Tam bu sırada, Şubat’ın ortasında, Şeyh Sait ayaklanması patlak veriyor. Üstelik o seneki bütçe de 30 milyon liralık açık vermekte.

Şeyh Sait, bölgede etkili olan Nakşibendiliğin Halidi kolundan bir şeyh… Kürt bir aileden olmakla birlikte daha çok şeriatçı tutumuyla öne çıkıyor. Ama onun için önemli olan bölgedeki etkin ve güçlü konumunu sürdürmektir. Bu yüzden de 1. Dünya Savaşı’nda Müslüman Osmanlı ordularına karşı Rus ordusunun yanında yer almıştır.
1916 yılında Osmanlı ordusunu yenip Trabzon’a kadar ilerleyen Rus ordusunun çektiği bir filmde ayrı bir bölüm var. Açıklamada şöyle deniliyor: “Dersim’de işbirliği yapan yerel Kürt lider Said’e Rus Ordusu Kafkas cephesi komutanı Grandük Nikolay Nikolayevich tarafından madalya verilişi... Tören görüntüleri. (17 Sn.)”

Bu fotoğrafta Kürt Lider diye adlandırılan Said, Şeyh Said’in ta kendisidir. Bir ara bunlardan birisinin Seyit Rıza olduğu iddia edilmiştir ama bu iddia doğru değildir. Şeyh Said’in hüküm sürdüğü alanlar o sıralarda Dersim diye bilindiğinden böyle bir karıştırma olmuştur.

Şeyh Said, şeriatçı bir İslam devleti olan Osmanlı hükümetine karşı Hıristiyan Ruslara hizmet edecek ama daha sonra şeriatı hakim kılmak iddiasıyla devrimci Türk hükümetine silah çekecektir.

General Ali Fuat Cebesoy, anılarında Şeyh Sait’in 1914 yılında Rusların yararına tahriklerde bulunduğunu ve bir isyan çıkarttığını; isyan asker tarafından bastırılınca bu kişinin Rus konsolosluğuna sığındığını belirtiyor. Bu bilgi de söz konusu videodaki Kürt Said’in Şeyh Sait olduğunu doğruluyor.

General Cebesoy, isyanın bir diğer ayağını ise yurt dışına kaçmış olan hain Vahdettin olarak gösteriyor. “İsyanı; başta İngilizler olduğu halde Kürt Teali Cemiyeti, Vahdettin’in reisliği altında bulunan Tarikat-ı Salahiye Cemiyeti gibi teşekkül ve şahıslar tahrik etmiş; şeyhler bizzat isyan hareketine kumanda etmişlerdi.”

İSLAMCI OLUYOR
1916’da Müslüman Osmanlı’ya karşı Hıristiyan Ruslarla işbirliği yapıp onların madalyasını alan Şeyh Sait; yeni hükümet devrimci atılımlarla feodal derebeylerinin, şeyhlerin, ağaların önünü kesmeye başlayınca birden Müslümanlığını hatırlıyor.

Doğu’daki saltanatını yitireceğini anlayan Şeyh Sait, halkı isyana çekebilmek için din olgusunu çok kuvvetli biçimde sömürmüştür. Yayımladığı fetvada, “Atatürk ve arkadaşlarının İslam dininin temellerini yıkmaya çalıştıkları; Kuran’a aykırı davranıp Allah’ı ve Peygamberi bile inkâr ettikleri; bunların ve bunlara uyanların mallarının ve canlarının isyancılara helal olduğu” söylenmektedir. Ve şeriatı egemen yapmak için hükümete isyanı hak saymaktadır.

Doğu Sorunu ile ilgili çalışmalar yapan İsmail Beşikçi, PKK tezlerine teslim olmadan önce bu şeriatçı bir Kürdistan krallığı kurmak iddiasındakilerin isyanını yorumlarken şöyle yazıyordu: “Fakat bu dini sloganların arkasında emperyalizmin ekonomik ve siyasi çıkarları yatmış ve yatmaktadır.”

MUSUL PETROLLERİ İÇİN
Bu tarihte ABD’nin İstanbul Yüksek Komiseri Amiral Bristol’e sunulan raporda İngilizlerin tavrıyla ilgili olan şu cümle her şeyi özetlemektedir: “Kürt sorunu ile meşgul olduğu sürece Mustafa Kemal’in Musul’a el koymayacağını düşünmektedirler.”

