Sen aklına geleni deftere yazıyorsun ben ise kalbime… Oku bakalım ne yazmışsın?
İşte o mektuplarda yazılanlar: “Jale’m bugün bir kahvehane keşfettim Eyüp Sultan Kabristanına bitişik. Eğer ki bir gün beni ararsan ya kahvedeyimdir ya da tam bitişiğindeki ebedî istirahatgâhımız olan yerde… Biliyor musun Jale'm? Hayatta üç şeyi sevdim:
Seni; kalbimi, ümit etmeyi… Seni sevdim, Jale'msin diye, kalbimi sevdim, seni sevdi diye, ümit etmeyi sevdim, belki seversin diye…”
Bu sefer de cebinden başka bir defter çıkardı Tanju’m.
- Bunu da en son ayrılığımda Almanya’da yazmıştım.
- Sen aklına geleni deftere yazıyorsun ben ise kalbime… Oku bakalım ne yazmışsın?
- Ne yazmamışım ki? Bak: “Gidiyorum diye hiç ağlamanı istemiyorum Jale’m. Bağrıma taş basar her şeye dayanırım ama acı çekmene, üzülüp gözyaşı dökmene asla! Şunu iyi bil ki her daim huzurlu olmanı istiyorum. Tek bir maksadım var; Jale’min ve evlatlarımın yüzünü güldürmek... Bunun için de illa yanında olmamı isteme, belli şartlar arama ve de kimseden bir şey bekleme, her daim mesut ol kâfi. Bahtiyarlık belki gülüşünde saklıdır. Tekrar ediyorum sakın ağlayayım deme! Bil ki bir yerlerde senin bir tek gülüşün için yaşayan vardır… Kırıyorsa sözlerim susarım bir daha konuşmam. Rahatsız ediyorsa varlığım, çekip giderim, icap ederse bir daha karşına çıkmam. Eğer rahatsızlık veren sevgim ise; üzgünüm, işte ona mâni olamam, gücüm kuvvetim yetmez çünkü.
- Çok fenasın! Başka var mı?
- Olmaz olur mu? Bak daha neler yazmışım?
Jale'm,
Bir yağmur damlası “SENİ SEVİYORUM” mânâsı taşısaydı ve bana “Seni ne kadar sevdiğimi soracak olsaydın…” inan ki bir tanem, her gün yağmur yağardı, sırılsıklam ıslanmaktan kurtulamazdın!
Jale’m,
Bir gül olmak isterdim! Niçin mi? Koparıp kokladığında bir daha aklından çıkmamak için?
Jale’m,
Hani gözler vardır sözleri anlatır, hani sözler vardır gözleri anlatır, bir de kara sevda vardır ki o da yalnız ve yalnız seni anlatır. İstanbul'a doğru sevda yüklü bir kelebek uçurdum yenidünyalardan, dağları denizleri aştı seni buldu, yanağına ufacık bir buse kondurdu, hissettin mi?
- Hissettim!
- Demek boşuna yazmamışım! Buna ne dersin?
Dün gece seni düşünürken pencereyi açtım; nefesim yettiği kadar, avazım çıktığı kadar haykırdım, uçurumdan attım sensizliği, haber saldım rüzgârlarla, fısıldasınlar kulaklarına ne kadar hasretini çektiğimi.
- Sanki ben hasretlik çekmedim de! Gel bir de bana sor!
- Bilirim ne demek olduğunu. Jale'm, Ağzımdan çıkacak söz olsan konuşmam, gözümden akacak yaş olsan ağlamam, kalbime hapsettim seni hiçbir yere bırakmam! Dün de, bugün de, yarın da kalbin kadar yanında ve yakınındayım. Kendini yalnız hissettiğinde elini göğsünün sol tarafına koy yeter; ben hep ordayım! DEVAMI YARIN
"Her daim huzurlu olmanı istiyorum..."
10
1
16.03.2024
Sen aklına geleni deftere yazıyorsun ben ise kalbime… Oku bakalım ne yazmışsın?
İşte o mektuplarda yazılanlar: “Jale’m bugün bir kahvehane keşfettim Eyüp Sultan Kabristanına bitişik. Eğer ki bir gün beni ararsan ya kahvedeyimdir ya da tam bitişiğindeki ebedî istirahatgâhımız olan yerde… Biliyor musun Jale'm? Hayatta üç şeyi sevdim:
Seni; kalbimi, ümit etmeyi… Seni sevdim, Jale'msin diye, kalbimi sevdim, seni sevdi diye, ümit etmeyi sevdim, belki seversin diye…”
Bu sefer de cebinden başka bir defter çıkardı Tanju’m.
- Bunu da en son ayrılığımda Almanya’da yazmıştım.
- Sen aklına geleni deftere yazıyorsun ben ise kalbime… Oku bakalım ne yazmışsın?
- Ne yazmamışım ki? Bak: “Gidiyorum diye hiç ağlamanı istemiyorum Jale’m. Bağrıma taş basar her şeye dayanırım ama acı çekmene, üzülüp gözyaşı dökmene asla! Şunu iyi bil ki her daim huzurlu olmanı istiyorum. Tek bir maksadım var; Jale’min ve........
© Türkiye
visit website
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Mort Laitner
Rami G Khouri
Ali Fathollah-Nejad
Nikkei Editorial
