31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri yapıldı. Sonuçları itibariyle üzerine çokça duracağımız tarihi bir seçim yaşadık. Sandıktan çıkan sonuçlar en fazla muhalif kesimleri şaşkına uğrattı. Her seçim sonrasında Türkiye’de seçim güvenliği yok, oylarımız çalındı diye yaygara koparmayı, milleti aşağılayıp, tehditler ve hakaretler yağdırmayı alışkanlık haline getirmişlerdi. Bu sefer sessizliğe gömüldüler, gelişmeler demokratik olgunlukla karşıladı.

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Başarısız bir muhalefetin seçim kazanmasını başarı diye sunmak yeni başarısızlıklara ön açmak olur. Burada bize düşen sorumluluk gerçekleri perdelemeden çıkarılacak dersler, ivedilikle atılması gereken adımlar ve geleceğe yönelik stratejik planlar üzerinden değerlendirmeler yapmaktır.

Dostoyevski’den alıntı bir söz var; “ya hatalarınla yüzleşir ya hatalarınla yüzsüzleşirsin.” Türkiye siyasetini kilitleyen bütün mesele bu anlamlı sözün etrafında şekilleniyor. Yine bir seçim yine alınmayacak dersler yine kısır döngü halinde devam edecek siyasi sorunlar. Artık bir şeyleri değiştirmenin vakti gelmedi mi?

Millet, beş yıl boyunca görev üstlenecek yerel yöneticilerini seçmek için sandık başına gittiğinde, 22 yıldır yerelden genele iktidara taşıdığı AK Parti hükümetine sert bir ihtar çekti. Millet genel seçimlerde muhalefete güven duymadığı için risk almamış, tepkisini yerel seçimlere ertelemişti. Bu tepkisel durum aynı zamanda 2028 genel seçimlerine yönelik son uyarı niteliği taşımaktadır. Seçimin galibi CHP’ye emaneten verilmiş tepki oylarıdır.

Ana muhalefet partisi CHP, sandıktan çıkan bu sonucu kendi başarısı olarak görürse yanılgıya uğrar ancak önlerine çıkan bu tarihi fırsatı doğru okur, halkın yararına yönelik kullanırsa siyaseten kendini kanıtlama şansı elde etmiş olur. CHP ve muhalif kesim, 2019 mahalli idareler seçimleri sonuçlarını baz alıp dört yıl boyunca genel seçim zaferi hayali kurdu. 14 Mayıs 2023’de hayalleri suya düştü. Yine aynı hayale kapılır aynı şekilde devam ederlerse sonuç değişmez.

AK Parti belediyecilik anlamında başarısını kanıtlamış bir siyasi parti. Bu anlamda hakkını teslim etmek gerekir. Burada 22 yılın birikimi ile ortaya çıkan bir patlama söz konusu. 2019’da dokuz, 2023’de sekiz puan oyları düşen AK Parti seçmenine başka bir çare bırakmadı. Siyasete bir reset çekildi. İktidara merkezi idare, muhalefete yerel yönetimler verildi. Dört yıl sonra tekrar seçim var. Her şey iktidarın ve muhalefetin önümüzdeki dört yılı nasıl değerlendireceğine bağlı…

Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde kesintisiz 22 yıldır iktidara gelen AK Parti (doğru ve yanlışlarıyla) devrim diyebileceğimiz bir dönemi geride bıraktı. Bu yüz yıllık Türkiye tarihinin son 22 yılı demek. Uzun bir süre. 22 yılın ortalamasına baktığımızda yanlışların doğruları götürdüğü bir tablo karşımıza çıkıyor...

Cumhurbaşkanı Erdoğan her seçim sonrası olduğu gibi bu seçim sonrası da sağduyulu bir şekilde kamuoyuna seslendi; “Milletimizin sandıkta verdiği mesajları en isabetli, en objektif bir şekilde akıl ve vicdan terazimizde tartarak, gerekli adımları mutlaka atacağız. Bunun için önümüzde yaklaşık 4-5 yıllık bir süre var. Bu süre zarfında yanlışımızı düzelteceğiz. Eksiklerimizi muhakkak tamamlayacağız. Doğrularımızın sayısını artıracağız. Bir sonraki seçimlere kadar olan dönemi, her açıdan kendimizi yenilediğimiz, hatalarımızı telafi ettiğimiz kapsamlı bir muhasebe zeminine oturtacağız” dedi. Umut verici, yerinde ifadeler…

Güç zehirlenmesi özellikle yöneticilerde ve liderlerde yaygın olan bir hastalıktır. Bu hastalığa kapılmak istemeyen yöneticiler ve liderler Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç’in şu sözlerini hep aklında tutmalı. “İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin. Kibirli olmayın, kendini beğenmişlik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri almayın, güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun. Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur. Her iktidar geçicidir ve herkes, er veya geç, önce milletin ve nihayet Allah’ın önünde hesap verecektir.”

Demokrasilerde saldıkla gelen sandıkla gider. Makamlar gelip geçici, insanlar ölümlü, hayat bir imtihandır. Bu dünyaya gelmek var kalmak var gitmek var, güzel gidebilmek…

QOSHE - “Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur” - Hacer Haniç
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur”

15 0
03.04.2024

31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri yapıldı. Sonuçları itibariyle üzerine çokça duracağımız tarihi bir seçim yaşadık. Sandıktan çıkan sonuçlar en fazla muhalif kesimleri şaşkına uğrattı. Her seçim sonrasında Türkiye’de seçim güvenliği yok, oylarımız çalındı diye yaygara koparmayı, milleti aşağılayıp, tehditler ve hakaretler yağdırmayı alışkanlık haline getirmişlerdi. Bu sefer sessizliğe gömüldüler, gelişmeler demokratik olgunlukla karşıladı.

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Başarısız bir muhalefetin seçim kazanmasını başarı diye sunmak yeni başarısızlıklara ön açmak olur. Burada bize düşen sorumluluk gerçekleri perdelemeden çıkarılacak dersler, ivedilikle atılması gereken adımlar ve geleceğe yönelik stratejik planlar üzerinden değerlendirmeler yapmaktır.

Dostoyevski’den alıntı bir söz var; “ya hatalarınla yüzleşir ya hatalarınla yüzsüzleşirsin.” Türkiye siyasetini kilitleyen bütün mesele bu anlamlı sözün etrafında şekilleniyor. Yine bir seçim yine alınmayacak dersler yine kısır döngü halinde devam edecek siyasi sorunlar. Artık bir şeyleri değiştirmenin vakti gelmedi mi?

Millet, beş yıl boyunca görev üstlenecek yerel yöneticilerini seçmek için sandık başına gittiğinde, 22 yıldır yerelden genele iktidara taşıdığı AK Parti hükümetine sert bir ihtar çekti. Millet genel seçimlerde muhalefete güven duymadığı için risk almamış, tepkisini yerel seçimlere........

© tv100


Get it on Google Play