Mübarek Ramazan ayı o (sayılı günler)seçim gündemiyle bitti. Ramazan ayı içerisindeyiz, daha sakin daha duyarlı daha anlayışlı bir ortamda seçim süreci geçiririz demiştim. Öyle olmadı, yine her zamanki gibi siyasi nezaketten uzak, etik kuralların dışında kalmayı kendisine rehber edinmiş kişilerle karşılaştık.

1994 yılından bu yana yerel yönetimlere damgasını vurmuş AK Parti siyaseti bu yerel seçimlerde Türkiye genelinde ikinci sıraya geriledi. Ana muhalefet partisi CHP birinci sıraya yükseldi. CHP başarılı olduğu için mi birinci sıraya yükseldi? Bu soruya evet cevabını vermek mümkün mü? Elbette değil. Başarısız bir muhalefetin seçim başarısından bahsediyoruz. Hepsi bu…

Türkiye’nin en büyük sorunu muhalefet sorunudur. AK Parti iktidarı yanlışıyla, doğrusuyla 22 yılı geride bıraktı. Doğru yaptığı şeyler de oldu, çok yanlış yaptığı şeyler de. Seçim dönemlerinde sırf daha fazla oy alabilmek için şikâyet ettiği, eleştirdiği konulara çözüm önerisi sunamayan, siyaset üretemeyen, karşı çıkılması ve engellenmesi gereken yanlışları kendi bünyesinde fazlasıyla barındıran, yani kendinde oldurmak istediğini başkasında kınayan, etkisiz, güven vermeyen muhalefetin varlığından söz ediyoruz. Seçim başarısı olsa ne olmasa ne, kime ne fayda…

Gerçek bir muhalefet için iktidar ve muhalefet arasındaki diyalektik önemlidir. İktidarı ele geçirme niyetiyle koşulsuz şartsız, iktidara saldıran, her şeye karşı çıkan muhalefet pseudo(sahte) muhalefettir. Sahte muhalefeti, kendi iktidarını ayakta tutmak için geçici bir araç olarak kullanmakta iktidarların işine gelir…

Kendinde olanı başkasında kınamanın kısır döngü halinde muhalefet zannedildiği bir siyaset ortamında hiçbir gelişme kaydedilemez. Kalkınmanın, huzurun, refahın, adil bir düzenle yönetilmenin ancak hayalini kurarız. Muhalefetsiz yönetilen bir ülkede iktidarlar körleşir, yozlaşır, kontrolsüz güce ve tahakküme dönüşür. Bu durumda Türkiye’nin öncelikle sahici bir muhalefete ihtiyacı var…

CHP zafer sarhoşluğuna erken kapıldı. Güç zehirlemesi yaşıyor. Dün bir, bugün iki iftiralar, mesnetsiz saldırılar, itibar suikastları başladı. AK Parti'den, CHP'ye geçen İstanbul Sancaktepe Belediyesiyle ilgili ortaya atılan “jakuzi” iddiaları muhalif kesimin zorbalığını gözler önüne serdi. Sancaktepe Belediyesi’nin makam katında jakuzi rezaleti manşeti ile internetten kopyalama görsellerle, yalan algı ve ahlak dışı yöntemlerle siyasette, medyada rol oynayan koca koca adamlar, sözde kadın hakları savunuculuğuna soyunan kadınlar, troller hep bir elden Şeyma Döğücü’yü hedefe koydu.

AK Parti siyasetinin içinde mütevazı ve mücadeleci hayat tarzıyla tanıdığım Şeyma Döğücü, 2019’da Sancaktepe belediye başkanı seçilerek İstanbul’un 39 ilçesinin tek kadın belediye başkanı oldu. 2017’de tamamlanan Sancaktepe belediye binasında görevinin başına geçti.

Çalışmalarını ve gayretlerini yakından takip ettiğim, projeleri ve programları ile Sancaktepe’ye büyük değer katan Şeyma Döğücü verimli ve başarılı bir hizmet dönemi geçirdi. Bir dönem daha görev yapma şansı olsaydı, Sancaktepe çok daha iyi noktalara gelebilirdi…

Şeyma Döğücü 2019’da seçildiği zaman Sancaktepe Belediyesi’nin başkanlık konutuna yerleşmeyi tercih etmedi. Verdiği kreş sözünün ilkini yerine getirdi ve bahçeli, müstakil villa şeklinde yapılan başkanlık konutunu kreşe dönüştürdü. Sonrasında birçok kreş daha açtı. Şeyma Döğücü, lüks ve şatafat derdine düşen birisi hiç olmadı. Çocukların, gençlerin ve kadınların sevdiği, bağrına bastığı Şeyma başkanı erkek egemen bir siyaset anlayışının hâkimiyet kurmak istediği Sancaktepe’de zoru başardı.

Kötülüklere alabildiğine pervasızca dalan ve kendilerini uyanık görerek başarıya ulaştırdığını sananların, merhametsiz hırslara, kahredici zanlara sürüklenerek, emanete ihanet etme gafletine düşenlerin, kul hakkına giren, menfaatin kulu olmuş zavallıların fitne ve şerrinden Allah cümlemizi korusun.

Ramazan ayının manevi terbiyesini her halimizle hissetmeye ve yaşamaya muvaffak olacağımız nice ramazanlara, onurlu ve gıpta edilecek başarılarla nice bayramlara erişmek umuduyla güzel ülkeme, Âlem-i İslam’a hayırlı bayramlar diliyorum…

QOSHE - Zorbalık! - Hacer Haniç
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Zorbalık!

19 0
10.04.2024

Mübarek Ramazan ayı o (sayılı günler)seçim gündemiyle bitti. Ramazan ayı içerisindeyiz, daha sakin daha duyarlı daha anlayışlı bir ortamda seçim süreci geçiririz demiştim. Öyle olmadı, yine her zamanki gibi siyasi nezaketten uzak, etik kuralların dışında kalmayı kendisine rehber edinmiş kişilerle karşılaştık.

1994 yılından bu yana yerel yönetimlere damgasını vurmuş AK Parti siyaseti bu yerel seçimlerde Türkiye genelinde ikinci sıraya geriledi. Ana muhalefet partisi CHP birinci sıraya yükseldi. CHP başarılı olduğu için mi birinci sıraya yükseldi? Bu soruya evet cevabını vermek mümkün mü? Elbette değil. Başarısız bir muhalefetin seçim başarısından bahsediyoruz. Hepsi bu…

Türkiye’nin en büyük sorunu muhalefet sorunudur. AK Parti iktidarı yanlışıyla, doğrusuyla 22 yılı geride bıraktı. Doğru yaptığı şeyler de oldu, çok yanlış yaptığı şeyler de. Seçim dönemlerinde sırf daha fazla oy alabilmek için şikâyet ettiği, eleştirdiği konulara çözüm önerisi sunamayan, siyaset üretemeyen, karşı çıkılması ve engellenmesi gereken yanlışları kendi bünyesinde fazlasıyla barındıran, yani kendinde oldurmak istediğini başkasında kınayan, etkisiz, güven vermeyen muhalefetin varlığından söz ediyoruz. Seçim başarısı olsa ne olmasa ne, kime ne fayda…

Gerçek bir muhalefet için iktidar ve muhalefet arasındaki diyalektik önemlidir. İktidarı ele geçirme niyetiyle koşulsuz şartsız,........

© tv100


Get it on Google Play