Nihat Genç yazdı…

İstanbul Belediyesi’nde dolar desteleri faş olunca açlıktan kırılan millet doları konuşmaya başladı! Şaşırmayın, an itibariyle bütün kanallar aralıksız ‘dolar’ konuşuyor! Biz de hem muhalif hem de yandaş yazarlara dolar destelerini sorduk!

-Sayın Emre Kongar, şiştin mi, hadi bakalım, İmamoğlu dolar kulesiyle yakalandı! Hani siz aydınlanmacı şeffaf demokrat insanlardınız, hayırdır, ağzını bıçak açmıyor! Utan be utan, işte desteklediğin adamın Tayyipgillerden farkı ne?

Emre Kongar: -Bak güzel kardeşim, tarım toplumu otla gübreyle tohumla yaşıyordu, önce tarım toplumunu anlayalım, ot olmazsa hayvancılık olmaz! Ve saman balyaları böyle üst üste yığılır yine de yetmezdi! Gelelim sanayi toplumuna, sanayi toplumunun otu, samanı ‘dolardır’! Dolar olmazsa sığırlar yiyemez, dolar olmazsa fabrikalar çalışamaz, dolar olmazsa, hatta bağımsız medya bile çalışamaz!

-Tarım toplumunun samanı, sanayi toplumunun ‘dolar’ıdır diyorsunuz, senin aklını ……!

….

-Gelelim size Abdülkadir Selvi Bey, Zarrab’lar, ayakkabı kutuları, Binali Yıldırım’lar, maşallah AKP’ye yanaşan dolarla tankerlerini dolduruyor! Tarikatlarınız dolar manyağı çiftliği oldu!

Abdülkadir Selvi: -Ben Emre Kongar gibi öyle fırıldak cevap vermeyeceğim, harbi doğrusunu söyleyeceğim, bak kardeşim, biz Müslüman siyasetçileriz, bizim Müslümanlığın farzlarını yerine getirmek gibi ilahi sorumluluklarımız var! Şimdi bir ‘laik’ bir kişiyle evleniyor, çekirdek aile, oysa, inancımız gereği ve geleneksel ailemiz dört kadın şart koşuyor! Bu dört ayrı ev demek bu dört ayrı kira demek, aileye fazladan eklenmiş dört can demek, bu dört can, can değil mi? Laik kişi ne güzel bir maaşla iki kişiyi doyuruyor ama bir Müslüman bir maaşla dört karıyı nasıl geçindirsin!

-Sayın Selvi, lafı inanca getirdiniz ancak, Allah din derken konuyu matematiğe fiziğe taşıdınız, dört kadın deyip giderleri dörtle çarptınız! Dört kadını kendi alın teriyle niye geçindirmiyor niye devletin milletin parasıyla dört kadın geçindiriyor!

Abdülkadir Selvi: -Anlatamadım, dört kadın demek dört ayrı mekan demek, mahremiyet gereği dört kadının dört ayrı mekanda yaşaması!

-Tayyip Erdoğan’ın inşaat-inşaat-inşaat demesinin sebebi bu galiba, dört kadına dört ayrı ‘mekan’! Geçeceksin bu palavraları oğlum, inanç deyip milleti soyuyorsunuz, Türkiye’nin eğitim sağlık enflasyon dertleri bitti şimdi dördüncü kadınlara mı sıra geldi, ha..iktir lan!

….

-Gelelim, İmamoğlu’na açık destek veren Uğur Dündar’a, sayın Dündar, size yakışıyor mu susmak, bakın sizinkiler cukkayı götürmüş, hadi söyle, ne farkınız kaldı Tayyipgillerden!

Uğur Dündar: -Biz Tayyipgillerden çok farklı bir evrende yaşıyoruz, biz Atatürkçü sistemde yaşıyoruz, birbirine hiç temas etmeyen farklı evrenler, ailemiz, siyasetimiz, geleneklerimiz, ideallerimiz çok farklı! Kuantum evreni gibi! Dolar görünüşte aynı dolar ama bizim yakalanan dolarların fonksiyonu başka! Biz diktatörü devirmek için diktatörü silahıyla vuruyoruz, yani bizim doların mahiyeti farklı!

