Akıllı insan için tercihler çok açık bellidir. Tercih ettikten sonra da “ah vah!” etmenin hiçbir faydası yoktur.
Bir İslâm âlimi şöyle diyor: İnsanın üç mühim şeyi vardır: VÜCUDU, RUHU, ÂMELİ… Bedenini toprak alır, kurt kuş, böcekler yer bitirir. Ruhunu Melek-ül mevt (Azrail aleyhisselâm) alır yanına kalmaz. Üçüncüsü de icraatları. İşte o yaptıkları amelleri yanına kalır. İyiyse iyi olarak kalır onu ebedî saadete yani Cennete götürür. Kötüyse kötü olarak kalacağı yere ebedî bedbahtlığa, Cehennem azabına götürür. Akıllı insan için tercihler çok açık bellidir. Tercih ettikten sonra da “ah vah!” etmenin hiçbir faydası yoktur.
İyilik yap herkese, sakın atma yabana!
Kötülerden uzak dur, koş ki kuvvet tabana,
Çekme namert nazını, minnet etme satana!
Kabul ederim zevkle, yârim, gül dese bana,
Sen hoş gelmişsin, derim gülmeye çağırana.
Oluk gibi aksa da yâr yaşımı silmiyor,
Seven kalpler acıtır, feryadım hiç dinmiyor.
Sen orada ben burda, pek içime sinmiyor.
Götürüp verir misin, bir dal gül versem sana?
Baş göz üstüne derim, gülümü çağırana!
Eden kendine eder, ektiğini biçersin.
Gün gelir sen de anadan babadan geçersin,
Ne kadar yaşasan ecel şerbetin içersin!
Duracaksan sessiz dur, gitme sen bağırana,
Hem ne güzelsin derim, evime çağırana.
Netice belli oldu, içine de sinmeli,
Derin derin kazmalı, köke kadar inmeli,
Kaynağı kurutulup gözyaşımız dinmeli,
Sevincimden hoplarım, yârim, kal desin bana,
Kurban olsun bu canım, huzura çağırana.
Daralıp sıkışınca feryat figan ediyor,
Bitirimlere gidip kurtarın beni diyor.
Esip de gürlemesin, doğru kimdir biliyor.
Olanı anlamazsın, olmazsan baba ana.
Göstermeli herkese, durma git çağırana.
Hoca’yla birlik olup el ele verilmeli,
Yalan söyleyenlerin hesabı görülmeli.
Mutlak ama mutlaka, kötüler sürülmeli.
Gül artık vakti geldi, ağlama yana yana,
Öyle masum durma kalk, koşalım çağırana.
***
KİM DERDİ
Sabahın çisesine,
Uyandım yâr sesine,
İsmin yazdım sevdiğim,
Kalbimin köşesine…
Açık turkuaz yumuşak koltukların üzerine oturmuş, gözlerinden birbiri ardı sıra yuvarlanan inci misali yaşlarını benden saklamaya çalışan Tanju'ya bakıyordum bütün kalbimle. Yerdeki halının güneş sarısı desenlerinden mi, yoksa altın kızılı avizeden sağanak hâlinde üzerine yağan parıltıdan mı ne gözleri kamaşıyor olmalıydı ki iki elinin dışıyla iki gözünü ovdu. Bakmaya cesareti yokmuş gibi başı önde ama kendinden emin, muvaffak olmuş, mesut insanlara mahsus bir mütevazılık okunuyordu aydınlık yüzünde.
Tam karşımdaki pencere yarı aralıktı. Mor kadife perdenin altından içeriye hafif, serin ve güzel gül kokuları yayılıyor, beni benden ediyordu. Gayr-i ihtiyari “Bahçedeki güller odanın içindeymiş gibi Tanju’m! Bütün bu gördüğümüz güzelliklerin hepsi de senin eserin. Sevdanın en son sınırına kadar sevdiğimi biliyorsun değil mi?” dedim.
DEVAMI YARIN
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Mort Laitner
Rami G Khouri
Ali Fathollah-Nejad
Nikkei Editorial
visit website
