Diğer

19 Nisan 2024

İngiliz ve Amerikan üniversitelerinde "Rus tarihi" okumuş, okuduğu üniversitelerinde "Rus tarihi hocalığı" yapmış...

Çeşitli zamanlarda Rusya'ya gitmiş...

1955'lerde 1917 Sovyet Devrimini anlatan önemli kitaplardan birine imza atıyor:

Bertram Wolfe.

Aradan yetmiş yıla yakın zaman geçmiş olmasın rağmen, 1917 Sovyet Devrimi ile ilgili yazılmış önemli kitaplar arasına giren çarpıcı bir yapıt bırakıyor:

"Three Who Made A Revolution", Türkçesiyle "Devrim Yapan Üç Adam".

Kim o üç adam:

Lenin, Troçki, Stalin.

Tarihçi Bertram Wolfe Rusya'ya gittiğinde Troçki ve Stalin'le tanışıyor, hem ikisiyle, hem her kesimden yönetici ve insanla uzun uzun sohbet ediyor. Kitabın orijinal değeri burada.

Moğollar'dan miras, tarıma dayalı, merkeziyetçi ve bürokratik yapısı, baskıcı ve olağanüstü gelir eşitsizlikleri, sınıf farklılıklarıyla ayakta kalmaya çalışan Çarlık Rusyası...

Saraylarda lüks, şatafat, balolar ve ziyafetlerle halktan bütünüyle kopmuş Çarlık...

Öte yanda, milyonlarca "ezilenler".

Yirminci yüzyıla girerken Çarlık Rusyası aslında önemli bir fırsat yakalıyor:

İngiltere'de (İskoçya) başlayan, dalga dalga kıta Avrupa'sına yayılan sanayileşme... Çarlık yönetiminin devamını sağlayacak, monarşiye belki de nefes aldıracak bir adım.

Ancak, Çarlık hâlâ, modası geçmiş toprağa dayalı, sınıf farklarını daha da açan, halktan kopuk merkeziyetçi yapısında direniyor.

1917 Sovyet Devrimi'ne giden yolda üç tarihi kişilik öne çıkıyor.

Lenin, Troçki, Stalin.

Kitap hem devrim sürecini, hem de bu üç kimliğin devrime katkılarını ve fakat bana göre daha önemli olan...

Devrim yapan üç adamın kişiliklerini, kendi aralarındaki ilişkiyi anlatıyor.

Onların hayatlarını anlatırken, birbirleriyle kesiştikleri alanları analiz ediyor. Kitaba göre:

Lenin çok çalışkan, zeki, neşeli bir portre olarak çizilirken, siyaseten, ki burası hayati önemde...

Kırgınlıkları, fikir ayrılıklarını devrimci amaç uğruna görmezden geliyor.

Troçki entelektüel, her zaman öne atılan, çalışkan, duyguları ağır basan, dolayısıyla yanlış yapmaya uygun bir kişilik.

Stalin kaba saba, geride kalmaya çalışan, hislerini belli etmeyen, çok hesaplı, uzun vadeli planlar yapan birisi.

Lenin ve Troçki birbirine daha yakın, Stalin "üçlünün" dış mandalı gibi ama, hesap adamı olması nedeniyle, Lenin'den sonra iktidarı ele geçiriyor. Troçki'yi önce sürgüne gönderiyor, sonra öldürtüyor, kin ve ihtiras halinde, Rusya'yı otuz yıl (1924 - 1953) inim inim inleten bir diktatör.

Sınıf farklarını ortadan kaldırmak üzere yapılan devrim, Stalin ile birlikte, Milovan Cilas'ın deyimiyle "yeni bir sınıf" yaratıyor. Kimseye göz açtırmayan, yetkileri elinde toplayan, halkı ezen devlet hegemonyasına dönüşüyor.

Çok uzun yıllar önce okuduğum bu kitabı bugünlerde yeniden anımsıyorum.

Kitaptan çıktan bazı dersler var:

- Birlikte kararlı bir yolculuğa çıkanlar arasında belirsizlikler, anlaşmazlıklar çıkabilir.

- Küçük bir olayı büyütmek, büyük bir olayı önemsiz kılmak yanıltıcı sonuçlara yol açabilir.

- Farklı kişilik özellikleri çıkılan yolu kendine göre farklı yorumlayabilir, farklı amaçlar doğabilir.

- Bunların birikimiyle toplumun beklediği hedef sapmış olabilir.

