Biz, bu yazıyı yazarken Gazze’de kıtlık yaşanıyor, insanlar katlediliyordu. Yüksek ihtimalle siz, bu yazıyı okurken de o kıtlık yaşanacak ve masumlar katledilmeye devam edilecektir. Filistin’de ölen bu insanlar, dünyanın sömürücü vicdansız kesimi için sadece rakamdır, sayıdır, çetele listesidir. Biz, bu yazıya çalışırken Gazzeli şehidler, 26 binin ortalarını bulmuştu. Siz, bu yazıyı okurken herhâlde 27 bini aşmış olur. “Soykırım” bu değilse nedir? Siyonist, Evanjelist ve Haçlı iş birliği, asırlardır İslâmiyet’e ve Müslümanlara karşı besledikleri intikamı Gazze üzerinden alıyorlar. Haçlı Seferlerinin farklı bir şekliyle karşı karşıyayız. Binyamin Netanyahu adlı Gazze Celladı ve destekçileri, bütün dünyanın gözü önünde katliam ve kıtlık vahşetini işlerken kimse, onlara engel olmuyor. Aksine kayıtsız şartsız destek vermekteler. Şu kıtlık, açlık, susuzluk, soykırım, Filistin’de değil de İsrail’de yaşansaydı, hatta çok daha düşük ölçekte yaşansaydı ABD, AB ve zengin memleketlerin idareleri, ayağa kalkar ve dünyayı sarsarlardı. Mevzubahis Müslüman olunca kör ve sağır olmaktalar. Bugün Gazze dramına rağmen susan Batılı yönetimler, daha evvel de Afrika ve Asyalı gariplerin başlarına gelen vahşetleri görmezden gelmişlerdi. Üstelik onların ülkelerindeki yer altı ve yer üstü zenginliklerini soymuş veya kendilerine bağlamışlardı. Şu gün Bangladeş, Afganistan, Irak, Suriye, Filistin, Yemen, Sudan, Nijer vs.de yaşananlar, tarihin tekrarından başka bir şey değildir. 8 milyon İsrail, 8 milyarlık dünya başkentlerini susturmuştur. Gazze’de başına buyruk olarak kuduzca saldırıyor. Fransız İhtilali, I. ve II. Cihan Harbleri, Osmanlı ve Babür İmparatorluklarının tasfiyesi, Osmanlı Mülkünün cetvellerle ayrılıp, tebaanın ırklara bölünmesi anlaşılmadan Gazze kavranamaz. Bütün bunların arkasında Mason-Siyon-Haçlı ortak stratejisi ve intikam hissi hâkimdir. 28 Haziran 1389’da cereyan eden ilk Kosova Muharebesinde Sultan I. Murad’ı savaş meydanında şehîd eden Sırp neferi Miloş Obiliç o gün hangi çılgın öfkeleri taşıyor idiyse Gazze’deki bebek katilleri de bugün aynı zalim halet-i ruhiyededir. İşin acı olan tarafı şu ki asırlardır Müslüman kanı döken şu bahsettiğimiz ittifak, Memalik-i Şâhâneyi Türk’ün elinden alıp Anadolu’yu işgal ettiği ve ümmet birliğini de parçaladığı hâlde köklerinden uzaklaşmış bir kısım Türklerle Arapların da aralarında bulunduğu Doğu milletleri, katiline âşık edildiler. Onlar için güneş, Doğu’dan değil Batı’dan yükseldi. Emperyalist merkezler, işgal ettikleri Müslüman ülkeleri kendi dünya görüş ve hayat tarzlarıyla tanzim ettikten sonra yerlerine vekillerini bırakarak uzaktan sevk ve idare safhasına geçtiler. Gazze, vicdanları çatlatan bir perişanlık ve kimsesizlikteyken Arap coğrafyasından bir ses çıkmıyorsa sebebi budur. Bir defa daha söyleyelim ki bu devletler, kendi yönetimlerinin işgali altınadır!.. Osmanlı Cihan Devleti’nin Nizâm-ı âlem ülküsünden sonra kurulan mason-siyon-haçlı merkezli “çok uluslu” Yeni Dünya Düzeni, devam ediyor. Abdülhamid Han, Adnan Menderes, Turgut Özal, bu düzenin dayatmasına riayet etmediklerinden bedelini ödediler. “One minute!” dediği ve ezberleri bozduğu için 27 Nisan 2007’den e-Muhtıra’dan 15 Temmuz 2016’ya kadar 10 yıl boyunca türlü isyan, tehdit ve darbe teşebbüsleriyle Recep Tayyip Erdoğan’a bedel ödetilmeye çalışıldı. Cumhur İttifakı’nın kurulmasıyla da partisini parçalayarak Devlet Bahçeli’ye bedel ödetmeye kalkıştılar. Tezgâh, durmuş değil! Bu itibarla büyük ve çaplı düşünüp hakikat görülmelidir. 31 Mart 2024, etikette yazılı olduğu gibi bir mahallî seçim değildir. 31 Mart, “31 Mart”ın hesaplaşması olarak telakki edilmekte. Nitekim, düşman, bundan dolayı çok yönlü destek faaliyeti içindedir. Gazze’yi gündemden düşürmek ve böylece Filistin’i büsbütün sahipsiz bırakmak için seçime giden Türkiye’de kargaşa çıkartma peşindeler. Riyad’da futbol yoluyla, İsrail’e lânet yürüyüşünde Kelime-i Tevhid taşıyan insanı yumruklayarak, Fatih Câmiî’nde İmam Efendiyi bıçaklayarak yol alan fitneyi kilisede işlenen cinayet takip etti. Fatih Camiî, Santa Maria Kilisesi derken yarın da bir sinagoga, çarşıya, stada saldırı yapılabilir!.. Bütün bunlar yaşanırken teminat Büyük ve Kudretli Türkiye ilkesini gâye edinmiş Cumhur İttifakı Kardeşliğidir. Cumhur İttifakı, Türk Milleti ve İslâm Ümmeti için bir talihtir… Yiğit, düştüğü yerden kalkmakta. Bu ittifakın kardeşliğinin cevherinde imân tarih ve istikbâl şuuru hâkimdir. Bu mes’eleyi azâmetli bir dâvâ şuuruyla değil de müptezel şahsi çıkar ve dünyaya doymazlık olarak görüp suistimal eden iyi gün dostu yeni Hân-ı Yağmacılara yazıklar olsun. Bunların Gazze’deki katliam ve kıtlık karşısında kılı kıpırdamayanlardan çok da farkı yoktur.

