TÜRKÜLERİMİZ
TÜRKÜLERİMİZ
Naci YENGİN
Küçüklüğümde konu komşu toplanır alüminyum bir tepsiyi bir çalgı gibi kullanarak toprak örtü, taştan, kerpiçten ya da tuğladan yapılmış kırmızı kiremitli evlerde türküler söylenirdi …
Anamın sesi de yanıktı hani! Her türkü duyduğumda anamın sesini hatırlar, yokluğunda kulağımda çınlayan sessiyle avunurum.
Anamın türkülerle Mevla’ya yakarış dili ve sesi hala kulaklarımdadır!
İlk hatırladığım türkü “Harmandalı, Efem geliyor…” cümlesiyle başlayan Ege türküsüdür. Daha sonra düğünlerde Seymen öncülüğünde davul zurna eşliğinde oynadığımız ve gelin alayına karışan zeybek oyunlarının yanık türkülerini hatırlarım.
Davul zurna eşliğinde köy düğünlerinde gelin alma zamanının yaklaştığı bir anda döne döne oynarken yağmur ve çamurun azizliğine uğrayıp yere düştüğümü an zihnimde tatlı bir hatıra olarak yaşamaya devam eder. Hiçbir zaman türkülerden uzaklaşmadım. Aksine ilk gençlik yıllarımı saymazsak ikinci gençlik yıllarımda yeniden alevlendi türkü sevdası içimde. Ve her duyduğum Harmandalı Türküsünde kalkıp oynama isteği yeniden alevlendi içimden. Hala daha öyledir. Şimdilerde oğlumla beraber oynarız Harmandalı havasını........
© tarihistan.org
visit website