YouTube’da suçluların olay sonrasında polis tarafından çekilen sorgu videoları var. Genelde Amerika kaynaklı videolar… Neden bilmiyorum ama bir süredir bu videolar çok ilgimi çekiyor. Çayımı çekirdeğimi alıyor, oturup seyrediyorum garip bir şekilde. Mesela adam karısını ve iki çocuğunu vahşice öldürüyor ve bir yere gömüyor. Sonra polisi arayıp kayıp bildiriminde bulunuyor. Birkaç saat sonra adamı merkeze getirip sorguluyorlar. Bu adamın “Çocuklarımı bulun lütfen!” diye gözyaşı dökerken nasıl bir psikoloji içinde olduğunu anlamaya çalışıyorum. Henüz birkaç saat önce kan dondurucu bir cinayet işleyen birisinin, polisin karşısında hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi masum rolü yapması tüylerimi diken diken ediyor. İnsanoğlunun ne kadar vahşi, ne kadar yalancı ve ne kadar acımasız olabileceğini anlatan bir belgesel gibi seyrediyorum bu videoları. Şimdi diyeceksiniz ki niye böyle saçma sapan şeyler seyrediyorsun? Haklı olabilirsiniz ama inanın çok şey öğrendim bu videolardan. En önemlisi de şu; Gerçekten suçlu olan ve yalan söyleyenler acayip çok konuşuyor. Ağlıyor, bağırıp çağırıyorlar. Alakalı alakasız bir sürü detay veriyorlar polise. Mesela suçlu olan bir adama “Dün akşam ne yaptın?” diye sorduklarında ne yediğinden, ne giydiğinden, eve kaçı kaç geçe geldiğine kadar her şeyi en ince detayıyla anlatıyor. Ama suçlanan kişi masumsa birkaç cümle kurup susuyor. Yani insan herhangi bir konuda kendinden ne kadar eminse, o kadar az konuşuyor. Hazreti Mevlâna’nın dediği gibi; “Gerek yok her sözü laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana.” Vahşette puan kasmak! Bir de özellikle Amerika’da 18 yaşın altında olup da cinayet işleyen bir sürü çocuk var. Bunlar genellikle internet üzerinde yayılan cinayet videolarından etkilendiklerini söylüyorlar. 16 yaşında bir çocuk var mesela. Kardeşiyle birlikte cinayet işlemeyi planlıyorlar. Yaşadıkları bölgede kalabalık bir yere gidip insanları vuracaklar. Çıkmadan önce de evde anne, baba ve diğer kardeşlerini öldürüyorlar. Polis, “Niye ailenizdeki kişileri öldürdünüz?” diye soruyor. Çocuk da “Ölü sayısını çoğaltmak için” diyor. “Şu ana kadar seyrettiğimiz videolarda bu tür saldırılarda en fazla ölen kişi sayısı 17. Bu sayıyı geçmek istiyorduk.” Yani çocuklar sanki bir oyun oynuyorlar ve puan kazanmaya çalışıyorlar. “Peki, niçin böyle bir plan yaptınız?” diye soruyor polis. “Şöhret olmak için” diyor çocuk. “Bütün dünyanın bizden bahsedecek olması çok güçlü bir duygu.” İnsan egosu işte böyle bir şey. Sadece insanlar senden bahsetsin diye gözünü kırpmadan kendi aileni öldürtecek kadar güçlü! Allah evlatlarımızı muhafaza etsin. Bütçeyi zorlayan aslanlar ve aydınlanma Tarihin kanlı sayfalarını karıştırırken dikkat çeken bir şey var: Müslüman coğrafyalarda savaşla eğlence hiçbir zaman bir araya gelmiyor. Yani seyir zevki için adam öldürmek veya sırf birilerini eğlendirmek için esirleri vahşi hayvanların önüne atmak gibi ritüeller hiç yok. (Yaşadığımız yüzyılda senaryo ürünü bazı terörist gruplardan bahsetmiyorum tabii.) Hâlbuki Roma’da dünyanın yedi harikasından birisi olarak kabul edilen Kolezyum’da, ölüm ve vahşet dolu eğlenceler düzenlenmiş yıllarca. İmparator Trajan zamanında tek bir festivalde on bin insan ve on bir bin hayvan öldürülmüş. En nihayetinde Afrika’dan getirilen aslanlar bütçeyi zorladığı için bu eğlencelere son verilmiş. Peki, bugün ne hâlde Batı dünyası? Bence hiçbir fark yok. Aydınlanma döneminde beyne biraz aydınlık gitmiş belki ama kalplere bir huzme bile ışık sızmamış. Gladyatörler takım elbise giymişler, silahın yerini kravat almış ve eğlence son gaz devam ediyor. Bir zamanlar aslanlar zorluyordu bütçeyi, şimdi füzeler… Demek ki kalpler zifirî karanlık olunca aklın kaç mumluk aydınlandığı çok önem arz etmiyor.

QOSHE - Suskunluğum masumiyetimdendir - Salih Uyan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Suskunluğum masumiyetimdendir

17 8
27.01.2024

YouTube’da suçluların olay sonrasında polis tarafından çekilen sorgu videoları var. Genelde Amerika kaynaklı videolar… Neden bilmiyorum ama bir süredir bu videolar çok ilgimi çekiyor. Çayımı çekirdeğimi alıyor, oturup seyrediyorum garip bir şekilde. Mesela adam karısını ve iki çocuğunu vahşice öldürüyor ve bir yere gömüyor. Sonra polisi arayıp kayıp bildiriminde bulunuyor. Birkaç saat sonra adamı merkeze getirip sorguluyorlar. Bu adamın “Çocuklarımı bulun lütfen!” diye gözyaşı dökerken nasıl bir psikoloji içinde olduğunu anlamaya çalışıyorum. Henüz birkaç saat önce kan dondurucu bir cinayet işleyen birisinin, polisin karşısında hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi masum rolü yapması tüylerimi diken diken ediyor. İnsanoğlunun ne kadar vahşi, ne kadar yalancı ve ne kadar acımasız olabileceğini anlatan bir belgesel gibi seyrediyorum bu videoları. Şimdi diyeceksiniz ki niye böyle saçma sapan şeyler seyrediyorsun? Haklı olabilirsiniz ama inanın çok şey öğrendim bu videolardan. En önemlisi de şu; Gerçekten suçlu olan ve yalan söyleyenler acayip çok konuşuyor. Ağlıyor, bağırıp çağırıyorlar. Alakalı alakasız bir sürü detay veriyorlar polise. Mesela suçlu olan bir adama “Dün akşam ne yaptın?” diye sorduklarında ne yediğinden, ne giydiğinden, eve kaçı kaç........

© Türkiye


Get it on Google Play