"Babacığım çok dürüst, namuslu, dini bütün biriydi. Annemin, dedemin, ninemin Müslüman olması için çok uğraştı..."

Yusuf, "O tanımadığım kızcağıza evine kadar eşlik ettim, başına bir şey gelmesin, daha birileri musallat olmasın diye. Sonra da kalacağım yere doğru yürüdüm. Çok yorulmuştum. Hemen yatağıma girdim ve uyudum...” diyerek patronunun da kalbini kazanmış, o günden sonra fabrikanın maskotu olmuş...

- İyice meraklandım. Bizim Türk filmlerindeki gibi bir aşk hikâyesi başlamasın sakın? Eee sonra ne oldu?

- Sonrası dediğin gibi. Türk filmlerinde mevzubahis edilen “zengin kız, fakir oğlan” ya da tersi durum yaşanmış. Meğer bu kızcağız fabrikatörün tek evladıymış. Almanlar zengin de olsa evlatlarını piyasada normal bir insan gibi çalıştırıyor, kendi kazandığı kadarıyla da hayatını devam ettirmeyi öğretiyorlar. Hazıra kondurmuyorlar yani. Tek de olsa çok da olsa çocuk terbiye etmedeki kaideleri aşağı yukarı aynı.

Zamanla Yusuf bu kızcağıza o da ona sırılsıklam âşık oluyor, iş büyüyor, duyuluyor nikâh masasına kadar gidip evlendiriyorlar. Bu evlilikten o filmde gördüğümüz “Nadetta” dünyaya geliyor. Baba Yusuf bu ismi kabul etmese de anne ısrar ediyor. Karşınızda duran bendeniz Doktor Nefise işte o küçük kızın ta kendisi. Annem Müslüman olana kadar “Nadetta” babacığım da ahirete göçene kadar “Nefise” diye hitap ettiler bana. Mustafa Enes, çok güzel yakaladı bu benzerliği. Anlayacağınız Maria benim anneciğim. Elhamdülillah o da sonra Müslüman oldu Meryem ismini aldı. Babacığım da rahmetli Erzurumlu Yusuf Efendi, videoda gördüğünüz yakışıklı adam.

Şimdi diyeceksiniz; iyi de bu aileyle alâkası ne?

Babacığım çok dürüst, namuslu, dini bütün biriydi. Annemin, dedemin, ninemin Müslüman olması için çok uğraştı. Devamlı yanlarında olduğum için ben de dinliyordum niçin Müslüman olmak lazım geldiğini. Birden babacığıma döndüm “Ben Müslüman olacağım” dedim, bütün sebeplerimi sıraladım. O da kalktı bana bir sarıldı bir sarıldı hâlâ o sıcaklığı içimde hissediyorum. İşte bu raflardaki Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdığı kitapları akşam sabah okuyup mütalaa ederek kendimizi yetiştirdik.

Doktor olduktan sonrada babamın memleketine yani Türkiye'ye gelip yerleştim.

Jale’yle tanışmamda iki seneyi henüz tamamlamış üçüncüye girmiştim bu hastanede. Jale'ye ilk alakam soy isminden dolayı oldu. Babamın soyadı vardı kayıtlarda. Gerçi Türkiye’de aynı soyadı taşıyan birbirleriyle alâkası olmayan o kadar çok aile vardı ki... Öyle olsa da her defasında o soy ismini görünce memleketini de öğrenme ihtiyacı duyuyordum. Erzurum’la bir irtibatı olduğunu öğrendim. Kazasını, köyünü derken babamla aynı yerde buluştuklarını iyice anlamıştım. Daha çok alakadar oldum. Muhabbetimiz de ondan sonra kuvvetlendi. Jale Hanım o kısmını gayet iyi hatırlıyordur.

- Hatırlamaz olur muyum? Daha dün gibi... Ama o ihtimalden hiç bahsetmediniz.

- Bence de öyle icap ediyordu. Kesinlik kazanmadan konuşmak hoş olmazdı. Meğer babacığım Türkiye’de de evliymiş. O evlilikten Tanju dünyaya gelmiş, Almanya'daki evliliğinden de ben. DEVAMI YARIN

QOSHE - "Doktor olduktan sonra da Türkiye'ye gelip yerleştim" - Ragıp Karadayı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

"Doktor olduktan sonra da Türkiye'ye gelip yerleştim"

13 8
11.03.2024

"Babacığım çok dürüst, namuslu, dini bütün biriydi. Annemin, dedemin, ninemin Müslüman olması için çok uğraştı..."

Yusuf, "O tanımadığım kızcağıza evine kadar eşlik ettim, başına bir şey gelmesin, daha birileri musallat olmasın diye. Sonra da kalacağım yere doğru yürüdüm. Çok yorulmuştum. Hemen yatağıma girdim ve uyudum...” diyerek patronunun da kalbini kazanmış, o günden sonra fabrikanın maskotu olmuş...

- İyice meraklandım. Bizim Türk filmlerindeki gibi bir aşk hikâyesi başlamasın sakın? Eee sonra ne oldu?

- Sonrası dediğin gibi. Türk filmlerinde mevzubahis edilen “zengin kız, fakir oğlan” ya da tersi durum yaşanmış. Meğer bu kızcağız fabrikatörün tek evladıymış. Almanlar zengin de olsa evlatlarını piyasada normal bir insan gibi çalıştırıyor, kendi kazandığı kadarıyla da hayatını devam ettirmeyi öğretiyorlar. Hazıra kondurmuyorlar yani. Tek de olsa çok da olsa çocuk terbiye etmedeki kaideleri aşağı yukarı aynı.

Zamanla Yusuf bu kızcağıza o da ona sırılsıklam âşık oluyor, iş........

© Türkiye


Get it on Google Play