6 Şubat 2023’teki asrın felâketinden sonra bir hey’et hâlinde âfet bölgesindeki il ve ilçelerimizi gezmiştik. Bir yıl sonra, depremin yıl dönümünde aynı bölgeyi yine bir hey’et hâlinde ziyaret ettik. Bu defa kafilede İspanya’dan Japonya’ya kadar muhtelif memleketlerden yabancı basın mensupları da vardı. Bir sene evvelki o büyük yıkımda hem afete maruz kalmış vatandaşların ve hem de biz ziyaretçilerin ağzını bıçak açmıyordu. Gördüğümüz her yan ve her yön enkaz yığınıydı. İnsan, gayriihtiyari “bu şehir, nasıl yeniden ayağa kalkar?” diye düşünüyordu. Manzaralar, çekilemez yükte ve kötüydü. Şu misal herhâlde tek başına her şeyi hülâsa etmeye yeter. 2023’te zelzelenin ardından yaptığımız ziyarette Malatya’da konaklayacağımız otel bulamamıştık. Ortada otel diye bir şey kalmamıştı. Geceyi mecburen El Azîz’de geçirdik. Bu seferse fevkalade başarılı bir organizasyon yapan İletişim Başkanlığı’nın ev sahipliğiyle yalnızca Malatya’da değil Adıyaman’da da ismi meşhur otellerde konakladık. 2023’te afet sancısının devam ettiği ve sözün bittiği o elem ve keder dolu günlerde; evet aynen dediğimiz gibi ağızları bıçak açmıyordu; tebessümlerin yerini çaresiz yıkık yüzler almıştı. Bölgeyi 2023 ve 2024 şartları itibarıyla kıyas etmek kabil değil. Muazzam güzellikte şehirleşme olmuş. Ferah ve geniş evler, geniş caddeler, parklar, oyun bahçeleri görenin kalbinde büyük memnuniyet uyandırıyor. Hizmet ve koşturma devam etmekte. Gözler, 5 katla sınırlı binaları, villayı aratmayan köy evlerini gördüğünde dudaklardan şükürler, dualar dökülmekte. Bunu sadece dışarıdan gelenler değil, afeti yaşamış, kaybı olmuş kadınlar, erkekler, teyzeler, amcalar da yapmakta. Çocuklarsa yeniden cıvıltılarını yakalamışlar… Bizim milletimiz, kadirşinastır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan başlayarak emeği geçenlere ettikleri dualara defalarca şahid olduk. Bu arada bazı hayr sahibi şahıs ve şirketleri de yaptıkları cömertlikten dolayı “servetin sana layıkmış” diye tebrik etmek vefa olur.
Bölgede gördükleri gıpta edilesi hizmetler karşısında yabancı basın mensupları dahi şu takdirkâr sözleri etmekteler: -Böylesine geniş bir alanda eş zamanlı olarak bu kadar binayı inşa ve teslim etmeyi dünyada başka bir devlet yapamaz!.. Unutmamalı ki 11 vilayetimizi ve Türkiye’nin 5’te 1 nüfusunu konuşuyoruz. Elbistan gibi arazisi müsait yerlerde konutların dağ yamaçlarına yapılması ise ayrıca memnuniyet vericidir. Böylece hem meskenler yani hayat, sağlam zeminlere nakledilmekte ve hem de ekime-dikime ayrılan mümbit arazi çoğalmaktadır. Hiç şüphe yok ki 6 Şubat 2023 gecesi 04.17, yüreğimizde kalıcı bir acıdır. O altüst oluşta 50.783 kardeşimizi kaybettik.107.204 kardeşimiz, yaralandı. Sanki bugünkü Gazze’nin öncüsü bir geceyi yaşamıştık. Şu sorulabilir: -Hiç mi eksik yok? Olmaz olur mu? Eksik de vardır, kusur da olabilir. Mükemmellik, insana mahsus değildir. Biz kuluz. Ama hakikat, tasvir ettiğimiz gibidir. Ortaya yüz akı bir hizmet çıkmış. Yüzler, gülüyor, dudaklardan dualar dökülüyor. Sadece konteyner denen geçici konutlarda yaşayan vatandaşlarımızın bir kaygısını dinledik. Onlar diyorlar ki: “Biten evler, deprem öncesi tapulu mülkü olanlara kura ile verilecek. Ama bu felaketi hep birlikte yaşadık. Biz ne yapacağız? Devlet, bizi ev sahiplerinin insafına bırakmasın!” Uygulama şöyle: İlkin evi yıkılmış olan mülk sahiplerine hak tanınmakta. Onlardan da bir veya daha fazla insan kaybı olan ailelere öncelik verilmekte. Ancak bir mülk sahibinin 10 evi yıkılmış olsa bile ona yalnızca 1 ev satılmaktadır. Satışlar, sabit fiyatla 20 yıl taksitlidir. Bu taksitler, hâliyle 3-5 yıl sonra elektrik- gaz faturaları miktarına denk gelir. Kurayla teslim olana dek evi yıkılmış mülk sahipleri ve kiracıların tamamı afetzedeler, konteyner kentlerde kalmaktaydılar. Şimdi peyderpey teslimat başladı. Valilerimizin verdiği malumata nazaran çadırda kalan kimse yoktur. Diğer yandan kentlerde hiçbir aileden kira, elektrik, su, gaz… gibi sabit gider bedeli alınmamaktadır. Böylece ortalama bir hesapla devlet, konteynerdeki her aileye ayda dolaylı biçimde 30 bin lira civarında yardım yapmaktadır. Hak sahipleri, kurayla evlerine kavuştuktan sonra veya kavuşurken yıkımda kiracı olanlar için de muhakkak surette konutlar yapılacak ve bu evler makul ve sabit fiyatlarla onlara satılacaktır. Kiracının üvey evlat muamelesi görmesi beklenemez. Böyle düşünce hizmetin mantığına terstir. Anlaşılan o ki bu mesele vatandaşa anlaşılır şekilde izah edilememiş veya anlaşılmamış yahut kiracıların zihnini çelen kirli propagandalar yapılmış ve yapılmakta. Oysa afetin hüznü hepimizindir. Afetzedeler ve kayıplar da hepimizindir. Bölge insanının duyguları hassas. Bu sebeple şehîdler ve gönlü yaralı aileler üzerinden politika yapılması insana yakışmaz. Bölgede “devlet nerede?” diye feryat eden yok. Bir de 99 Marmara Zelzelesini hatırlayalım. Devrin Başbakanı, Ankara’dan Adapazarı’na gidememişti. Enkazlar, toz-toprak, yetmezlik, mağduriyet çok zaman sürmüştü. Hükûmet, TOKİ eliyle il, ilçe ve köylerimize gezip-gördüğümüz kalitede şu binaları yapmaya devam edip onları, uygun ve sabit fiyatlarla vatandaşa satarsa hem TOKİ’nin kuruluş hikmeti olan kiracılığı ortadan kaldırmaya dönük olarak büyük hizmet verilmiş ve hem de hesap edilmeyen çok değerli bir menfaat daha temin edilerek iç göçün tersine, büyük şehirlerin de normale dönmesine vesile olunmuş olur. TOKİ, bugün verdiği şu hayrlı hizmetlerle iftihar edeceğimiz bir büyük marka hâline gelmiştir. Merhum Başbakan Turgut Özal zamanında kurulmuştu. Geçmişte hizmetleri vardı bugünse altın çağını yaşıyor… Bütün şehîdlerimize ve 6 Şubat şehîdlerimize yüce Allah’tan rahmetler diliyor, yakınlarının acılarını paylaşıyoruz. Yaralılarımıza şifalar temenni ediyoruz. Allahü teala, böylesi afetleri milletimize de yeryüzüne de bir daha yaşatmasın. Şu hizmetlerde acılara derman olup yüzleri güldürenlerin dünya-ahiret yüzleri gülsün inşallah…