-Yani sözünü ettiğiniz doların uzaysal konumu farklı diyorsunuz! Bugünkü dünyayla ilişkisi bağlantısı olmayan bir dolardan söz ediyorsunuz, yani siz de epistemolojik ontolojik diyorsunuz, bence de doğru diyorsunuz!

Uğur Dündar: -Ben Atatürkçüyüm bugüne kadar beş kuruş yemedim! Bakın, ünlü filozof Heisenberg ‘belirsizlik kuramını’ ortaya koymuştur! Belirsizlik kuramı nedir, atomdaki şu elektron tam da şuradadır diyemezsiniz, konumuza gelince, dolar tam olarak orada mı burada mı bilemeyiz!

-Kardeşim maval okuma, doların mekanı belli, İstanbul Belediyesi’nde yakalandı işte!

Uğur Dündar: -Resim fotoğraf manzara, eşyanın görüntüsünü verir, eşyanın vasfını ortaya koymaz, dolar diyoruz ama belki film setlerinde dağıtılan sahte dolardır! Ben araştırmacı gazeteciyim, fotoğraf, hafızayı optiği idrak ve muhayyileyi yanıltabilir! Ayrıca dolar destelemek ve dolar seyretmekle gerçek dolar arasında vasfiyet farkı vardır!

-Yeme bizi lan nane! Altı Ok’un yanına .ötü kurtarmak için bir de ‘vasfiyetçilik’ mi eklediniz?

….

-Sayın iktidar şakşakçısı Zafer Şahin, şimdiye kadar soru sorduklarımın hepsi şarlatan çıktı, bakalım, AKP’nin dolarları hakkında siz ne diyeceksiniz, vallahi merak ediyorum! Size biraz farklı bir soru sorayım! Dolarla vahiy ilişkisi nedir? Çünkü ikisi de görünmez ve ikisi de gökten yağıyor gibi ortak özellikleri var!

Zafer Şahin: – İslam tarihine baktığımızda altın olmadan fetih ve gaza olmadığını görürüz, yani altın yoksa, emir de halifelik de İslam devleti de yoktur! Gelelim sorunuzun cevabına, bugünün altını dolardır! Uluslararası şirketlerle bir üleştirme anlaşması yaptık, altını siyanürle onlar çıkartacak ama dolarlar bize kalacak! Devletin dolarlarını çalmamıza sebep de dolar bankada kalırsa değeri faizi katlanıyor, o halde, doları şahıslar üzerine transfer etmeliyiz, ki, dolarımız borsada spekülasyonlarla değer kaybetmesin, ancak laiklerde bunu anlayacak kafa nerede?

-Yani bu yüzden AKP’yi devletin sahibi devlet partisi yaptınız, dolarlar, ha Merkez Bankası’nda ha AKP’li tüccar ve tarikatlarda, önemli olan, doları spekülasyonlar karşısında korumak, diyorsunuz!

Zafer Şahin: -İstanbul Belediyesi’nde yakalanan dolarlarla tarikatlarımızın tüccarlarımızın dolarları farklı dolarlardır, bizim dolarlar, İslamın hizmetine sunulmuş dolarlardır, biz o dolarlarla bakın savunma sanayinde havacılıkta devrimler yapıyoruz, oysa İmamoğlu’nun dolarları PKK’ya silah oluyor! Bizim burada eleştirdiğimiz İmamoğlu büyük suskunluk yasasını bozdu, çünkü, dolar mahiyeti itibariyle gizli olmalı, kimde olduğu bilinmemeli, oysa İmamoğlu kutsal kaseyi bulmuş gibi dolar kulelerini meydan okuyarak gösterdi, artık güç bende diyor!

-Bak burada çok haklısın, sabahtan beri bu dolar işini sormadığım adam kalmadı, ama hakikaten en doğru cevabı siz verdiniz, ulan sana helal olsun, hiç de sanıldığı gibi boş beleş bir yandaş değilmişsin!

….

