Diğer

11 Ocak 2024

Sahanın ortasına doğru tek başına yürüyor.

Tribünlerde binlerce seyirci onu çılgınca alkışlarken...

O sahanın ortasında "yalnız kalmak istediğini" söylüyor.

Franz Beckenbauer.

Almanların efsanesi, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcularından ve futbol adamlarından biri. Brezilyalı Zagallo ile birlikte, hem futbolcu, hem teknik direktör olarak dünya şampiyonluğunun tadına varan ikinci ve son kişi.

1990 İtalya...

Dünya Futbol Şampiyonası finalinde Arjantin'i 1 - 0 yenerek şampiyonluğu kazanan Almanya'nın teknik direktörü Beckenbauer.

Final maçı bitiyor, tribünlerde yer yerinden oynuyor ama, o...

Sahanın ortasına tek başına yürürken, binlerce insan onun ne söyleyeceğini merak ediyor. Ağzından sadece bir cümle dökülüyor:

"Aristoteles sagt, der Erfolg gehört dem Glückseligen".

Dünya şampiyonu olmuş takımın teknik direktörü ama, o Aristo'yu anmakla yetiniyor:

"Aristo der ki, başarıya mutlu olan ulaşır".

Bir futbol adamından, kazandığı başarının doruk anında, kolay duyulmayacak felsefi bir açıklama.

O tarihte final maçını ve sonrasını izlerken duyduğum bu sözü hiç unutmuyorum, bugünlerde yeniden hatırlıyorum.

Düzenin başta sona kaosa döndüğü bu ülkede felsefeyi belki de, tutunacak, avutucu tek dal olarak gördüğüm için.

"Başarıya mutlu olan ulaşır".

Aristo'nun bu mottosu bizim ülkemizde bugünler, bu dönem, bu devir için asla geçerli değil.

Tersine bizim ülkemizde bugün için geçerli tek kavram kaos, en başta hukuk kaosu.

Hukuk kaosu aynı zamanda düzen kaosu.

Çifte standartlarla dolu bu kaosa son örnek TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş imzasını taşıyor.

Bakın şimdi o ibretlik serüvene.

Tatilde ya da çalışmalarına ara vermiş iken, Meclis zaman zaman olağanüstü toplantıya çağrılabililiyor. Bugün uygulanmayan o Anayasada ve Meclis İçtüzüğü'nde bu çağrının yeri var.

Cumhurbaşkanı ya da Meclis Başkanı olağanüstü toplantıya çağırabileceği gibi, 120 milletvekilinin imzasıyla da Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırmak mümkün.

Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi'nin verdiği ihlal kararına gerek yerel mahkeme, gerek Yargıtay 3. Ceza Dairesi uymuyor. "Anayasal darbe" olarak nitelediği ve gerçekten olağanüstü bu durumu görüşmek amacıyla CHP Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırıyor.

Burada altı kalın kalemle çizilmesi gereken bir gerçek var.

Ondan önce de var ama, TBMM kayıtlarına göre, 1983 yılından bu yana Meclis'i iktidar ya da muhalefet 36 defa olağanüstü toplantıya çağırıyor, 36 olağanüstü toplantı da gerçekleşiyor.

Ancak, CHP'nin çağrısını Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş bu defa geri çeviriyor.

Şu gerekçeyle:

"(...) TBMM'nin hukuken çalışmalarını sürdürdüğü (...) bir dönemde TBMM Başkanının doğrudan veya istem üzerine TBMM'yi toplantıya çağırması Anayasa'nın 93. ve İçtüzüğün 7. maddelerine göre mümkün değildir".

Uygulamadıkları ve fakat şimdi hatırladıkları Anayasa'nın 93. maddesine göre:

"(...) TBMM ara verme veya tatil sırasında Cumhurbaşkanınca toplantıya çağırılır.

Meclis Başkanı da doğrudan doğruya veya üyelerin beşte birinin (120 milletvekili) yazılı istemi üzerine Meclis'i toplantıya çağırır".

Meclis İçtüzüğünün 7. maddesi anayasanın bu maddesini aynen tekrar ediyor.

Meclis şu arda çalışmalarına ara veriyor.

Demek ki, Numan Kurtulmuş çağırabilirmiş!..

Yakın zamanda iki ibretlik örnek.

3 Eylül 2014.

Meclis Başkanı AKP'li Cemil Çiçek.

Şimdi kemerlerinizi bağlayın, koltuklarınızı dik tutun!..

Cemil Çiçek Meclis'i o tarihte olağanüstü toplantıya çağırırken:

"Yeter sayıdaki üyenin istemi üzerine, Anayasa'nın 93 ve TBMM İçtüzüğünün 7. maddeleri uyarınca TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırıyorum".

Toplantı isteminde bulunan "yeter sayıdaki üye", AKP milletvekilleri.

Numan Kurtulmuş'un geri çevirmek için Anayasa 93 ve İçtüzük 7. maddesini gerekçe gösteriyor, Cemil Çiçek 2014'te aynı maddelere dayanarak, toplantı çağrısında bulunuyor!..

