Nihat Genç yazdı…

Kardeşlerim, Amerika kızılderilileri tarihten silmek için üç yüzyıl aralıksız savaş ve etnik temizlik yaptılar!

Hindistan’ı teslim ve sömürmek için üç yüzyıl aralıksız savaş yaptılar, ve Çin’i!

Vietnam’da Afganistan’da Bosna’da Orta-Doğu’da aralıksız milyonlar öldürüldü!

Vahşi kapitalizmin savaş makinesini durdurmak mümkün değil!

Uluslararası kurumları, insan hakları ve insanlık değerleri güya kazanımlarını ipleyen yok, uygarlık ve insanlık sahipsiz ve kaos içinde!

Hitler’i durdurmak için bir dünya seferber oldu ve II. Dünya Savaşı’nın maliyeti insanlığın en büyük felaketi oldu ama şimdi Gazze’deki soykırımı durduracak hiçbir güç yok!

Savaş makinesi Gazze açıklarına atom bombalarını getirmiş karışan olursa diye tehdit ediyor!

Dolar zengini ülkeleri de tefeciliğiyle tehdit ediyor!

Cumhuriyet’in en büyük düşmanı tefecilerdir!

Adı Karl Marx kadar büyük Proudhon tefecilere karşı olduğu için adı 19. yüzyılın en büyük anti-semitiği olarak damgalanıp tarihe geçti!

Hristiyan, Yahudi, İslamcı, vb. Cumhuriyet’in düşmanları tefecilerdir!

Evet, vahşi kapitalizm ahlaken bitmiştir!

Ancak tefecilerin (finans, borsa..) elinde oynattığı savaş makinesini insanlık ve devletler harekete geçmezse soykırıma devam edeceği çok açıktır!

Savaş sanayisi kapitalizmin en büyük şirketidir, kapitalizm varlığını savaş sanayisiyle sürdürüyor, coğrafyalar bombalanıyor milyonlar ölüyor on milyonlar ülkelerini terk ediyor ve savaş makinesi doymuyor!

Savaş makinesinin kurbanları dünyadan habersiz minicik çocuklardır!

Minicik on binlerce savunmasız Gazzeli çocuğun öldürülmesi uygarlık ve insanlık tarihi için üç yüzyıl beş yüzyılda bir olan bir dönüm noktasıdır!

Büyük servetler ve borsalar ve petrol zenginleri ve maden şirketleri bu savaş makinesinin ortağıdır!

İşte Suudlar ve Körfez’in petrol şeyhleri bu insanlık krizi karşısında Siyonist şirketlere bir ambargo dahi koyamıyor!

Hatırlayalım, 1982 yılında Türkiye’nin Kenan Evren cunta anayasasının yüzde 92 oy alması ve 24 Şubat kararlarıyla neo-liberalizme geçişini sağlayan, Kıbrıs Çıkartması yüzünden Türkiye’nin yediği ambargodur!

12 Eylül öncesi yağ, gaz, sigara, vb. yoktu ve uzun kuyruklardan halk infial içindeydi ve düne kadar hiç tanımadığı Özal’a bilmeden tanımadan oy verdi!

Özal geldi ve kamu teşebbüslerini satacağız dedi ve yanına liberalleri ve İslamcı tarikatları alıp Cumhuriyet kurumlarının iradesini önce küflüdür hantaldır faşisttir diye ellerinden aldı sonra vesayet deyip Cumhuriyet’in ordusu ve hukukunu otuz yıl içinde yıkacak kıvama büyüklüğe geldiler!

Mao altmış milyon Çinli’nin açlıktan ölmesini göze alarak atom bombası yapmayı başardı ve atom bombasının varlığıyla dünyanın en yoksul ülkesi olmasına rağmen kendini korumayı başardı!

Yaşadınız gördünüz işte Nato ve AB antlaşmalarımız milli savunma sanayimizi milli refleksimizi hatta toprak bütünlüğümüzü tehdit altında tutmuş ve köreltmiştir!

Ve sonra PKK’ya karşı ve Suriye Savaşı’nın ihtiyaçları-milli tehditler Türkiye’nin gözlerini çok geç açmıştır!
Bunca yoksulluk içinde artık milletçe biz de atom bombamız niye yok diye ağlamaya başladık!

