Diğer

T24 Haftalık Yazarı

03 Aralık 2023

Titanik'in hikâyesine ve geriye dönük risk değerlendirmemize geçmeden önce birkaç terimin üzerinden geçmekte yarar var. Bu terimleri bu yazı dizisinde oldukça sık kullanacağız çünkü. Risk ile ilgili en sık kullanılan terimler tehlike, olasılık, zarar, etkinin derecesi, risk ve kontrol önlemleridir. Bu terimlere ilişkin klasik tanımlar vermek yerine, örneklerle bu terimlerin anlamlarını açıklamak daha iyi olur diye düşünüyorum.

Basit bir ifadeyle tehlike, yerdeki muz kabuğudur ve zarar, üzerine basıp kaymanız durumunda yaşayacağınız fiziksel yaralanmadır. Muz kabuğunun üzerine basma olasılığına gelince, muz kabuğunun herkesin yürüdüğü yol üzerinde olması, bir köşedeki muz kabuğuna göre çok daha yüksek olacaktır. Ortaya çıkan zararın yani etkinin derecesinde dikkate alınması gereken başka faktörler devreye girecektir; örneğin yaşlı insanlar, kayıp düşmeleri durumunda gençlere kıyasla çok daha ciddi sonuçlarla karşılaşabilir. Risk yaklaşımında ve değerlendirmesinde muz kabuğunun tanımlanması yani tehlikenin belirlenmesi kritik önem taşır çünkü tüm kontrol önlemleri bu potansiyel zarar kaynağına yönelik olacaktır. Risk yönetiminde olasılık ve zararın şiddetine belirlenen bir ölçek üzerinden sayısal olarak bir değer verilir, bu iki değerin çarpımı da risk skorunu belirler.

Kontrol önlemleri de işlevlerine göre farklılık taşır. Kontrol önlemlerini de hayatın içinden farklı bir örnekle açıklayalım. Aracınızdaki far, tespit etmeye yönelik bir kontrol önlemidir, özellikle karanlıkta karşıdan gelen araçları zamanında görmenizi sağlar. Gündüz farları da sürücülerin ve diğer yol kullanıcılarının birbirlerini daha iyi görmelerine yardımcı olur. Bu özellikle yoğun trafikte, kötü hava koşullarında ya da gün batımı/gün doğumu gibi düşük ışıklı durumlarda daha önem kazanır. Daha iyi görünürlük, genel olarak trafik güvenliğini arttırır. Sürücülerin birbirlerini daha iyi fark etmeleri, kazaların önlenmesine yardımcı olur. Araçtaki fren sistemi, istenmeyen olayın (çarpma) olma olasılığını azaltan koruyucu özellikte bir kontrol önlemidir. Bir şeye çarpmamak için frene basarsınız. Fren, diğer cisimle aranızdaki mesafe ve hızınız gibi faktörlerin de etkisiyle sizi ya çarpmadan tümüyle koruyacak ya da daha az bir ivme ile çarpmanıza yardım edecektir. Çarpmanın şiddetine göre araçtaki hava yastıkları çıkacaktır. Hava yastıkları, istenmeyen olay gerçekleştiğinde devreye giren, oluşacak zararı en aza indirmeyi amaçlayan kontrol önlemlerindendir. Kuşkusuz çarpma durumunda emniyet kemeriniz de varsa ortaya çıkacak zarar daha da aza inecektir.

Dünya Sağlık Örgütü'nde çalıştığım dönemde kurslarda Titanik faciasını risk değerlendirmesinin nasıl yapıldığını anlatmak için örnek olarak kullanırdım. Bu güzel bir örnekti, çünkü herkes Titanik'i biliyordu – konunun detayını bilmeyenler de en azından filmi görmüşlerdi.

RMS Titanik, Southampton'dan New York'a ilk yolculuğu sırasında bir buzdağına çarptıktan sonra 15 Nisan 1912 sabahının erken saatlerinde Kuzey Atlantik Okyanusu'nda batan bir İngiliz yolcu gemisiydi. Gemide 2.224 yolcu ve mürettebat vardı. Titanik felaketinde 1.500'den fazla kişi öldü, bu da onu modern tarihin en ölümcül deniz felaketlerinden biri haline getirdi.

