Lütfen, evet lütfen, “Türkçeyi doğru konuşabilen meslektaşlarımızı” seçin, ekran başına oturtmak için… Teşekkürler, sevgili Kemal kardeş, teşekkürler… Dün sabah Türkiye’deki yazını okuyunca, aynen mırıldadım, bu cümleyi… Ve de çok haklıydım… Kemal Belgin, “Haydi bakalım TRT!” başlıklı yazısında diyordu ki; “Bundan böyle üç sezon bütün Avrupa kupası maçlarını TRT bizlere sunacak imiş... Yani şifresiz ve bedava... Şimdi mesele var mı var? Bu maçlarda acaba yorum yapılacak mı? Burada çok dikkatli olunmalı. Çünkü rakipler bizden olmayacak... Yani yağcılığa yer yok... O hâlde hayırlı olsun diyelim!” İzin verirsen, “bu satırlarına imzamı atarım” ve de “sazı elime alıp, ‘sporu, futboldan, bisiklete kadar hemen hemen bütün branşları ile TV ekranlarında izleyen’ bir T.C. vatandaşı olarak, içimde birikenleri de eklemek” isterim… “Birikenler içinden ‘sadece’ bir örnek vermem” bile, meramımı anlatmaya yetecek… Her gün / her gece, TV ekranlarına her spor branşında, “haber vericiler ile haberi yorumlayanlar” çıkıyor… İçlerinde “binlerce, on binlerce, hatta bazen yüz binlerce izleyicisi, dinleyicisi olan” ve de “yaptıkları görevi ‘bihakkın yerine getirenler” var… “Bihakkın???”; Bu kelimeyi “özellikle” kullandım. Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Arapçadan gelen” bu kelimenin anlamı olarak “şu iki kelime” yazılı; “Hakkıyla, gerçekten…” Ve de “bir ‘doğru kullanım’ örneği cümle” var; “İşinin ehlidir, bihakkın çalışıyor.” İşte, TRT “bu maçları ekranlarında, radyolarında yayınlarken, “hem sunucu, anlatıcı, hem yorumlayıcı, analiz edici” olarak “işinin ehli olanları” seçmeli ve mikrofonlarının başına da, ekranlarına onları oturtmalı”; TV’lerimizde çoğunlukla uygulanan “eş – dost – arkadaş” seçimi unutulmalıdır!.. Zira “eş – dost – arkadaş ekranları” ne yazık ki, “eş – dost – arkadaş” sohbetleri hâline geliyor, çoğunlukla ve de “ya bağırtılı tartışmalarla dalaşma, ya kahkahalar atarak yozlaşma ekranları” ortaya çıkıyor. Özel TV’lerin çoğunda, “bunlar, ‘bihakkın’ yapılıyor; reyting yarışında öne geçmek” için… Bu işlerde “ehil olanlar” hem de “çok ehil olanlar” var; ama “onların ‘TRT ekranlarında, mikrofonlarında’ işlerinin olmaması” lâzım… Geliyorum, yukarıda yazdığım “vereceğim ‘sadece’ bir örnek” vaadime… Lütfen, evet lütfen, “Türkçeyi doğru konuşabilen meslektaşlarımızı” seçin, ekran başına oturtmak için… Yani, “hakem” demeyi bilenleri… “Hakem” kelimesi “hâkim” gibi söyleyenleri, yani “ha” hecesini uzatarak kullananları” ekranlarınızda “ahkâm kesmek için” oturtmayın… Önce “hakem” demeyi “bihakkın” öğrensinler, sora “ahkâm” kessinler… Türk Dil Kurumu sözlüklerinde “Hakim mi, Hâkim mi?” sorusunun cevabı olarak “Hakim kelimesi hâkim olarak da yazılabilir. Ancak, genellikle hakim daha sık tercih edilir. Yine de, her iki yazım şekli de geçerlidir ve kabul edilebilir bir hata değildir” yazılıyor… Ne var ki, “yazmak” başkadır, “konuşmak” başka; konuşulurken, “hakim, ‘hâkim’ gibi” telaffuz edilir, “ha” hecesi biraz uzar… İşte, TV ekranlarımızda “hakem” derken, “hâkim” kelimesindeki gibi “ha” hecesini uzatanlar, ne yazık ki, sayı bakımından epeycedir… Ve bizler, “milletin olan” TRT ekranlarında “bu hatayı yapanları” görmek, dinlemek, izlemek istemiyoruz!..

QOSHE - “Hakem” demeyi öğrenenleri isteriz!  - Öcal Uluç
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Hakem” demeyi öğrenenleri isteriz! 

18 0
02.02.2024

Lütfen, evet lütfen, “Türkçeyi doğru konuşabilen meslektaşlarımızı” seçin, ekran başına oturtmak için… Teşekkürler, sevgili Kemal kardeş, teşekkürler… Dün sabah Türkiye’deki yazını okuyunca, aynen mırıldadım, bu cümleyi… Ve de çok haklıydım… Kemal Belgin, “Haydi bakalım TRT!” başlıklı yazısında diyordu ki; “Bundan böyle üç sezon bütün Avrupa kupası maçlarını TRT bizlere sunacak imiş... Yani şifresiz ve bedava... Şimdi mesele var mı var? Bu maçlarda acaba yorum yapılacak mı? Burada çok dikkatli olunmalı. Çünkü rakipler bizden olmayacak... Yani yağcılığa yer yok... O hâlde hayırlı olsun diyelim!” İzin verirsen, “bu satırlarına imzamı atarım” ve de “sazı elime alıp, ‘sporu, futboldan, bisiklete kadar hemen hemen bütün branşları ile TV ekranlarında izleyen’ bir T.C. vatandaşı olarak, içimde birikenleri de eklemek” isterim… “Birikenler içinden ‘sadece’ bir örnek vermem” bile, meramımı anlatmaya yetecek… Her gün / her gece, TV ekranlarına her spor branşında, “haber vericiler ile haberi yorumlayanlar” çıkıyor… İçlerinde “binlerce, on binlerce, hatta bazen yüz binlerce........

© Türkiye


Get it on Google Play