Diğer

29 Ocak 2024

Yeni bir ittifak kuruluyor.

Muhalefette yer alan bazı partiler “AKP’ye ne kadar çok belediye başkanlığı kazandırabiliriz,

Özellikle İstanbul ve Ankara’da CHP’ye nasıl kaybettirebiliriz” ittifakı kuruyor.

Savrulmanın...

İnsanın bir yerden uzak yakın ilgisi olmayan bir yerlere savrulmasının, özünü yitirmesinin, değerlerini kaybetmesinin sırası olmaz. Savrulmak savrulmaktır.

Kişi olarak, sıralamaya dikkat etmeden...

İYİ Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Buğra Kavuncu.

Adaylığının açıklanmasından sonraki ilk cümlesi:

“Bugün partimiz için yarın ülkemiz için en zoru sırtlamak zorunda olduğumuz şuuru ile yetiştik.”

Ve asıl savrulma anı:

“O günler geldiğinde dostluklar, birilerine olan vefa rafa kalkar.”

Bu lafı, iki yıl boyunca başarısı için canla başla çalıştığı Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na atıyor.

Adaylığa attığı ilk adımda muhteşem bir itiraf.

Çünkü, öyle bir “şuur” ile yetişmiş!..

O “şuurun” her an pratiğe dökülebilir hali var.

Bugün Ekrem İmamoğlu’nu nasıl satıyorsa, yarın da kendi partisinden birileri için “dostluğu, vefayı rafa” kaldırabilir mi?..

Kim güvenir böyle birisine?..

Kim oy verir güvenilmez birine?..

Adam üç dönem, yani on beş yıl CHP’den Ataşehir Belediye Başkanı, Battal İlgezdi.

2017’de “yolsuzluk” iddiaları nedeniyle, İçişleri Bakanlığı bu adamı iki ay görevinden uzaklaştırıyor.

Hakkında “akrabalarının ekonomik durumlarında açıklanamayacak malvarlığı edinmiş olmalarına” dönük, iddianame hazırlanıyor. İlgezdi beraat etse de, o iddianame siyasi hayatına yazılıyor.

CHP yönetimi Ataşehir’de Battal İlgezdi’yi aday göstermeyince...

Hazret “partide Kürt ve Alevi tasfiyesi yapılıyor” diyerek, feryat figan CHP’den istifa ediyor.

Madem “tasfiye var”, kendisi de Alevi, sesini bu zamana kadar neden çıkarmıyor?..

Yeniden aday gösterilmiş olsaydı, “tasfiye var” naralarıyla CHP’den istifa eder miydi?..

Savrulmak böyle bir şey.

Bizim gibi az gelişmiş ülkelerin siyaset sahnesinde sık görülen, sıradan tiplerden biri.

Şimdi bir başka partiden aday olursa, şaşmamak gerek.

Yeni bir parti kurmasından sonra, her kritik dönemeçte huzurlarınızda Muharrem İnce!..

Bıktıran “ince” oyunlarına şimdi yenisini ekliyor. Savrulanlar arasına katılıyor.

AKP ve MHP dururken, Muharrem İnce’nin hedefinde de CHP var, şaşırtıcı değil.

“Her gün DEM’lenirsen nasıl ittifak kuracağım” sözüyle, kalın milliyetçilik üzerinden CHP’ye yüklenirken, İnce ile ilgili iki soru var.

“14 Mayıs seçimlerinde, ittifak koşulu olarak:

1-CHP ile pazarlıkta kaç milletvekili istedi?..

2-CHP’den maddi destek bekledi mi?..”

14 Mayıs seçimlerinde 4 milyon 803 bin oy alan partiyi (eski adı Yeşil Sol Parti, yeni adı DEM) görmezden geliyor, kendi aldığı 502 bin 669 oy, yüzde 1 bile değil, yüzde 0.92 oyla caka satıyor.

En büyük savrulmanın ibretlik örneği.

Masaya tekme atarak, 14 ve 28 Mayıs seçimlerini Erdoğan’a nasıl kazandırdıysa, şimdi de...

“AKP’ye kazandırma cephesinin” gediklisi hiç kuşkusuz İYİ Parti Başkanı Meral Akşener.

Ağzını ne zaman açsa, büyük bir hınçla CHP’ye saldırıyor.

Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da, Mansur Yavaş’ın Ankara’da kaybetmesi için yırtınıyor.

Arada kendinden geçiyor:

“Biz geçmişimizde siyasi cinayetlere tanık olduk ama, mertçeydi!..”

Siyasi cinayetler, faili meçhuller karanlığına, eski İçişleri Bakanı olarak, yeni bir tanım getiriyor, “mertçe” olanlar ve olmayanlar.

Partisinden pek çok kişi istifa ediyor ya da o ihraç ediyor. Onlardan biri Ümit Dikbayır.

Dikbayır ortaya bazı iddialar atıyor. Bir açıklamasında:

“Bankaya başvurulsun, hangi şubeden, hangi memur araştırdı, açığa çıksın. İddiaların araştırılmasını talep ediyorum.”

