Kuruluşundan sonra Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin karşılaştığı ilk sorun Kerkük-Musul sorunudur. Dönemin emperyalist ülkesi İngiltere; Şeyh Said ayaklanmasıyla Cumhuriyet’e geri adım attırarak 1926 anlaşmasıyla Kerkük-Musul’u alıp Irak’a katmıştı.

Örneğin 75 gündür dünyayı meşgul eden Filistin ve terörist devlet İsrail’in Gazze saldırısı.

Örneğin son zamanlarda İsrail’in ve farklı ülkelerin vatandaşı Yahudilerin yoğun ilgi gösterdiği ve çok sayıda şirket kurup arazi ve konut satın aldıkları KKTC ve genel olarak İngilizlerin iki askeri üssünün bulunduğu Kıbrıs sorunu.

1897’de Kıbrıs’ı Abdülhamid’ten ‘kiraladılar, 1917’de Filistin’i Yahudilere ve Kerkük’ü Kürtlere verdiler ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında kendileri gelip Irak’ı işgal ettiler. Bununla yetinmeyen İngilizler yanlarına Fransa, ABD ve 12 ülkeyi alarak 1920’de Sevr’i tezgahladılar.

Elbette bu köşe yazısında Kerkük ve ona bağlı Kuzey Irak ve dolaysıyla Kürt sorununu anlatacak değilim.

Bu sorunun bir boyutu olarak Türkiye en az 40 yıldır PKK terörü ve onun devamı olarak PYD/YPG ile uğraşıyor.

TSK’nin Kuzey Irak operasyonunda 12 şehit var.

YPG; PKK’nın Suriye kolu.

ABD; NATO içinde Türkiye’nin stratejik müttefiği ve Türkiye’de otuz kadar askeri üssü bulunmaktadır.

Geçen hafta Irak’da yerel seçimler vardı. Seçimlerde illerin yerel meclisleri seçildi. Seçime katılan partiler aldıkları oylara göre il meclisinde sandalye kazanıyor.

Buna göre lideri eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin partisi KYB 139.373 oyla beş sandalye kazandı. Barzani’cilerin partisi KDP ise 46.749 oyla iki sandalye, farklı parti ve ittifaklarla temsil edilen Araplar 126.609 oyla beş sandalye ve Türkmen Cephesi 72.281 oyla iki sandalye kazandı.

Ne oldu bu Türkmenlere!

Diyelim ki Saddam zamanında ve Saddam sonrasında kenti ele geçiren Kürtler Türkmenlere yönelik katliam yapıp onları göçe zorladılar. Peki geçen zaman içinde Türkmenler neden Kerkük’e geri dönmediler?

Diyelim ki bazı Türkmenler ya Şii oldukları ya da Ankara destekli Türkmen Cephesi’den hoşlanmadıkları için Arap partilere oy verdiler.

Bu durumda birilerinin ısrarla “Türkmen kenti’ dediği Kerkük’de 72 bin Türkmen var ya da o kadar kalmış.

Seçme yaşının altındakilerle birlikte bu sayı belki 200 bindir. Seçime katılma oranının %40 civarında olduğu düşünülürse 1.7 milyon nüfusu olan kentte Türkmenlerin oranı % 15 civarındadır.

Libya’daki ‘Osmanlı bakiyesi’ ve Suriye’de ‘Bayır Bucak Türkmenleri’ için her iki ülkeye askeri müdahalede bulunan iktidar; her nedense geçen süre içinde Irak Türkmenlerini ihmal etmişe benziyor.

Bir çok nedeni olabilir ama Türkmenlerin yarısının Şii ve İran çizgisindeki Arap Şii partilerine yakın olmaları önemli bir neden olabilir.

Ankara; buna benzer bir tavrını Kürtler konusunda da sergilemişti.

Her konuda ve her fırsatta Mesut Barzani ve partisi KDP’ye sahip çıkan Ankara çoğu zaman İran’a yakın duran Celal Talabani ve partisi KYB’ye soğuk davranmıştır.

İlginç ama çoğu zaman işe yaramayan ve sonu hüsranla biten bir denge politikası.

2011 öncesinde yani Ankara’nın büyük rol oynadığı kanlı Arap Baharı öncesinde var olmayan PYD/YPG’nin şimdiki durumu böylesi dengesiz bir denge politikasının sonucudur.

Hatırlatalım; iktidarın ‘PKK’nın Suriye kolu’ dediği PYD lideri Salih Müslüm ez az dört kez Ankara’da misafir edilmişti.

Şimdi Türkiye 12 şehidini konuşuyor ve acısını yaşıyor.

PKK sorumlu ise PYD/YPG de sorumlu.

PKK, PYD ve YPG sorumlu ise ABD ve onunla birlikte Fırat’ın doğusunda asker bulunduran İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya ve başka NATO üyesi ülkeler de sorumludur.

Örneğin NATO’ya girmesi için Ankara’dan onay bekleyen İsveç.

Örneğin bir ara kavga edip sonra da barışmaya çalıştığımız BAE, Suudi Arabistan, İsrail ve Mısır…

QOSHE - Kerkük - Hüsnü Mahalli
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kerkük

231 1
25.12.2023

Kuruluşundan sonra Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin karşılaştığı ilk sorun Kerkük-Musul sorunudur. Dönemin emperyalist ülkesi İngiltere; Şeyh Said ayaklanmasıyla Cumhuriyet’e geri adım attırarak 1926 anlaşmasıyla Kerkük-Musul’u alıp Irak’a katmıştı.

Örneğin 75 gündür dünyayı meşgul eden Filistin ve terörist devlet İsrail’in Gazze saldırısı.

Örneğin son zamanlarda İsrail’in ve farklı ülkelerin vatandaşı Yahudilerin yoğun ilgi gösterdiği ve çok sayıda şirket kurup arazi ve konut satın aldıkları KKTC ve genel olarak İngilizlerin iki askeri üssünün bulunduğu Kıbrıs sorunu.

1897’de Kıbrıs’ı Abdülhamid’ten ‘kiraladılar, 1917’de Filistin’i Yahudilere ve Kerkük’ü Kürtlere verdiler ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında kendileri gelip Irak’ı işgal ettiler. Bununla yetinmeyen İngilizler yanlarına Fransa, ABD ve 12 ülkeyi alarak 1920’de Sevr’i tezgahladılar.

Elbette bu köşe yazısında Kerkük ve ona bağlı Kuzey Irak ve dolaysıyla Kürt sorununu anlatacak değilim.

Bu sorunun bir boyutu olarak Türkiye en az 40 yıldır PKK terörü ve onun devamı olarak PYD/YPG ile uğraşıyor.

TSK’nin Kuzey Irak operasyonunda 12 şehit var.

YPG; PKK’nın Suriye kolu.

ABD; NATO içinde Türkiye’nin stratejik müttefiği ve Türkiye’de otuz kadar askeri........

© Tele1


Get it on Google Play