlerin bile zorlandıkları bu sınavda bir başkan, özgün çözümleriyle diğerlerini kıskandırdı

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Diktatörün iyisi, kötüsü var mıdır? - Selçuk Erez
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Diktatörün iyisi, kötüsü var mıdır?

9 13
09.11.2023

Diğer

09 Kasım 2023

Yeryüzünde pek çok diktatör var. Bu bolluk, bazı ülkelerin halklarının doğasında bulunan birtakım eksikliklerden mi kaynaklanıyor? Demokratik ülke liderlerinin, başka ülkelerin başında olan diktatörlerle daha kolay anlaşabilmelerinin de bu konuda etkisi var mı? Öyleyse biz, oy verdiğimizde adaylardan diktatörlüğe yatkın olanları tanıyıp sonra pişman olmamak için bir şey yapabilir miyiz? Bir kısmı kolay teşhis edilebilecek tuhaflıklar sergilerlerse de bazıları ilk bakışta normal gözükürler. Aralarında nasıl bir fark vardır?

Demokrasi, özgürlük ve insan hakları konusunda araştırma yapan bir kuruluş olan Freedom House’a göre, 2022 de yeryüzünde 106 diktatörlükle yönetilen ülke varmış. Freedom House, bunlardan bazılarının yarı diktatörlük olarak tanımlanabileceğini belirtmiş. New York üniversitesinde Politika dersleri veren Bueno de Mesquita, gerek doğru dürüst, gerekse yarım yamalak diktatörlüklerin bu kadar çok olmasının nedenini akla yatkın bir şekilde açıklamıştır. "Demokrasisi güçlü ülkeleri yönetenlerin, demokrasisi eksik ülkelere, demokrasi, insan haklarına saygı vb. aşılamak istediklerini sanırsınız" diyor, ama bu maalesef doğru değildir; demokratik ülke liderleri, sadece kendi ülkelerinde demokrasi aşığı gibi davranırlar ama diktatörlere bir çok uygunsuz isteklerini yaptırmaları için para ödemenin yeteceğini bildiklerinden demokrasinin o ülkelerde yayılmamasını tercih ederler.

Öyle ise iş başa kalmıştır: Diktatörlüğün ülkelerine bulaşmamasını, burada kök salmamasını isteyenler seçimlerde adaylar arasında bu sapıklığa yatkın olanları tanımanın yollarını öğrenmelidirler. Klasik diktatörlerin- hiç olmazsa birkaç tanesini- tanımak bu konuda işe yarayabilir.

1. İdi Amin: 1970'lerde Uganda'yı yönetmiş olan İdi Amin, önce mareşallığını ilan etmiş, sonra İngiliz Milletler Topluluğu'nun başında Britanya Kraliçesinin değil kendisinin olması gerektiğini açıklamıştı.

"Britanya İmparatorluğu Fatihi" ve "İskoçya Kralı" kendi uydurduğu ve benimsediği payelerdi.........

© T24


Get it on Google Play