Şüpheniz olmasın Batı dışı topraklar artık bütün bütçe imkanlarını dünden daha ağır savaş makinesine ayıracaktır çünkü savaş makinesi dünden daha sert ve acıması yeni bir dünya kurdu!

Gazze’de öldürülen çocukların çığlıklarına kasıtla ses vermeyen büyük devletler insanlık tarihinde artık yeni bir sayfa açmıştır artık her ülke yoksulluğuna bakmadan savaş makinesi satın almanın çılgınlığı içine sürüklenmiştir bu da savaş makinesinin istediği!

Ve ‘reel politika’ sinsilikleri yüzyıl sonra yeniden hortlamıştır!

Yüzyıl önce reel politika diyenler Amerika mandası istiyordu, bugün reel politika diyenler başta CHP atom bombası korkusunu bahane edip Batı’yla ipleri asla kopartamayız demeye inceden inceye başlamıştır!

Yani Akdeniz’e konuşlanan savaş makinesinin atom bombası tehditleri işe yaramış iç cepheyi dağıtmayı milli irade ve milli refleksi çözmeye başlamıştır!

Atom bombasından ve savaştan herkes korkar ancak tam da böyle tarihi anlarda bu korku milli iradeyi rehin ve teslim alır!

Oysa tam aksine bütün olasılıkları ve kayıpları göze alarak Türk milleti ya istiklal ya ölüm diyebilme iradesini kaybettiği an tarihten siliniriz!

Kimse savaşa girelim demiyor ancak savaş korkusunun iç cepheyi teslim almaması ve çözmemesi için dilimizi dikkatli kullanmalıyız!

Korkunun milli irademizi teslim almaması için tam da bu günlerde milli karakterimizden taviz veremeyiz!
Hamas’ın İslamcı bir örgüt olması başka bir şey Siyonistlere karşı topraklarını savunması başka bir şey!

Siyonistlerin ve İslamcılar’ın dini siyasetin merkezine yerleştirmesi felaketlerin en büyüğüydü ve şimdi bu felaketi yaşıyoruz!

Ve içimizden birileri Gazzeli çocukların çığlıklarına bu bahaneyle uzak kalıyor!

Ve sessiz kalışıyla Batılı büyük devlet başkanları gibi duyarsız hissiz vicdansız tepkisiz savruluyorlar!

Bakın, CHP’ye bağlı muhalif kanallara parti içi ve iç politikaya gömülmüşler ve Gazzeli çocukların ölümüne sessiz kalıyorlar!

İç politikaya gömülüp Gazze’ye ses vermemek Siyonizm soykırımı kadar büyük bir felakettir! İnsanlık yıkılırken saçını taramak uygarlık dağılırken Akşener’le Özgür Özel’le uğraşmak utançların en büyüğüdür!
İsrail Hamas yokken de insanlık ve Birleşmiş Milletler’i hiç takmadan saldırıyordu Hamas’tan sonra da saldıracak! Bazı ahmaklar biat ederek bu büyük dünya savaşından kurtulacağını sanıyor!

Savaş makinesine karşı bu dincilerin savaşı deyip insanlığımızdan çıkamayız!

Aksine savaş makinesine karşı biz de kendi değerlerimizle karşı durmanın çarelerini ve iç cepheyi kendi değerlerimiz altında diri tutmalıyız, Batılı tehdide boyun eğerek hiç değil!

Bakın bu sütunlarda defalarca dile getirdim, sınırsız servetleri sınırlamak, gelir dengesizliğiyle savaşmak ve biatçı yapıları anlatmak ve teşhir etmenin tam sırası!

İslamcılar’ın vahşi kapitalizme ortak olduğu bu yüzden tek kişiye bağlı keyfi saray rejimleriyle savaş makinesine karşı savaşılamayacağı açıktır!

Ve tek iradeye bağlı dinci müridler tarikatlar cemaatler topluluğuyla kendine güvenen milli bir refleks ve irade ortaya konulamayacağı sosyolojik bir gerçektir!

Savaş ve atom bombası korkusunun aydınlarımızı partilerimizi korkutup teslim alması milli irademizi ve iç cepheyi un ufak eder, ediyor!

Bakın Gazze’de topraklarını savunan insanlar ellerinde hiçbir silah hiçbir sığınak hiçbir mühimmat ve yiyecek ve su ve ilaç olmadığı halde siyonizme karşı ölümü göze almışlar!

