Diğer

01 Şubat 2024

Ocak 1919, Almanya’da seçime 18 parti katılıyor.

Haziran 1920, Almanya’da seçime 26 parti katılıyor.

Mayıs 1924, Almanya’da seçime 30 parti katılıyor.

Sosyal demokratlar, liberaller, komünistler, muhafazakârlar, milliyetçiler, birbirinden çok ayrı partiler de var, birbirine benzeyenler de... Hiç bir parti Meclis’te çoğunluk sağlayamıyor.

Mayıs 1928, Almanya’da seçime 41 parti katılıyor. Bu seçim Hitler’in Nasyonal Sosyalist Partisi’nin girdiği ilk seçim. Sadece yüzde 2.6 oy alabiliyor.

Eylül 1930, Almanya’da seçime 37 parti katılıyor. Hitler’in oy oranı yüzde 18.25’e çıkıyor.

Temmuz 1932, Almanya’da seçime 61 parti katılıyor, Hitler’in oy oranı yüzde 37.27’ye yükseliyor. (Şükrü Ülker, Hitler Demokrasiden Diktatörlüğe, s. 86-87.)

Biri kurulan öteki yıkılan koalisyonlar, biri gelen biri giden Başbakanlar dizisinde, 30 Ocak 1933’te Hitler Başbakan (Şansölye) olarak atanıyor.

Yaklaşık bir ay sonra 27 Şubat 1933’te Reichstag Yangını, yani parlamento yangını çıkıyor.

Sonrası Almanya’ya ve insanlığa geçmiş olsun!..

Seçime çok sayıda partinin girmesi...

Hepsi de iddialı...

O yıllarda bu partilerin seçim beyannamelerine bakınca...

Hepsi iktidar!.. Hiçbirinden iktidar kaçmıyor!..

Hem kendilerini hem birbirlerini hem de asıl halkı kandırıyorlar.

Çok daha vahimi...

Hitler’e ve İkinci Dünya Savaşı’na bakıldığında...

İnsanlığı kandırıyorlar.

Aymazlık mı, körlük mü, siyasi hırs mı, beceriksizlik mi, pazarlıklar sonucu elde etmeyi hesapladıkları siyasi ve maddi çıkarlar mı?..

Hangisi?.. Belki hepsi.

61 parti!..

İddia taşıdıklarına gerçekten inanıyorlar mı?..

İki gündür bizde en çok duyulan söz:

“Artık anayasa yok, anayasa krizi demek yanlış, çünkü anayasa yok sayıldı.”

Hatay’dan TİP milletvekili seçildiği halde, Anayasa Mahkemesi’nin iki kez ve ağır uyarılarla “hak ihlaline” uğradığına ilişkin karar verdiği Can Atalay hapisten çıkarılmadığı gibi, önceki gün TBMM’de milletvekilliği düşürülüyor.

Muhalefet partileri, anayasa hocaları, barolar, pek çok yorumcu aynı noktada birleşiyor:

“Anayasa fiilen ortadan kalkmıştır, Can Atalay’ın milletvekilliğinin Meclis’te düşürülmesi Anayasanın çeşitli maddelerine aykırıdır.”

Bu yorumlara hemen her konuşmacı ya da sosyal medya üzerinden tepki gösteren herkes aynı iki sözcüğü ekliyor:

“Kabul edilemez.”

Anayasanın açıkça ortadan kalkmasının elbette kabul edilebilir bir yanı yok.

Türkiye yurttaşları olarak hepimiz ya da halkın yarısını aşan büyük çoğunluğunun anayasayı yok sayan bu kararı kabul etmesi elbette düşünülemez.

Tamam, kabul edilemez.

Ama, ne yapmak gerek?..

Bazı yorumcular bu karardan sonra “ne gibi hukuki yolla böyle bir yanlış düzeltilebilir” arayışına girerken, çok sayıda anayasa hocası farklı bir yol gösteriyor:

“Çözüm artık hukuku ve anayasayı aşmıştır, çözüm artık siyasettedir.”

Yeniden anayasa devletine dönmenin yolu madem siyasetteki doğru olan bu...

İki ay sonra yerel seçimler var. Çok önemli bir fırsat.

31 Mart’taki seçimlere 35 parti katılıyor, 35!..

Hangisine sorsanız, iddialı!..

Yerel seçimde partilerle birlikte belediye başkan adaylarının da kimlikleri önem taşıyor.

35 partinin yaklaşık 30’u muhalefet partisi. Meral Akşener’i saymıyorum, dün o hala CHP’ye çatmakla meşgul!.. O artık iktidar cenahında.

Ama, geri kalan partiler bu ölçüde parçalı olmak, birbirlerini suçlamak, birbirlerine laf yetiştirmek yerine, illere göre aralarında anlaşamazlar mı?..

Kimin adayı, nerede güçlüyse, onun topluca desteklenmesi gibi.

“Muhalefet partilerinin seçimde bir araya gelmesi” çok mu güç?..

