İlim rütbesi, rütbelerin en yücesidir. İlim her şeyin başıdır, temelidir. Kur’ân-ı kerimde “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?” buyurulur. İlk İslamî eserlerimizden Atabetü’l Hakayık’ta Edip Ahmet Yüknekî de cahillerin "yaşayan ölüler", âlimlerin ise öldükten sonra bile diri olduklarını ifade eder. Ancak kadim eserlerimizde âlim, yalnızca bilgi sahibi olana değil, ilmiyle amil (amel eden), irfan sahibi insanlara denilirdi. Şimdilerde maalesef ne âlim ne de âmil (ilmini yaşayan) kaldı. İrfan ehli nerede? İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli fark, ilim ve ahlaktır. Ahlak, ilmin insan hayatına tatbikidir. Bu ikisinden mahrum olan insanlar, tarih boyunca medeni olamamış, vahşi, ilkel ve sefil bir hayat sürmüşlerdir. Nitekim İslam âlimleri buyurur ki: “İnsanlar helak oldu, âlimler kurtuldu. Âlimler de helâk oldu, âmiller kurtuldu. Âmiller de helâk oldu, muhlisler kurtuldu.” İlmini hayatına tatbik eden ve bunu bir menfaat için değil, Allah rızası için yapan gönül ve irfan ehli kurtuldu. Cahiller, öğrendiklerini yaşantısına uygulamayanlar, menfaat ve gösteriş için yapanlar ise iki cihanda da mahvoldu. Hacı Bektaş-ı Veli hazretleri Makâlât isimli eserinde: “Şeriat makamlarının birinci makamı iman, ikinci makamı ilimdir” der. İmanı koruyan muhafızların başında ilim gelir. Ona göre, ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. Bir kimsede ilim olmaz ise, Hak’tan yana yol bulamaz. İlmin yeri ise göğüstür. Göğüs ise, gönlün bulunduğu yerdir, yani kalptir. Buna göre ilim, bir ezber değil, insanın içini ve yolunu aydınlatan bir ışıktır. Hazreti Ali efendimiz ise “İlmin nakili çoktur, lakin âmili azdır" buyurur. Evet ilim her şeyin başıdır, ilim olmadan hiçbir şey olmaz, lakin maksat ezberlemek değil, yapmak, öğrendiği ilmi hayatına uygulamak onu yaşamaktır. Asıl maksat Hakk’ı tanımak ve her iki dünya hayatını güzelleştirmek ve insana iki cihan saadetini temin etmektir. Ancak uygulamadıkça, tatbik etmedikçe, yaşamadıkça ilim gereksiz bir yüke, sahibi de hamala dönüşür. İdris İspiroğlu ŞİİR Şiir anlattı Kalbin gözü görmeyince Arasam bulamıyorum Gönlün bana akmayınca Gülüp oynayamıyorum. Gülüşünde sevgi vardı, Sevincinden duramazdın, Sözlerinde aşkın vardı, Sanki göklerde uçardın. Gözlerin gülümsedikçe Coşardı parlayan yüzün Dudağında adım hece Renklenirdi gece düşün. Ne kalemler yazabildi, Ne de tümceler anlattı, Noktalar sanki bilmezdi, Öykünü şiir anlattı. Öykünme delişmen çocuk, Sık sık değişkenlik yapma, Gir kalbime sımsıcacık Güvende ol, panik yapma. Bir bahane bulma bana Sevgi ser kalbe, sevindir! Koş gel hasretle yanıma Sevdiğin artık senindir. Halil Şahin (76 Yaşında Emekli Eğitim Müfettişi) Dikili-İzmir ESKİMEZ KELİMELER KADİM: Çok eski zamanda var olmuş veya eskiden beri var olan; bayrı. AMİL: Etken. MAHRUM: Yoksun. MUHLİS: Dostluğunda ve inançlarında içten olan. NÂKİL: (a harfi uzun okunur) 1. Taşıyan, aktaran, geçiren. 2. Anlatan, hikâye eden. 3. (sıfat) eskimiş, (fizikte) iletken. MAKSAT: Amaç, gaye. TEMİN: 1. Korkusunu giderme, inanç verme. 2. Sağlama, elde etme. 3. Gerçekleştirme, tatbik etme. KELAM: 1. Söz 2. Söyleyiş biçimi. 3. İnançta başta Allah’ın varlığı, birliği, peygamberlik ve ahiret olmak üzere İslamiyet'in ana ilkelerini konu edinen bilim. MÜTEKELLİM: 1. Söyleyen, konuşan. 2. Dil bilgisinde teklik, birinci kişi. SAMİİN: 1. İşitenler. 2. Dinleyenler, dinleyiciler.

QOSHE - İlim, kuru bilgi değildir-1 - Yetenekli Kalemler
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İlim, kuru bilgi değildir-1

15 1
24.03.2024

İlim rütbesi, rütbelerin en yücesidir. İlim her şeyin başıdır, temelidir. Kur’ân-ı kerimde “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?” buyurulur. İlk İslamî eserlerimizden Atabetü’l Hakayık’ta Edip Ahmet Yüknekî de cahillerin "yaşayan ölüler", âlimlerin ise öldükten sonra bile diri olduklarını ifade eder. Ancak kadim eserlerimizde âlim, yalnızca bilgi sahibi olana değil, ilmiyle amil (amel eden), irfan sahibi insanlara denilirdi. Şimdilerde maalesef ne âlim ne de âmil (ilmini yaşayan) kaldı. İrfan ehli nerede? İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli fark, ilim ve ahlaktır. Ahlak, ilmin insan hayatına tatbikidir. Bu ikisinden mahrum olan insanlar, tarih boyunca medeni olamamış, vahşi, ilkel ve sefil bir hayat sürmüşlerdir. Nitekim İslam âlimleri buyurur ki: “İnsanlar helak oldu, âlimler kurtuldu. Âlimler de helâk oldu, âmiller kurtuldu. Âmiller de helâk oldu, muhlisler kurtuldu.” İlmini hayatına tatbik eden ve bunu bir menfaat için değil, Allah rızası için yapan gönül ve irfan ehli kurtuldu. Cahiller, öğrendiklerini yaşantısına uygulamayanlar, menfaat ve gösteriş için yapanlar ise iki cihanda da mahvoldu. Hacı Bektaş-ı Veli hazretleri........

© Türkiye


Get it on Google Play