Göreve gelmeden önce İstanbul’un en büyük problemi olan ulaşım sorununu çözeceğine dair birçok söz verdi.

Sözde yeni metro hatları açacak, mevcut ulaşım güzergahlarını ise ek seferlerle güçlendirecekti.

Aradan 5 yıl geçti.

Ne verdiği sözleri tuttu ne de eldeki imkanların kullanılmasını sağladı.

Örneğin en fazla tercih edilen araçlar arasında yer alan otobüs ve metrobüsler bakım ve onarımlarının yapılmaması nedeniyle sürekli arızalandı.

İşine, okuluna gitmek isteyenler çoğu kez yolda kaldı.

İstanbullu gideceği yere yürüyerek ulaştı.

***

Bu durum vatandaş açısından ciddi bir mağduriyetti.

Ama Ekrem İmamoğlu’na tuhaf bir biçimde ilham kaynağı oldu.

Adaylığının ilan edildiği toplantıda yaptığı konuşmada İstanbul’un en büyük sorunu trafik çilesine yaya odaklı çözümler getireceğini ilan etti.

İlk olarak Zincirlikuyu’da uygulanacak “bulut” isimli proje ile ulaşımın kolaylaştırılacağını söyledi.

Bozulan otobüs ve metrobüslerin felç ettiği trafikten kurtuluş yolu olarak gördüğü bu müjdenin yalnızca Zincirlikuyu’da uygulanmayacağını, ayrıca yaya ulaşımı olmayan mahalleleri birbirine bağlamak için de kullanılacağını ifade etti.

Yollar üzerine inşa edilecek “yaya bulut yolu” sayesinde yayalara nefes aldırılacağını ve böylece İstanbullun trafik çilesinden kurtulacağını iddia etti.

***

Her şeyi dedi, bir tek “tabana kuvvet İstanbul” demedi.

Dahiyane projesini, göreve geldiği günden bu yana, sayesinde yürümek zorunda kalan İstanbullulara yaşattığı çileden devşirdiğini belli etmemeye çalıştı.

Seçim çalışmasını, içi boş vaatlerini cilalı sözlerle sunarak başlattı.

Kim bilir, belki de paçalarından akan çapsızlık ve vizyonsuzlukları süslü cümlelerle gizleyebileceğini düşündü.

Düşündüğü olmadı, giderayak ne yapacağını şaşırdığını gösterdi.

***

İstanbullunun gelenekselleşen metrobüs yürüyüşünden proje üretmek ancak İmamoğlu’nun aklına gelirdi.

O da kendine yakışanı yaptı.

Seçim uğruna verdiği hayali vaatlere geçmişten bu yana aşina olduğumuz Ekrem İmamoğlu, söz konusu sadece günü kurtarmak olduğunda saçmalamanın nirvasına nasıl tırmanabileceğini gözler önüne serdi.

Bu tırmanış aynı zamanda aklı bulutlarda gezenle, ayakları yere sağlam basan belediyecilik anlayışı arasındaki farkı da ortaya koydu.

Şimdi soru şu:

İstanbul’daki trafik çilesini bitirebilmek için alternatif güzergah ve yollar planlamak için kolları sıvayan Murat Kurum mu, yoksa çözümü yürümekte bulan İmamoğlu mu?

Sizce hangisi?

***

İmamoğlu’nun, İstanbul’a tek bir çivi çakmadığı gerçeğinden hareket edenlerin tercihi çoktan bellidir.

Fakat yine de İmamoğlu diyenler için bir soru daha soralım:

Hadi bugün yürüdünüz, peki yarın boğazın iki yakasına geçişler için “yüzün” derse ne yapacaksınız?

QOSHE - Müjde İstanbul... - Burak Özcan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Müjde İstanbul...

8 8
10.01.2024

Göreve gelmeden önce İstanbul’un en büyük problemi olan ulaşım sorununu çözeceğine dair birçok söz verdi.

Sözde yeni metro hatları açacak, mevcut ulaşım güzergahlarını ise ek seferlerle güçlendirecekti.

Aradan 5 yıl geçti.

Ne verdiği sözleri tuttu ne de eldeki imkanların kullanılmasını sağladı.

Örneğin en fazla tercih edilen araçlar arasında yer alan otobüs ve metrobüsler bakım ve onarımlarının yapılmaması nedeniyle sürekli arızalandı.

İşine, okuluna gitmek isteyenler çoğu kez yolda kaldı.

İstanbullu gideceği yere yürüyerek ulaştı.

***

Bu durum vatandaş açısından ciddi bir mağduriyetti.

Ama Ekrem İmamoğlu’na tuhaf bir biçimde ilham kaynağı oldu.

Adaylığının ilan edildiği toplantıda yaptığı konuşmada İstanbul’un en büyük sorunu trafik çilesine yaya odaklı çözümler getireceğini ilan etti.

İlk olarak Zincirlikuyu’da uygulanacak “bulut” isimli proje ile ulaşımın kolaylaştırılacağını........

© Türkgün


Get it on Google Play