Çok mu hayalperest bir düşünce?..

Türkiye’nin bugün bu noktaya gelmesindeki sorumluluklarını hatırlayarak, böyle bir hayale kapı açamazlar mı?..

31 Mart seçimlerinde iktidar bloğunun zayıflatılması siyaseten çıkış yolunun başlangıcı olmaz mı?..

***

Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi sonrasında dün toplanan Meclis’le ilgili küçük bir not düşmek istiyorum.

Adı üzerinde Demokratik Sol Parti, Bülent Ecevit’in kurduğu sosyal demokrat parti.

Onun bir başkanı var, yanlış hatırlamıyorsam adı Önder Aksakal.

Adında demokratik sol parti yazıyor ama, Aksakal 14 ve 28 Mayıs seçimlerine iktidarın destekleyicisi olarak katılıyor. Kendisi de milletvekili oluyor.

Dün, Meclis’te gündem dışı konuşma yapıyor.

Anayasa yerle bir olmuş, yer gök bununla inliyor, Aksakal insanı titreten bir konuyu dile getiriyor:

“Avrupa maçlarının TRT’den şifresiz yayınlanması!..”

İktidar yanlılarının nerede ıslık çaldığını göstermesi açısından ibretlik.

Parantezi kapatıyorum.

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

1 Nisan sabahı CHP halkın yarısıyla birlikte derin derin düşünmek zorunda kalırsa... Hele de, İstanbul ve şu anda eldeki başka büyük şehir belediyelerini kaybederse...

“AKP’ye kazandırma cephesinin” gediklisi hiç kuşkusuz İYİ Parti Başkanı Meral Akşener

Refahta bu ölçüde gerilemeye, enflasyon altında ezilmeye rağmen... Nasıl oluyor da, AKP hâlâ en yüksek oy alan parti?.. Belediye seçimlerinde hâlâ iddia sahibi?..

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Bir hayal: 31 Mart için muhalefetin birleşmesi - Yalçın Doğan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bir hayal: 31 Mart için muhalefetin birleşmesi

44 1
01.02.2024

Diğer

01 Şubat 2024

Ocak 1919, Almanya’da seçime 18 parti katılıyor.

Haziran 1920, Almanya’da seçime 26 parti katılıyor.

Mayıs 1924, Almanya’da seçime 30 parti katılıyor.

Sosyal demokratlar, liberaller, komünistler, muhafazakârlar, milliyetçiler, birbirinden çok ayrı partiler de var, birbirine benzeyenler de... Hiç bir parti Meclis’te çoğunluk sağlayamıyor.

Mayıs 1928, Almanya’da seçime 41 parti katılıyor. Bu seçim Hitler’in Nasyonal Sosyalist Partisi’nin girdiği ilk seçim. Sadece yüzde 2.6 oy alabiliyor.

Eylül 1930, Almanya’da seçime 37 parti katılıyor. Hitler’in oy oranı yüzde 18.25’e çıkıyor.

Temmuz 1932, Almanya’da seçime 61 parti katılıyor, Hitler’in oy oranı yüzde 37.27’ye yükseliyor. (Şükrü Ülker, Hitler Demokrasiden Diktatörlüğe, s. 86-87.)

Biri kurulan öteki yıkılan koalisyonlar, biri gelen biri giden Başbakanlar dizisinde, 30 Ocak 1933’te Hitler Başbakan (Şansölye) olarak atanıyor.

Yaklaşık bir ay sonra 27 Şubat 1933’te Reichstag Yangını, yani parlamento yangını çıkıyor.

Sonrası Almanya’ya ve insanlığa geçmiş olsun!..

Seçime çok sayıda partinin girmesi...

Hepsi de iddialı...

O yıllarda bu partilerin seçim beyannamelerine bakınca...

Hepsi iktidar!.. Hiçbirinden iktidar kaçmıyor!..

Hem kendilerini hem birbirlerini hem de asıl halkı kandırıyorlar.

Çok daha vahimi...

Hitler’e ve İkinci Dünya Savaşı’na bakıldığında...

İnsanlığı kandırıyorlar.

Aymazlık mı, körlük mü, siyasi hırs mı, beceriksizlik mi, pazarlıklar sonucu elde etmeyi hesapladıkları siyasi ve maddi çıkarlar mı?..

Hangisi?.. Belki hepsi.

61 parti!..

İddia taşıdıklarına gerçekten inanıyorlar mı?..

İki gündür bizde en çok duyulan söz:

“Artık anayasa yok, anayasa krizi demek yanlış, çünkü anayasa yok sayıldı.”

Hatay’dan TİP milletvekili seçildiği halde, Anayasa Mahkemesi’nin iki kez ve ağır uyarılarla “hak ihlaline” uğradığına ilişkin karar verdiği Can Atalay hapisten çıkarılmadığı gibi, önceki gün TBMM’de........

© T24


Get it on Google Play