Gerçekten de Şeyh Sait isyanı yüzünden maliyesi çöken Türk hükümeti, Musul’u İngilizlere bırakmak zorunda kalır.

Şeyh Sait işte böyle bir alettir…

TERAKKİPERVER CUMHURİYET FIRKASI’NIN ROLÜ
Daha yeni kurulmuş bir devlete karşı bir darbe niteliğinde patlatılan bu isyanın siyasi örgütlenmesi ise 17 Kasım 1924’te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nda yürütüldü demek yanlış olmaz. Hızla yayılan bu partinin örgütleri, cumhuriyet ve devrim karşıtlarının birleşme yeri haline gelmişti.

Bu gerçeği Sovyetler Birliği yönetimi ve komünist aydınlar hemen görmüşlerdi. Moskova’da yayımlanan 26 Şubat 1925 tarihli İnternationale Korrespondenz’deki ilk değerlendirme şöyle: “Mustafa Kemal ve Ankara hükümetine karşı Kürdistandaki Şeyh Sait ayaklanması, Moskova tarafından, Türk gericiliğinin İngiliz emperyalizmi ittifak halinde geri dönüş girişimi olarak değerlendirilmektedir. (…) Kemal’e karşı ilk olarak emperyalizm, ikinci olarak feodal ağalar, üçüncü olarak din adamları ve dördüncü olarak liman burjuvazisinin yabancı sermayeye bağlı ticaret burjuvazisi mücadele etmektedir.

Son zamanlarda bütün gerici güçler,Keml’e karşı bir harekete önderlik eden Terkkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdular…”

13 Mart tarihli başka bir yazıda da Terakkiperver’i kuran 19 milletvekilinden 11’inin Doğu illerinden feodal ağalar; sekizinin ise İstanbul’un mali ve ticari burjuvazisinden olduğu vurgulanıyor.

(Konunun ayrıntılarını DERSİM İSYANLARI VE SEYİT RIZA GERÇEĞİ adlı çalışmamızın ilgili bölümde bulabilirsiniz.)

Kısaca söylemek gerekirse, Ankara merkezli yeni Türk hükümetini devirmek isteyen yerli gericilerle, Türkiye’yi sıkıştırıp Musul’a tam egemen olmak isteyen İngiltere; Doğu’daki otoritesini yitirmekten korkan Şeyh Sait’i kullanarak Doğu Anadolu’yu kana buladılar.

İsyan patlayınca Başbakan Fethi Okyar işi ağırdan aldı. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal onun yerine İsmet İnönü’yü görevlendirdi ve sıkı önlemler alınarak isyan bastırıldı; elebaşıları da İstiklal Mahkemesi’nde yargılanıp asıldılar.

Bu isyanda birilerinin göstermeye kalkıştığı gibi sivil halka zarar verilmemiştir.

Özellikle belirtelim ki bu isyan devrimci CHP iktidarına karşı çıkartılmış, isyanı da CHP hükümeti bastırmıştır. CHP yöneticileri kem küm etmek yerine bu tarihsel duruşla övünmelidirler.

DEMCİLER!
Şeyh Sait gibi bir yobaz kişinin Kürtler açısından bir değerinin olmaması gerekir. Elbette ki günümüzün Hizbullahçıları, Şeyh Sait’in sloganlarında kendi dünya görüşlerini bulduklarından ona arka çıkacaklardır. Laik ve demokrat olduklarını söyleyen şu DEM’ciler ne bulacaklar böyle birisinde? Şeyh Sait’in devlete isyan etmesini PKK’nın terör eylemleri ile eş görüyorlarsa bu da onların bir derin açmazıdır.

Demokrat ve laik Türk toplumu bu tür gericiliğe asla ödün vermeyecektir.

Şeyh Sait ve zihniyeti toprağa gömülmüştür; onu bu gerici AKP bile topraktan çıkartamaz.

