Sanki ela gözleri anlaşılmaz, derin şeyler saklıyordu!..
"Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin." Acaba Jale denilen bendeniz Tanju’ya göre böyle harikulâdeydim de başkalarına göre nasıldım? Ben kendimi, hayatta tanıdığım bütün kadınların bir terkibi, bir karışımı gibi görüyordum. Yerine göre kızan, öfkelenen, sık sık fikir ve karar değiştiren, çabuk dolduruşa gelebilen “her şeyim olsun” diyen, gezip tozup eğlenmeyi seven... daha akla gelebilecek ne kadar keyifli şeyler varsa hepsinden şu veya bu şekilde birer tutam serpilmiş hissediyordum kendimi. Tanju meşhur bir ressamın en popüler bir sergideki gözde eseri gibi bıkmadan bana bakıyor, hayran hayran seyrediyordu. Biraz mahcup ben de onu seyretmeye başladım. Yüzündeki masum ifade, bakışlar o kadar canlı ve mânâ yüklüydü ya da bana öyle geliyordu. Sanki ela gözleri anlaşılmaz, derin şeyler saklıyordu. Âdeta bulamayacağından emin olduğu bir şeyi son bir ümitle aramak istiyormuş gibi bir........
© Türkiye
visit website