-Şimdi sırada Diyanet Başkanı Ali Erbaş var! Sayın Erbaş, hayırdır dolar bataklığına saplanıp kaldınız, dolar bütün Müslümanları canavara dönüştürdü, tarikatlar Allah yerine dolar diye zikrediyor, yüz binlerce tarikatçının gözünü dolar bürümüş, paso devletten ihaleler alıyor, dolar haşa Allahınız olmuş Allahınız!

Ali Erbaş: -Kardeşim, inanmak kafi değildir, Kur’an’ı anlamak için bir daha okumak lazım! Biz doları Kur’an okurken sayfayı unutmayalım diye arasına ‘ayraç’ diye koyuyoruz! İslam bir medeniyet dilidir! Doğru diyorsun dolar modern toplumun haşa Tanrısıdır! Ayraç olarak koyuyoruz ki Kur’an’ın sayfaları arasında ezilsin, hem de buruşmasın! Dolar dediğin de mahluktur yaratılmıştır, o da Kur’an okusun! Bugün her Müslüman Kur’an okurken arasına ‘ayraç’ diye dolar koyması için Tayyip Erdoğan canhıraş çalışıyor! İmam Matüridi yaratılmış nesnelerin nesne olmadığı yaratılmış her şeyin bir canı nefesi olduğunu söyler! Dolar nefes alıyor, dolar yaşıyor, o halde dolar da Kur’an okuyup iman tazelemeli! Bugün dolara tövbe ettirip şehadet getirtip Müslüman yapabilirsek bir anda dünyanın bütün dolarlarının sahibi olacağız! Bakın Kur’an okuyan dolar bir daha kalkıp Gazze’yi bombalamaz! Günaha girmez! Kimsenin ırzına tecavüz etmez!

-Kafamı .iktin be, yani doları Allah mı yarattı, yoksa haşa Allah’ı dolar mı yarattı, ne diyorsun sen, dolar da İslamın şartlarını yerine getirmek zorunda derken!

Ali Erbaş: -Hayır, an itibariyle dolar kafir, işte biz kafirleri atamız Osmanlı gibi önce esir ediyor sonra İslamla tanıştırıyoruz!

-Hadi dolar kelimeyi şehadeti okudu, ama abdest alması da lazım, abdest alırsa da dolar ıslanır ve kullanılmaz hale gelir! Yani cenabet kalır! Şimdi siz doları abdestsiz mi Müslüman yapacaksınız!

Ali Erbaş: -Bizim için abdest demek, ellerin ayakların yıkanması değil, gönüllerin yıkanmasıdır! Dolara gönlü düşen bir Müslüman, gönüllenmiş insandır! Gönüllenmiş insan yeşillenmiş demektir, doların yeşili imanımızın yeşilidir! Dolar aşkıyla yanıp tutuşan üstün insandır, ihtiyaçlarını giderir, başkalarına yardım eder, nihayet imanı bulmuş demektir! Gönlü dolar ile tutuşan köklerine inmiş Osmanlı’yı nihayet anlamış demektir! Dolar sahibi Müslüman, fark yaratır, etrafına ilham verir ve cazibesiyle herkesi kendine çeker!

-Sayın Ali Erbaş, anlayamadım, şimdi burada Müslüman olan dolar mı insan mı, yani özne dolar mı? Oysa doların bir nesne olduğunu biliyordum!

Ali Erbaş: -Okunmuş üflenmiş kelimeyi şehadet getirmiş her şey bizim öz malımızdır!

-Peki Sayın Erbaş, İmamoğlu’nun dolarları hakkında ne diyeceksiniz?

Ali Erbaş: -İmamoğlu’nun dolarları kafirdir, kargaşa çıkartmak içindir, o dolar kulesi yapılan görüntüye bir daha bakın, bir tek din görevlisi hocamız para destesi görüntüsünde yoktur, savcılığa suç duyurusunda bulunduk, İmamoğlu bir daha dolar destesi yapacaksa din görevlisi hocalarımızı çağırtıp hocalarımıza saydırtmalı!

-Anlayamadım, İmamoğlu dolarları hocalara saydırtmadığı için o dolarlar dinimizce mundar mı oldu?