"Üç adam" arasındaki ilişkiler, özellikle Lenin ile Stalin arasında, Lenin daha hayatta iken kopmaya başlıyor. Lenin sonrasında ise, Stalin Troçki'yi öldürtüyor. Koyu baskıcı rejimle devrim amacından sapıyor.

31 Mart seçimlerinin CHP tarafından kazanılması "üç adamı" öne çıkarıyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş.

Üçü de "değişim" için yola çıkıyor. "Değişim" sadece partinin iç işleyişi ve yapısıyla sınırlı değil, ülkenin değişimini kapsayan bir harekete dönüşmek zorunda.

Bu üç ismin öne çıkmasıyla birlikte, CHP'nin 31 Mart'ta elde ettiği başarıyı nasıl kalıcı hale getirebileceği, "üç adam" arasındaki ilişkinin ne yönde gelişebileceği her platformda tartışılıyor.

"Üç adamın" Lenin, Troçki ve Stalin ile aralarında elbette hiçbir ideolojik ve kişilik benzerliği yok. Yer, tarih, zaman çok faklı.

Yine de, üçünde olması gereken ortak amaç ya da "devrim" birliği şu olabilir:

-Yeniden demokrasiye dönüş,

-Yeniden parlamenter rejime dönüş.

-Tek adam rejiminde hantallaşmış ve liyakatsız yönetimden yeniden akılcılığa ve uygarlığa dönüş.

Burada Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın aralarındaki ilişki önemli.

Ne tarih, ne ideoloji, ne siyasi koşullar, ne toplumsal yapıda herhangi bir benzelik olmasına rağmen, ortada bir deney var.

"Devrim Yapan Üç Adam" örneğini bana çağrıştıran neden bu.

"Demokratik merkeze" oturacak bir CHP'de önce bu felsefeyi oluşturmak.

Bir süre sonra da, halkın nabzını tutarak, kimse kimseden alınmadan, aralarında görev dağılımına gitmek.

İktidarla ve diğer partilerle günlük siyasi polemiklerin ötesinde, bu "üçlünün" devrim hedefi belli:

Her alanda Cumhuriyet'in yüz yıllık fabrika ayarlarına dönüş!..

Mehmet Yakup Yılmaz, 1956 yılında Malatya'da doğdu. İlkokulu Antalya Devrim İlkokulu'nda, orta okul ve liseyi parasız yatılı olarak Denizli Lisesi'nde okuduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümü'nden 1977 yılında mezun oldu

Gazeteciliğe SBF öğrencisi iken 1975 yılında Ankara'da Mehmet Ali Kışlalı yönetimindeki Yankı Dergisi'nde başladı. Derginin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini de bir süre yürüttü.

12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Türk İş'e bağlı Yol İş Federasyonu ve YSE - İş sendikalarında basın müşaviri olarak görev yaptı, sendika gazete ve dergilerini yayınladı

Askerlik görevini Kara Harp Okulu'nda tamamladıktan sonra İstanbul Gelişim Yayınları'nda mesleğe döndü. Gelişim Yayınları'nda Erkekçe ve Bilim dergilerinin Genel Yayın Müdürü Yardımcılığı ve ardından Gelişim TV Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinde bulundu

1985 yılında Hürriyet'e geçti ve Hürriyet Dergi Grubu'nu kurdu. Tempo, Blue Jean, Playmen gibi dergileri yayınladı.

Daha sonra Dönemli Yayıncılık Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Ercan Arıklı ile birlikte Dönemli Yayıncılık'ın 1 Numara Yayıncılık'a dönüşmesi sırasında Genel Müdürlük görevini üstlendi. Aktüel, Cosmopolitan, Penthouse, Oya gibi dergilerin kurucu genel yayın müdürü oldu. Bugüne kadar 30'u aşkın derginin kuruculuğunu yaptı.

1995 yılı başında Posta gazetesini yayınladı. Aynı yılın sonunda Fanatik gazetesini, 1996 yılı sonunda da Radikal gazetesini kurdu, genel yayın müdürlüğünü yürüttü.

2000 yılında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğü görevine getirildi. Bu görevi 5,5 yıl sürdürdükten sonra Doğan Burda Dergi Grububu'nun CEO'luğu görevini üstlendi.

2005 yılından 2018 Eylül ayına kadar Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Ekim 2018'den itibaren T24'te yazmaya başladı.

Gazete köşe yazılarından derlenen "Kırmızıyı Seçtim, Aşk Mavinin Altındaydı", "Benden Selam Söyleyin Bütün Aşklarıma", "Aşktan Sonra Hayat Var Mı", "Şaşırma Duygumu Kaybettim, Hükümsüzdür" isimli kitapları yayımlandı. "Aşk Herşeyi Affeder mi" isimli uzun hikâyesi de kitap olarak yayınlandı.

