Vedadan aylar sonra serçe yine yollara düştü. Hava çok soğuktu, çok üşümüştü. Gül ise serçenin hasretinden yapraklarını dökmüştü. Sonunda kavuştular. Gül tebessüm etti, sıcacık bakışıyla ısıttı serçenin titreyen kalbini. Serçe sımsıkı sarıldı gülün dalına; özledim seni, dedi.

Gül: “Sensiz geçmiyor zaman, gitmesen hep yanımda olsan.”

Serçe: “Gelirkenki sevincim giderken hüzne döner; bu kalbim hep seni özler.

Zaman çok çabuk geçmiş, ayrılık vakti gelmişti. Serçe uçarken “dönüp seni görmek için gelirim” dedi. Gül sessizce boynunu büktü.

.....

Kış bitmiş bahar gelmiş, serçe görünmemişti. Aylar geçmiş, mevsim yaza dönmüştü. Gül hep serçeyi bekledi, ümitle. Bir gün serçe “geleceğim” diye haber yolladı güle. Kavuşma vaktiydi artık, serçe bıkmadan kanat çırptı uçtu semalara. Gülü görecekti son bir kez de olsa. Geldi serçe, yorgun kondu gülün dalına. Gül durgundu, serçe suskun. Sordu “niçin böyle geciktin?” serçe cevap veremedi. Serçe gülü üzmek istemiyordu. Artık veda vakti gelmişti.

Serçe: “Senin dalın bülbüle ait, benim yerimse kıraç topraklar. Bana soruyorlar; gül bahçesinde ne işin var?”

Gül: “Kollarımı açtım sana, gel gitme hep kal burada. Senin yerin benim dalım; ben sana sevgiyle bakarım.”

Ancak ne söylense de serçe veda ediyordu. Baktı Gül’e hayranlıkla, mis kokusunu çekti içine.

“Doyamadım güleç yüzüne, bu ayrılık çok zor bana."

“Bırakma beni, gitme, kal burada!”

Serçe açıp kanatlarını uçup gitti uzaklara. Gül dalına öylesine konmuştu serçe; ne bilirdi gülü bu kadar çok seveceğini. Şefkatle açmıştı kollarını, gül; ne bilirdi ümitsiz bir aşka tutulacağını. Kavuşmaları imkânsızdı. Gül boynu bükük, solgun. Serçe kanadı kırık, suskun. Gül bülbülle serçe hoyrat rüzgârla baş başa kalmıştı yine...

Rumuz: "Gölge"

ŞİİR

Dünyaya ve Filistin'e

Şu fâni dünya gayet fenaya gitti,

Ümmeti Muhammed sırayla bitti.

Ey zulmeti âlem bu kadar yetti.

Artık gelmedi mi birlik zamanı?

Zalimler daima yoldan azıyor,

Hakkın kitabına hile diziyor,

Nice belalara maruz kalıyor,

Ya Rab gelmedi mi birlik zamanı?

Bu davranışları olur sonları.

Filistin'in yerde kalmaz ahları.

Mevlâ’m rezil etmedi mi onları?

Ya Rab gelmedi mi birlik zamanı?

Filistin’in ahı arşa dayandı.

Ne körpe çocuklar kana boyandı.

İnsan olanların yüreği yandı.

Ya Rab gelmedi mi birlik zamanı?

Filistin halkına bomba yağıyor,

Evler harap, canlar telef oluyor,

Bunu duyan bütün dünya uyuyor,

Rabbim gelmedi birlik zamanı?

Böyle zulmü insan olan yapamaz!

Çoluk çocuk sivillere saldıramaz!

Sonra dönüp ben haklıyım diyemez!

Ya Rab gelmedi mi birlik zamanı?

Sürmeneli Şair Deli Fahri

SAĞLIK OLSUN

Fibromiyalji nedir?

Halk arasında kas romatizması ya da yumuşak doku romatizması olarak bilinen fibromiyalji sanılanın aksine psikiyatrik bir bozukluk ya da sakat bırakan bir hastalık değildir. Fibromiyalji temel bulguları yaygın vücut ağrısı, yorgunluk, hâlsizlik olan ve hayat kalitesini bozan kronik bir durumdur. Halk arasında kas romatizması, yumuşak doku romatizması olarak da bilinir. Ağrı genellikle boyun ve omuz bölgesinden başlayarak yaygın hâle gelir. Ağrı çeşitli bölgelerde (hassas noktalar) belli bir kuvvetle dokunmakla daha fazla hissedilebilir. Ağrı; kemirme, yanma, ezilme şeklinde hissedilebilir. Ağrının hissedilme derecesi kişiden kişiye ve dönemlere göre değişiklik gösterebilir. Hastalarda ağrıya ek olarak yorgunluk, hâlsizlik, uyku bozukluğu, baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, ellerde-ayaklarda ağrı ve şişlik hissi, sindirim ve boşaltım sistem ile ilgili sorunlar görülebilir. [www.turkiyehastanesi.com]

QOSHE - Gül ile serçe -2 - Yetenekli Kalemler
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gül ile serçe -2

7 1
08.02.2024

Vedadan aylar sonra serçe yine yollara düştü. Hava çok soğuktu, çok üşümüştü. Gül ise serçenin hasretinden yapraklarını dökmüştü. Sonunda kavuştular. Gül tebessüm etti, sıcacık bakışıyla ısıttı serçenin titreyen kalbini. Serçe sımsıkı sarıldı gülün dalına; özledim seni, dedi.

Gül: “Sensiz geçmiyor zaman, gitmesen hep yanımda olsan.”

Serçe: “Gelirkenki sevincim giderken hüzne döner; bu kalbim hep seni özler.

Zaman çok çabuk geçmiş, ayrılık vakti gelmişti. Serçe uçarken “dönüp seni görmek için gelirim” dedi. Gül sessizce boynunu büktü.

.....

Kış bitmiş bahar gelmiş, serçe görünmemişti. Aylar geçmiş, mevsim yaza dönmüştü. Gül hep serçeyi bekledi, ümitle. Bir gün serçe “geleceğim” diye haber yolladı güle. Kavuşma vaktiydi artık, serçe bıkmadan kanat çırptı uçtu semalara. Gülü görecekti son bir kez de olsa. Geldi serçe, yorgun kondu gülün dalına. Gül durgundu, serçe suskun. Sordu “niçin böyle geciktin?” serçe cevap veremedi. Serçe gülü üzmek istemiyordu. Artık veda vakti gelmişti.

Serçe: “Senin dalın bülbüle ait, benim yerimse kıraç topraklar. Bana soruyorlar; gül bahçesinde ne işin var?”

Gül: “Kollarımı açtım sana, gel gitme hep kal burada. Senin yerin benim dalım; ben sana........

© Türkiye


Get it on Google Play