QOSHE - DEVLET ŞEFKATİ - Rahim Er
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

DEVLET ŞEFKATİ

5 1
08.02.2024

6 Şubat 2023’teki asrın felâketinden sonra bir hey’et hâlinde âfet bölgesindeki il ve ilçelerimizi gezmiştik. Bir yıl sonra, depremin yıl dönümünde aynı bölgeyi yine bir hey’et hâlinde ziyaret ettik. Bu defa kafilede İspanya’dan Japonya’ya kadar muhtelif memleketlerden yabancı basın mensupları da vardı. Bir sene evvelki o büyük yıkımda hem afete maruz kalmış vatandaşların ve hem de biz ziyaretçilerin ağzını bıçak açmıyordu. Gördüğümüz her yan ve her yön enkaz yığınıydı. İnsan, gayriihtiyari “bu şehir, nasıl yeniden ayağa kalkar?” diye düşünüyordu. Manzaralar, çekilemez yükte ve kötüydü. Şu misal herhâlde tek başına her şeyi hülâsa etmeye yeter. 2023’te zelzelenin ardından yaptığımız ziyarette Malatya’da konaklayacağımız otel bulamamıştık. Ortada otel diye bir şey kalmamıştı. Geceyi mecburen El Azîz’de geçirdik. Bu seferse fevkalade başarılı bir organizasyon yapan İletişim Başkanlığı’nın ev sahipliğiyle yalnızca Malatya’da değil Adıyaman’da da ismi meşhur otellerde konakladık. 2023’te afet sancısının devam ettiği ve sözün bittiği o elem ve keder dolu günlerde; evet aynen dediğimiz gibi ağızları bıçak açmıyordu; tebessümlerin yerini çaresiz yıkık yüzler almıştı. Bölgeyi 2023 ve 2024 şartları itibarıyla kıyas etmek kabil değil. Muazzam güzellikte şehirleşme olmuş. Ferah ve geniş evler, geniş caddeler, parklar, oyun bahçeleri görenin kalbinde büyük memnuniyet uyandırıyor. Hizmet ve koşturma devam etmekte. Gözler, 5 katla sınırlı binaları, villayı aratmayan köy evlerini gördüğünde dudaklardan şükürler, dualar dökülmekte. Bunu sadece dışarıdan gelenler değil, afeti yaşamış, kaybı olmuş kadınlar, erkekler, teyzeler, amcalar da yapmakta. Çocuklarsa yeniden cıvıltılarını yakalamışlar… Bizim milletimiz, kadirşinastır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan başlayarak emeği geçenlere ettikleri dualara defalarca şahid olduk. Bu arada bazı hayr sahibi şahıs ve şirketleri de yaptıkları cömertlikten dolayı........

© Türkiye


Get it on Google Play