"Türkiye medyasında en çok yayın başlatan gazeteci" olan Mehmet Y. Yılmaz, güncel politik gelişmelerin yanı sıra, deneme tarzındaki yazıları ile futbol üzerine yaptığı yorumlarıyla da biliniyor.

Bu zararı ve bütçe açığının nedenlerini halka açıklamak zorunda

Ortalama lokantalarda, yerine göre, bir porsiyon ıstakoz bin lira ile beş bin lira arasında değişiyor. On bin lira aylık alan bir emeklinin yarı maaşı!.. Ya da asgari ücretin üçte biri!..

Güçlükonak'ta yaşananlar 34 yılda bizde demokrasinin özetindeki başlıklardan biri

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - "Three Who Made A Revolution": Devrim Yapan Üç Adam - Yalçın Doğan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

"Three Who Made A Revolution": Devrim Yapan Üç Adam

28 1
19.04.2024

Diğer

19 Nisan 2024

İngiliz ve Amerikan üniversitelerinde "Rus tarihi" okumuş, okuduğu üniversitelerinde "Rus tarihi hocalığı" yapmış...

Çeşitli zamanlarda Rusya'ya gitmiş...

1955'lerde 1917 Sovyet Devrimini anlatan önemli kitaplardan birine imza atıyor:

Bertram Wolfe.

Aradan yetmiş yıla yakın zaman geçmiş olmasın rağmen, 1917 Sovyet Devrimi ile ilgili yazılmış önemli kitaplar arasına giren çarpıcı bir yapıt bırakıyor:

"Three Who Made A Revolution", Türkçesiyle "Devrim Yapan Üç Adam".

Kim o üç adam:

Lenin, Troçki, Stalin.

Tarihçi Bertram Wolfe Rusya'ya gittiğinde Troçki ve Stalin'le tanışıyor, hem ikisiyle, hem her kesimden yönetici ve insanla uzun uzun sohbet ediyor. Kitabın orijinal değeri burada.

Moğollar'dan miras, tarıma dayalı, merkeziyetçi ve bürokratik yapısı, baskıcı ve olağanüstü gelir eşitsizlikleri, sınıf farklılıklarıyla ayakta kalmaya çalışan Çarlık Rusyası...

Saraylarda lüks, şatafat, balolar ve ziyafetlerle halktan bütünüyle kopmuş Çarlık...

Öte yanda, milyonlarca "ezilenler".

Yirminci yüzyıla girerken Çarlık Rusyası aslında önemli bir fırsat yakalıyor:

İngiltere'de (İskoçya) başlayan, dalga dalga kıta Avrupa'sına yayılan sanayileşme... Çarlık yönetiminin devamını sağlayacak, monarşiye belki de nefes aldıracak bir adım.

Ancak, Çarlık hâlâ, modası geçmiş toprağa dayalı, sınıf farklarını daha da açan, halktan kopuk merkeziyetçi yapısında direniyor.

1917 Sovyet Devrimi'ne giden yolda üç tarihi kişilik öne çıkıyor.

Lenin, Troçki, Stalin.

Kitap hem devrim sürecini, hem de bu üç kimliğin devrime katkılarını ve fakat bana göre daha önemli olan...

Devrim yapan üç adamın kişiliklerini, kendi aralarındaki ilişkiyi anlatıyor.

Onların hayatlarını anlatırken, birbirleriyle kesiştikleri alanları analiz ediyor. Kitaba göre:

Lenin çok çalışkan, zeki, neşeli bir portre olarak çizilirken, siyaseten, ki burası hayati önemde...

Kırgınlıkları, fikir ayrılıklarını devrimci amaç uğruna görmezden geliyor.

Troçki entelektüel, her zaman öne atılan, çalışkan, duyguları ağır basan, dolayısıyla yanlış yapmaya uygun bir kişilik.

Stalin kaba saba, geride kalmaya çalışan, hislerini belli etmeyen, çok hesaplı, uzun vadeli planlar yapan birisi.

Lenin ve Troçki birbirine daha yakın, Stalin "üçlünün" dış mandalı gibi ama, hesap adamı olması nedeniyle, Lenin'den sonra iktidarı ele geçiriyor. Troçki'yi önce sürgüne gönderiyor, sonra öldürtüyor, kin ve ihtiras halinde, Rusya'yı otuz yıl (1924 - 1953) inim inim inleten bir diktatör.

Sınıf farklarını........

© T24


Get it on Google Play