cahitkilic54@gmail.com

Osmanlıcılık oynuyoruz ya güya!

Ya da bazıları çok meraklı Osmanlıcılık adı altında pis kokular yayan gizli oyunlar oynamaya. Hile ve desise ile bin türlü dolap çevirmeye…
Üstelik bu tipler, çoğunlukla da (bendenizin tavsifiyle) ya “cehl-i ruba”dırlar, ya da “cehl-i nısıf”…
Hani meşhur sözdür ya: “En tehlikeli cahil, yarı okumuş cahildir” diye…
Bizde her cenahtan mebzul miktarda var bunlardan, ibadullah…
***
Bin dört yüz yıl evvel, İslâmın içine nifak sokan bir mel’unun başlattığı “kara propaganda” geleneği, hiçbir devirde bu kadar revaçta olmamış, toplumu bu kadar zelil eylememişti…
Bugün, İslâm ümmeti de, Müslüman Türk toplumu da zilleti, açıkça zulmeti yaşamaktadır…
Tıpkı Karabağ‘da olduğu gibi…
Tıpkı Filistin’de olduğu gibi…
Tıpkı Yemen‘de, Suriye‘de, Irak‘ta olduğu gibi…
***
Heyhat ki heyhat!
Mahut kara propagandanın etkisinde kalan saf ve temiz Müslümanlar da, birer bakar köre dönüştüklerinden; çıplak gerçekleri göremiyorlar…
***
En başta Osmanlı’ya vurgu yapmama gelirsek…
Osmanlı’nın en güçlü zamanında dahi, okuryazar sayısı en çok yüzde on civarındaydı…
Artık yıkılmaya yüz tuttuğu on dokuzuncu yüzyıl ile yirminci yüzyılın başlarında ise en çok yüzde beş…
Bu ne hazin bir durumdur ki;
Günümüz Türkiye’sinde okuryazar oranı yüzde doksanın üzerinde olmasına rağmen, yüzde beşlik Osmanlı döneminde çıkardığımız münevverlerin, düşünürlerin, aydınların sayısı kadar aydın çıkaramıyoruz…
Aman Allah’ım, aman!
Devr-i istibdat’ta bile susmayan, susmadığı için zindanların karanlıklarına atılan, sürgünden sürgüne gönderilen Osmanlı aydınlarının yerini; günümüzdeki müstebit şakşakçısı cehl-i nısıflar aldı…
***
Cehl-i nısıf derken; en üst kategoriden bahsediyorum…
Oysa çoğunluk, cehl-i ruba ile cehl-i mürekkebin elindedir…
Okumaz…
Okusa da okuduğunu anlamaz…
Okuyanı, okuduğunu anlayanı hedef tahtasına oturtur…
Tek bildiği şey: Gez, göz, arpacık…
Yukarıdan emir gelse de, gelmese de…
Toptancı cehaletinin kustuğu tek şey yaylım ateşidir…
Müdde-i Umum da, Müstantik de, Kadı da odur…
Kararı da o verir, infazı da o yapar…
***
Hâl böyle olunca; toplum olarak zifiri karanlıkta cehlin pençesine düşmeyip de ne yapacaktık?
Eğer kendi pençelerimizle zulmeti tırmalayıp yırtamamışsak; zilleti yaşamayıp da ne olacaktık ki?..
***
Yok, azizim. Anladığın gibi değil.
Toplumun en alt katmanından bir bende-i hakirim.
Kendimi beğenmişlikten, kibirden Allah’a sığınırım…
İnsanları küçümsemek değil amacım. Bir faktın altını çizmeye çalışıyor ve durum tespiti yapıyorum.
Belki de bir nevi vakanüvis mülahazası…
***
Son tahlilde…
Bari Osmanlıcılık oynamayı bırakın hiç olmazsa!
Osmanlı’ya kurban olun siz…
Fatih Sultan Mehmet de onların bağrından çıktı, Mustafa Kemal Atatürk de…
O yüzde beşlik okuryazar içinden Namık Kemal‘i, Mehmet Akif‘i, Tevfik Fikret’i, Baki‘yi, Ziya Paşa‘yı ve dahi nicelerini de onlar yetiştirdiler…
Oysa sizin yüz bin tanenizi toplasak bir Nef’i etmezsiniz.
***
Dünü yazan tarih, elbette ki yarın da bugünü yazacak…
Ancak arkasında derin iz bırakanlar tarihe düşerler…
Hödükler ise çöplüğe…
Azerbaycanlı dostların dedikleri gibi: “Yeriniz malum!”
***
Biz yine de fikrin deryasında boğulmayı tercih edelim.
Mala, mülke bent etmeyelim meylimizi…
Vicdanımız, nefsimize kelepçemiz olsun.
Merhamet ve adalet hissi virdimiz, tevazu ise yakamızdaki şeref madalyamız olsun!
Ve…
Namık Kemal‘i rahmetle yâd edelim ve onunla bitirelim yazıyı…

Kilab-ı zulme kaldı gezdiğin nazende sahralar
Uyan ey yareli şir-i jeyan bu hab-ı gafletten…

Not: Bu yazıyı 29.07.2017 tarihinde “Osmanlı Kim, Siz Kim?” başlığı altında yazmışım… Son günlerde bazı soysuzların “Cumhuriyet’e ve onun Kurucusuna” alçakça saldırılarını görünce, bir daha yayınlamak istedim…

Yazarın yazı arşivine ulaşmak için buraya tıklayınız…

QOSHE - Osmanlıcılık oyunu… - Cahit Kılıç
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Osmanlıcılık oyunu…

16 1
22.02.2024

cahitkilic54@gmail.com

Osmanlıcılık oynuyoruz ya güya!

Ya da bazıları çok meraklı Osmanlıcılık adı altında pis kokular yayan gizli oyunlar oynamaya. Hile ve desise ile bin türlü dolap çevirmeye…
Üstelik bu tipler, çoğunlukla da (bendenizin tavsifiyle) ya “cehl-i ruba”dırlar, ya da “cehl-i nısıf”…
Hani meşhur sözdür ya: “En tehlikeli cahil, yarı okumuş cahildir” diye…
Bizde her cenahtan mebzul miktarda var bunlardan, ibadullah…
***
Bin dört yüz yıl evvel, İslâmın içine nifak sokan bir mel’unun başlattığı “kara propaganda” geleneği, hiçbir devirde bu kadar revaçta olmamış, toplumu bu kadar zelil eylememişti…
Bugün, İslâm ümmeti de, Müslüman Türk toplumu da zilleti, açıkça zulmeti yaşamaktadır…
Tıpkı Karabağ‘da olduğu gibi…
Tıpkı Filistin’de olduğu gibi…
Tıpkı Yemen‘de, Suriye‘de, Irak‘ta olduğu gibi…
***
Heyhat ki heyhat!
Mahut kara propagandanın etkisinde kalan saf ve temiz Müslümanlar da, birer bakar köre dönüştüklerinden; çıplak gerçekleri göremiyorlar…
***
En başta Osmanlı’ya vurgu yapmama gelirsek…
Osmanlı’nın en güçlü zamanında dahi, okuryazar sayısı en çok yüzde on civarındaydı…
Artık yıkılmaya yüz tuttuğu on dokuzuncu yüzyıl ile yirminci yüzyılın başlarında ise en çok yüzde beş…
Bu ne hazin bir durumdur........

© Tanyeri Haber


Get it on Google Play