Bir gün bir aslan, bir kurt ve bir tilki birlikte avlanmak üzere dağlarda dolaşmaya başlar. Karar gereği birbirlerine yardım edecek, böylece bol bol av hayvanı yakalayacaklar. Gerçi bu iş aslanın ağırına gider onlarla avlanmaktan utanır ama sabreder. Uzun süre içerisinde bir yaban öküzü bir dağ keçisi ve bir de semiz tavşan avladılar. Sonra da bir subaşına geldiler. Bu arada iyice yorulmuşlardır. Otururlar. Aslan kurda seslenir:

“Bu avları güzel ve adil bir şekilde pay et.”

Kurt kendinden emin yürür. Yaban öküzünü sürükleyip aslanın önüne bırakır:

“Efendimiz, yaban öküzü büyük ve iri, size bu yaban öküzü düşer. Dağ keçisi orta boyda ve irilikte o da bana düşer. En küçüğümüz tilki olduğuna göre tavşan da onun hakkıdır” der.

Bu paylaştırma karşısında aslan kızar ve kükrer:

“Ben bu paylaştırmanı iyi anlamadım, bir daha söyle bakalım ne dedin, şöyle bir yaklaş bakalım” diyerek bir pençe vurup kurdu parçalar. Sonra da tilkiye dönerek:

“Ey tilki bu avları sen adaletli bir şekilde paylaştır bakalım” der.

Tilki kurnaz, önce aslanın önünde yerlere kadar eğildikten sonra;

“Bu yaban öküzü siz efendimizin kuşluk yemeği, bunu kuşluk vakti yersiniz. Keçi siz büyük kralımızın öğle yemeği için güzel bir yahni olur onu da öğle vakti yersiniz. Tavşana gelince o da sizin akşam yemeği olur, onu da akşam afiyetle yersiniz.”

Aslan sevinerek konuşur:

“Aferin sana tilki, böylesine güzel ve adil pay etmeyi kimden öğrendin?”

Tilki fark ettirmeden her ihtimale karşı birkaç adım uzaklaştıktan sonra cevap verdi:

“Şu yerde cansız yatan kurt kardeşten efendim...”

Günümüz insanı da maalesef çoğunluk aslan gibi. Hep ben kazanayım, hep bana gelsin derdinde. Kimseye yardım etmek yok, derdine ortak olmak yok. Kimin gücü kime yeterse kimin gözü kimi keserse… Onun için de ortada ne bereket var ne hayır? Derler ki: “Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur.”

Aslan Torun

ŞİİR

Şehitler

Hicran hasretini görmemek için

Savundu vatanın o Türk yiğitler

Toprağı düşmana vermemek için

Canını toprağa verdi şehitler

Vatan namus! Bu yolda yılmazdılar.

Ölümden de bir zerre korkmazdılar

Kanlarıyla büyük tarih yazdılar

Bak böyle murada erdi şehitler

Korudular halkını kardeşini

Bitirdiler hainlerin işini

O saldırgan köpeklerin leşini

Ayaklar altına serdi şehitler

Şair-Yazar Elvin Mütaliboğlu

MERAKLI BİLGİLER

LÜLETAŞI: İşlenmesi kolay beyaz renkli, gözenekli bir mineral. Lületaşının dünyada en çok bulunduğu yer Eskişehir'dir. Genellikle pipo, sigara ağızlığı tesbih, biblo ve süs eşyası imalinde kullanılır.

Toprak içinde, geniş damarlar içinde serpilmiş çakıl kümeleri hâlinde bulunan lületaşının, ana maddesi hidratlı bir magnezi silikattır. Emici özelliği olması dolayısıyla, ağızlık ve pipo yapımında birinci sınıf malzeme sayılmaktadır. Tütünün meydana getirdiği nikotini bir filtre gibi emen lületaşı, zamanla sarımtırak bir renge girer.

Ülkemizde ilk defa bulunduğunda devlet tarafından işletilen lületaşı ocakları, bir müddet sonra özel sektöre devredilmiştir. Bol miktarda bulunan Sepetçi ve civar köylerde yüzlerce lületaşı ocağı bulunur. Bölge halkının başlıca geçim kaynağıdır. Kalite bakımından, sıra malı, birim malı, parçalı pamuklu, taneli dökme ve çeltiz dökme gibi beş cinse ayrılır.

QOSHE - Aslan kurt ve tilki... - Yetenekli Kalemler
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Aslan kurt ve tilki...

25 1
26.02.2024

Bir gün bir aslan, bir kurt ve bir tilki birlikte avlanmak üzere dağlarda dolaşmaya başlar. Karar gereği birbirlerine yardım edecek, böylece bol bol av hayvanı yakalayacaklar. Gerçi bu iş aslanın ağırına gider onlarla avlanmaktan utanır ama sabreder. Uzun süre içerisinde bir yaban öküzü bir dağ keçisi ve bir de semiz tavşan avladılar. Sonra da bir subaşına geldiler. Bu arada iyice yorulmuşlardır. Otururlar. Aslan kurda seslenir:

“Bu avları güzel ve adil bir şekilde pay et.”

Kurt kendinden emin yürür. Yaban öküzünü sürükleyip aslanın önüne bırakır:

“Efendimiz, yaban öküzü büyük ve iri, size bu yaban öküzü düşer. Dağ keçisi orta boyda ve irilikte o da bana düşer. En küçüğümüz tilki olduğuna göre tavşan da onun hakkıdır” der.

Bu paylaştırma karşısında aslan kızar ve kükrer:

“Ben bu paylaştırmanı iyi anlamadım, bir daha söyle bakalım ne dedin, şöyle bir yaklaş bakalım” diyerek bir pençe vurup kurdu parçalar. Sonra da tilkiye dönerek:

“Ey tilki bu avları sen adaletli bir şekilde paylaştır bakalım” der.

Tilki kurnaz, önce aslanın önünde yerlere kadar eğildikten sonra;

“Bu yaban........

© Türkiye


Get it on Google Play