Barış Doster yazdı…
İsrail’in Gazze’deki vahşeti sürüyor. 7 Ekim’den bu yana yaşananlar, İsrail vahşetini ve saldırganlığını durdurmanın çok zor olduğunu ortaya koyuyor. Batıda, İsrail’e karşı oluşan tepki, yapılan gösteriler, halkta biriken öfke, ülkelerin yönetimlerinin, iktidarlarının, siyasetçilerinin tavrında büyük bir değişikliğe yol açmadı. Yaşananlar şu gerçekleri de gösterdi.
Birincisi, İsrail; Hamas’ı tamamen yense bile (ki çok zor, İsrail vahşeti, Hamas’ın tabanını güçlendiriyor), Hamas’ın yerini başka bir örgütün alması kaçınılmazdır. Bunu İsrail de biliyor. Çünkü Hamas, Filistin’in, Gazze’nin bir gerçeğidir. Ciddi bir toplumsal tabanı, halk desteği, örgütlü gücü vardır.
İkincisi, İsrail; Filistin’e, Gazze’ye geçmişte Hamas yokken de saldırdı. O nedenle saldırılarında, Hamas’ı bahane etmesi, gerekçe göstermesi inandırıcı değildir.
Üçüncüsü, İsrail; sürekli olarak Filistin topraklarını işgal ederek, işgal ettiği topraklarda yerleşim birimleri kurarak, Filistin topraklarında kalıcı olmak istediğini gösterdi. Batı Şeria’yı, Gazze’yi, Doğu Kudüs’ü, Golan Tepelerini işgal eden İsrail’e karşı BM; karar almak, açıklama yapmak dışında adım atamadı. İsrail, BM kararlarını hiç tanımadı. Yakın gelecekte de işgal ettiği topraklardan çekileceğine ilişkin işaret yok.
Dördüncüsü, İsrail’in arkasında büyük bir sermaye gücü, tüm dünyada etkili bir diaspora, Yahudi lobisi, sınırsız bir ABD, İngiltere ve batı desteği var.
Beşincisi, Arap dünyasının, İslam aleminin dağınıklığı, güçsüzlüğü, etkisizliği, Filistin sorunu gibi en haklı, en meşru konuda bile birlikte tavır alamaması, birlik olamaması, İsrail’in elini güçlendiriyor.
Altıncısı, İsrail’in Gazze’yle yetineceğini düşünmek yanlıştır. Geçmişte olduğu gibi, bundan sonra da hep daha fazlasını isteyecektir. İşgal ettiği Golan tepelerini Suriye’ye geri vermeyecek, Filistin’de iki devletli çözümü kabul etmeyecektir. BM’nin konuyla ilgili 29 Kasım 1947 tarihli 181 sayılı kararını, 11 Aralık 1948 tarihli 194 sayılı kararını ve sonraki kararlarını, İsrail’in kabul edeceğini düşünmek, gerçekçi değildir.
Yedincisi, Filistin’de El Fetih ve Hamas arasında bölünmüş siyasal yapı, direnişi zayıflatmakta, dolayısıyla da İsrail’in elini güçlendirmektedir.
Sekizincisi, İsrail vahşetine karşı yapılan zirveler, görüşmeler, uluslararası toplantılar etkili olamamış, umulan sonucu vermemiştir.
Dokuzuncusu, şimdiye dek 6.5 milyon dolayında Filistinli vatanlarını terk etmek zorunda kalmıştır. İsrail’in hedefi, bölgede kalan Filistinlilerin tamamını vatanlarının dışına çıkarmak, demografik yapıyı tamamen İsrail lehine değiştirmektir.
Onuncusu, ABD; Gazze açıklarına yolladığı savaş gemileriyle, hem İsrail’e sınırsız desteğini göstermekte hem İran ve Lübnan Hizbullah’ına İsrail’e saldırmamaları yönünde mesaj vermekte hem de Rusya ve Çin’e karşı güç gösterisi yapmaktadır.
İsrail vahşeti, emperyalizm ve İslam dünyası
61
1
04.12.2023
Barış Doster yazdı…
İsrail’in Gazze’deki vahşeti sürüyor. 7 Ekim’den bu yana yaşananlar, İsrail vahşetini ve saldırganlığını durdurmanın çok zor olduğunu ortaya koyuyor. Batıda, İsrail’e karşı oluşan tepki, yapılan gösteriler, halkta biriken öfke, ülkelerin yönetimlerinin, iktidarlarının, siyasetçilerinin tavrında büyük bir değişikliğe yol açmadı. Yaşananlar şu gerçekleri de gösterdi.
Birincisi, İsrail; Hamas’ı tamamen yense bile (ki çok zor, İsrail vahşeti, Hamas’ın tabanını güçlendiriyor), Hamas’ın yerini başka bir örgütün alması kaçınılmazdır. Bunu İsrail de biliyor. Çünkü Hamas, Filistin’in, Gazze’nin bir gerçeğidir. Ciddi bir toplumsal tabanı, halk desteği, örgütlü gücü vardır.
İkincisi, İsrail; Filistin’e, Gazze’ye geçmişte Hamas yokken de saldırdı. O nedenle saldırılarında, Hamas’ı bahane etmesi, gerekçe göstermesi inandırıcı değildir.
Üçüncüsü, İsrail; sürekli olarak Filistin topraklarını işgal ederek, işgal........
© Veryansın TV
visit website
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Tarik Cyril Amar
Rami G Khouri
Mort Laitner
Bradley Blankenship
