Ana haber bülteninde Yunanistan'ın Türkiye'yi tehdit ettiği ve Yunan ordusunun Lozan antlaşmasına aykırı bir şekilde silah ve asker çıkarttığı haberine benzer artık Türkiye ile “Fark açılıyor” diye bir habere denk geldim.

Birden bire kahkahalarla gülmeye başladım.

Çünkü;
Başta Sözcü gazetesi, Yeniçağ gazetesi ve Oda TV olmak üzere onlarca gazeteci tam 5 yıldır burnumuzun dibindeki adalara hem de papazlar eşliğinde asker ve silah çıkartıldığını yazdı, fotoğraflarını yayınladı.

Ne iktidar ne de iktidar yanlısı gazeteciler Yunanistan'ın adaları gözümüzün içine baka baka işgalini kabul etmedi.

Geriden gelmek.

Gerçekleri görmemek.

Sözden ziyade;

İktidarın ve iktidar yandaşların öteden beri edindiği bir tutum.

Gericiler.

Hatırlayın, demin bahsi geçen gazeteler, hatta son anda iktidarın yanında görünen Kadir Mısıroğlu FETÖnün ne kadar tehlikeli ve alçak olduğunu söylerken, kalın kalın kitaplar yazarken, bazıları kabul etmemiş, hoCIAmıza laf söyletmeyiz diyerek karşı çıkmıştır. Yıllar sonra gerçekler (aslında o gerçekler hep ortadaydı) ortaya çıkmış, iki yüz elli insan şehit olmuştur.

Yine aynı şekilde bazıları sözde Ergenekon, Balyoz davalarını alkışlamış demin bahsi geçen çevreler ise bu davaların Türk ordusunu bitirme davaları olduğunu söylemiştir. Sonuçta yine onların dedikleri doğru çıkmıştır.

Umulur ki verdiğim iki örnekteki gibi, Yunanistan'ın adalara cephane sevk etmesi konusunda geç kalınmış olmaz.

Zira geç kalmanın, görmemenin, inatlaşmanın bedelini bu ülkenin insanları ödeyecektir.

Bazıları FETÖ'ye hoCIA derken birileri tıpkı benim gibi onun cani ve katil olduğunu söyledi.

Bazıları FETÖ'ye evliya derken birileri yine benim gibi şeytan dedi.

Bu uyarılara zamanında kulak verilseydi acaba o gece şehit olan 250 kişi bugün aramızda olabilir miydi?

Beş yıl önce Yunanistan'ın adalarımıza çıkışına müdahale edilseydi bugün de acaba Yunanistan ve Rumlarla petrol aranması hususunda bir sorunumuz olmayabilir miydi?

Bir ihmal yüzünden bir vatandaşın bir askerin burnu neden kanasın ki?

Şu anda Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin güneyinde savaş jetleri uçurmakla olmaz. Başkent Nicosia’yı acil ve ivedi tarihten silmek için Havadan ve denizden kuşatıp cehenneme çevirme vakti gelmiştir.

Yıldırımlar yaratan kahraman bir ırkın ahfadı nesline yakışan da budur. Barış istiyorsan savaşa hazır ol; Ya Kızılelma ya da Rezilelma iki seçenek var. Başka şans yok.