hanayvazadiguzel@gmail.com

YAZI ARŞİVİ

Sosyalistlere göre suç çevrenin ürünüdür, aslında suç diye bir şey yoktur. Bu bir dünya görüşüdür, bu fikrin hemen reddedilecek bir yanı yoktur. Peki, doğru mu bu? Dedikleri şu: Çevre ekonomik bakımından yüksek ve bütün isteklere cevap verilmişse neden suç işlensin?

Şöyle diyelim: O çevrede güzel bir bayan var, ona tuzak kuruyorlar ve suç işliyorlar. Ne yani, çevrede güzel bayan olmasaydı suç işlenmezdi mi diyelim? Bu konular masaya yatırılmış tartışılmıştır.

Acaba bu konuda İslam’ın dünya görüşü nedir, suç neden işleniyor? Burada İslam’ın cevabı bünyesindeki ekollere göre şekillenmiştir. Sünni ve Şia!

Sünni ekolde mevzuların kahramanı İmam Eşari’dir. Matrudi bu konularda yetersizdir. Eşari’nin dediği şudur: Hırsızlık olsun veya doğruluk olsun fiilin arkasında Allah var. Onun izni ve emri dışında yaprak bile kımıldamaz. Müsebbip yani sebep Allah’tır. Evet Sünni akait kitaplarının görüşü budur, fakat halk böyle görüşleri bilmiyor, cevapları mezheplerinin dışında oluyor.

Şia ekolünün cevabı biraz felsefiktir. Konu, yani suç “şer” kavramı etrafında tartışılır. Deniliyor ki Şerrin kaynağı yoktur, oradan hayrı alırsan yerinde şer oluşur. Mesela cebinde para varsa o cebinde zenginlik var, oradan onu alırsan fakirlik oluşur. Bu oluşumu Allah yapmıyor, onu sen yapıyorsun. O halde suç insanın ürünüdür Allah’ın değil. Bir örnek daha vermek istiyorum. Güneşli bir evin pencerelerini sıkıca koyu perdelerle kapatırsan orada karanlık oluşur, yani bir şer oluşur, onu sen oluşturdun, burada Allah’ın bir fiili yoktur. O halde suçun/şerrin kaynağı insandır.

Konu daha da etraflıdır. Okuyucularımızın biraz kitabı bilgileri olsun diye yazdım.

Kitabı bilgi olmayınca İslamiyet’e karşı bir husumet her zaman kendini gösteriyor. Cumhuriyetle beraber ülkemiz Kur’an mealleriyle daha bir sıkıca tanış oldu lakin halâ ciddi ve yüksek bir meal yok. Diyanetin meali tam bir facia. Ayrı ayrı ayetler eğer birbirine benziyorsa hepsini bir cümlede verip geçiyor.

Meal konusunda ülkemizde tartışmalar sürüp gidiyor. Yaşar Nuri’nin mi olsun, Elmalı’nı mı veya Abdulbaki Gölpınarlı’nın mı veya Turabi’nin mi?

Yüzün üzerinde meal var. Sıkıştıkları zaman ayetlerin arasına parantez koyuyorlar. Yani diretiyorlar diyorlar ki, bizim anladığımız şekilde anla. Mesela Maide/6’da “Ayaklarınızı mesh edin ayetini parantezle; ayaklarınızı yıkayına çevirdiler. Ayetin orijini mesh verindir. Kendilerinin parantez içeriğini vahiy yerine koymuşlar.

Tecrübem şu: Kur’an’ın orijin kelimelerini vermeyen mealleri almamak lazım. Mesela: Allah’ın orijin isimleri öz haliyle verilmeli. Yine mesela: “Takva, huşu, ihlas, veli, tefekkür, tedebbür vb..” kelimeler de özgün olarak verilmeli, bu kavramlar dinde ölçüdür.

Atatürk, Mehmet Akif Ersoy’u çağırmış: “Çocuk sana görev veriyorum, Kur’an’ın Türkçe mealini hazırla.” Akif, Gazi paşanın huzurundan ayrılmış, titriyormuş. “Allah’ın kelamı hiç Türkçeye çevrilir mi? Ruzu mahşerde Allah’a ne cevap veririm” diye. Sonra korkusundan Mısır’a kaçtı. Oradaki gericiliği, gammazlığı gördü, pişman oldu. Atatürk’ün ölümünden sonra Türkçe meali Mısır’da yaptı. Türkiye’deki damadı Hasan Basri Çantay’a gönderdi. O da kendi ismiyle bastırdı.

Akif kaçınca, Gazi Paşa Elmalı Hamdi Yazır’ı görevlendirdi. Bu da huzurdan ayrılınca dizleri titredi. “Allah’ ne cevap veririm” diye. Mecbur kaldı bir meal hazırladı. Şu anda elimizde bulunan Elmalı mealinin önsözünde şöyle yazıyor.

Önsözü meali sadeleştiren öğrencileri yazmış:

“Hocamız Atatürk’ten korktu, mecbur kaldı meal yapmaya ama Allah’tan korkuyorum diye öyle bir meal yaptı ki, üniversiteli bir insanın bile anlamayacağı bir şekle soktu. İşte biz bu meali bir düzene koyarak yazıyoruz. Hocamızı tanıyoruz, eğer yaşasaydı bizim düzene koyduğumuz şekilde yapardı.

Görüyor musunuz, ne sıkıntılardan geçmişiz. Allah Atatürk’e rahmet etsin.

QOSHE - Suçun Tanımı Nedir?.. - Han Ayvaz Adıgüzel
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Suçun Tanımı Nedir?..

11 1
16.04.2024

hanayvazadiguzel@gmail.com

YAZI ARŞİVİ

Sosyalistlere göre suç çevrenin ürünüdür, aslında suç diye bir şey yoktur. Bu bir dünya görüşüdür, bu fikrin hemen reddedilecek bir yanı yoktur. Peki, doğru mu bu? Dedikleri şu: Çevre ekonomik bakımından yüksek ve bütün isteklere cevap verilmişse neden suç işlensin?

Şöyle diyelim: O çevrede güzel bir bayan var, ona tuzak kuruyorlar ve suç işliyorlar. Ne yani, çevrede güzel bayan olmasaydı suç işlenmezdi mi diyelim? Bu konular masaya yatırılmış tartışılmıştır.

Acaba bu konuda İslam’ın dünya görüşü nedir, suç neden işleniyor? Burada İslam’ın cevabı bünyesindeki ekollere göre şekillenmiştir. Sünni ve Şia!

Sünni ekolde mevzuların kahramanı İmam Eşari’dir. Matrudi bu konularda yetersizdir. Eşari’nin dediği şudur: Hırsızlık olsun veya doğruluk olsun fiilin arkasında Allah var. Onun izni ve emri dışında yaprak bile kımıldamaz. Müsebbip yani sebep Allah’tır. Evet Sünni akait kitaplarının görüşü budur, fakat halk böyle görüşleri bilmiyor, cevapları mezheplerinin dışında oluyor.

Şia ekolünün cevabı biraz felsefiktir. Konu, yani suç “şer” kavramı etrafında tartışılır. Deniliyor ki Şerrin kaynağı yoktur, oradan hayrı alırsan yerinde şer oluşur. Mesela cebinde para varsa o cebinde zenginlik var, oradan onu alırsan........

© Tanyeri Haber


Get it on Google Play