Diğer

05 Nisan 2024

AKP'lilerin bir bölümü:

Akıllanmıyor!..

Ders almasını bilmiyor!..

Çevrelerine bakıyor ama, görmüyor!..

Seçimi kaybeden AKP'li Tuzla Belediye Başkanı seçimden sonra 62 milyon liralık ihale vermekle meşgul, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun açıklamasına göre.

İmamoğlu bu skandalı açıkladığı saatlerde...

Van'da YSK tarafından Belediye Başkanlığı iade edilen DEM'li Abdullah Zeydan, halkla birlikte sokakları süpürüyor!..

Bir gün önce kirlenen, dağılan sokakları temizlemek amacıyla...

Türkiye'de 31 Mart'la birlikte yeni bir dönemin başladığını anlamayanlardan biri de, Boğaziçi Üniversitesi'ne tepeden atanan rektör Mehmet Naci İnci. Rektörlüğü Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim üyelerinin yüzde doksanı tarafından kabul edilmeyen İnci kıyıma devam ediyor.

Son olarak, uluslararası çaptaki bilgisayar bilimcisi Prof. Dr. Cem Say'ı Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Bilgisayar Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığından alıyor.

Cem Say hayatımıza yerleşmeye başlayan, bütün dünyanın konuştuğu "yapay zekâ ve robotlar" üzerine çalışmalarıyla öne çıkıyor, o konuda kitapları var, konferanslar veriyor.

Naci İnci yapay zekânın ne kadar farkında?..

Bazı yerlerde seçimi kaybeden AKP'li Belediye Başkanları ne yapıyor?..

Kimisi sert açıklamalarla CHP'li rakibini suçlamakla meşgul.

Kimisi Ramazan başında açtığı iftar çadırını kapatmakla meşgul.

Kimisi suya zam yapmakla meşgul.

Kimisi belediyeden yaptığı harcamalarla ilgili sorulara cevap aramakla meşgul.

Ya Tayyip Erdoğan?..

Seçim sonuçlarına bakarak, "halktan koptuğunun" farkında, geçen akşam uzun yıllar sonra ilk kez bir akşam vakti Ankara'da sıradan yurttaş kimliği ile halkın arasına karışıyor. Bir kafede oturuyor, kahve içiyor, yanına yaklaşanlarla sohbet ediyor, resim çektiriyor.

Oysa, "dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç!.."

Vayyyyy!.. Kaybetmek demek böyle bir şey!..

İletişim Başkanlığı o görüntüleri medyaya servis etmeyi ihmal etmiyor.

Yıllardır üstüne yapışmış, vazgeçmediği kibirden arınmak ister gibi!..

Seçimi kazanan CHP'li belediye başkanlarına, Genel Başkan Özgür Özel'e, İmamoğlu'na, Mansur Yavaş'a bakıyorum.

Son yıllarda Türkiye'yi yönetenlerde görmediğimiz farklı bir üslup, farklı bir barış dili kullanıyorlar:

"Hangi partiden olursa olsun, biz halkın her kesimiyle kucaklaşacağız, birlikte yöneteceğiz, belediye meclislerinde diğer partilerle el ele vereceğiz.

Hiç kimse kaybetmedi, hepimiz kazandık."

Türkiye'nin yıllardır büyük zarar çektiği o ağır kutuplaşma diline ve uygulamasına taban tabana ters, çok ihtiyaç duyduğumuz uzlaşma ve barış dili.

Yıllardır sık sık tanıklık ettiğimiz hakaretlerle dolu o suçlayıcı...

"Sizden ve bizden" ayrımıyla, işe almalardan tutun da, okullara, hastanelere kadar, her alanda toplumu rahatsız eden kutuplaşmanın yerini sakin ve hoşgörülü bir dil alıyor.

Umalım ki...

CHP bu tavrı hiçbir zaman bırakmasın!..

Kutuplaşmış, neredeyse parçalanmış bir toplumu yeniden bir araya getirebilecek bu dili kazandığı bütün il ve ilçelerde kullanmayı ihmal etmesin!..

Bu tavır, bu dil uygulamanın her alanına yayılsın!..

Zıvanadan çıkmış bu ülkenin fabrika ayarlarına dönüş yolu!..

Bu dil ve uygulama için CHP'nin elinde çarpıcı veriler var.

CHP bugüne kadar görülmeyen bir çalışma yürütüyor, bir veri tabanı elde ediyor.