Ölümü göze almadan milli bir irade milli bir ruh milli bir istiklal milli bir refleks milli bir devlet inşa edemezsiniz!

Anlaşılan Gazzeli minik çocuklardan aydınlarımızın ve partilerimizin öğreneceği hiçbir şey yok!
İnsanlık ve uygarlık yıkılırken neredeydiniz diye sormazlar mı size?

Oysa biz Ya İstiklal Ya Ölüm diyen istiklal savaşının çocuklarıyız!

Bizim de Kabemiz o minik çocuklardır!

O çocukların bomba yanığı yüzleri ilahi kitapların en kutsalıdır!

O çocukların bomba isi külü dumanı minicik elleri insanlığımızın ve Tanrımızın elleridir!

Onların parçalanan elleri yüzleri parmakları gözleri bütün kütüphanelerden ve alimlerden ve bütün icatlardan daha öğreticidir!

Böyle bir kıyamet gününde o minik çocukların yanında olamamak bu dünyada yaşanabilecek en büyük utançtır!

Atom bombası mı atarlar kaç tane atarlar bu korkunun hesabını yapanlar bugünden insanlıktan çıkmış ve rezillikle tarihe gömülmüştür!

Çok büyük günler yaşıyoruz, gün, Allah hepimize o çocukların gömüldüğü mezarları nasip etsin, diyenlerin, günüdür!

Ey muhalifler boşuna zaplayıp kanalları çevirmeyin!

Dünyanın ve tarihin bütün kanalları artık o bomba yanığı minicik suratların üzerindedir!
Kaçamazsanız!

Boşuna Nato’dan çıkamayız Batı’dan kopamayız deyip Cumhuriyet’imizi var eden milli refleksimizin tam karşılığı ‘istiklal’i unutamaz, unutturamazsınız!

İstiklal ölümü ölümleri göze alabilenlere hak kılınmıştır!

İstiklalimiz o minicik çocukların gözleri elleri ve gözyaşları ve çığlıklarındadır!

Vahşi kapitalizmin büyük gücü savaş makinesi ve tehdididir!

Ancak savaş makinesinin en büyük gücü size sağladığı ‘konfor’un elinizden gideceği korkusudur!

Cep telefonsuz televizyonsuz buzdolapsız jeepsiz yaşamı göze alamayanlar ya da bir an olsun savaş makinesinin bu nimetleri elimden alınır korkusu yaşayanlar insan olamaz!

Kalpleri yoktur, uygarlığımızın haşara böcekleri asalaklarıdır!

İşte bu silik gövdeleriyle siyaset yapar görünen savaş makinesinin kalabalık gösteren dekorlarıdır!

Ya buzdolabından biranızı alıp milli maç izleme konforu ya o çocukların gözleri!

Tercihimiz karakterimiz ve milli varlığımızdır!

O çocuklar yoksa bir milletimiz bir devletimiz ve haysiyetimiz ve insanlığımız ve bir dünyamız yoktur ve olamaz!

Bu kadar korkak pırsak aydınların ve partilerin bir devletleri ve hayatları olması zaten çok lükstür!

Dün savaş makinesi Cumhuriyet’imizi CIA Fetö eliyle yıktı ve İslamcıları iktidara getirdi ne yani savaş makinesi şimdi sizi mi tayin edecek?

Siz Cumhuriyet’in bağımsızlığın meşalesi değil savaş makinesinin B planısınız!

Hangi ruh hastalığı sizi Gazzeli çocuklara insanlığa bu kadar uzak kıldı!

Savaş makinesinin sopası değneği artık siz misiniz?

Hani siz 19 Mayıs’ın Şanlı Urfa’nın Gazi Antep’in çocuklarıydınız, bakıyorum bir bomba korkusuyla yattığınız yeri beğenmediniz, yatağınızı iki günde Batı cephesine yakın kurmaya başladınız!

Gazzeli çocukların tarihler de değişse kıyamet de kopsa ülkeler de parçalansa yatacak yerleri tüm insanların yüreği!

Ama sizin yatacak yeriniz yok!

QOSHE - Savaş makinesinin B planı - Nihat Genç
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Savaş makinesinin B planı

135 1
20.11.2023

Nihat Genç yazdı…

Kardeşlerim, Amerika kızılderilileri tarihten silmek için üç yüzyıl aralıksız savaş ve etnik temizlik yaptılar!