Bu suçlamaları İYİ Parti Sözcüsü “gerçek dışı beyanlar” olarak niteliyor.

Akşener AKP’ye destek veriyor ama, neden?..

Ve neden?..

Bazı muhalefet partilerinin:

-CHP’ye el birliği ile cephe açtığı...

-Ekonomi ve hukuk başta, halkı her yönüyle inim inim inleten bir iktidarın başarısı için canla başla çalıştığı...

-Parti içinden ihanetlerin kol gezdiği günlere tanıklık ediyoruz.

Tarihte savrulmanın örnekleri var, Osmanlı’da, Cumhuriyet döneminde ve Avrupa’da. Bizde ya da benzer örneklerin yaşandığı ülkelerin başına nelerin geldiğini merak edenler, tarihe baksınlar.

AKP’ye çalışan bu yeni ittifak bana Mehmet Akif’i hatırlatıyor, onun Çanakkale savunmasını anlattığı “Çanakkale Şehitlerine” destansı şiirindeki o mısra:

“O ne müthiş tipidir / Savrulur enkaz-ı beşer.”

Enkaz-ı beşer... İnsanlığın yıkılması...

Yıkılan insanlığın savrulması...

Türk Siyasi Tarihi Meral Akşener’e mutlaka ayrı bir sayfa açacak ama, nasıl?..

Ve de bu döneme baştan sona.

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Refahta bu ölçüde gerilemeye, enflasyon altında ezilmeye rağmen... Nasıl oluyor da, AKP hâlâ en yüksek oy alan parti?.. Belediye seçimlerinde hâlâ iddia sahibi?..

İstanbul'da İmamoğlu karşısında iki kez yenilgiye uğrayan ve siyasi yaşamında sadece ona yenilen Erdoğan hırsını hâlâ alabilmiş değil

Anayasal düzende, hukukta, ekonomide, dış politikada, temel hak ve özgürlüklerde, özel olarak ifade ve basın özgürlüğünde AKP’nin kendisini serbest hissedeceği dört yıl var önümüzde

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Diğerleri ve Meral Akşener: “Savrulur enkaz-ı beşer” - Yalçın Doğan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Diğerleri ve Meral Akşener: “Savrulur enkaz-ı beşer”

52 1
29.01.2024

Diğer

29 Ocak 2024

Yeni bir ittifak kuruluyor.

Muhalefette yer alan bazı partiler “AKP’ye ne kadar çok belediye başkanlığı kazandırabiliriz,

Özellikle İstanbul ve Ankara’da CHP’ye nasıl kaybettirebiliriz” ittifakı kuruyor.

Savrulmanın...

İnsanın bir yerden uzak yakın ilgisi olmayan bir yerlere savrulmasının, özünü yitirmesinin, değerlerini kaybetmesinin sırası olmaz. Savrulmak savrulmaktır.

Kişi olarak, sıralamaya dikkat etmeden...

İYİ Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Buğra Kavuncu.

Adaylığının açıklanmasından sonraki ilk cümlesi:

“Bugün partimiz için yarın ülkemiz için en zoru sırtlamak zorunda olduğumuz şuuru ile yetiştik.”

Ve asıl savrulma anı:

“O günler geldiğinde dostluklar, birilerine olan vefa rafa kalkar.”

Bu lafı, iki yıl boyunca başarısı için canla başla çalıştığı Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na atıyor.

Adaylığa attığı ilk adımda muhteşem bir itiraf.

Çünkü, öyle bir “şuur” ile yetişmiş!..

O “şuurun” her an pratiğe dökülebilir hali var.

Bugün Ekrem İmamoğlu’nu nasıl satıyorsa, yarın da kendi partisinden birileri için “dostluğu, vefayı rafa” kaldırabilir mi?..

Kim güvenir böyle birisine?..

Kim oy verir güvenilmez birine?..

Adam üç dönem, yani on beş yıl CHP’den Ataşehir Belediye Başkanı, Battal İlgezdi.

2017’de “yolsuzluk” iddiaları nedeniyle, İçişleri Bakanlığı bu adamı iki ay görevinden uzaklaştırıyor.

Hakkında “akrabalarının ekonomik durumlarında açıklanamayacak malvarlığı edinmiş olmalarına” dönük, iddianame hazırlanıyor. İlgezdi beraat etse de, o iddianame siyasi hayatına yazılıyor.

CHP yönetimi Ataşehir’de Battal İlgezdi’yi aday göstermeyince...

Hazret “partide Kürt ve Alevi tasfiyesi yapılıyor” diyerek, feryat figan CHP’den istifa ediyor.

Madem “tasfiye var”, kendisi de Alevi, sesini bu zamana kadar neden çıkarmıyor?..

Yeniden aday gösterilmiş olsaydı, “tasfiye var” naralarıyla CHP’den istifa eder miydi?..

Savrulmak böyle bir şey.

Bizim gibi az gelişmiş ülkelerin siyaset........

© T24


Get it on Google Play