İkinci örnek.

2 Ocak 2020.

O tarihte Meclis Başkanı AKP'li Mustafa Şentop.

Şentop toplantıyı açarken şunu söylüyor:

"Anayasa'nın 93. ile İçtüzüğün 7. maddeleri tatilde ve ara vermede TBMM'nin toplantıya çağrılmasını düzenliyor. Bu konuda Cumhurbaşkanına ve Meclis Başkanına yetki veriyor.

Meclis Başkanı iki şekilde çağırabiliyor. Ya kendisi çağırıyor ya da en az beşte bir milletvekilinin talebi üzerine çağırabiliyor".

Mustafa Şentop da, Cemil Çiçek gibi, Anayasa 93 ve İçtüzük 7. maddeye dayanarak Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırıyor.

Numan Kurtulmuş aynı maddelere dayanarak, çağırmıyor!..

Neden çağırmıyor?..

Çünkü ilahlar o toplantıyı istemiyor, Kurtulmuş, makam olarak o koskoca Meclis Başkanı da, ret kararını ne ölçüde kendi iradesiyle aldığı tartışılır, çağrıya olumsuz yanıt veriyor.

Bu tavır 2014, hatta 2020'ye göre bile, hukukta ne kadar geriye sürüklendiğimizi gösteriyor.

Beckenbauer...

Burada mutluluk yok ki, başarı olsun!..

Tersine, bir kaostan ötekine!..

Hele Aristo, günümüzde küfür gibi!..

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

TOKİ mağdurları İstanbul'da "Karanlıkta Uyananlar" kafilesinin ilk öncüleri mi?..

1961 Anayasası’nın yol açtığı çığırla, Türkiye demokrasinin tadını çıkarırken, bugünlere uzanan bir tıkanıklıktan kendini kurtaramıyor

Asgari ücret geçen hafta 17 bin lira olarak belirleniyor. O günden bu yana, bir haftada asgari ücret 7 dolar eriyor. Şubat ayında ele geçinceye kadar, kim bilir daha ne kadar eriyecek?..

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - TBMM Başkanı Kurtulmuş çağırmadı: Oysa, 36 toplantı var - Yalçın Doğan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

TBMM Başkanı Kurtulmuş çağırmadı: Oysa, 36 toplantı var

34 1
11.01.2024

Diğer

11 Ocak 2024

Sahanın ortasına doğru tek başına yürüyor.

Tribünlerde binlerce seyirci onu çılgınca alkışlarken...

O sahanın ortasında "yalnız kalmak istediğini" söylüyor.

Franz Beckenbauer.

Almanların efsanesi, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcularından ve futbol adamlarından biri. Brezilyalı Zagallo ile birlikte, hem futbolcu, hem teknik direktör olarak dünya şampiyonluğunun tadına varan ikinci ve son kişi.

1990 İtalya...

Dünya Futbol Şampiyonası finalinde Arjantin'i 1 - 0 yenerek şampiyonluğu kazanan Almanya'nın teknik direktörü Beckenbauer.

Final maçı bitiyor, tribünlerde yer yerinden oynuyor ama, o...

Sahanın ortasına tek başına yürürken, binlerce insan onun ne söyleyeceğini merak ediyor. Ağzından sadece bir cümle dökülüyor:

"Aristoteles sagt, der Erfolg gehört dem Glückseligen".

Dünya şampiyonu olmuş takımın teknik direktörü ama, o Aristo'yu anmakla yetiniyor:

"Aristo der ki, başarıya mutlu olan ulaşır".

Bir futbol adamından, kazandığı başarının doruk anında, kolay duyulmayacak felsefi bir açıklama.

O tarihte final maçını ve sonrasını izlerken duyduğum bu sözü hiç unutmuyorum, bugünlerde yeniden hatırlıyorum.

Düzenin başta sona kaosa döndüğü bu ülkede felsefeyi belki de, tutunacak, avutucu tek dal olarak gördüğüm için.

"Başarıya mutlu olan ulaşır".

Aristo'nun bu mottosu bizim ülkemizde bugünler, bu dönem, bu devir için asla geçerli değil.

Tersine bizim ülkemizde bugün için geçerli tek kavram kaos, en başta hukuk kaosu.

Hukuk kaosu aynı zamanda düzen kaosu.

Çifte standartlarla dolu bu kaosa son örnek TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş imzasını taşıyor.

Bakın şimdi o ibretlik serüvene.

Tatilde ya da çalışmalarına ara vermiş iken, Meclis zaman zaman olağanüstü toplantıya çağrılabililiyor. Bugün uygulanmayan o Anayasada ve Meclis İçtüzüğü'nde bu çağrının yeri var.

Cumhurbaşkanı ya da Meclis Başkanı olağanüstü toplantıya çağırabileceği gibi, 120 milletvekilinin imzasıyla da Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırmak mümkün.

Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi'nin verdiği ihlal kararına gerek yerel mahkeme, gerek Yargıtay 3. Ceza Dairesi uymuyor. "Anayasal........

© T24


Get it on Google Play