ALEVİLER KATILMADILAR
Bu isyana bölgedeki Aleviler katılmadılar. Söylenenler şöyledir: Şeyh Sait’in adamları Seyit Rıza’ya gelmişler; onu isyana katılmak için davet etmişler ama Seyit Rıza’nın sunduğu yemeği yemeden ayrılmışlardır. Bunun üzerine Seyit Rıza’nın yanındaki Alevi aşiret reisleri kızmışlar, “Adamlar bizim kestiğimizi yemiyorlar. Böyle Alevi düşmanı yobazlarla işimiz olmaz! İşleri bitince silahları bize çevirirler…” demişlerdir.

Özellikle Bingöl bölgesindeki Aleviler hükümete her türlü yardımı yaparak isyanın bastırılmasına katkı sunmuşlardır. Bu konuda DOĞU İLLERİ VE VARTO TARİHİ ile yukarıda sözünü ettiğim çalışmama bakılabilir.

QOSHE - Karşıdevrimci darbe girişimi: Şeyh Sait isyanı - Rıza Zelyut
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Karşıdevrimci darbe girişimi: Şeyh Sait isyanı

39 0
14.12.2023

Tam bu sırada, Şubat’ın ortasında, Şeyh Sait ayaklanması patlak veriyor. Üstelik o seneki bütçe de 30 milyon liralık açık vermekte.

Şeyh Sait, bölgede etkili olan Nakşibendiliğin Halidi kolundan bir şeyh… Kürt bir aileden olmakla birlikte daha çok şeriatçı tutumuyla öne çıkıyor. Ama onun için önemli olan bölgedeki etkin ve güçlü konumunu sürdürmektir. Bu yüzden de 1. Dünya Savaşı’nda Müslüman Osmanlı ordularına karşı Rus ordusunun yanında yer almıştır.
1916 yılında Osmanlı ordusunu yenip Trabzon’a kadar ilerleyen Rus ordusunun çektiği bir filmde ayrı bir bölüm var. Açıklamada şöyle deniliyor: “Dersim’de işbirliği yapan yerel Kürt lider Said’e Rus Ordusu Kafkas cephesi komutanı Grandük Nikolay Nikolayevich tarafından madalya verilişi... Tören görüntüleri. (17 Sn.)”

Bu fotoğrafta Kürt Lider diye adlandırılan Said, Şeyh Said’in ta kendisidir. Bir ara bunlardan birisinin Seyit Rıza olduğu iddia edilmiştir ama bu iddia doğru değildir. Şeyh Said’in hüküm sürdüğü alanlar o sıralarda Dersim diye bilindiğinden böyle bir karıştırma olmuştur.

Şeyh Said, şeriatçı bir İslam devleti olan Osmanlı hükümetine karşı Hıristiyan Ruslara hizmet edecek ama daha sonra şeriatı hakim kılmak iddiasıyla devrimci Türk hükümetine silah çekecektir.

General Ali Fuat Cebesoy, anılarında Şeyh Sait’in 1914 yılında Rusların yararına tahriklerde bulunduğunu ve bir isyan çıkarttığını; isyan asker tarafından bastırılınca bu kişinin Rus konsolosluğuna sığındığını belirtiyor. Bu bilgi de söz konusu videodaki Kürt Said’in Şeyh Sait olduğunu doğruluyor.

General Cebesoy, isyanın bir diğer ayağını ise yurt dışına kaçmış olan hain Vahdettin olarak gösteriyor. “İsyanı; başta İngilizler olduğu halde Kürt Teali Cemiyeti, Vahdettin’in reisliği altında bulunan Tarikat-ı Salahiye Cemiyeti gibi teşekkül ve şahıslar tahrik etmiş; şeyhler bizzat isyan hareketine kumanda etmişlerdi.”

İSLAMCI OLUYOR
1916’da Müslüman Osmanlı’ya karşı Hıristiyan Ruslarla işbirliği yapıp onların madalyasını alan Şeyh Sait; yeni hükümet devrimci atılımlarla feodal derebeylerinin, şeyhlerin, ağaların önünü kesmeye başlayınca birden Müslümanlığını hatırlıyor.

Doğu’daki saltanatını yitireceğini anlayan Şeyh Sait, halkı isyana çekebilmek için din olgusunu çok........

© Toplumsal


Get it on Google Play