"Ne öyle dalıp dalıp gidiyorsun?"
“Nasıl oluyor da bir insan diğer bir insanı bu kadar çok mesut edebiliyor?.." “Benim beklediğim şey başka!’’ dedim, sustum. O, bütün mantıkların dışında, tarifi imkânsız ve mahiyeti bilinmeyen bir şeyin peşinde gibiydi. Sevmek ve hoşlanmak başka, istemek, bütün ruhuyla, bütün vücuduyla her şeyiyle istemek başkaydı elbette… Dünya aşkları ile uhrevi aşklar isim benzerliğinin dışında başka şeylerdi. Kesinlikle aynı şey değildi. İnsan, neye talip olduğunu, neyi istediğini bildiğinde mukavemet edilmez bir istemek başlıyordu! O zaman onu yakalamış gibi kendimden emin bir eda ile “Bu bir an meselesidir” dedim, devam ettim. “İçimizde mevcut olan sevgi, alaka, açık olarak bilinmeyen bazı vesilelerle bir anda, birdenbire birikir, kesifleşir yani yoğunlaşır, hani nasıl tatlı tatlı ısıtan güneş bir mercekten geçtikten sonra bir noktada........
© Türkiye
visit website