Ali Erbaş: -AKP iktidarı ne demek, Osmanlı padişahı gibi, tapuyu mülkü devleti şahsında ele geçirdi demek, yani Osmanlı ülkesinde bütün kadınlar da padişah istese zevcesi sayılırdı, bugün de, bu ülkenin yolları bakanlıkları köprüleri dolarları bankaları, her şey AKP’nin mülküdür! Ve bu mülkün imanlı bekçileri hocalarımız tarikatlarımızdır, pek tabii, din görevlilerimiz sayacak ve nikahına geçirmek için okuyup üfleyecek!

-Yani İmamoğlu yolsuzluk yaptığı için değil AKP’den ve sizden izin almadan dolar saydığı için suçludur, diyorsunuz!

Ali Erbaş: -İslam vahdet dinidir, toplumda ikilik yaratmayın, ikilik demek, çatışma ayrışma bölünme kaos demektir, dolarları Müslümandan izinsiz sayarak haşa Allah’a karşı şirk koşmuştur!

-İlahi Erbaş, nihayet aydınlandım, Allah ömrümden alsın ömrünüze versin! Sizin bu imanınız ferasetiniz yüce gönüllüğünüz bu doygunluğunuz bu alçak gönüllüğünüz bu ilminiz olmasa memleketin hali valla perişan olur!

-Sayın İsmail Saymaz, İmamoğluculuğun en önde gideni olarak sizin de hakkınız kalmasın, bu dolar kuleleri karşısında siz ne diyeceksiniz?

İsmail Saymaz: -Dolar fiziki dünyanın gerçekliğidir, dolar kulesinin mantığını çözmek kolaydır, İmamoğlu dolardan kule yaparak, siyasete ‘geometrik’ bir uzam getirtmiştir! Örneğin ben doları hep çantada gördüm, ancak, burada bir kule var! Deste deste dolar kuleleri başka bir kategori! Yolsuzluğa indirgemek muhalefete haksızlık olur! Ki, kimse dikkat etmedi, dolar kulesi, henüz tamamlanmamış kule, bakalım o kule nereye varacak, yani dolar kulesinin hedefi gökler mi, yoksa Beştepe mi? Beştepe’ye uzanacaksa ki yazılarımda hep söylüyorum, dolar kulesi Cumhuriyet’in kulesidir! Yani dolar kulesi muhalefetin gücünü ve hedefini göstermesi açısından önemli! Ayrıca önemle belirtiyorum, ilk defa hafızlık eğitimi almamış imam hatip çıkışlı olmayan birileri dolar destesinden kule yapıyor, bu yüzden bu kule iktidarı ürkütmüş panik yaşatmıştır! Bu kulede medrese ulemasıyla modern bilimciler arasındaki kavgayı da görüyoruz, bizim kulemizi, dine saldırı olarak gördüler, evet, bizim kulemiz İslamcı siyasetin sonunun geldiğini gösteriyor!

-Ulan sana da helal, valla saniyesinde lafı nasıl değiştirdin!

(Röportaj yarın başka kişilerle devam edecek…)

QOSHE - Hem Tayyipçilere hem İmamoğluculara doları sorduk - Nihat Genç
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hem Tayyipçilere hem İmamoğluculara doları sorduk

128 1
13.03.2024

Nihat Genç yazdı…

İstanbul Belediyesi’nde dolar desteleri faş olunca açlıktan kırılan millet doları konuşmaya başladı! Şaşırmayın, an itibariyle bütün kanallar aralıksız ‘dolar’ konuşuyor! Biz de hem muhalif hem de yandaş yazarlara dolar destelerini sorduk!

-Sayın Emre Kongar, şiştin mi, hadi bakalım, İmamoğlu dolar kulesiyle yakalandı! Hani siz aydınlanmacı şeffaf demokrat insanlardınız, hayırdır, ağzını bıçak açmıyor! Utan be utan, işte desteklediğin adamın Tayyipgillerden farkı ne?

Emre Kongar: -Bak güzel kardeşim, tarım toplumu otla gübreyle tohumla yaşıyordu, önce tarım toplumunu anlayalım, ot olmazsa hayvancılık olmaz! Ve saman balyaları böyle üst üste yığılır yine de yetmezdi! Gelelim sanayi toplumuna, sanayi toplumunun otu, samanı ‘dolardır’! Dolar olmazsa sığırlar yiyemez, dolar olmazsa fabrikalar çalışamaz, dolar olmazsa, hatta bağımsız medya bile çalışamaz!

