Ocak ayını bitirdiğimiz şu günlerde yeni nesil kuşaklara gençlere veya ilgilenen okuyucularımıza bazı hatırlatmalar yapalım. Aslında gereksiz gibi zannedilir ama bunlar gerçekten insana hayati bilgiler vermektedir.

Bakın şimdi eski usule göre mevsimleri, ayları geceleri gündüzleri vb. bir hatırlayalım.

Mesela “Erbain” bitti ve “hamsin” başladı. Ne demek bu? Eski halk takvimine göre bir yıl yaz ve kıştan ibaret olup yılın yarısı yaz yarısı kıştır.

Tabii küresel ısınma söylemlerinin ayyuka çıktığı algı mı değil mi henüz ispat da edilemediği şu dönemlerde artık mevsim geçişleri kalmadığından eski halkımız bu konularda daha şuurlu daha konulara hâkim daha bilgili imiş.

Bakın bir yılı yani 365 günü kasım (Arapça bölen) ikiye böler. Kasım kıştır ve 179 gün devam eder. Hızır ise yazdır ve 186 gün sürer.

Kasımın 46'sında “40 gün” anlamına gelen 'erbain’, 86’sında da “50 gün” anlamına gelen 'hamsin' dönemlerine girilir. Böylece kışın en soğuk günlerinin yaşandığı 90 günlük süre geçmiş olur. Kasımın 100. günü tamamlanınca zorlu kış günleri tamamlandığından “Geldik yüze, çıktık düze” diyerek sevinilir. Kasımdan hızıra geçilirken (yani o hesaba göre kış döneminden yaz dönemine geçilirken) havanın suyun ve toprağın kademeli olarak ısınması halk takviminde “cemre” olarak adlandırılır. Cemre, Arapça "kor durumunda ateş" demektir. Evlerinde bu bilgileri veren takvime sahip olanlar bunları takip edebilirler. Bu takvimler dünyamızın hareketlerine bağlı olarak her yıl belli günlerde tekrarlanan gözlemlere dayalı olarak yılların birikimi ile belirlenmiş iklim olaylarını yansıtır. Tabii gazete dahi okumayan nesil nereden gelip nereye gittiğinin farkına varır ve araştırır ise öğrenecektir. Sevindirici olan ise şuurlu bir gençliğin bu konularda öylesine değil derinlemesine bilgi sahibi olmaya çalışmasıdır. Ne güzel...

Erol Bağlı

ŞİİR

Çıtır simitler

Dizilmişler, halka halka; çerezle,

Susamla bezenmiş, tatlı pekmezle!

Uzat elini, al, narin, sessizce!

Bizi davet eder, çıtır simitler!

Ekmeğimiz kadar para etseler,

Ağız tadımızla yenebilseler!..

Şöyle yanında da bir çay verseler!

Bizi davet eder, çıtır simitler!

Elde, tavşan kanı çay, el yakıyor!

Vapuru seğirtip martı geçiyor!

Diğer elim ona simit atıyor!

Bizi davet eder, çıtır simitler!

En son vardığımda simit almaya

Ismarladım, Rabbim için onlara

Peynirli simidin baktım tadına!

Bizi davet eder, çıtır simitler!

Hayaller kurarız, taşırız ümit;

Hele bir de dosttan ikramsa simit;

Dünyalar bizim olur keyfe değme git!

Bizi davet eder, çıtır simitler!

Rıdvan Üzel

SAĞLIK OLSUN

Nöropatik ağrılar

İster tek bir yerde (mono) ister birden fazla yerde (poli) yaşansa da bunun sebebini net bir şekilde söyleyebilmek mümkün değildir. Çünkü nöropati vücuttaki bütün sinirleri kapsamaktadır. Aynı zamanda vücuttaki bu sinirler, vücutta kendi kendini de yenileyebilen fonksiyonel canlı bir network ağı gibidir. Bu sistem beyin ve omurilik arasında bulunan nöron yani sinir hücreleri ve nöronlara ait sinir liflerini içeren demetlerden meydana gelen çok karmaşık ama bir o kadar da mükemmel bir iletişim ağıdır. Sinir sistemindeki bu ağrıların sinir hücrelerinde birçok sebebe bağlı olarak yıpranma, iltihaplanma veya -bizim anlayacağımız şekliyle- oksitlenme sebebiyle meydana geldiği söylenebilir.

Şöyle ki birçok etkene bağlı olarak sinir hattının -bir kablo gibi- önce dış muhafazanın ezilme, yıpranma, kopma, yırtılma vb. gibi sebeplerle koruyucu özelliğini yitirmesi ve sinir hücrelerin kısa devre yaparak akım (ileti) kaybı yaşanabilmesi olarak değerlendirilebilir.

QOSHE - Kasım ve hızır... - Yetenekli Kalemler
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kasım ve hızır...

11 36
01.02.2024

Ocak ayını bitirdiğimiz şu günlerde yeni nesil kuşaklara gençlere veya ilgilenen okuyucularımıza bazı hatırlatmalar yapalım. Aslında gereksiz gibi zannedilir ama bunlar gerçekten insana hayati bilgiler vermektedir.

Bakın şimdi eski usule göre mevsimleri, ayları geceleri gündüzleri vb. bir hatırlayalım.

Mesela “Erbain” bitti ve “hamsin” başladı. Ne demek bu? Eski halk takvimine göre bir yıl yaz ve kıştan ibaret olup yılın yarısı yaz yarısı kıştır.

Tabii küresel ısınma söylemlerinin ayyuka çıktığı algı mı değil mi henüz ispat da edilemediği şu dönemlerde artık mevsim geçişleri kalmadığından eski halkımız bu konularda daha şuurlu daha konulara hâkim daha bilgili imiş.

Bakın bir yılı yani 365 günü kasım (Arapça bölen) ikiye böler. Kasım kıştır ve 179 gün devam eder. Hızır ise yazdır ve 186 gün sürer.

Kasımın 46'sında “40 gün” anlamına gelen 'erbain’, 86’sında da “50 gün” anlamına gelen 'hamsin' dönemlerine girilir. Böylece kışın en soğuk günlerinin yaşandığı 90 günlük süre geçmiş olur. Kasımın 100. günü tamamlanınca zorlu kış günleri tamamlandığından “Geldik yüze, çıktık düze” diyerek sevinilir. Kasımdan hızıra geçilirken (yani o hesaba göre kış döneminden yaz dönemine........

© Türkiye


Get it on Google Play