“Şampiyonluk değil, çirkeflik yarışı”… / “G.Saray ve F.Bahçe cumhuriyetin bekçisidir…” Bu başlıklı iki yazı “yazarlarının gazetelerinde” hafta içinde art arda yayınlandı. İlkinde Mehmet Özyazanlar, ikincisinde Osman Şenher imzaları vardı. Bir spor insanı olarak ikisini de kutluyorum ve bir T.C. vatandaşı olarak onlara teşekkür ediyorum; “Acı gerçeği, alkışladığım bir cesaretle ve de ‘hak edilen’ çok sert bir üslup ile yazdıkları” için… İşte Özyazanlar’dan bir bölüm; “Lafa gelince erdemli, onurlu mücadele söylemleri dillerden eksik olmuyor, lakin pratikte baskı, sindirme, korkutma, tehdit, hedef gösterme gibi alçaklıkları devreye sokmaktan zerrece çekinmiyor ve utanmıyorlar... Sporun bir unsuru olan rekabet bunların elinde tam bir çirkeflik çekişmesine dönmüş durumda. Âdeta, şampiyonluk değil de hakem hataları üzerinden kurguladıkları komplolarla birbirlerini karalama yarısı içindeler…” Ve de iste Şenher; “İki büyük kulüp, Türkiye’nin yarısı demek. Bu büyük camialar birbirlerini ‘terör örgütü’ olmakla suçluyor. Bu ne kadar ayıp ve günah. Her iki kulübü tutan kesimler içinde, ülkesi için şehit olmuş birçok insan var. Herhâlde onların kemikleri sızlıyordur. Bu çamur atmalar, itibarsızlaştırmalar tam gaz gidiyor. Bunu konuşanların vicdanları rahat mı, bilmiyorum. Lanet olsun şampiyonluğa! Futbol buysa, futbola da lanet olsun. Resmen Türkiye’yi bölüyorlar. Daha doğrusu oyuna geliyorlar farkında değiller.” Evet, ortada riskli, sonu acı olabilecek bir rezalet var… Futbol Federasyonu, spor teşkilatı “kısa zamanda” bu rezaleti önleyemez, spor medyasının, hatta tüm medyanın “bu rezaleti önleme çabalarına desek vermesi” gerek… Hem de Özyazanlar, Senher gibi “yüksek” sesle!.. “O” çaresiz; cevap verilmemeli! Ali Koç, “Galatasaray, Türk futbolu için beka sorunudur… Rakibimizin başkanından, yöneticilerine sportif rekabeti düşürdükleri seviye mezbahayı aratır vaziyette” dedi. “Onun için” acı tablo ortada… Galatasaray’ın “şampiyonluk yarısını” hem de her hafta avantaj sağlayarak sürdürmesi… Sarı lacivertli takımın, “futbol olarak” sezon basına göre çok gerilere düşmesi… Taraftarın “şampiyonluk ümitlerinin” her hafta daha da zayıflamaya başlaması… Camiada “Fenerbahçe tarihinin ‘en başarısız başkanı’ sözünün” yaygınlaşması… “Ben başkan oldukça Fenerbahçe’yi şampiyon yapmayacaklar” sözünün, “Ali Koç Fenerbahçe’de beka sorunudur” sözünü doğurması… İşte, Koç Başkan’ın “Mezbaha balyozu gibi” çok sert bir açıklama yapmasının sebepleri… Bana kalırsa, Galatasaray başkanı ve yönetimi, Ali Koç’un, Galatasaray’ı “sahalardan, masalara ‘futbol yerine söz mücadelesine çekme’ çaresinden başka çaresi kalmadığını” anlayarak, bu açıklamalarına cevap vermemeli… Anlayın artık; “Camia ve taraftarını yanında tutmak için” yapacağı başka “bir şey” var mı?.. İlle de “bir şey yapacaksanız”, sizlere de, camiaya da, 119 yıllık Galatasaray’a da “hakaretlerle dolu olan” açıklamayı adaletin önüne” götürün; kararı Türk hâkimi versin! ŞAKA! Spor sayfalarında ve gazetelerinde “şimdiden patlatılan” transfer bombalarının haberlerini okuyorum. Çoğunlukla “Galatasaray’ı, Fenerbahçe’yi, Beşiktaş’ı kapıştıran transfer haberleri” revaçta… Bir tanesinde “Fenerbahçe’nin istediği İtalya’da oynayan bir oyuncuya Galatasaray’ın talip olduğu” haberini okurken, şaşkına döndüm. Bu kapışma anlatılırken, tam 14 cümle, 2 “belirtildi”, 3 “kaydedildi”, 3 “iddia edildi”, 3 “öne sürüldü”, 1 “aktarıldı”, 1 “ifade edildi”, 1 “bildirildi” sözcükleri ile bitiyordu… Buna karşılık, “belirtenler, kaydedenler, iddia edenler, öne sürenler, aktaranlar, ifade edenler, bildirenler” kimlerdi; bir tane isim yoktu haberde! Ben biraz safım, habere inandım da, acaba okuyucuları inandı mı; sanmıyorum!..

QOSHE - Bu rezalete son vermek!.. - Öcal Uluç
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bu rezalete son vermek!..

70 0
16.03.2024

“Şampiyonluk değil, çirkeflik yarışı”… / “G.Saray ve F.Bahçe cumhuriyetin bekçisidir…” Bu başlıklı iki yazı “yazarlarının gazetelerinde” hafta içinde art arda yayınlandı. İlkinde Mehmet Özyazanlar, ikincisinde Osman Şenher imzaları vardı. Bir spor insanı olarak ikisini de kutluyorum ve bir T.C. vatandaşı olarak onlara teşekkür ediyorum; “Acı gerçeği, alkışladığım bir cesaretle ve de ‘hak edilen’ çok sert bir üslup ile yazdıkları” için… İşte Özyazanlar’dan bir bölüm; “Lafa gelince erdemli, onurlu mücadele söylemleri dillerden eksik olmuyor, lakin pratikte baskı, sindirme, korkutma, tehdit, hedef gösterme gibi alçaklıkları devreye sokmaktan zerrece çekinmiyor ve utanmıyorlar... Sporun bir unsuru olan rekabet bunların elinde tam bir çirkeflik çekişmesine dönmüş durumda. Âdeta, şampiyonluk değil de hakem hataları üzerinden kurguladıkları komplolarla birbirlerini karalama yarısı içindeler…” Ve de iste Şenher; “İki büyük kulüp, Türkiye’nin yarısı demek. Bu büyük camialar birbirlerini ‘terör örgütü’ olmakla suçluyor. Bu ne kadar ayıp ve günah. Her iki kulübü tutan kesimler içinde, ülkesi için şehit olmuş birçok insan var. Herhâlde onların kemikleri sızlıyordur. Bu çamur atmalar, itibarsızlaştırmalar tam gaz gidiyor. Bunu konuşanların........

© Türkiye


Get it on Google Play