QOSHE - GAZZE’DE KITLIK!.. - Rahim Er
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

GAZZE’DE KITLIK!..

16 1
01.02.2024

Biz, bu yazıyı yazarken Gazze’de kıtlık yaşanıyor, insanlar katlediliyordu. Yüksek ihtimalle siz, bu yazıyı okurken de o kıtlık yaşanacak ve masumlar katledilmeye devam edilecektir. Filistin’de ölen bu insanlar, dünyanın sömürücü vicdansız kesimi için sadece rakamdır, sayıdır, çetele listesidir. Biz, bu yazıya çalışırken Gazzeli şehidler, 26 binin ortalarını bulmuştu. Siz, bu yazıyı okurken herhâlde 27 bini aşmış olur. “Soykırım” bu değilse nedir? Siyonist, Evanjelist ve Haçlı iş birliği, asırlardır İslâmiyet’e ve Müslümanlara karşı besledikleri intikamı Gazze üzerinden alıyorlar. Haçlı Seferlerinin farklı bir şekliyle karşı karşıyayız. Binyamin Netanyahu adlı Gazze Celladı ve destekçileri, bütün dünyanın gözü önünde katliam ve kıtlık vahşetini işlerken kimse, onlara engel olmuyor. Aksine kayıtsız şartsız destek vermekteler. Şu kıtlık, açlık, susuzluk, soykırım, Filistin’de değil de İsrail’de yaşansaydı, hatta çok daha düşük ölçekte yaşansaydı ABD, AB ve zengin memleketlerin idareleri, ayağa kalkar ve dünyayı sarsarlardı. Mevzubahis Müslüman olunca kör ve sağır olmaktalar. Bugün Gazze dramına rağmen susan Batılı yönetimler, daha evvel de Afrika ve Asyalı gariplerin başlarına gelen vahşetleri görmezden gelmişlerdi. Üstelik onların ülkelerindeki yer altı ve yer üstü zenginliklerini soymuş veya kendilerine bağlamışlardı. Şu gün Bangladeş, Afganistan, Irak, Suriye, Filistin, Yemen, Sudan, Nijer vs.de yaşananlar, tarihin tekrarından başka bir şey değildir. 8 milyon İsrail, 8 milyarlık dünya başkentlerini susturmuştur. Gazze’de başına buyruk........

© Türkiye


Get it on Google Play