Dizilerin gücü doğru kullanılıyor mu?
İngiliz The Economist dergisinde iki hafta önce Türk dizileri üzerine dikkat çekici bir analiz çıktı. Türkiye'nin dünyanın en büyük üçüncü dizi ihracatçısı olduğu belirtilen haberde, dizilerin "Osmanlı bakiyesi Türkiye'nin imajının güçlenmesinde yardımcı olduğu"na dikkat çekildi. Bu hakikati biz de gittiğimiz ülkelerde müşahede ediyoruz. "Ben Türk'üm" deyince herkes dizilerimizden mevzu açıyor. Her ne kadar biz beğenmesek ve kendi içimizde zaman zaman tartışsak da Türk yapımlarına dışarıda inanılmaz ilgi olduğu vakıa... Pandemi, dünyadaki dengeleri ve alışkanlıkları değiştirdi. İnsanlar, daha çok gezme, görme, öğrenme, yeme, içme, paylaşma eğiliminde. Bu konuda diziler, kültürel etkileşim için işaret fişeği vazifesi görüyor. İletişim bilimci Dr. Melih Barut, 2022 yılında "Türk dizilerinin Türkçeye ve Türk kültürüne yakınlaştırıcı etkisi" üzerine bir saha çalışması yapmış. Araştırmada ilginç sonuçlar çıkmış. Mesela lisanımızı öğrenmeye çalışan yabancıların yüzde 96'sı Türk dizilerini izlediğini söylemiş. Yüzde 82'si kurslara başlamadan önce dizilerimizi takip ettiğini belirtmiş. Araştırmanın en çarpıcı yönlerinden biri de katılımcıların yüzde 82'sinin üniversite, yüksek lisans ve doktora seviyesinde eğitim almış olması... Yani, diziler Türkçeye ilgiyi artırmış. Peki kültür transferi? İşte o tartışılır... Bir vakitler Batı basınında "Viyana kapılarında dönerciler" karikatürü yayınlanmıştı. Türklerin kılıçla fethedemediği Avrupa'yı döner bıçağıyla "işgal ettiği" belirtilen çizim çok konuşulmuştu. Aynı görevi bir süredir dizilerin üstlenmiş olduğu görülüyor.........
© Türkiye
visit website