Gemi ve trajik kaza ilgili bildiklerimizi isterseniz bir sıralayalım:

Bu noktada şu üç soruyu sorup tartışmamız gerekiyor:

Titanik faciasında tehlikeyi bulmak çok zor değil. Burada aradığımız muz kabuğu buzdağından başka bir şey değil çünkü (kimi risk değerlendirmelerinde tehlikeyi belirlemek hiç de öyle kolay bir iş değil aslında).

Öncelikle bu tehlikeyi tespit edecek önlem pruvadaki gözcüler ve köprüdeki nöbetçilerdi. Aysız bir gecede, dürbünüz çevreyi gözlemleyen gözcüler buzdağını fark ettiklerinde gemiyle arasında yalnızca 400 m vardı. Çevredeki diğer gemilerden 4 kez buzdağı uyarısı geldi. Bu da tehlikeyi haber ettiği için korumaya yönelik bir önlemdi. Ama Titanik, bu uyarılara karşın hızını hiç azaltmadı. Korumaya yönelik bir başka önlem dümene yeni pozisyon vermek ve gemiyi geri vitese geçirmekti. Bu beklenenin çok üzerinde zaman aldı, buna bir de yüzde 97 hızla gidilmesi katkıda bulundu. Geminin gövdesindeki perçinlerin hepsi çelik değildi, cüruf içeren dövme demirden perçinler çarpmadan çok etkilenerek parçalandı, su geçirmez bölümler devre dışı kaldı. Perçinler korumaya yönelik önlemdi (depremlerde yıkılan evlerde hani hep duyarız ya malzemeden çalmışlar diye, bu da öyle bir şey işte), ama dövme demirden olanlar yüzünden bu çarpmaya yeterli esneklikte cevap veremedi. İstenmeyen olay (çarpma) olduktan sonra zararı en aza indirecek kontrol önlemi filikalar ve can yelekleriydi ama sayı olarak maksimum yolcu kapasitesinin 1/3'üne yetecek kadardı. Gemi maksimum yolcu kapasitesinde değildi, buna karşın filika ve can yeleği mevcut yolcuların ancak yarısına yetecek sayıdaydı.

Bu değerlendirmeden anladığımız kadarıyla, kimse risk yönetimi açısından Titanik'i incelememiş, sorumlular mühendislerin "batmaz" sözüne inanarak yola çıkmış ve Titanik ilk seferinde acı bir deneyim ile deniz kazalarının en büyüğü olarak tarihe geçmiştir.

Titanik için risk değerlendirmesi yapsalardı, en azından şu dört soruyu sormaları gerekiyordu:

Önümüzdeki hafta hep birlikte bir kafeye sonra da bara gideceğiz. İsterseniz, önümüzdeki haftaya dek bu dört soruyu aklınızda tutarak bir daha bakın kafe ve barlarda etrafınıza…

Ümit Kartoğlu kimdir?

Ümit Kartoğlu 1981 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu, aynı üniversiteden Halk Sağlığı uzmanlığını 1984 yılında aldı.

Türkiye'de sağlık sisteminde her kademede çalıştı. 1993 yılında Halk Sağlığı alanında doçentliğini aldı. 1988-1990 yılları arasında Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyeliği yaptı.

İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü'ndeki üç yıl görevden sonra, 1994'te ülkeden ayrılarak UNICEF'te sağlık danışmanı olarak göreve başladı.

2000-2001 yıllarında Güney Sudan'daki savaş sırasında uluslararası kuruluşların sağlık çalışmalarını koordine etmekle yükümlü Operation LifeLine Sudan'da Sağlık Koordinatörlüğü'ne getirildi.

2001-2018 yılları arasında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Cenevre Genel Merkezi'nde aşı kalitesi ile ilgili danışman olarak görev yaptı. Şimdi Extensio et Progressio danışmanlık şirketinin kurucusu ve CEO'su olarak görev yapıyor.

Dr. Kartoğlu'nun yayımlanmış birçok bilimsel çalışması ve kitapları bulunuyor (Bu kitapların hepsi Kartoğlu'nun web sitesinden PDF ve ePUB3 olarak ücretsiz olarak indirilebiliyor).