Hindistan’ı teslim ve sömürmek için üç yüzyıl aralıksız savaş yaptılar, ve Çin’i!

Vietnam’da Afganistan’da Bosna’da Orta-Doğu’da aralıksız milyonlar öldürüldü!

Vahşi kapitalizmin savaş makinesini durdurmak mümkün değil!

Uluslararası kurumları, insan hakları ve insanlık değerleri güya kazanımlarını ipleyen yok, uygarlık ve insanlık sahipsiz ve kaos içinde!

Hitler’i durdurmak için bir dünya seferber oldu ve II. Dünya Savaşı’nın maliyeti insanlığın en büyük felaketi oldu ama şimdi Gazze’deki soykırımı durduracak hiçbir güç yok!

Savaş makinesi Gazze açıklarına atom bombalarını getirmiş karışan olursa diye tehdit ediyor!

Dolar zengini ülkeleri de tefeciliğiyle tehdit ediyor!

Cumhuriyet’in en büyük düşmanı tefecilerdir!

Adı Karl Marx kadar büyük Proudhon tefecilere karşı olduğu için adı 19. yüzyılın en büyük anti-semitiği olarak damgalanıp tarihe geçti!

Hristiyan, Yahudi, İslamcı, vb. Cumhuriyet’in düşmanları tefecilerdir!

Evet, vahşi kapitalizm ahlaken bitmiştir!

Ancak tefecilerin (finans, borsa..) elinde oynattığı savaş makinesini insanlık ve devletler harekete geçmezse soykırıma devam edeceği çok açıktır!

Savaş sanayisi kapitalizmin en büyük şirketidir, kapitalizm varlığını savaş sanayisiyle sürdürüyor, coğrafyalar bombalanıyor milyonlar ölüyor on milyonlar ülkelerini terk ediyor ve savaş makinesi doymuyor!

Savaş makinesinin kurbanları dünyadan habersiz minicik çocuklardır!

Minicik on binlerce savunmasız Gazzeli çocuğun öldürülmesi uygarlık ve insanlık tarihi için üç yüzyıl beş yüzyılda bir olan bir dönüm noktasıdır!

Büyük servetler ve borsalar ve petrol zenginleri ve maden şirketleri bu savaş makinesinin ortağıdır!

İşte Suudlar ve Körfez’in petrol şeyhleri bu insanlık krizi karşısında Siyonist şirketlere bir ambargo dahi koyamıyor!

Hatırlayalım, 1982 yılında Türkiye’nin Kenan Evren cunta anayasasının yüzde 92 oy alması ve 24 Şubat kararlarıyla neo-liberalizme geçişini sağlayan, Kıbrıs Çıkartması yüzünden Türkiye’nin yediği ambargodur!

12 Eylül öncesi yağ, gaz, sigara, vb. yoktu ve uzun kuyruklardan halk infial içindeydi ve düne kadar hiç tanımadığı Özal’a bilmeden tanımadan oy verdi!

Özal geldi ve kamu teşebbüslerini satacağız dedi ve yanına liberalleri ve İslamcı tarikatları alıp Cumhuriyet kurumlarının iradesini önce küflüdür hantaldır faşisttir diye ellerinden aldı sonra vesayet deyip Cumhuriyet’in ordusu ve hukukunu otuz yıl içinde yıkacak kıvama büyüklüğe geldiler!

Mao altmış milyon Çinli’nin açlıktan ölmesini göze alarak atom bombası yapmayı başardı ve atom bombasının varlığıyla dünyanın en yoksul ülkesi olmasına rağmen kendini korumayı başardı!

Yaşadınız gördünüz işte Nato ve AB antlaşmalarımız milli savunma sanayimizi milli refleksimizi hatta toprak bütünlüğümüzü tehdit altında tutmuş ve köreltmiştir!

Ve sonra PKK’ya karşı ve Suriye Savaşı’nın ihtiyaçları-milli tehditler Türkiye’nin gözlerini çok geç açmıştır!
Bunca yoksulluk içinde artık milletçe biz de atom bombamız niye yok diye ağlamaya başladık!

Şüpheniz olmasın Batı dışı topraklar artık bütün........

© Veryansın TV


Get it on Google Play