İP kurulurken vitrine dizilen kendini “Türk milliyetçisi” olarak tanımlayanlar ilerleyen zaman içerisinde bir bir arka plana alındı.

Partinin kuruluş günlerinde vaat ettiği milliyetçi çizgiden fersah fersah uzak oluşa tepkili partililerin istifalarına kimse karşı koymadı.

Meydan HDP’ye sahip çıkanlara, PKK sevicilerine, terörist Demirtaş’a özgürlük isteyenlere, kürdistan zırvalarına sessiz kalanlara bırakıldı.

“Türk milliyetçisi” olduğu iddiasında bulunanların bedenen kabul edildikleri partide aslında kenar süsü oldukları ta o zaman deşifre oldu.

***

Bu deşifre sonrası Akşener Türk milliyetçiliğinin T’sini dahi ağzına almadı, konuşmalarında kullanmaktan imtina etti.

Hatta o günlerde Türk milliyetçiliğiyle uzaktan yakından alakalarının olmadığını bizzat kendisi, “Bizim milliyetçiliğimiz Ernest Renan’ın milliyetçiliğidir. Soyut milliyetçiliktir” açıklamasıyla duyurdu.

***

Şimdi bu eylem ve söylemler ile 6’lı kumar masasında geçen günler unutuldu.

Seçimlerin hemen ardından düşülen sessizlik sarmalından çıkılır çıkılmaz Türk milliyetçiliği sık telaffuz edilir oldu.

Akşener gerçekleştirdiği her grup toplantısının bir kuplesini milliyetçi nutuklara ayırmaya başladı.

Atılan bu hamaset dolu nutuklar ise onun çevresinde kümelenen bir grubu derhal gaza getirdi.

***

Gaza gelen bu grup “Türk Yüzyılı” hedefini, “Türk Çağı” olarak değiştirmek gibi basit bir işlemle Türk milliyetçisi olunacağını savundu.

Şehit bacısına ağza alınmayacak hakaretler savuran ve Ülkücü şehidin katiline burs veren vekillerle, onların aralarında barınmasında bir sakınca görmeyen kadrolarla Atatürk’ün yaktığı Türklük meşalesini söndürmeden taşıyacaklarını iddia etti.

Garip bir psikoloji içerisinde olduklarını gösteren hareketler başladı.

Sanki bir yerden düğmeye basıldı, birileri bunlara “Türk milliyetçiliği maskelerinizi takın” dedi.

***

Yani İP, Türk milliyetçiliğini özünden koparıp, onu ana dinamiklerinden uzaklaştıracak faaliyetlerine başladı.

Oysaki daha önce de denemişlerdi.

Dönekler, Türk milliyetçilerini kutlu ülkü yolundan döndüremeyeceklerine şahit olmuşlardı.

Bu kez bile bile yine aynı hevese kapıldılar.