Diğer

03 Şubat 2024

Parlamento ile Kral taraftarları arasında çıkan çatışmadan Oliver Cromwell galip çıkıyor.

Parlamenter rejim yanlısı asker ve siyaset adamı Cromwell (1599 - 1658) elde ettiği zafer sonucunda...

İngiltere'de krallık rejimine son vererek, Cumhuriyet'i kuruyor.

Hayatının son beş yılında, 1653'ten 1658'e kadar "Devlet Koruyucu Lordu" ünvanıyla İngiltere'yi tek başına yönetiyor. Öldükten sonra İngiltere yeniden krallığa geçerken, II.Charles tahta oturuyor.

İngiltere'yi tek başına yönetirken, en güçlü olduğu dönemde, söylediği bir söz günümüzde hâlâ ve bütün ülkelerde geçerliğini koruyor. Tecrübeyle sabit:

"Ülkeleri yönetenler elde ettikleri güce fazla güvenmesin!..

Çünkü...

Her şeye sadece güçle sahip olmuşsanız, hiçbir şeye gerçekten sahip olmamışsınız demektir."

Tarihin ünlü kişilerinden biri olan Cromwell bu sözü yönetiminin son aylarında söylüyor, belli bir deneyimin sonunda.

Türkiye'de o güç ne yapıyor?..

"Adalet ve hukukla oynuyor.

Devletin temeli olan anayasa ve hukuk geçersiz hale geliyor."

Bu aslında devletin işlevini yitirdiği...

Hatta, rejimin değiştiği anlamını taşıyor.

Türkiye 2017'de dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen, hiçbir siyaset ve anayasa hukuku kitaplarında, teoride ve pratikte yer almayan bir yönetime geçiyor:

"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi".

Ne anlama geldiği belli olmayan bu lafın özü malum:

Her türlü yetkiye sahip ve fakat hiçbir sorumluluk taşımayan, Türkiye Büyük Millet Meclisi dahil, kimseyen hesap vermeyen, her şeye karar veren tek kişinin yönettiği bir rejim.

2017'den bu yana Türkiye bu rejimle yönetilirken, o tarihten bu yana hukuk ve adalet adım adım tek adam rejimine bağlı olarak zemin kaybederken...

Sıra devletin özünü oluşturan, devleti devlet yapan "anayasal darbeye" geliyor.

İktidar bloğu hafta içinde TBMM'de Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe sayarak, kendi varlık sebebi olan Anayasa'ya kendi eliyle darbe indiriyor.

Gerçekte rejim değişiyor.

Çünkü, devletin artık hangi ölçüye göre yönetileceği belirsiz hale geliyor.

Garip bir durum.

Devlet neye göre, nasıl yönetilecek sorusu ortada kalırken...

"Devlet var mı yok mu" sorusu gündeme düşmüşken...

Nasıl?..

Şu çelişkiye baksanıza...

Fabrikalar, ormanlar, tarlalar, zeytinlikler, kıyılar özelleştirilirken...

İnsanlar devletleştiriliyor.

Ne demek bu?..

Nasıl?..

"Sosyal yardımlar üzerinden.

Sosyal yardımlarla insanları kendisine bağlayarak."

Gıda, kömür, elektrik, doğalgaz, doğum yardımları 2017'de 3 milyon 200 bin haneye ulaşırken...

2022'de yardım alan hane sayısı 4 milyon 400 bine yükseliyor.

Yaklaşık 16 - 17 milyon kişiye.

10 - 11 milyon dolayında seçmene.

Bugün bu sayının daha da yükseldiğine hiç kuşku yok.

Devlet eliyle verilen sosyal yardımların çok önemli bir ayrıntısı var.

Yardım devlet eliyle yapılıyor ama, idari karara bağlı olarak yürütülüyor.

İdari karar, yani iktidar kararı olduğu için sosyal yardımlar ister istemez siyasi etki yaratıyor. Hasadı seçimde biçmek üzere!..

Sosyal yardım alan kitle için hangi rejim altında yönetilmiş olmanın ne ölçüde önemi var?..

Bu döngüyü kırmak muhalefete düşüyor.

31 Mart seçimleri yaklaşırken...

Sosyal belediyeciliğe ağırlık vermek.

Yardım vermesi nedeniyle iktidarın avantajı var. Ancak...

Muhalefet önceliği bu alana verir, planını ayrıntılı hesaplanmış çerçevede anlatabilir.

O kitleye o yardımı bir güç sağlıyor.

Aynı güç yardımla o kitleye sahip olduğunu zannedebilir ama, hiçbir zaman gerçekten sahip olamaz.

Bunu kanıtlamak muhalefetin görevi.

Cromwell'in toprağı bol olsun.

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

31 Mart seçimlerinde iktidar bloğunun zayıflatılması siyaseten çıkış yolunun başlangıcı olmaz mı?

1 Nisan sabahı CHP halkın yarısıyla birlikte derin derin düşünmek zorunda kalırsa... Hele de, İstanbul ve şu anda eldeki başka büyük şehir belediyelerini kaybederse...

“AKP’ye kazandırma cephesinin” gediklisi hiç kuşkusuz İYİ Parti Başkanı Meral Akşener

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Rejim değişti - Yalçın Doğan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Rejim değişti

54 23
03.02.2024

Diğer

03 Şubat 2024

Parlamento ile Kral taraftarları arasında çıkan çatışmadan Oliver Cromwell galip çıkıyor.

Parlamenter rejim yanlısı asker ve siyaset adamı Cromwell (1599 - 1658) elde ettiği zafer sonucunda...

İngiltere'de krallık rejimine son vererek, Cumhuriyet'i kuruyor.

Hayatının son beş yılında, 1653'ten 1658'e kadar "Devlet Koruyucu Lordu" ünvanıyla İngiltere'yi tek başına yönetiyor. Öldükten sonra İngiltere yeniden krallığa geçerken, II.Charles tahta oturuyor.

İngiltere'yi tek başına yönetirken, en güçlü olduğu dönemde, söylediği bir söz günümüzde hâlâ ve bütün ülkelerde geçerliğini koruyor. Tecrübeyle sabit:

"Ülkeleri yönetenler elde ettikleri güce fazla güvenmesin!..

Çünkü...

Her şeye sadece güçle sahip olmuşsanız, hiçbir şeye gerçekten sahip olmamışsınız demektir."

Tarihin ünlü kişilerinden biri olan Cromwell bu sözü yönetiminin son aylarında söylüyor, belli bir deneyimin sonunda.

Türkiye'de o güç ne yapıyor?..

"Adalet ve hukukla oynuyor.

Devletin temeli olan anayasa ve hukuk geçersiz hale geliyor."

Bu aslında devletin işlevini yitirdiği...

Hatta, rejimin değiştiği anlamını taşıyor.

Türkiye 2017'de dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen, hiçbir siyaset ve anayasa hukuku kitaplarında, teoride ve pratikte yer almayan bir yönetime geçiyor:

"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi".

Ne anlama geldiği belli olmayan bu lafın özü malum:

Her türlü yetkiye sahip ve fakat hiçbir sorumluluk taşımayan, Türkiye Büyük Millet Meclisi dahil, kimseyen hesap vermeyen, her şeye karar veren tek kişinin yönettiği bir rejim.

2017'den bu yana Türkiye bu rejimle yönetilirken, o tarihten bu yana........

© T24


Get it on Google Play