O çalışmaya doğrudan katkısı var mı bilmiyorum ama, bu tür araştırmalara imza atan ayrıcalıklı bilim adamlarından biri Prof. Murat Güvenç.

Ne yapıyor Murat Güvenç?..

Örneğin, İstanbul'un çeşitli semtlerinde neredeyse mahalle mahalle nüfusu, orada yaşayanların işi, kimlikleri, siyasi eğilimlerine ilişkin verileri çıkartıyor. Kim şeriatçı, kim solcu, kim Cumhuriyetçi, kim işadamı, kim işçi, kim ev kadını gibi.

Kent coğrafyasını, kentin sosyal ve siyasal yapısını ortaya koyuyor.

Bu verilere sahip olarak, CHP kimlerle, nasıl iletişim kuracağını, kiminle, neyi, nasıl konuşacağını öğrenmiş oluyor.

Günlük siyaseti çoktan aşan, itişme kakışmayı bir kenara bırakarak, halka en doğru biçimde nasıl gidileceğini gösteren, temel bir adım.

Bu bir yandan seçimi kazanmanın yöntemi ise, diğer yandan da, Türkiye'de kutuplaşmayı ortadan kaldıran, uzlaşmacı dilin anahtarı niteliğinde.

"CHP'de değişim" deniyor ya...

Kadroların gençleşmesinin yanı sıra, asıl değişim kullanılan hoşgörü dilinde, kutuplaşmadan uzak durmakta yatıyor.

Sırada program ve ideoloji var.

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Bu nasıl söz ve nasıl bir kutlama ki, konuşmasının üstünden 24 saat geçmeden Van'da seçilmiş bir adayın elinden belediye başkanlığı alınıyor!..

Demokratik merkezdeki bir partinin mutlaka gerek duyduğu, olmazsa olmaz kuralının işlediği bileşen, emek ve sermayeden geçiyor

Seçimin en büyük kaybedeni Erdoğan

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - CHP'de ev ev yeni bir dil, kutuplaşmadan uzak - Yalçın Doğan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

CHP'de ev ev yeni bir dil, kutuplaşmadan uzak

58 1
05.04.2024

Diğer

05 Nisan 2024

AKP'lilerin bir bölümü:

Akıllanmıyor!..

Ders almasını bilmiyor!..

Çevrelerine bakıyor ama, görmüyor!..

Seçimi kaybeden AKP'li Tuzla Belediye Başkanı seçimden sonra 62 milyon liralık ihale vermekle meşgul, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun açıklamasına göre.

İmamoğlu bu skandalı açıkladığı saatlerde...

Van'da YSK tarafından Belediye Başkanlığı iade edilen DEM'li Abdullah Zeydan, halkla birlikte sokakları süpürüyor!..

Bir gün önce kirlenen, dağılan sokakları temizlemek amacıyla...

Türkiye'de 31 Mart'la birlikte yeni bir dönemin başladığını anlamayanlardan biri de, Boğaziçi Üniversitesi'ne tepeden atanan rektör Mehmet Naci İnci. Rektörlüğü Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim üyelerinin yüzde doksanı tarafından kabul edilmeyen İnci kıyıma devam ediyor.

Son olarak, uluslararası çaptaki bilgisayar bilimcisi Prof. Dr. Cem Say'ı Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Bilgisayar Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığından alıyor.

Cem Say hayatımıza yerleşmeye başlayan, bütün dünyanın konuştuğu "yapay zekâ ve robotlar" üzerine çalışmalarıyla öne çıkıyor, o konuda kitapları var, konferanslar veriyor.

Naci İnci yapay zekânın ne kadar farkında?..

Bazı yerlerde seçimi kaybeden AKP'li Belediye Başkanları ne yapıyor?..

Kimisi sert açıklamalarla CHP'li rakibini suçlamakla meşgul.

Kimisi Ramazan başında açtığı iftar çadırını kapatmakla meşgul.

Kimisi suya zam yapmakla meşgul.

Kimisi belediyeden yaptığı harcamalarla ilgili sorulara cevap aramakla meşgul.

Ya Tayyip Erdoğan?..

Seçim sonuçlarına bakarak, "halktan koptuğunun" farkında, geçen akşam uzun yıllar sonra ilk kez bir akşam vakti Ankara'da sıradan yurttaş kimliği ile halkın arasına karışıyor. Bir kafede oturuyor, kahve içiyor, yanına yaklaşanlarla sohbet ediyor, resim çektiriyor.

Oysa, "dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç!.."

Vayyyyy!.. Kaybetmek demek böyle bir........

© T24


Get it on Google Play