-Tarım toplumunun samanı, sanayi toplumunun ‘dolar’ıdır diyorsunuz, senin aklını ……!

….

-Gelelim size Abdülkadir Selvi Bey, Zarrab’lar, ayakkabı kutuları, Binali Yıldırım’lar, maşallah AKP’ye yanaşan dolarla tankerlerini dolduruyor! Tarikatlarınız dolar manyağı çiftliği oldu!

Abdülkadir Selvi: -Ben Emre Kongar gibi öyle fırıldak cevap vermeyeceğim, harbi doğrusunu söyleyeceğim, bak kardeşim, biz Müslüman siyasetçileriz, bizim Müslümanlığın farzlarını yerine getirmek gibi ilahi sorumluluklarımız var! Şimdi bir ‘laik’ bir kişiyle evleniyor, çekirdek aile, oysa, inancımız gereği ve geleneksel ailemiz dört kadın şart koşuyor! Bu dört ayrı ev demek bu dört ayrı kira demek, aileye fazladan eklenmiş dört can demek, bu dört can, can değil mi? Laik kişi ne güzel bir maaşla iki kişiyi doyuruyor ama bir Müslüman bir maaşla dört karıyı nasıl geçindirsin!

-Sayın Selvi, lafı inanca getirdiniz ancak, Allah din derken konuyu matematiğe fiziğe taşıdınız, dört kadın deyip giderleri dörtle çarptınız! Dört kadını kendi alın teriyle niye geçindirmiyor niye devletin milletin parasıyla dört kadın geçindiriyor!

Abdülkadir Selvi: -Anlatamadım, dört kadın demek dört ayrı mekan demek, mahremiyet gereği dört kadının dört ayrı mekanda yaşaması!

-Tayyip Erdoğan’ın inşaat-inşaat-inşaat demesinin sebebi bu galiba, dört kadına dört ayrı ‘mekan’! Geçeceksin bu palavraları oğlum, inanç deyip milleti soyuyorsunuz, Türkiye’nin eğitim sağlık enflasyon dertleri bitti şimdi dördüncü kadınlara mı sıra geldi, ha..iktir lan!

….

-Gelelim, İmamoğlu’na açık destek veren Uğur Dündar’a, sayın Dündar, size yakışıyor mu susmak, bakın sizinkiler cukkayı götürmüş, hadi söyle, ne farkınız kaldı Tayyipgillerden!

Uğur Dündar: -Biz Tayyipgillerden çok farklı bir evrende yaşıyoruz, biz Atatürkçü sistemde yaşıyoruz, birbirine hiç temas etmeyen farklı evrenler, ailemiz, siyasetimiz, geleneklerimiz, ideallerimiz çok farklı! Kuantum evreni gibi! Dolar görünüşte aynı dolar ama bizim yakalanan dolarların fonksiyonu başka! Biz diktatörü devirmek için diktatörü silahıyla vuruyoruz, yani bizim doların mahiyeti farklı!

-Yani sözünü ettiğiniz doların uzaysal konumu farklı diyorsunuz! Bugünkü dünyayla ilişkisi bağlantısı olmayan bir dolardan söz ediyorsunuz, yani siz de epistemolojik ontolojik diyorsunuz, bence de doğru diyorsunuz!

Uğur Dündar: -Ben Atatürkçüyüm bugüne kadar beş kuruş yemedim! Bakın, ünlü filozof Heisenberg ‘belirsizlik kuramını’ ortaya koymuştur! Belirsizlik kuramı nedir, atomdaki şu elektron tam da şuradadır diyemezsiniz, konumuza gelince, dolar tam olarak orada mı burada mı bilemeyiz!

-Kardeşim maval okuma, doların mekanı belli, İstanbul Belediyesi’nde yakalandı işte!

Uğur Dündar: -Resim fotoğraf manzara, eşyanın görüntüsünü verir, eşyanın vasfını ortaya koymaz,........

© Veryansın TV


Get it on Google Play