Dr. Kartoğlu 2011 ve 2013 yıllarında yaptığı bilimsel çalışmalar nedeniyle iki kez Ludwig Rajhman Halk Sağlığı Ödülü'ne değer bulundu. http://kartoglu.ch/

Risk yönetimine meraklıysanız ya da yeni başlıyor ve risk yönetiminde üstün performans göstermek ve Reuben'den daha iyi iş çıkarmak istiyorsanız, 10 hafta devam edecek olan bu yaşamın içinden risk değerlendirmeleri yazıları tam size göre

Kampa dönerken, aklımda özgürlüğü için savaşan ama bizlerden nefret eden Güney Sudanlı komutan ve bir de hiçbir şeyden habersiz, ay ışığı kadar saf Angelika… Ama Angelika biliyor ki, gece kafalarımızı kaldırdığımızda gökyüzüne aynı aya bakıyoruz… Toprak evinin damı olmayan Angelika için benim ay bir gece lambası…

"Dünya tatlısı bir köpek Küçümen. Yalnız kalmayı sevmiyor, enerjisi atıldığı sürece evde kedi gibi yaşıyor"

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Titanik ve geriye dönük risk değerlendirmesi: Günlük hayattan örnekler (2) - Ümit Kartoglu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Titanik ve geriye dönük risk değerlendirmesi: Günlük hayattan örnekler (2)

18 0
03.12.2023

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

03 Aralık 2023

Titanik'in hikâyesine ve geriye dönük risk değerlendirmemize geçmeden önce birkaç terimin üzerinden geçmekte yarar var. Bu terimleri bu yazı dizisinde oldukça sık kullanacağız çünkü. Risk ile ilgili en sık kullanılan terimler tehlike, olasılık, zarar, etkinin derecesi, risk ve kontrol önlemleridir. Bu terimlere ilişkin klasik tanımlar vermek yerine, örneklerle bu terimlerin anlamlarını açıklamak daha iyi olur diye düşünüyorum.

Basit bir ifadeyle tehlike, yerdeki muz kabuğudur ve zarar, üzerine basıp kaymanız durumunda yaşayacağınız fiziksel yaralanmadır. Muz kabuğunun üzerine basma olasılığına gelince, muz kabuğunun herkesin yürüdüğü yol üzerinde olması, bir köşedeki muz kabuğuna göre çok daha yüksek olacaktır. Ortaya çıkan zararın yani etkinin derecesinde dikkate alınması gereken başka faktörler devreye girecektir; örneğin yaşlı insanlar, kayıp düşmeleri durumunda gençlere kıyasla çok daha ciddi sonuçlarla karşılaşabilir. Risk yaklaşımında ve değerlendirmesinde muz kabuğunun tanımlanması yani tehlikenin belirlenmesi kritik önem taşır çünkü tüm kontrol önlemleri bu potansiyel zarar kaynağına yönelik olacaktır. Risk yönetiminde olasılık ve zararın şiddetine belirlenen bir ölçek üzerinden sayısal olarak bir değer verilir, bu iki değerin çarpımı da risk skorunu belirler.

Kontrol önlemleri de işlevlerine göre farklılık taşır. Kontrol önlemlerini de hayatın içinden farklı bir örnekle açıklayalım. Aracınızdaki far, tespit etmeye yönelik bir kontrol önlemidir, özellikle karanlıkta karşıdan gelen araçları zamanında görmenizi sağlar. Gündüz farları da sürücülerin ve diğer yol kullanıcılarının birbirlerini daha iyi görmelerine yardımcı olur. Bu özellikle yoğun trafikte, kötü hava koşullarında ya da gün batımı/gün doğumu gibi düşük ışıklı durumlarda daha önem kazanır. Daha iyi görünürlük, genel olarak trafik güvenliğini arttırır. Sürücülerin birbirlerini daha iyi fark etmeleri, kazaların önlenmesine yardımcı olur. Araçtaki fren sistemi, istenmeyen olayın (çarpma) olma olasılığını azaltan koruyucu özellikte bir kontrol önlemidir. Bir şeye çarpmamak için frene basarsınız. Fren, diğer cisimle aranızdaki mesafe ve hızınız gibi faktörlerin de etkisiyle sizi ya çarpmadan tümüyle koruyacak ya da daha az bir ivme ile çarpmanıza yardım edecektir. Çarpmanın şiddetine göre araçtaki hava yastıkları çıkacaktır. Hava yastıkları, istenmeyen olay gerçekleştiğinde devreye........

© T24


Get it on Google Play